türk kahvesi

0 /
simplist
üşengeçlikten midir alışkanlıktan mıdır bilinmez, yalnızken kendisini brezilya’lı instant akrabalarıyla aldattığım yurdum içeceği. alkolsüz ortamlarda dostlarla derin muhabbetlerin ikram tercihi.
sipsi
sadece tadı değil kokusu da muhteşem olan içecek. bir eve, işyerimde bir odaya, -ya da işte herhangi bir yere ne bileyim- girdiğimde kokusunu alırsam, orada yaşayan ya da çalışan insanların böyle bir sıcakkanlı, hayatımda mutlaka yer alması gereken birileri gibi olduğunu düşünüyorum. öyle de kaynaştıran bir kokusu vardır işte..
independence
bu ya$ima geldim, bu kahve turunu kim neden icer anlamadim, bundan sonra da hic anlamam herhalde.

arkada$ ne lezzeti lezzet, ne tadi tat. bir de dibinde kumsal gibi telvesi uzanmi$, ictikce agzina geliyor. di$lerini de le$ gibi yapiyor ustelik. cok sacma.
sipsi
şu hayattaki en güzel içeceklerden biri. hayır, en güzeli. bu vesileyle bu kahvenin hayatımıza girmesini sağlayan yemen valisi özdemir paşa’ya dualarımı yolluyorum. evet..
sipsi
çok içilen gecenin gecesinde değil de sabahında içilmesi gereken muhteşem kahve. aslında öyle gereken diye bir şey yok bittabi, gönlünüzce içiniz..
sarhosatlarzamani
yıllardır migrenimi tetikliyor diye kokusunu içime derin derin çekmekle yetindiğim içecek. son 3-4 aydır migrenimle kavga ediyorum türk kahvesiyle arasını düzeltsin diye, sanırım başarılı oldum. zira 3 tane içtim bu hafta, henüz migrenim duruma uyanmadı. yanına lokum, bitter çikolata ile zevkten gözünüz dönebilir.
sierra
şu sıralar toz karışımları üretilerek karalanmaya, çirkinleştirilmeye çalışan bir tanecik kahvedir.

cezvede ağır ağır piştiği gibi olur mu sıcak suyla karıştırılan toz...
independence
duyduguma gore yaninda getirilen su once icilir ve agizda daha onceden yenen icilen $eylerin tadi giderilir. ardindan yine ayni suya serce parmak batirilir ve ayni parmak kahvenin uzerine getirilerek bir damla damlatilir ki kahvenin telvesi dibe coksun. sonra da afiyetle icilir i$te.
elma sekeriiii
uykunuzu açar dinçlik verir derler...



yaptım ben de. uykum var ders çalı$mak zorundayım ayrıca. ulan öyle boktan oldu ki... tadıyla gözüm açıldı yemin ederim. ya ben becere... yok yaa, kahve bozulmu$tur kesin.
elma sekeriiii
özellikleri;

köpük, kahve ve telveden oluşur.
yumuşak ve kadifemsi köpüğü sayesinde damakta en uzun süre tadını devam ettiren kahve türüdür.
birkaç dakika şekli bozulmadan kalabilen bu leziz köpüğü sayesinde, uzun süre sıcak kalabilir.
ince kenarlı fincanda sunulduğu için, diğer kahve türlerine göre daha yavaş soğur ve böylece daha uzun süren bir kahve keyfi sunar.
yoğun şurupsu kıvamı ile ağızdaki lezzet tomurcuklarını aşırı uyararak hafızada yer eder.
diğer kahve türlerine göre, daha kıvamlı, yumuşak ve aromatiktir.
kendine özgü enfes kokusu ve özel köpüğü ile diğer kahvelerden kolaylıkla ayırt edilebilir.
kahve tutkunları tarafından, kaynatılarak içilebilen tek kahve olarak kabul edilir.
kahve falı ile geleceği anlatmak için kullanılan tek kahve türüdür.
eşsizdir çünkü kahvesi fincanın içindedir ancak telve olarak dibe çöktüğünden filtre edilmesine ve süzülmesine gerek kalmaz.
hazırlanırken şeker ilave edildiğinden diğer kahvelerde olduğu gibi sonradan tatlandırmaya gerek yoktur.
sağlıklıdır çünkü fincanın dibinde biriken telvesi içilmez.
sıklıkla içildiği halde, miktar olarak fazla olmadığından şişkinlik yapmaz.
diğer kahve türlerine göre, bir içimde daha az kafein içerir.
pişirilirken, şekeri tercihe göre ilave edildiğinden içime hazır halde sunulan tek kahve türüdür.
kahveden önce su içilerek, ağızda bulunan önceki tatlar arındırılarak kahve tadının eşsiz bir şekilde tatılması sağlanır.
türk toplum hayatına da etki eden kahve, dostluğun simgesi haline gelmiş ve "kız isteme" merasimlerinin bir sübjesi olmuştur.

elma sekeriiii
kahveniz eskiyse, köpürmüyor meret. misafirlere rezil eder sizi.

sık sık eminönüne gidip taze çekilmi$ kahvenizi kurukahveci mehmet efendi’den alınız. misler gibi köpürmekte.
elma sekeriiii
tarihini merak edenler için;

yaklaşık 450 yıl önce yemen valisi özdemir paşa lezzetine hayran kaldığı kahve çekirdeklerini yemen’den osmanlı sarayına getirdi. 1615’ te venedik tacirleri hayran kaldıkları bu lezzeti türkiye’den ülkelerine götürürler. 1644’te marsilya’ya ilk kahve ihraç edilir. viyana ise türk kahvesini ilk kez 16832de şehrin osmanlı ordularınca kuşatılmasından sonra tadar. türk kahvesinin ilk tohumları tahtakale’de yeşerdi. türk kahvesi bir sokağa adını verdi. tahmis sok. (tahmis = kurukahve) türk sosyal yaşamının hızıyla kahvenin taht-ül kale’de 55 kahvehane, 200 çalışan ve sayısız müdavimden oluşan kültürü doğdu.

önceleri çiğ tane olarak alınıp tavalarda kavrulan, dibeklerde dövülen ya da el değirmenlerinde çekilen kahveyi hazırlamak hayli yorucu bir işti. kurukahveci mehmet efendi kahveyi ilk kez dolaplarda kavurup değirmende öğüterek toplu üretime başlamıştır. kurduğu işletme, 1871 yılından beri aynı hizmeti vermektedir.

türk kahvesi pişirilip cezveden fincana döküldüğünde, dibinde biriken posası (telve) içilmez. bu da türk kahvesinin sağlıklı oluşunun bir nedenidir.

türk kahvesinden bir fal türü doğmuştur. kahve fincanı içen kişi tarafından tabağı üstüne kapatılarak hafifçe sallanır ve ters çevrilir. fincan soğuduktan sonra fala bakacak kişi tarafından “ne ise halin çıksın falın” diyerek açılır. telvenin fincana bıraktığı şekiller benzetilerek içe doğan şeyler söylenir.

0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol