sözlükteki akp düşmanlığı

0 /
armour
haksızlık edilmesin. lütfen. sadece sözlükle kısıtlayarak küçümsenmemelidir, çok daha geniş bi kesimi kapsayan bu mübarek duyguları vatanını milletini gerçekten seven her türk vatandaşı tadıyor olmalı, göz ardı edilmesin.
raskolnikov
asker-sivil bürokrasisinin yılmaz savunucuları. bir yanda liberalizmde tavan yapmış akp, diğer yanda sol geçinen, ama bırakın sol’u liberal bile olamayacak kadar etkisiz,laik sanılan cumhuriyetin bekçisi, hatta son zamanlarda cuntacı chp. aslında düzenin savunucusu olan bu siyasetçilerin; türban,ab,abd..vs. tartışmalarıyla gündemin üzerini örterek, temsil ettikleri sömürü düzeninin ortak çıkarları doğrultusunda politikalar ürettikleri açıktır.

yani anlatmak istediğim şu; ister camideki imamı devlet memuru olan ülkede laik geçinen liberali olsun, ister beş vakit namaz kılıp faizin allahını yapan islamcı liberali olsun, bu ülkede hak ve özgürlükleri savunduğunu göstererek siyaset yapan tüm bu burjuva liberallerin demokrasi anlayışı hep aynı olmuştur. bunlar her zaman, kendileri için geniş olan demokrasiyi, çalışanlar için dar olarak sunmuşlardır. keşke sorun laiklik kadar basit olabilseydi. ama halk yine konuşsun, aç örtünü laik olalım..

peugeot205
biz ne dersek diyelim cogunluk yine bunlari basa getirdi.secimden buyana binlerce insanla bu konuyu konusmusumdur aralarinda cikan akp li sayisi 10 u gecmez(simdi senin konustugun bin kisi secmen sayisi bilmem kac kisi demeyin her türlü sosyal yapida her düzeyde insan vardi aralarinda)yani sadece sözlük degil halkin geneli bu düsüncede..bu isin icinde bi bit yenigi var her oy veren utaniyo olamaz söylemeye..
greyfurt
o kadar yoz, o kadar sığ, o kadar cahildirler ki; insana şöyle ağız tadıyla muhalefet yaptırmazlar.

söylemleri o kadar kişisel katkıdan yoksun, o kadar kopyadır ki; her birini toplasan 10 sayfa kitap yapmaz.

aman, aman... hepsi anayasa hukukcusudur, hepsi ekonomisttir, hepsi dünyayı karış karış gezmiştir, yaşamıştır, analiz etmiştir.

keşke bu başlık sözlükteki akp muhalifligi olsaydı, keşke sadece klavyesi olan değilde, bilgisi olan yada fikri olan yazsaydı da, bir kaç cümleyle bende katkıda bulunabilseydim.

yok ama yok. onlar için hayat siyah beyaz ve yel değirmenlerine saldırmak demokrasi havariliği.

siz taaruza devam edin. değirmen memnun, değirmenci memnun.

edit: don kişot’u eklemeyi unutmuşum. anlamayanlar anlamış olsun.(bu gün ne kadar düşünceliyim)
satanist yiyen kedi
tayyip erdoğan denilen zırva kelimesiyle bütün kişiliğin gülen yüzünü değil de olması gerektiği gibi somut örnekler ile içini anlayan her sağlıklı bireyin beslemesi gereken düşmanlıktır.

zira şu anda;

vatanın açıkça satılmak için çabalandığını,
laikliğin yavaş adımlarla tamamen ortadan kaldırılmak istendiğini,
akp nin götü sıkıştığı an gündemi çok iyi değiştirebildiğini,
destekleyecilerinin de anne baba tarafından görülmüş şeyler ile zerre araştırmaksızın, sorgulamaksızın müslüman olmuş kişi topluluğundan oluşmuş olduğunu ve bu topluluğun büyük cehaletinin akp tarafından ülke bütünlüğünü bozmak ve laikliği yerle bir etmek adına kullanılmak istendiğini,
çok yavaş fakat emin adımlarla ülkenin böyle devam ederse gayet de istedikleri gibi şekilleneceğini

görmeyen insana düşünen bir insan diyemiyorum.işte böyle düşünmekten bir haber insanları sempatize etmiş ve destekçisi haline getirmiş akp’ye duyulan düşmanlık gayet de gerekli bir düşmanlıktır.gerek sözlük dahilinde, gerek ülke dahilinde.
yasakli
herkes sadece kendi düşüncesine sebep arıyor... "şu şöledir çünkü..." diye başlayıp bir yığın hakaretle devam eder.
ama atatürkçülük nedir, laik ülke nasıl olur,demokrasinin anlamı nedir diye soran yok. bugün atatürkçüyüm diye geçinenlerin yaptığını atatürk ne zaman yapmış sormak lazım...
atatürk bu ülkeyi kurup vafat ettiği zaman bu tartışmaların hangisi vardı? şimdi yanlış yönlendirilen biz gençler amerikanın bitmez tuzakları yüzünden birbirimize düştük... sen sağcısın sen solcusun sen bilmem nesin... böl parçala yok et diye buna diyolar işte...
sepulturk
olmaması halinde saçmalık olacak düşmanlıktır. yahu hadi türbanı, milleti birbirine düşürmeyi filan geçtim. ekonomi düzeldi denmiş. şöyle bir şeyler var ekonomiyle alakalı.

akp ilk iktidar dönemiyle ilgili sürekli neyle övündü, ihracatı artırmalarıyla değil mi? evet ihracat rekor seviyede %136 büyüdü. ama nasıl bir büyüme bu? kimse bunu sormadı. tamamen şişirilmiş, iyice dışa bağımlı hale gelinmiş bir büyüme. bütün üretim fonksiyonlarının iyice dışa bağlandığı bir büyüme. anlatamadım mı? şöyle diyim o zaman. ihracatın %136 arttığı bu dönemde ithalat %168 arttı. bak ne diyorum 168 diyorum. yetmedi mi? dış ticaret açığı %241 arttı. bunun sonucunda ne oldu peki, cari işlemler açığı %2013 artarak rekor bir seviyeye ulaştı.

bir de çok övündükleri bu dolar seviyesi var. akp hükümeti göreve geldiği yıl ülkedeki sıcak para stoku 8,9 milyar dolardı. temmuz 2007 itibariyle ise 95,9 milyar dolar. ama olsun her şey ne kadar hoş değil mi? peki bu yabancı sermaye bu 95,9 milyar doları birden piyasadan çekse ne olur onu tahmin edebiliyor musunuz?

bu yazıyı daha da karmaşık rakamlara boğup yazabilirdim ama akp hükümetini başarılı görenlere zannımca bu kadar basit şekilde anlatılmış rakamlar bile karmaşık gelecektir. ayrıca ne işsizlikten bahsettim, ne kadrolaşmadan bahsettim, ne ülkenin peşkeş çekilmesinden bahsettim, ne ülkenin sanki texas’da bir kasaba gibi yönetilmesinden bahsettim, ne akplilerin yakınlarının paranın amına koymasından bahsettim, ne de özgürlük kisvesi altında ülkenin nasıl birbirine düşman edildiğinden bahsettim.

ayrıca rte hazretleri; "laikliğin teminatı benim!" demiş. aklıma bir şey geldi benim yıllar öncesinden;
"bu ülkenin %99’u müslüman. hem laik hem müslüman olunmaz. ya müslüman olacaksın ya laik. müslümanlığın yaratıcısı olan allah kesin hakimiyet sahibidir."

not: bu yazıyı akp’den de chp’den de nefret eden birisi yazmıştır.
independence
muhtemelen ba$ka hukumetler zamaninda ba$imizda aclik, sefalet, i$sizlik ve antidemokratik bir yonetim sikintisi varken, akp iktidarinda bunlara bir de turban, ummetcilik, ilimli islam modeli, ulkenin pazarlanmasi ve bunun gayet dogalmi$ gibi dile getirilmesi, islami kadrola$ma, her daim ve her kafadan dini bir ideoloji empozesi cabalari, laikligin icerisinde bulundugu risk ve bunlara benzer onlarca sorunun daha eklenmesinden kaynaklanmaktadir.

du$manlik yerine hakli tepki kelimeleri, yazilanlarin girmesi gereken kaliba daha uyuyor.
spongebob
ne bu şiddet bu celal dedirten düşmanlıktır. bir parti başa seçildi ama seçilene kadar memlekette olmayan kalmadı. cumhuriyet mitingleri yapıldı. akp’ye karşı. peki neden akp cumhuriyeti mi yıkıcaktı? yok sadece şeriat denen olguyu getiricekti. böyle saçma bir düşünce yoktur. bu ülkede bir kere darbe oldu ve askeriye kime neyin ne olduğunu çok iyi bir şekilde gösterdi. böyle bir şey olabilir mi bir parti şeriat getirebilir mi? bunu düşünemiyor mu bizim insanımız. peki sorarım size bu adamlar başa geldiklerinden beri hiç mi iyi bişey yapmadılar? elinizi vicdanınıza koyup söyleyin bakalım hep yapıcaz deyip yapamadıkları bolu tünelini bu hükümet bitirmedi mi? dış borcu yıllarca bitiricez diyenlere inat bu hükümet 10 milyar dolar olan borcu 3 milyar dolara düşürmedi mi? parklara bahçelere spor alanları yapmadı mı? sabah yürüyüşü yapan insanlar ücretsiz spor yapsın diye. bu ülkede yeni bir silah üretildi bunun patenti alınması için bu hükümet destek verdi ve bu silah dünyada ilk olarak türkiye’de üretildi ve dış pazara satılacak. şu sıralar dünyada ilk olan 3 boyutlu cep telefonu ve televizyon yapılıyor buna tayyip erdoğan tam destek çıkmadı mı? iş kötülemeye gelince herkesin çamur atması kolay. türban konusuna gelince serbest olsa ne olur olmasa ne olur? kim kime karışabilir sen açıksın sen türbanlısın diye. türbanlı olmak suçmu? yada açık giyinmek başı açık sokağa çıkmak suç mu? burası özgür bir ülke kimse kimseye karışamaz.

eğer bu ülkede bir insan mini etekle ve göğüsleri açık elbiseyle rahat rahat gezebiliyorsa o zaman türbanlılarda çok rahat gezebilir. sosyalist görüşü benimsemiş olanlar olabilir içinizde. şunuda biliyorum çok fazla eksi oy alıcak bu yazı çünkü neden ben gerçekleri yazdığım için. hatta belki silinicek bile. size şunu sorarım sizce başa bu ülkenin bayrağına laf atan ve dönemin baş bakanının boynuna sarılıp özgürlük istiyorum lan diyen deniz baykal mı gelmeli? deniz baykal bu ülke için yanlış bir çivi bile çakmadı. hiç bir şey yapmadı. keşke ecevit hayatta olsaydı. o zaman chp başta olsaydı. bunu okuyanlar benim akp yandaşı olduğumu düşünebilirler. ben ne sağcıyım nede solcu sadece vatandaşım gerçekleri ve doğruları gören bir vatandaş.

not: tekrar söylüyorum ben akp yandaşı değilim. deniz baykal’ın chp’ye yakışmadığını düşünen bir chp yanlısıyım. ama sol görüşte yada sağ görüşte değilim. atatürk’ün partisi olduğu için chp yanlısıyım.
dccl
alıntı:
hatırlayacağınız gibi bizlere hizmetten başka bir gayesi olmayan şu fakir başbakanımızın!!! çocuklarını iş dünyasının önde gelen isimleri burslu olarak okutmuştu. o çocuklar şimdi büyüdü, birer trilyoner oldu ve girişimcilikte üstlerine yok.
yakın tarihte aşırı hızdan dolayı bir vatandaşımızın ölümüne sebep olan başbakanımızın oğlu hızından bir şey kaybetmemişe benziyor.kamuoyu henüz 3.500.000 ytl’lik gemi şokunu üzerinden atamamışken şimdi de 1.000.000 ytl’lik ev tapusu ile sarsılacak. işte o evin tapusu

istanbul ili, üsküdar (3. bölge) ilçesi, kısıklı mahallesi, avcı kazım sokağı, 157 numaralı pafta, 788 numaralı ada ve 3. parselde yer alan; bahçeli kâgir ev ve arsa 5020 metrekare büyüklüğünde ve satış değeri ise 1.000.000 ytl. paradan altı sıfır atıldıktan sonraki bir rakam.

sıfırları karıştıranlar ve ytl’ye henüz alışamayanlar için hatırlatalım 1.000.000.000.000 tl yazı ile – bir trilyon türk lirası- buraya kadar her şey gayet normal görünmektedir.

benzeri ve daha değerli yerler istanbul’da bulunmaktadır. ancak ev, yakın bir zamanda, daha henüz o kadar birikimi yapacak yaşı olmamasına rağmen, bir gemi alan gence ait. üstelik bu gencin babası da türkiye cumhuriyeti’nin başbakanı.

eveeet. resimde tapusu görünen evin sahipleri rte’nin ahmet burak erdoğan ve necmeddin bilal erdoğan isimli iki oğludur. 30.06.2005 tarihi düşülen satış işlemini karşılayacak kadar burs almalarının olanaksız olduğu düşünüldüğünde, evin ödeme bedeli için geriye kalan seçenek baba desteğidir. gerçi babaya sorulduğunda evin ödemesi için gerekli para, servet açıklamasında olduğu gibi, oğlunun düğününden! edinilmiş olabilir.

henüz bu birikimi edinemeyecek yaştaki iki gencin böyle bir ev ve arsaya sahip olmaları, yolsuzluk iddialarının hat safhada olduğu günümüz hükümeti döneminde akılları karıştıracak nitelikte.

şimdi ki gençler bir harika! demekten başka bir şey düşmüyor bizlere .üstelik babalarına bile borç verebilecek kadar girişimci ruha sahipler.babaları başbakan bile olsa.
http://tinyurl.com/yspuqo
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol