şehit

0 /
hayalbaz
islam’da ve ümmetçilikte din için, milliyetçilik/ulusçuluk’ta vatan için öldürülen kişilere atfedilen kutsallık sıfatı.
her iki anlamda da şehitlik bireysel değil, toplumsal amaçlı bir adlandırma ve nitelendirmedir. şehitlik, bireyin kendisini toplumu için, bu toplumun temel bileşeni ve ortak ülküsü ne ise onu korumak uğruna bu bileşene zararlı unsurlarla, ölümüne kavga verirken kendisini hasmına yok ettirmesi anlamında soyut ve ülküsel bir adlandırmadır.
şehitlik; bireyin kendisini içinde yaşadığı toplum için bir anlamda feda etmesi ya da öyle görülmesidir.
independence
yeni yasal duzenlemelere gore terore kurban giden siviller de $ehit sayilacaklarmi$. dolayisi ile yakinlari da $ehit yakinlari statusunde olacak ve onlarin haklarindan faydalanabilecek.

guzel du$unulmu$ bir uygulama.
nys
allah’ın yolunda savaşarak ölen insanlara şehit denir. dini, allahı tanıtmak amaçlı yola düşen ve bu uğurda savaşıp ölenlere. günümüzde kelime anlamını değiştirmiştir.
independence
bu kelimenin ici o kadar bo$altilmi$tir ki ulkemde, oyle boyle degil..

"sizleri asla unutmayacagiz."
"$ehitler olmez vatan bolunmez."
vs.

durust olalim, bir guvenlik gorevlisi gorevi ba$inda can verir ve evet $ehit olur. bu anlamda bo$aldi demiyorum bu kelimenin icin. yukarida siraladigim $ekilde diyorum.

"sizleri asla unutmayacagiz."

yalan. buyuk yalan. bak bugun 4 ekim 2008 semdinli aktutun pkk saldirisi sirasinda $ehit olan askerlerimizin cenaze torenleri var, bugun hepimiz hepsi icin uzuluyoruz, muhtemelen yarin yine uzulecegiz tipki dun uzuldugumuz gibi. ama unutacagiz. sen de unutacaksin ben de unutacagim oteki de unutacak. hicbirimiz bu kadar vefa duygusu ile kaplanmi$ insanlar degiliz. unutmayacak olanlar belli. annesi, babasi, karde$i, yavuklusu, cocuklari. sahtekarlik yapmayalim, kimse bu insanlar kadar uzulemez ve bir hafta hadi bilemedin 10 gun sonra da bu insanlardan ba$ka kimse hatirlamaz bu $ehitleri.

"$ehitler olmez vatan bolunmez."

olurler arkada$im olurler, zaten oldukleri icin $ehit olurlar aslanlar gibi. hayatimiz kutsal $eylerin uzerinden prim yapmaya adanmi$ sanki. askeri de kullaniyor $ehitleri, siyasetcisi de hatta hatta sokakta yuruyen siradan vatanda$ bile kullaniyor $ehitleri, $ehitlerin isimlerini.

peki ne yapmak lazim?

"sizleri asla unutmayacagiz" dedin mi bir kere? dedin. o zaman gercekten unutmayacaksin! lafa gelince unutmayacagiz dedikten uc gun sonra her $eyi unutmak sigmaz insanliga. peki $ehidi unutmamak nasil olur? her gun ismini mi anacaksin? hayir lan hayir, degil oyle. ailesini alacaksin, tum sikintilarindan arindiracaksin, hayatlarinin sonuna kadar devlet olarak tum bakimlarini kar$ilayacaksin. bak o zaman $ehidimizin ruhu da huzur bulur, ailesi de senden razi olur. "ebediyen kalbimizde ya$ayacaksin" gibi suslu cumlelerle bir iki gun kandirirsin insani, sonrasinda unutmadigini kanitla bari.
tria
kahpe kurşunun bulması vücudu, sonra gülerek, acı çekmeden, telaşsızca terk-i diyar edenlerdir dünyayı.
digitercumecom
askere giden kişinin kışlada geçirdiği tüm zamanlar askerlikten sayılır. bu zamanın az bir kısmı eğitim ve savaş olmakla birlikte büyük bir bölümü uyuma, yeme içme vs angarya işlerle geçer. çoğu zaman eğitim ve savaş yani talim ve harp 24 saatten belki 3 - 5 saati geçmez. ancak askere teslim olmuş ve askerlik yapmakta olan, askerlikten kaçmayan kimsenin tüm zamanı askerlik süresinden sayılır.

aynı bunun gibi, allaha inanan ve elinden geldiği kadar ibadet etmeye çalışan kişi islam kaynaklarına göre cünudullah’tan yani allahın askerlerinden sayılıyor. yani allah yolunda yaşamış sayılıyor. hatta hiç ibadeti olmasa sadece imanı olsa bile yine allah yolunda bulunmuş oluyor.

dolayısıyla inancı olan kişi için çeşitli hadis rivayetlerine göre ve ayetlerin tefsirlerine göre zor ve meşakkatli ölümler (vatan için ölmek, yanarak, boğularak, yada loğusa zamanında ölmek) şehitlik sayılıyor.

sonuç olarak vatanın her yerinde özellikle son zamanlarda doğuda yitirdiğimiz kanımız, canımız ve birer parçamız olan o tıfl vatan evlatları inançlıydılar ve şehit oldular diye hüsnü zan ediyoruz. herkesin kalbini allah bilir. ancak bize düşen iyi görmek ve iyi düşünmektir.

tüm şehitlerimize ve geride bıraktıkları acılı yakınlarına rahmet diliyoruz. vatan sağolsun, teröristler, alet olan küçük insanlar ve alet eden büyük dünya devletleri kahrolsun, kahrolsun, kahrolsun diyoruz.

bayrak inmez, şehitler ölmez, vatan bölünmez.
independence
yeri geldiginde 12, yeri geldiginde 1200 yiten candir $ehit.

biz burada guven icerisinde entry yazabilelim diye, kimisi haffasonlari barlarda icip kariya kiza daha guvenli sarkabilsin diye, kimisi diledigi gibi kendi sularinda jet ski’ye binip iki gun sonra bilmemnerenin sahilinde yeniden ortaya cikip "kaboldum sonra kopekbaliklari pe$ime du$tu canimi zor kurtardim.inanin bana." diyebilsin diye hatta hatta kimileri de ulkeyi daha guvenli bir ortamda pe$ke$ cekebilsin diye daglarda ovalarda terorist mermisi ile kaybolan hayattir $ehit.

bugun biz ozgur ya$ayalim diye can verip yarin unutulacak olandir $ehit.
hakir adam
#117742 de değinilen şehitlik derecelerinden her birinin ortak özelliği ani olmasıdır. dolayısıyla iman sahibi olup ani ve feci ölen insanların şehit olduğu sağlam kaynaklardan rivayet edilir.kuranda geçermi bizzat bilmiyorum ancak hadis olarak mevcuttur.

vatan konusuna gelince vatan sevgisi de imandandır.sebep bağımsız ve huzurlu bir ülkede insanların birlik ve refah içinde yaşamsı beklenir.bu sebeple huzurun olduğu herşey dinimizce övülmektedir.

ancak bu birlik ve huzurun bölünmesi için çalışn ve fakat ölülerine şehit diyebilen zümreler de mevcut.misalse dağdaki terörist de ölüsüne şehit sayar.ayrıca bunlar bir fitneye (devletin birliğini bozmak ve diğer sapık inançlar vs) sebep oldukları için şehit sayılmayacaklardır.

iran-ırak meselesine gelince bunun gibi eğer 2 islam zümresi birbirine girerse orda takdir yaratanındır.bize yorum düşmez.tabi çok bariz biralamet yoksa.yok eğer biri diğerini haksız olarak taciz ettiyse alahü a’lem onda da şehitlikten bahsedemeyiz.tarihte benzeri vakalar vardır ve fııh kitapları onlar hakkında yorum yapmaktan men eder.ayrıca islam dininin önde gelen isimlerinden oldukları için saygınızı eksiltmeyin zira mesul olursunuz denmektedir.

son olarak yaratan kitabında amellerin/fiillerin niyetlere göre değerlendirildiğini bildirmektedir.
hitchcock
bizim vatan ve toprak uğruna ölen kişilere verdiğimiz isim. sıradan bir insanın ulaşabileceği en yüksek mertebe. islami bir kavram falan değildir. dini, dili, cinsiyeti vs. farketmez bu topraklar için ölen, öldürülen herkes bizim için şehittir...
taklamakan

şu boğaz harbi nedir? var mı ki dünyada eşi?
en kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
tepeden yol bularak geçmek için marmara’ya
kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
nerde -gösterdiği vahşetle- "bu bir avrupalı!"
dedirir: yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
eski dünya, yeni dünya, bütün akvâm-ı beşer,
kaynıyor kum gibi... mahşer mi, hakikat mahşer.
yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
ostralya’yla beraber bakıyorsun: kanada!
çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
sâde bir hâdise var ortada: vahşetler denk.
kimi hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
hani, tâ’ûna da zuldür bu rezil istilâ!
ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
kustu mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
sonra mel’undaki tahribe müvekkel esbâb,
öyle müdhiş ki: eder her biri bir mülkü harâb.

öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
beriden zelzeleler kaldırıyor a’mâkı;
bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
o ne müdhiş tipidir: savrulur enkâz-ı beşer...
kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.

top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
alınır kal’a mı göğsündeki kat kat iman?
hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
çünkü te’sis-i ilâhî o metin istihkâm.
sarılır, indirilir mevki’-i müstahkemler,
beşerin azmini tevkif edemez sun’-i beşer;
bu göğüslerse hudâ’nın ebedî serhaddi;
"o benim sun’-i bedi’im, onu çiğnetme" dedi.
âsım’ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
işte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
o, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...
vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
bir hilâl uğruna, yâ rab, ne güneşler batıyor!
ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhid’i...
bedr’in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"bu, taşındır" diyerek kâ’be’yi diksem başına;
ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
yedi kandilli süreyyâ’yı uzatsam oradan;
sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.

sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
şarkın en sevgili sultânı salâhaddin’i,
kılıç arslan gibi iclâline ettin hayran...
sen ki, islâm’ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
o demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;
sen ki, a’sâra gömülsen taşacaksın... heyhât!
sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
sana âguşunu açmış duruyor peygamber.


mehmet akif ersoy


.



0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol