confessions

lamekan

- Yazar -

  1. toplam entry 16
  2. takipçi 1
  3. puan 6058

akp ye kapatma davası

lamekan
türkiye cumhuriyeti anayasası der ki türkiye cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir. anayasa ise devletin bu niteliğinin en temel bağlayıcısıdır. herkes demokratik haklarını kullanacaktır ama tüm hak kullanımları anayasa’nın tarif ettiği ilkelerle bağdaşmak zorundadır. ister kişi olun, isterseniz siyasal parti yapacağınız ve söyleyeceğiniz herşey anayasaya uygun olmak zorundadır. hele ki anayasa’nın hükmettiği değiştirilmesi teklif bile edilmeyecek maddelerine ters düşmemelidir.

peki kimdir bu anayasanın güvencesi. tüm siyasal partilerin uygulama ve söylemlerinin denetimi yargıtay’a verilmiş. yargıtay bunun aksi bir örnek görür ise anayasa mahkemesine başvurur. yani yargıtay bu gücünü siyasetten değil anayasa’dan alır. anayasa mahkemesi ise gelen talebi değerlendirir ve anayasa içinde gereğini yapar. süreç budur.

siyasetten beklenen ise anayasa’nın temel hükümlerini zorlamamak ve anayasal çerçeve de politika yapmaktır. siyaset, türkiye cumhuriyeti anayasına göre yargının üstünde değildir. hukuk herşeyin üstündedir.

hal böyle olunca isterseniz %95 oy alın, hukukun içinde hareket etmek durumundasınız. anayasa sizi bağlar. bağlamaz diyor iseniz işte onun adı diktatörlüktür.

halktan %47 oy almış bir parti de anayasaya uygun davranmak ve hareket etmek durumundadır. ediyor ise sorun yok, anayasa mahkemesi davayı reddeder, eğer etmiyor ise kapatılır. kapatılır iken de sen ne kadar oy aldın hesabı yapılmaz. %6 ise kapatalım, %47 ise kapatmayalım diyen bir yargı biçimi olur mu.

oysa bugün bazılarının demokrasi adına yargıya tavsiye ettiği budur. % 47 alan bir parti kapatılır mı? yani yargıya diyorsunuz ki siz herkesin ekonomik, siyasal gücünü göre karar ver. ona göre davran. bu, ülkemizde demokrat geçinenlerin yargıya tavsiyesidir.

bir ikincisi ise yargıtay başsavcısına yöneliktir. böyle iddianame olur mu, bu ne ciddiyetsizlik, gazete haberlerinden iddianame yapmışlar v.b

yargıtay başsavcısı, anayasanın kendisine verdiği görevi uyguluyor ve partilerin tüm eylemlerinin anayasa açısından denetliyor. iktidar partisinde böyle bir yığılma görmüş. laikliğe aykırı eylemlerin odak noktası. şimdi kıyamet kopuyor, olur mu kardeşim deniyor. sen nasıl böyle görürsün? iktidar partisi bu. %47 oy almış. abd arkasında, ab arkasında, şimdi ekonomik kriz çıkarsa sen görürsün v.b

yani yargıtay savcısı, kendine göre suç olduğunu düşündüğü şeyleri görmezden gelmeli imiş. yani yargı görüşünü anayasaya değil, siyasete ve ekonomiye göre belirlemeli imiş. demokrasiyi savunanların yargıya önerisi bu. adamına göre muamele.

yargıtay savcısının, görüşleri eğer mesnetsiz ise telaşa gerek yok. anayasa mahkemesi davaya bakmadı bile. yani isnat var, karar yok. niye telaşla yargıyı idam ediyorsunuz. neden korkuyorsunuz. iddiaların doğru olmasından mı?

parti kapatmak demokrasiye bunca zararlı ise, niye yeni anayasa değişikliği önerinizde bunun değişmesini bile teklif etmediniz. neredeydi bunca iktidar kalemşörleri o zaman. niye denmedi ki kardeşim bu anayasa eksik. bakın parti kapatmak bunca kolay olmamalı, niye denmedi. çünkü ülke aydının demokrasi anlayışı işine geldiği gibidir. tıpkı siyasi partilerin ki gibi. tıpkı başbakan’ın ki gibi. dtp kapatılmaya çalışırken yargıya güvenin diyen akp aynı savcı kendisine dava açınca savcıyı infaz edin diyiveriyor. bizim zavallı aydınımız neyi ne ne diye savunduğunu bilmeden sadece gazete okuyarak yorum yapıyor. türkiye medyasının sahiplik yapısını bile bile üstelik. sorgulamaz kabul eder. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olur. en kolayı budur çünkü.

ergenekon operasyonu

lamekan
kimse araştırır mı bilmem ama ergenekon ismi son 60 yıldan beri vardır bu ülkede. vaktiyle, türkiye’de sol ve aydınlıkçı hareketleri bastırmak üzere kurulmuş sözüm ona “komünizmle mücadele dernekleri”nin aksiyoner para militer gruplarının adı idi ergenekon. yani gladio’nun tükiye kolu idi. devletin içindeki derin devlet olarak faaliyet gösterirdi ve emirlerini nato ve amerika’dan alırdı. bir çok ünlü isim vardı bu örgütün içinde. mesela zamanın erzurum müftüsü fettullah gülen, komünizmle mücadele derneklerinin doğu şubesi idi. yani ergenekonun içinde idi. susurlukçular, tekikçiler v.b

devleti yönlendiren güçlerin sola karşı tetikçisi idi ergenekon. ama doksanlardaki kendi içindeki bölünme ile dinciler ile milliyetçi gruplar ayrıldı. örneğin fettullah gülen kolu, tüm emniyet içinde güçlü bir şekilde örgütlendi. milli eğitimi ele geçirdi. yargıya sızdı. iktidar bile oldular. bugün devlet içindeki ve özellikle eminyetteki en güçlü örgütlenme fettullah gülen örğütlenmesidir. ama ergenekonun bu kolu ile kimse ilgilenmez.

ikinci kol ise, mafya ilişkileri ile birlikte gelişen güç idi. bu gücü de uzun yıllar devlet besledi, ta ki dinciler devlette tek hakim olup bu kolu yok etmek isteyinceye kadar. işte savaş burada çıktı. yani güç dengelerinde ve rant savaşımındaki büyük kavga.

ergenekon kavgası, fettullah gülen ekibi ile onun dışında kalan sözde milliyetçi yasadışı grupların mücadelesidir. ama her ne olursa olsun her iki gücünde ağa babası amerikadır ve her ikiside sola karşı örgütlenmedir.

peki yaşanan tutuklanmalar. savcılar elbette görevini yapacaktır. bu kapsamda herkes sorgulanabilir, bilgilerine başvurulabilir. ama bunu bir hınç mekanizmasına dönüştürmek isteyen dinci ergenekonculara da dikkat etmelidir.

bu son tutuklama ve ifade alma alma yöntemindeki gibi fettullah ekibi laikliğe duyarlı atatürkçü kesimin önde gelenlerini ergenekon gibi silahlı çetelerin içine sokmaya çalışıp zayıflamatmak, toplum içinde küçük düşürmek isteyecektir. içeri alınanlarından bazıları birkaç gün içinde bırakılacaklardır. ama şu mesaj verilmeye çalışılmıştır: bu ülke de asayiş bizden sorulur. biz istediğimizi istediğimiz biçimde yaparız. herkes ayağını denk alsın.

ergenekonun dinci kanadı, diğerini yok ederken arada ulusalcı, kemalist öğelerin gerçek temsilcilerini de götürerek o alanı da zayıflatmak istemektedirler. ömürleri boyunca ergenekona karşı mücadele vermiş bir yazarı gece yarısı almanın başka açıklaması olamaz.

devletin içinde olduğu söylenen örgütlenmenin soruşturmasında şu ana kadar hiçbir devlet görevlisine uzanmamış olması da bir o kadar traji-komiktir. şu ana kadar görünen devletin içinde gizli bir örgüt kuran ve hiçbiri devlet görevlisi olmayan kişilerdir. devletin içindeki kolları olmayan devlet içindeki gizli güçler.

bu içeri almalar o kadar önemli değildir. savcı aldığı ifadeler ışığında soruşturma yapmaktadır. şık olmasa da, herkesi sorgulama hakkına sahiptir. ama ergenekonun asıl büyük kolu olan fettullah gülen’e kadar uzanacak mıdır? asıl merak konusu budur.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol