şehir

0 /
bok bocegi
konstantinos kavafisin dizelerinin bestelenmesiyle oluşmuş, taze ayrılıkların/vedalaşmaların üstüne dinlendiğinde insanın kalbine bıçaklar saplayabilen, canını fena yakan bir ezginin gunlugu şarkısı..

yeni bir ülke bulamazsın
başka bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir
sen yine aynı sokakta dolaşacaksın
bu şehir arkandan gelecektir
sen yine aynı sokakta dolaşacaksın
aynı mahallede kocayacaksın

yeni bir ülke bulamazsın
başka bir deniz bulamazsın
bu şehir arkandan gelecektir
aynı evde kır düşecek saçlarına
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin
geleceksin bu şehre sonunda
başka bir şey umma
başka şey umma..
peirasmos
sehir
"bir başka ülkeye, bir başka denize giderim," dedin,
"bundan daha iyi başka şehir bulunur elbet.
her çabam kaderin olumsuz bir yargısıyla karşı karşıya;
-bir ceset gibi- gömülü kalbim.
aklım daha ne kadar kalacak bu çorak ülkede?
yüzümü nereye çevirsem, nereye baksam,
kara yıkıntılarını görüyorum ömrümün,
boşuna bunca yıl tükettiğim ülkede."


yeni bir ülke bulamazsın.
bu şehir arkandan gelecektir. sen gene aynı sokaklarda
dolaşacaksın. aynı mahallede kocayacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. başka bir şey umma-
bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.(konstantinos kavafis)
firambogaz
bir candan erçetin şarkısı...

bu şehir insana tuzak kuruyor
bu şehir insanı uzak kılıyor
bu şehir insanı hayli yoruyor
bu şehir insanı hep kandırıyor

senin için yazılmış her şiir bu bedenin olsa keşke
bak bir ömrü verecem işte
bu şehir benim bir demir atmış ki gönlüm yosun tutmuş
limanda kalmış toprağında servetim var
anılarım çocukluğum ve geleceğim
bağlamış elimi kolumu
ne kadar uzağa gitsem de kopamadım
ne kadar yakınsam ona
ben o kadar uzağım ondan
her taraf tuzak her bir yer yalan
tutulmamış ki hiçbir söz
hep yalan dolan var

bu şehir insana tuzak kuruyor
bu şehir insanı uzak kılıyor
bu şehir insanı hayli yoruyor
bu şehir insanı hep kandırıyor

gel bu şehrin havası böyle kalsın
aynalar yalancıdır
bu şehrin dört bir yanında ayna var alımlıdır
bir kandırır ki anlamazsın
verilen sözler unutulur
belki yarına umut olur
fakat bu şehir unutturur
bazen hatırlatır ve ağlatır güldürür
bir gün yaşarken bir gün öldürür
bir türküdür bu duyduğun senin için
dikenli gül ve yaşanacak bir gündür
bu şehirde doğdum bu şehirde söndüm

gel biz şehrin havasına hiç uymayalım
birbirimize verdiğimiz sözlerin hepsini tutalım
bir de şehirli türkü tutturup karşılıklı seninle
şehre inat dert üstüne dert koymayalım ayrılmayalım

gönül bir bağlanmış ki sorma
her güneşli gün ve her yıldızlı geceyi özler o da bizim gibi
kardeşiz biz sanki, yağmuruyla ıslanan ağaç gibi
kökünden bağlı kopmaz, özümdür o bilinmez
sözüm var and içilmiş bir günde dört mevsimmiş
bu şehir benim ve bu şehir bizimmiş anla
pes etmedik umutla yürüdük işte her gün aynı yolda
bırakmam, terk etmem ben gitmem bu şehirden

gel bu şehrin havası böyle kalsın, tuzakla dolmuş her yer
yorulmuş tüm bedenler acep neden?
bırakmam, terk etmem ben gitmem bu şehirden
darth sidious
bir şehrin karmaşasından
bir başkasınınkine geçtin
tek fark
bu karmaşanın içindeydin
bu karmaşa, özledi seni
artık karmaşık olmayacakmış eskisi kadar
bana söz verdi
sen ne kadar istersen karıştırabilecekmişsin
istemezsen, gidecekmiş de,
ben olmadan.
içinde benim oldugum
ne kadar istersen o kadar sakin bir şehir
vaad ediyorum sana.
istersen yağmur yağdırırım,
istesen güneş açar.
oldugun sehir sana aşıktır bu kesin,
lakin
içinde ben olayım sade,
istedigin sehrin...

04/07/2007 14. gün
ankakusu
neye göre bir sehir güzeldir? mimarisine göre mi? tarihi yapitlarin göre mi? yapilanmasina göre mi? caddelerine, sokaklarina göre mi? yoksa tüm bunlarin toplami mi güzel yapar bir sehri?

nedir bir sehri güzel yapan?

az önce saydiklarim bence sadece geçici bir güzellik ve ihtisam katar bir sehre. tabii ki bunlar daimi güzellikleridir fakat insan için bu güzellikler geçicidir. insan bu güzellikleri hemencecik tüketir. ne olursa olsun, isterse dünyanin en güzel yapiti olsun her gün o yapiti görmeniz sizi biktirir. gün gelir artik dönüp bakmazsiniz bile. turistik bir gezide hersey toz, pembe görünür. çünkü insan daha önce görmedigi, alisik olmadigi, farkli, farkli seylerle karsilasir. ama bu güzellik görünürde kalmaya mahkumdur...

bir sehri güzel yapan, sehrin ruhu’dur... orada yasanilan hayattir... sehrin insana yasattigi hayattir... bir sehir ne kadar büyük olursa olsun, ister 6 ay sonra, ister 10 yil sonra size verecegi yenilikler sonunda tükenecektir... oysa sehrin verdigi, yasattigi ruh, elde tutulur, göz ile görünür seylerin aksine daha kalicidir...

bunun farkina varmak için ise bahse konu sehirde yasamak gerekir. ha bir ziyaretle anlasilmaz mi bu? anlasilir belkide... eger bir sehre vardiginizda sizi içine çekiyorsa o sehrin ruhu, ruhunuza uygun demektir... sehrin, görülmeye deger bir seyi olmayan caddelerinde, sokaklarinda, carsilarinda dolasirken sizi her hangi bir sebepten dolayi sikmiyorsa, insanlari sikmiyorsa o sehir güzel sehirdir bana göre...
tursu
hemen istanbul ve izmir geliyor akla ama gariptir istanbullular izmir’i sallamazken ,izmirliler istanbul’dan nefret ediyor genelde.
sofistik
nufusunun cogu ticaret, sanayi veya yonetimle ilgili islerle ugrasan, tarimsal etkinliklerin olmadigi yerlesim alani, kent
rebelde
siire doldu kocaman bir sehir,
sehirle birlikte,
sikisik bir otobuste cama dayadi yanagini...
gectikten sonra kocaman bir denizi,
ellerine dusurdu sair,
kucuk siirini.
rebelde azul aliento

bu siiri yazdiran tema. istanbulla es anlamli oldugunu dusunurum.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol