trabzon

yarın sabah ıtıbarıyla sınırları ıcerısıne gırıp huzur bulacagım guzel mı guzel olan dogum yerim.

firamboğazli pastamin askerliği vesilesiyle gördüğüm şehir.ama ben de bir iz birakmadi nedense...

trabzon mu?
-olsun

felsefik yorumlar yapabilen minibüs şoförlerine sahip, muhafazakar ve milliyetçi insanların yaşadığı enteresan şehir..

boztepesinde çay içmenin bir başka olduğu,insanda derin izler bırakan şehir...

acemiliğimi il jandarma komutanlığı söğütte yaptığım, usta birliği olarak şalpazarı ilçesine gönderildiğim ekmeğiyle müthiş vakfıkebir ekmeğiyle ünlü, daha önce gidilmemişse beklentileri biraz boşa çıkaran -trabzonspordan ötürü- uzun sokak, maraş ve kunduracılar caddesine sahip jandarma çavuş kurye olduğum için defalarca gittim şehir.

karadenize kıyısı olan bir il.

yavuz sultan selimin padişah olmadan önce sancakbeyliği yağtığı şehirdir yavuz sultan selim bu şehirdeki görevi sırasında gürcülerle mücadele etmiştir.

insanlarının kendine güvenlerinin yüksekliği nedeniyle ukala olarak adlandırılabileceği fakat son derece hareketli, neşeli ve zeki olan, genelde hızlı düşündüğü için hemen tepki verebilen, ülkesi için canını çekinmeden verebilecek duyarlı insanlara sahip genelde yağmurlu ve kasvetli bir havası olan, rutubeti nedeniyle dışarıdan gelenlerin yaşamasının zor olduğu, küçük ama trabzonspor sayesinde dışarıdan çok büyük bir kentmiş gibi hissedilen deniz ve yayla kenti.

halk oyunlarında diyarbakırdan sonra 2. gelen ilimizdir

herkesin kendini futbolcu ya da futbol antrenörü zanneden yediden yetmişe herkesin futbol oynadığı her yerde halı sahaların olduğu tarihi yapıların çarpık yapılaşma ile harap olduğu mistik bir ortamı ve doğal güzellikleri içinde hapis eden kafa dinlenecek bir şehir

sokaklarda ki balıkçı tezgahlarıyla,uzun sokağın girişindeki simitçisiyle, tezgahlardaki limonları ve rize mandalinaları ile , maç yayını yapan kafelerinde yazan -djtürk vardır- yazıları ile,asabi inatçı sert mizaçlı ama yufka yürekli insanı ile, tarih kokan sokaklarındaki arnavut kaldırımları ve tarihi yapıları ile, martı sesleri ile çay içilebilen ganitasıyla,boztepenin semaveriyle,pazar sabahlarının değişilmez kıymalısıyla,akçeabatın meşhur köftesiyle,damağımı yara yapan ekmeğiyle,molozdan alınan taze balık ile ,uzungölü sümela manastırı,bitmek bilmeyen tanjant yolu ile , muhteşem kampsu olan karadeniz teknik üniversitesi ile , her mahallede bi kaç tane bulunan yapay çim halı sahalarıyla ,kendinizi osmanlı zamanında hissettirecek ve güzel türk kahvesi ve nargilesi olan bedestreni ile,150 yıllık kalkanoğlu pilavcısıyla ve bir selamın bin kapı açtığı öğrenci olmama rağmen kendi memleketim gibi benimsediğim ve burada olmaktan mutluluk duyduğum muhteşem şehir.

doğduğum büyüdüğüm ve halen yaşamakta olduğum şehir anlatsam yazmakla bitmezki ...

yomra yı geçtikten birkaç km sonra -rize ye doğru giderken- sağda ümit kasabı vardır burası mangalda ette yapar. kesinlikle tavsiye edilir fiyatlar komik derecede ucuzdur inanılmaz lezizdir.

coğrafya:
dar bir sahil şeridinin ardında denize dikey uzanan dağlık bir araziye sahip olan ilin merkezi boztepe (antik minthrion tepesi) üzerine kurulmuştur. il topraklarının 22,4 % yayla, 77,6 % si ise tepelerden oluşmaktadır.


iklim:
karadeniz’e özgü ılıman iklime sahip kentte hava sıcaklığı yıl boyunca 10° - 20°c arasında değişirken yaz ortalaması 27°c, kışın en soğuk zamanı (kalandar zamanı)ise 5°c civarındadır.


dereler:the değirmendere (piksidis), yanbolu, fol, karadere, koha, sürmene (manahos), solaklı, baltacı and iyidere (kalopotamos)


göller:
çakırgöl, uzungöl, serra gölü, haldizen gölü


turistik yerleri:

roma imparatorluğu ve osmanlı döneminde eyalet merkezi olmuş, ortaçağ’da bir rum imparatorluğuna başkentlik yapmış kent doğal güzelliklerinin yanısıra pek çok tarihi yapıyı barındırmaktadır. bunların en önemlileri:

manastırlar: sümela manastırı, ayasofya müzesi,kaymaklı manastırı(amenapırgiç ermeni kilisesi), kızlar (panagia theoskepastos) manastırı, gregorios peristera (hızır ilyas)manastırı, kızlar (panagia kerameste) manastırı, vazelon manastırı,
hagaios savas (maşatlık) kaya kiliseleri,
kiliseler ve camiler: hagia anna (küçük ayvasil), sotha (st. john)k, hagios theodoros, hagios konstantinos, hagios khristophoras, hagios kiryaki, santa maria, hagios mikhail, panagia tzita, fatih (panagia khrysokephalos), yeni cuma (hagios eugenios), nakip (hagios andreas kilisesi), hüsnü köktuğ (hagios eleutherios), iskender paşa camii, semerciler, çarşı camii, gülbahar hatun camii
konaklar:memiş ağa konağı (sürmene), çakıroğlu ismail ağa konağı (of), çakıroğlu hasan ağa konağı, sarımollaoğlu topal mustafa evi (araklı)

son ,rahip ve hrant dink suikastlerinin ardından türkiye’nin yıllık katil ihtiyacını gidermek görevini üstlenmiş olduğuna kanaat getirdiğim,bir şekilde bu aciz bünyede antipati yaratmayı başarabilmiş bir şehir.

önyargılı olmak kötü şey elbet de, linçler,faşist eylemler,masum cinayetler neden son zamanlarda hep buradan çıkıyor?
bu mesela...

1)http://webarsiv.hurriyet.com.tr/2003/11/11/370145.asp

ya da bu...

2)http://www.sabah.com.tr/2005/04/07/gnd103.html


3)ya da bu...

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=3892111&tarih=2006-02-05


4)http://www.haber7.com/haber.php?haber_id=213168


birilerinin artık burada olup bitenlere cididen ciddiye eğilmesi gerektiğini düşünüyorum.

ve keşke bu üzücü olaylar olmasa da hep hamsisinden, fındığından ,vakfıkebir ekmeğinden bahsetsek,yesek afiyetle.

problemlerinin oldugu basta trabzonspordan olmak uzere bariz bir sekilde gorunen ilimiz. isin, gucun olmadigi bir yerde, gerileyen bir yerde akside dusunulemez.
kim ne derse desin trabzon karisiyor. trabzonlu mutsuz ve ofkeli.

gerici bir yer olduğunu düşünmekteyim.rize,artvin,samsun,ordu,giresun gibi karadeniz bölgesinde yaşayan insanların hoşgörülülüğü gibi bir hoşgörü yoktur bu şehirde.silah sevgisiyle - erkeklik derecesi aynı potada eritilip, bu şehrin insanlarına sunulmuştur.

geçen sene bir rum rahibin öldürüldüğü, bu sene hrant dinkin katilinin çıktığı şehir. çok açık ki faşist problemleri olan, üzerinde çalışılması ve kesinlike acilen düzeltilmesi gereken bölge.
(bkz: nenen çarık giyerdi bunlari unuttun mi)

edit: yukarida ayni konudan bahseden bir entry daha varmis, çok yararli linkler de verilmis. ayrica o linklerde benim rum diye bahsettigim papazin italyan oldugu da yazmakta, düzeltelim dedim.

radrasyonlu caylarin etkilerinin yeni yeni goruldugu ilimiz.radrasyonun etkileri insanlarda cinayet i$lemek yahut turk bayragi yakmak gibi ali$ilmadik sonuclar gosteriyor.