ancak bir türkün düşünebileceği eylem modelidir.ya bıkmıştır, ya da uyku daha tatlı geliyordur.
valimiz ve emniyet mudurumuz. çok badi olsa gerekler. sozu biri bırakıyor diğeri alıyor. çok komik bir ikilidir.
erdoğannın seçim sonuçlarını değerlendirirken dikkatimi çekmiş bir sözü var:"o kadar hizmet yaptık. demek ki hizmetle yaranılmıyormuş." başbakanla birlikte yalaka ve yandaş gazeteciler de böyle şeyler yumurtlamaya başladı.
şimdi, bir an için düşünelim: canla başla çalışıyorsunuz ve karşılığı böyle bir sonuç. kızmakta, sinirlenmekte, hatta küfretmekte, kapıyı vurup gitmede haklısınız sayın başbakan ve yalaka yazarları. peki adama sormazlar mı: bu ülkeyi kurtaran, kuran, yüzyıllarca kulluk mertebesinde sömürülen insanları adam yerine koyup kendi kendini yönetme hakkını veren ataturke ve yanındaki insanlara terbiyesizlik yaparken bizler size nankörler deyince neden kızıyordunuz? millet iradesi ne ise olur diyen sizler değil miydiniz? şimdi ne oldu da bu halk nankör oldu? atatürk ve arkadaşları bu ülkeyi yoktan var edip sizlere bırakmasının karşılığı olarak verdiğiniz onca hakaret ve alaylarınıza nankörlük demeyeceğiz de kıytırık bir buzdolabı verip, üç adım kaldırım döşediniz diye size oy vermeyenlere nankör diyeceğiz, öyle mi? yürüyün lan taş arabaları....
şimdi, bir an için düşünelim: canla başla çalışıyorsunuz ve karşılığı böyle bir sonuç. kızmakta, sinirlenmekte, hatta küfretmekte, kapıyı vurup gitmede haklısınız sayın başbakan ve yalaka yazarları. peki adama sormazlar mı: bu ülkeyi kurtaran, kuran, yüzyıllarca kulluk mertebesinde sömürülen insanları adam yerine koyup kendi kendini yönetme hakkını veren ataturke ve yanındaki insanlara terbiyesizlik yaparken bizler size nankörler deyince neden kızıyordunuz? millet iradesi ne ise olur diyen sizler değil miydiniz? şimdi ne oldu da bu halk nankör oldu? atatürk ve arkadaşları bu ülkeyi yoktan var edip sizlere bırakmasının karşılığı olarak verdiğiniz onca hakaret ve alaylarınıza nankörlük demeyeceğiz de kıytırık bir buzdolabı verip, üç adım kaldırım döşediniz diye size oy vermeyenlere nankör diyeceğiz, öyle mi? yürüyün lan taş arabaları....
canım ciğerim oscar wildeın son sözüdür. parisde sürgündeyken hasta yattığı otel odasında ziyaretine gelen bir arkadaşına söylemiştir. bir an gözlerini sağa sola çevirmiş ve -öleceğini anlamıştı- o ölümsüz hicvi ve meydan okuyuşuyla duvarı kaplayan kağıdı işaret ederek "ya bu duvar kağıdı gider buradan ya da ben" demiştir ve bir kaç dakika sonra da yeryüzünü bırakıp giden o olmuştur.
stockholm meydanında ve isveç kraliyet sarayında eserleri vardır. karısı ve çocuklarıyla içinde yıllarca yaşadığı evi, yani teknesi hulda yakında türkiyeye geliyor sergilenmek için.
büyük heykeltraşımız ilhan koman’ın olağaüstü yapıtlarından biri. yıllardır zincirlikuyu’daki halk bankası önünde duruyor. spagetti kadın adını takmıştır yaratıcı türk halkı.
http://img489.imageshack.us/img489/5263/jpbig11od8.jpg
http://img489.imageshack.us/img489/5263/jpbig11od8.jpg
japon besteci. takeshi kitanonun bir çok filmine müzik yapmıştır. brother filminin ana tema müziği ballade olağanüstü güzelliktedir.
kurt vonnegutun en ünlü ve en iyi romanlarından biri. ayrıca filmi yapılmıştır. bruce willis ve nick nolte oynadı. içinde bir yerde beni vonneguttan soğutan bir bölüm vardır. şöyleki; amcamlar bir hamama girerler, yıkanırlar...buraya kadar ok, ama sonra şöyle der vonnegut dallaması:"sonra 31 çekerek türk havlusuna fışkırttılar." ahha bundan sonra ben de vonneguta verdim veriştirdim. çünkü bir önceki kitabında da türklerin ermeni soykırımı yaptığını iki sayfada bir tekrar ediyordu. geçerli nedenler mi? belki değil ama olsun soğudum bir kere.
okuldaki öğretmeninden ataturkün öldüğünü duyunca ağlamaya başlayan ve evde bunu anne babasına anlatırken de tekrar ağlamaya başlayan küçük kız çocuğudur. ilginç olan ise söyledikleri inanılmaz gerçekçidir. mesela annesi: ama bize vatanı bıraktı deyince çocuk: ama öldü, diyor. ya da, anne: şimdi sevebiliriz deyince, hışımla dönüp: hayır, sevemeyiz, o öldü, diyor. gerçi izlerken anne babanın özellikle çocuğu konuşturmaya çalıştıklarını -bir çeşit sadaist bir istekle- anlıyoruz sanki bunu medyatik bir olay haline dönüştürebilecekleri anlamışlar gibi ve tabii dönüştürüyorlarda. ama çocuğun ağlayışı sözleri tanrısal bir doğallıkta. kısacası çocuğun söyledikleri ve gözyaşları dışında dürüst olan pek bir şey yok gibi.
http://www.televizyongazetesi.com/haberdetaymiddle.asp?id=16072
http://www.televizyongazetesi.com/haberdetaymiddle.asp?id=16072
ne yani diye sorar insan, benim annem, yani demek istiyorum ki annem, hani anne dediğimiz, şimdi, ne yani ölüyor yani bir daha yaşamıyor mu olacak yani hani bizim gibi olmayacak mı, artık annem hani anladık bir kaç gün hatta haftalığınıa tamam olabilir bir yerlere gidebilir de, ne yani bir daha hiç mi gelemeyecek, olur mu canım, şimdi annem, yani benim annem hani başka bir insan değil sözünü ettiğimiz, anne diyoruz, anne ne demek biliyorsunuz değil mi, tanrı’da biliyordur doğal olarak, ne yani şimdi hiç mi dönmeyecek,mesela bir ay sonra da mı dönmeyecek,nasıl yani başka tanıdığım herkes etrafta olacak ama anne olmayacak, mesela çantası, tarağı, içinde çocuklarının resimleri ve bağkur kartından başka bir şeyi olmayan eski püskü cüzdanı bile duracak kendisi olmayacak, hiç bu kadar saçma bir şey duymamıştım hayatımda, herşeyden önce annem, bir kere, yani anne ne demek biliyorsunuz değil mi, siz bilmeseniz annem kendisi biliyordur kendisinin ne anlama geldiğini, hayır o değil tanrı da mutlaka biliyordur, değil mi, bütün bunlar çok saçma, bütün bunlar mantık dışı.
izmirde kurulu iç giyimde avrupanın en büyük türk üreticilerinden biri. victora secretın bir çok ürünü bu firma tarafından üretiliyormuş.
tangoyu ilk kez izlediğinde ne düşündüğünü sorduklarında "hımmm...peki ama niye ayakta?" diye sormuş.
gazeteci: "üstad, kaç yılda yazdınız bu romanı?"
g g m : "iki yılda."
gazeteci: "ne kadar da kısa bir süre, bravo."
g g m : "ama tam 15 yıl kafamın içinde gezdirdim.hehehhe"
g g m : "iki yılda."
gazeteci: "ne kadar da kısa bir süre, bravo."
g g m : "ama tam 15 yıl kafamın içinde gezdirdim.hehehhe"
alman hastanesi grubuna bağlıdır. ssk ve bağ-kurluları kabul eder. kalp cerrahisi çok iyidir.
annem için a rh - kana ihtiyacımız vardı bu hafta, hem de günde 2 ünite. bu site sayesinde yabancısı olduğumuz izmirde 5 gün boyunca kan bulduk. muhteşem insanlarla karşılaştık. emeği geçen herkes iki cihanda da acı yüzü görmesin.biz de hemen üye olduk ve ilk telefonda gideceğiz.
fazıl hüsnü dağlarcanın ölümünden sonra onu anmak adına yapılan gaflar bütünü. önce koskoca başbakan dağlarca şiiri diye f.n.çamlıbelin sanat şiirini okudu, ardından da trt spikeri dağlarcanın ölüm haberini han duvarları öksüz kaldı diyerek devam ettirdi. hadi başbakan eline verilen metini okuyor, anladık da bu metinleri hazırlayan dolgun ücretli hödükler hiç mi aldırış etmiyor yaptıkları işe? ya koskoca trtnin yaptığı? çocuklar bile bilir be han duvarları yazarını.
ama asıl olay bu değil. buradan görülen gerçek şudur: herkes yapıyormuş gibi yapıyor bu ülkede. bilmeyebilirsin, kızar geçeriz ama biliyor ayağına yatıp olmadığın gibi görünmeye kalkarsan işte burda durum değişir. dostlar alışverişte görsün anlayışı damarlarımıza kadar girmiş demektir bütün bunların anlamı.
bir de kalkar basit soruların yanıtını bilemeyen manken kızlarla dalga geçeriz, değil mi?
ama asıl olay bu değil. buradan görülen gerçek şudur: herkes yapıyormuş gibi yapıyor bu ülkede. bilmeyebilirsin, kızar geçeriz ama biliyor ayağına yatıp olmadığın gibi görünmeye kalkarsan işte burda durum değişir. dostlar alışverişte görsün anlayışı damarlarımıza kadar girmiş demektir bütün bunların anlamı.
bir de kalkar basit soruların yanıtını bilemeyen manken kızlarla dalga geçeriz, değil mi?
semih malum son dakika golleri ile herşeyi değiştiren bir adam. kader, buna özel bir önlem almak için kara kara düşünmeye başlamış olsa gerek. ama ne gibi bir önlem dir bu, kader olmadığım için tahmin edemiyorum.
bugun tvde ki bir tartışma programında (tv8) bir izleyicinin baslattıgı kampanya imiş. gerekçesi; alkımın taraf gazetesinin sahibi olması. ve malum taraf gazetesi de resmen pkknın borazanı olması imiş.
eski saat kitabının önsözü. insana bir tokat gibi çarpıyor.
bu da adresi:http://www.kitaponerisi.com/detay.asp?idkategori=27&idkitap=416
bu da adresi:http://www.kitaponerisi.com/detay.asp?idkategori=27&idkitap=416
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?