türk kahvesi

türk kahvesi en güzel sohpetlere eşlik eden kokusunda garip bir anlam gizli olan her gün içmesem içimde ir boşluk oluşturan türk içeceği

midenin öğütemadiği nadir nimetlerden biri

nescafeden bin kat daha leziz olan müthiş türk icadı.bol şekerli olanından asla vazgecılmez.kokusuda dünyada ki her kokuya bedel harika bir kokudur.içmede kokla(bkz: köpüklü köpüklü mmmm)

2007 başında 1967’deki kahvelerin hatırı bitmiştir şeklindeki espiriye maruz kalmamı sağlayan içecek.

makedon kulturunu sahiplenmis yunanlarin, türk lokumu ve türk rakısından sonra sahiplenmeye calıştıkları kahve türüdür. her ne kadar cabalasar da dünyada "türk kahvesi" olarak bilinmektedir.

patentinin türklere ait olduğu adından bile belli olan kahve türüdür.

uyku kaçırdığı kesinlikle yalan olan buna müteakip kahvenin en güzel hali olan maddedir.

en guzel koku.

(bkz: pazar gunu vazgecilmezleri)

önce cezve bulunur, bir de fincan.

fincanın içine su konur, sora cezveye dökülür. cezvenin içine de 1 çay kaşığı türk kahvesi konur bi de 1 tane küp şeker ya da bi çay kaşığı toz şeker.

ocağa konur ama ocak iyice kısılır. karıştır bi 45 sn kadar altı yanarken.

sora başında beklenir, böyle şapka gibi kenarları kabarınca da alıp fincana dökülür, ama tamamen kabarmasını beklenmez, o zaman köpüksüz olur.

afiyet olsun.

atina’da bir cafeye girince e dogal olarak herkes icerken akliniza gelip caniniz istediginde, garsona " bana bir turk kahvesi lutfen, orta" dememenizi siddetle tavsiye ederim zira yuzunuze bon bon bakar "pardon efendim anlamadim" der siz tekrarlarsiniz ,yine "ne kahvesi" der, siz de her 5 masadan 4 unde en az bir kisinin ictigi kahveyi gosterir "sundan be kadin iste" dersiniz o size donup "cahil sizi" bakisi ile "ha o mu yunan kahvesi peki efendim derhal" diyerek sizin comakla durt durt kimildamayan, varligindan bile haberinizin olmadigi milliyetci duygunuzu ayaga kaldirip sizi hem sok eder hem de cileden cikartir.

nefis kokan türk içeceği

yemeklerden sonra icilmesi inanılmaz keyif veren, yanına bir de sigara yakıldı mı tadından icilmez turk icecegi.

(bkz: damla sakızlı türk kahvesi)

küçük kızlara içme kara kız olursun denen gelenekel içeceğimiz.

eskiden kız isteme merasimlerinde babalar höpürdeterek içermiş.

hayattaki en güzel tatlardan bir tanesidir. kokusu insanı cezbeder. hele ki eminönü’de bulunan mehmet efendi kuru kahvecisinin yanından geçerken kokudan mayışırsınız. çok severiz.bayılırız. onsuz hayat olmaz. onsuz hayatın taa..

keyifle içmeye başlamışken sözlüğü açayım deyip karşıma ilk çıkan başlık. eskiden tarçın koyarlarmış kahve yerine, şu an içtiğim gibi. daha bir güzel oluyor. ege taraflarında da sakızlısı var. kahvenin size ifade ettiği şey, kimi psikologlara göre sekse bakışınızı anlatıyormuş. denedeğim birçok arkadaşımda isabetli sonuçlar aldım. ayrıca bir geleceği görme vasıtasıdır. birçok kız sırf bu amaçla içer. yurdumda kızların güzel yapması kuvvetle elzemdir, evlilikleri buna bağlıdır, kimi yerlerde hala öyleymiş en azından. bakır cezvede, kısık ateşle daha bir güzel olur. sohbet bahanesidir. gel bir kahve içelim denince asıl amaç kesinlikle kahve değildir tabii. kırk yıl hatrı vardır bir de. özel küçük fincanları, tabakları çeşit çeşittir, özellikle geçmiş zamanların ince işlenmiş fincanları başlı başına bir sanat eseridir. eskiden kız çocuklarına "kara kız olursun" denilerek içirilmezmiş ve büyüklerin karşısında içmek saygısızlıkmış. türkiye’nin olmazsa olmazıdır. üçü bir arada nescafeler insanı uyanık tutar, türk kahvesi ise aheste hazırlanışıyla asildir çünkü o mecburiyet değil keyif içeceğidir.

sabahın 5’inde aç mideye oturan yegane lezzet.

tarihini merak edenler için;

yaklaşık 450 yıl önce yemen valisi özdemir paşa lezzetine hayran kaldığı kahve çekirdeklerini yemen’den osmanlı sarayına getirdi. 1615’ te venedik tacirleri hayran kaldıkları bu lezzeti türkiye’den ülkelerine götürürler. 1644’te marsilya’ya ilk kahve ihraç edilir. viyana ise türk kahvesini ilk kez 16832de şehrin osmanlı ordularınca kuşatılmasından sonra tadar. türk kahvesinin ilk tohumları tahtakale’de yeşerdi. türk kahvesi bir sokağa adını verdi. tahmis sok. (tahmis = kurukahve) türk sosyal yaşamının hızıyla kahvenin taht-ül kale’de 55 kahvehane, 200 çalışan ve sayısız müdavimden oluşan kültürü doğdu.

önceleri çiğ tane olarak alınıp tavalarda kavrulan, dibeklerde dövülen ya da el değirmenlerinde çekilen kahveyi hazırlamak hayli yorucu bir işti. kurukahveci mehmet efendi kahveyi ilk kez dolaplarda kavurup değirmende öğüterek toplu üretime başlamıştır. kurduğu işletme, 1871 yılından beri aynı hizmeti vermektedir.

türk kahvesi pişirilip cezveden fincana döküldüğünde, dibinde biriken posası (telve) içilmez. bu da türk kahvesinin sağlıklı oluşunun bir nedenidir.

türk kahvesinden bir fal türü doğmuştur. kahve fincanı içen kişi tarafından tabağı üstüne kapatılarak hafifçe sallanır ve ters çevrilir. fincan soğuduktan sonra fala bakacak kişi tarafından “ne ise halin çıksın falın” diyerek açılır. telvenin fincana bıraktığı şekiller benzetilerek içe doğan şeyler söylenir.