"sözün bittiği yer" diye bir şey yok, siz susmayı seçiyorsanız o başka.
365 gün boyunca insan olun yeter. ama insan gibi insan.
zoruna giden bir değişik eksi puan vermiş :) kimseye hayvan demedim. Hayvanları çok severim. Örneğin çocuk katili, tecavüzcü, hırsız, adaletsiz... olmayın çünkü bunlar insanlığa yakışmayacak şeyler. İnsan gibi insan olmak bunu gerektirir.
zoruna giden bir değişik eksi puan vermiş :) kimseye hayvan demedim. Hayvanları çok severim. Örneğin çocuk katili, tecavüzcü, hırsız, adaletsiz... olmayın çünkü bunlar insanlığa yakışmayacak şeyler. İnsan gibi insan olmak bunu gerektirir.
akıllı çocuk teknolojiyi yalayıp yutmuş değil, bu devirde hâlâ saygı, sevgi, anlayış, adalet kavramlarını benimseyebilen çocuktur.
3-5 çocuk yapmaya teşvik edeceklerine bir çocuğu ahlaklı bir birey olarak yetiştirecek bir eğitim sistemi getirsinler. ama işlerine gelmez.
Leyla ile Mecnun'daki gibi kendime boş bir kale alıp ülke kursam daha huzurlu olurum yeminle.
mutlu olmak için vicdanlı, duyarlı, ahlaklı, onurlu, adil olmak lazım, öteki türlü kendini kandırmış oluyorsun, başka bir şey değil.
kendime1not sokağa çıktığında seni babasının oğlu sanıp şapkana, küpene, saçına rahatça laf edebilecek yaratıkları adamdan sayıp sinirlenme.
yeni çağın en büyük hastalıklarından biri herkesin kendisini olduğundan çok daha değerli zannetmesi. ego büyüdükçe asıl değerler küçülüyor.
Mutlaka tavsiye ediyorum, Barry Crimmins'in hayatını anlatan bir belgesel-film. Barry Crimmins kim diyecek olursanız, kendisini ben de bu filmle tanıdım, ancak şöyle özetlemek gerekirse doğruyu söyleyenin dokuz köyden kovulmakla kalmayıp sürüm sürüm süründürüldüğü ülkemizde çok ihtiyaç olduğunu lakin pek barındırılmayacağını düşündüğüm bir komedyen&siyasi hicivci:
Şöyle bir örnek vereyim:
Barry:
Bana radikal denilmesinden bıktım. Radikal olduğumu ya da sizin radikal olduğunuzu sanmıyorum. İsteğimiz şeyin nesi radikal? Barış istiyoruz. Ekonomik adalet istiyoruz. İnsan hakları istiyoruz. İş istiyoruz, umut istiyoruz. Toplu taşıma istiyoruz. Ben radikal miyim? Hayır, radikal değilim. Çeneme kadar petrole batmışken daha fazlasını getirsin diye dalgıç kıyafeti giydirip çöle gönderdiğim 400 bin askerim yok. Radikal olan budur.
Barry:
Carter'ın rehine kurtarmak için bulduğu en iyi plan çöle kaçıp helikopterlerle kendimize saldırmak. Ne mi vaat ediyor? "İnsanları kadar iyi bir hükümet." Eğer öyleyse berbatız. Reagan'ı sevmiyorsan, kesin Carter'cısın. Öyle olmalı.” Canın cehenneme!
----------------------------------------------------------------------------
Özellikle bu yukarıdaki kısma çok katılıyorum çünkü bu ülkede de illa ya x'ci ya y'ci olacaksın, eğer aç karnını doyurup beleş otobüsle iki bayrak sallayıp sözde vatan kurtarma ayağına keyif yapmaya gitmiyorsan vatan hainisin, "şunlar şunlar oluyor" dediğinde "siz geziciler hede hödö" deniyor hemen. Kardeşim, güzel insanlar, ben hiçbir siyasi liderden, hiçbir siyasi partiden yana değilim, kaba tabirle g.t kılı değilim, gelmiş geçmiş hiçbir lider benim idolüm, reisim, başkanım falan değil, gezici de değilim. Ben daha önce de dediğim gibi Allah'ın bir kuluyum. Kendi değerlerim var, kendi inançlarım var, sevdiğim, saygı duyduğum insanlar elbette var ancak ben bir sürünün parçası değilim, çobana ihtiyacım yok. Kaderci değilim lakin her seçimimin sonucunun belli olduğunu bilerek bu şekilde hareket etmeye çabalarım. Liderler savaşı ile fillerin tepişmesi altında ezilen çimen ot püsür olmayacağım. Bunu da tekrar bildiririm. Size de tavsiye ederim.
http://www.imdb.com/title/tt3899932/fullcredits?ref_=tt_cl_sm#cast
Şöyle bir örnek vereyim:
Barry:
Bana radikal denilmesinden bıktım. Radikal olduğumu ya da sizin radikal olduğunuzu sanmıyorum. İsteğimiz şeyin nesi radikal? Barış istiyoruz. Ekonomik adalet istiyoruz. İnsan hakları istiyoruz. İş istiyoruz, umut istiyoruz. Toplu taşıma istiyoruz. Ben radikal miyim? Hayır, radikal değilim. Çeneme kadar petrole batmışken daha fazlasını getirsin diye dalgıç kıyafeti giydirip çöle gönderdiğim 400 bin askerim yok. Radikal olan budur.
Barry:
Carter'ın rehine kurtarmak için bulduğu en iyi plan çöle kaçıp helikopterlerle kendimize saldırmak. Ne mi vaat ediyor? "İnsanları kadar iyi bir hükümet." Eğer öyleyse berbatız. Reagan'ı sevmiyorsan, kesin Carter'cısın. Öyle olmalı.” Canın cehenneme!
----------------------------------------------------------------------------
Özellikle bu yukarıdaki kısma çok katılıyorum çünkü bu ülkede de illa ya x'ci ya y'ci olacaksın, eğer aç karnını doyurup beleş otobüsle iki bayrak sallayıp sözde vatan kurtarma ayağına keyif yapmaya gitmiyorsan vatan hainisin, "şunlar şunlar oluyor" dediğinde "siz geziciler hede hödö" deniyor hemen. Kardeşim, güzel insanlar, ben hiçbir siyasi liderden, hiçbir siyasi partiden yana değilim, kaba tabirle g.t kılı değilim, gelmiş geçmiş hiçbir lider benim idolüm, reisim, başkanım falan değil, gezici de değilim. Ben daha önce de dediğim gibi Allah'ın bir kuluyum. Kendi değerlerim var, kendi inançlarım var, sevdiğim, saygı duyduğum insanlar elbette var ancak ben bir sürünün parçası değilim, çobana ihtiyacım yok. Kaderci değilim lakin her seçimimin sonucunun belli olduğunu bilerek bu şekilde hareket etmeye çabalarım. Liderler savaşı ile fillerin tepişmesi altında ezilen çimen ot püsür olmayacağım. Bunu da tekrar bildiririm. Size de tavsiye ederim.
http://www.imdb.com/title/tt3899932/fullcredits?ref_=tt_cl_sm#cast
Siyasetçiler bütün dünyada herkesi birbirinden ayırmaya çalışıyor. Sadece ülkemizde değil ve sadece şu dönemde değil. Siyasetçiler için her zaman bir "biz" ve bir de "onlar" var. Her zaman düşündüğüm ve belirtmeye çalıştığım gibi, bu dünyanın asıl kötülük kaynağı siyasetçiler yani siyaset adı altında karanlık bir dünyaları olan para ve güç sahipleridir.
cahillikte ısrarcı olan ve cahilliğiyle gurur duyan insan haklı olmak gibi bir şansa sahip değildir. tek hak ettiği şey rezilliktir.
dikkat ederseniz burada sözünü ettiğim insan modeli Afrika'nın bilmemne kabilesinde elektriğin bile gelmediği yerde yaşayan amca değil, kendini modern zanneden bir ülkede şehir hayatı yaşayıp yeri geldi mi 3 bine 5 bine iki ayda bir telefon değiştirmeyi, google'da karı kız aratmayı bilip de daha bir ülke bayrağını diğerinden ayırt etmek için iki saniye internete girmeye erinen cahil.
işte bu insan rezildir, vatansever falan değil, rezildir.
dikkat ederseniz burada sözünü ettiğim insan modeli Afrika'nın bilmemne kabilesinde elektriğin bile gelmediği yerde yaşayan amca değil, kendini modern zanneden bir ülkede şehir hayatı yaşayıp yeri geldi mi 3 bine 5 bine iki ayda bir telefon değiştirmeyi, google'da karı kız aratmayı bilip de daha bir ülke bayrağını diğerinden ayırt etmek için iki saniye internete girmeye erinen cahil.
işte bu insan rezildir, vatansever falan değil, rezildir.
Arabayla depoyu doldurup fink atmadan, ikinci evi de alalım kenarda dursun kafası yaşamadan, her ürünü sepete atmadan daha dikkatli davranırsak hem gerçekten dürüst üreticilere destek oluruz hem de maddi-manevi daha sağlıklı bir hayatımız olur.
Televizyon izlemeyi bırakalı çok oldu, yeni diziler, programlar ağırlıklı olarak hoşuma gitmeyecek şeyler ama Broadchurch dizisini hazırlayanları gerçekten takdir ediyorum. Tecavüz, şiddet, cinayet ve daha pek çok suçta anlayamadığımız, sorguladığımız şeyleri suçlunun bakış açısından gösteriyor. Belki herkes bu bakış açısı bile demek istemediğim rezil düşünceleri görse, bilse, o zaman hem yargı sisteminde hem de olaylardan sonra insanların mağdurlara ve mağdur ailelerine yaklaşımı çok daha insancıl ve anlayışlı olurdu.
Aşağıda bir sahneden kısa bir alıntı yaptım. Çoğu zaman ülkemizde bazılarının haklı çıkaracak bir bahane arayacak kadar alçaldığı tecavüz meselesine bir örnek.
Birden fazla tecavüzle suçlanan ve tecavüzlerden birini genç bir arkadaşını teşvik ederek yaptıran, bunları telefonla kameraya çeken birinin sorgu sahnesi:
"POLİS - Onları neden çektin Leo?
SUÇLU - Hatırlamak istedim. Kendimi izlemek istedim.
POLİS - İzlediğinde kendini güçlü mü hissettin?
SUÇLU - Güçlü değil, daha çok gururlu.
POLİS - Peki ya kadınlar? Onların nasıl hissettiğini düşündün mü?
SUÇLU - Pek sayılmaz.
POLİS - Ama bunun yanlış ve yasa dışı olduğunu biliyordun.
SUÇLU - (gülerek) Sadece seksti.
POLİS - Tecavüzdü!
SUÇLU - Daha önce hepsi seks yapmış. Bir kere daha yapsalar bunun ne farkı olur?
SUÇLU - Yılda bir kez yapmaya çalıştım. Açgözlü olmak istemedim. Ama bir kez tadını alınca zor oluyor. Hep yakalanacağımı düşünmüştüm. Ama haberlere çıkmayınca ve kimse gelmeyince, o hissi tekrar istedim."
İşte böyle düşüncelere sahip tecavüzcüleri, katilleri, saldırganları, (ciddi sebeplerden kendini veya ailesini savunmak için birini öldürmek/yaralamak zorunda kalanlar hariç) bunları anlamaya çalışmak bile yanlış. Bunları savunacak bahane aramak yanlış. Bunların mağdurlarının ve ölüm olan durumlarda mağdur ailelerinin kesinlikle haklı ve teşvik edici sebepler aranarak üzülmemesi gerekiyor.
Hâlâ bu ülkede tecavüze uğrayanın etek boyu, makyajı, tavrı, sokağa çıktığı saat, olay sırasında bulunduğu mekan konuşuluyor. Bunların özellikle de son dönemlerde artıp daha rahat yapılır hâle gelmesinin suçlusunu da hepimiz biliyoruz. "BİR KEREDEN NE OLACAK" zihniyetini destekleyenler de en az o suçlular kadar cezalandırılmayı hak ediyor.
Lütfen çevrenizde en hafifinden an ağırına mağdur olan kim varsa, umarım olmaz ama onlara destek olurken sorgulamaya çalışmayın. Sebep aramayın. Bunları yapanların insan değil ancak duygusuz yaratıklar olduğunu bilin. Sorgulamak yargının görevi olabilir, sonuçta haksız suçlamaların da önlenmesi gerekiyor. Ama çoğu olayda bariz kanıtlar var ve kanıtlanmış durumlarda asla geçerli bir sebep aramayın.
Şiddet & taciz mağdurları korkudan sessiz kaldıkça, siz onları sessiz kalmaya zorladıkça, rezil olmayalım aman derken daha çok suça neden oluyorsunuz. Kanıtlama imkanınız varsa kanıtlarınızı gerekli resmi kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle, yardımlaşmak için kurulmuş her türlü organizasyonla paylaşın.
Aşağıda bir sahneden kısa bir alıntı yaptım. Çoğu zaman ülkemizde bazılarının haklı çıkaracak bir bahane arayacak kadar alçaldığı tecavüz meselesine bir örnek.
Birden fazla tecavüzle suçlanan ve tecavüzlerden birini genç bir arkadaşını teşvik ederek yaptıran, bunları telefonla kameraya çeken birinin sorgu sahnesi:
"POLİS - Onları neden çektin Leo?
SUÇLU - Hatırlamak istedim. Kendimi izlemek istedim.
POLİS - İzlediğinde kendini güçlü mü hissettin?
SUÇLU - Güçlü değil, daha çok gururlu.
POLİS - Peki ya kadınlar? Onların nasıl hissettiğini düşündün mü?
SUÇLU - Pek sayılmaz.
POLİS - Ama bunun yanlış ve yasa dışı olduğunu biliyordun.
SUÇLU - (gülerek) Sadece seksti.
POLİS - Tecavüzdü!
SUÇLU - Daha önce hepsi seks yapmış. Bir kere daha yapsalar bunun ne farkı olur?
SUÇLU - Yılda bir kez yapmaya çalıştım. Açgözlü olmak istemedim. Ama bir kez tadını alınca zor oluyor. Hep yakalanacağımı düşünmüştüm. Ama haberlere çıkmayınca ve kimse gelmeyince, o hissi tekrar istedim."
İşte böyle düşüncelere sahip tecavüzcüleri, katilleri, saldırganları, (ciddi sebeplerden kendini veya ailesini savunmak için birini öldürmek/yaralamak zorunda kalanlar hariç) bunları anlamaya çalışmak bile yanlış. Bunları savunacak bahane aramak yanlış. Bunların mağdurlarının ve ölüm olan durumlarda mağdur ailelerinin kesinlikle haklı ve teşvik edici sebepler aranarak üzülmemesi gerekiyor.
Hâlâ bu ülkede tecavüze uğrayanın etek boyu, makyajı, tavrı, sokağa çıktığı saat, olay sırasında bulunduğu mekan konuşuluyor. Bunların özellikle de son dönemlerde artıp daha rahat yapılır hâle gelmesinin suçlusunu da hepimiz biliyoruz. "BİR KEREDEN NE OLACAK" zihniyetini destekleyenler de en az o suçlular kadar cezalandırılmayı hak ediyor.
Lütfen çevrenizde en hafifinden an ağırına mağdur olan kim varsa, umarım olmaz ama onlara destek olurken sorgulamaya çalışmayın. Sebep aramayın. Bunları yapanların insan değil ancak duygusuz yaratıklar olduğunu bilin. Sorgulamak yargının görevi olabilir, sonuçta haksız suçlamaların da önlenmesi gerekiyor. Ama çoğu olayda bariz kanıtlar var ve kanıtlanmış durumlarda asla geçerli bir sebep aramayın.
Şiddet & taciz mağdurları korkudan sessiz kaldıkça, siz onları sessiz kalmaya zorladıkça, rezil olmayalım aman derken daha çok suça neden oluyorsunuz. Kanıtlama imkanınız varsa kanıtlarınızı gerekli resmi kurumlarla, sivil toplum örgütleriyle, yardımlaşmak için kurulmuş her türlü organizasyonla paylaşın.
''En mükemmel bir insanın bile alışkanlık sonucu kabalaşabileceğine, rezilleşebileceğine inanıyorum. Kan ve başkaları üzerinde egemenlik sarhoş eder insanı: kabalık ve rezillik gelişir; insanın aklına, duygularına ulaşır ve sonunda insan normal olmayan şeylerden zevk almaya başlar. bir canavar olur. Ve insanlığa, pişmanlık duygusuna, yeniden doğuşa dönmesi hemen hemen olanaksızlaşır. Böylesine bir güç sahibi olma isteği salgın bir hastalık gibi bütün topluma bulaşır: öylesine çekicidir güç sahibi olmak.
Bu tür olaylara ilgisiz kalan bir topluma hastalık bulaştı demektir. Sözün kısası, bir insanın bir başka insana işkence etmek hakkının olması toplumun bir hastalığıdır; toplumda insana özgü yeteneklerin kaybolduğunun, bir ülkenin yurttaşları olmak bilincinin yok olduğunun, toplumda çürümüşlüğün başladığının göstergesidir.''
Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski
Bu tür olaylara ilgisiz kalan bir topluma hastalık bulaştı demektir. Sözün kısası, bir insanın bir başka insana işkence etmek hakkının olması toplumun bir hastalığıdır; toplumda insana özgü yeteneklerin kaybolduğunun, bir ülkenin yurttaşları olmak bilincinin yok olduğunun, toplumda çürümüşlüğün başladığının göstergesidir.''
Ölüler Evinden Anılar, Dostoyevski
Salak olmak doğuştan kazanılan bir şey değildir, genetik hiç değildir.
Bu insanlar oldukça küçük beyinleriyle dolaşıp herkesin sinirini bozarlar, aklı kıttır, düşünemezler. Normal insanlara alakasız şeyler söyleyip ortalığı karıştırırlar. Genellikle hızlı ve anlaşılmaz konuşurlar. Egosunun ve hırslarının kurbanı olmuş, karşısındakini anlamayan, dinlemeyen ve kendisini sadece sözcüklerle ortaya koyma çabasıyla bir ömrü heba eden her bir kişinin tanımıdır.
Bu insanlar oldukça küçük beyinleriyle dolaşıp herkesin sinirini bozarlar, aklı kıttır, düşünemezler. Normal insanlara alakasız şeyler söyleyip ortalığı karıştırırlar. Genellikle hızlı ve anlaşılmaz konuşurlar. Egosunun ve hırslarının kurbanı olmuş, karşısındakini anlamayan, dinlemeyen ve kendisini sadece sözcüklerle ortaya koyma çabasıyla bir ömrü heba eden her bir kişinin tanımıdır.
Gereksiz insanları bir defa görmek bir daha görmemek için yeterli değil mi?
ağzından bal damlayan arının bile, kıçında iğne var. ne güveni ?
İnsanlar binlerce yıldır alkol içiyor. Antropologlar alkolün avcılık-toplayıcılıktan tarımcılığa geçişin ana nedeni olabileceğine inanıyor. İster sosyalleşme aracı, ister ilaç, isterse siyasi geçerlilik aracı olarak olsun, alkol insanoğlunun tükettiği en önemli gıdalardan biri olmuştur ve olmaya devam etmektedir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?