en çok gitmek istediğim fransız okuluydu. disipliniyle ünlüdür.
notre dame de sion
(bkz: notre dame de paris)
bir zamanlar çıkışlarında cirit attığım, kızlarının kışın bile kısacık etek ve cillop gibi çorapsız bacaklarla okula geldiği hatta kızlarının taş gibi olduğu okuldur. çok kız tanımışımdır bu okuldan hepsi de taş gibidir.
aynaya bakmanin yasak oldugu okul
bu sene 150. yilini kutlayan notre dame de sion 1856 yilinda notre dame de sion cemiyetine mensup 12 rahibe nin gemiyle istanbula gelmeleriyle kurulan ve o yillardan beri suregelen bir okuldur. bu okul 1990 ylina gelene kadar israrla sadece kapilarini kiz ogrencilere acmis karma egitime bir turlu sicak bakmamistir. . bu sebeble okulun yuzelli yillik tarihinde tek bir erkek ogrencisi olmamis ta ki 1996 ogretim yilina kadar.. 1995-96 ders yilinin sonunda o zamanki mudire gonul hanimin onumuzdeki yil okulumuza erkek ogrenci de alacagiz demsiyle birlikte okulda buyuk bir gurultu kopmus soylentilere gore butun kiz ogrenciler havaya ucmus..
96-97 ogretim yilinda okula baslayan kucuk erkekler ablalarinin tacizine maruz kalmis.. okulun ablalari surekli bu kucuk erkeklerden makas aliyorlarmis.. alinan bu radikal karar sonucunda notre dame de sion daki 150 yillik kizlarin egemenligi boylece ortadan kalkmis
bu okul kimleri yetistirmemis ki.. 150 yil boyunca butun seckin aileler kizlarini bu okula yollamislar.. dame de sion son derece kati disipliniyle asla taviz verilmeyen kurallariyla ogrencileri tabiri caizse canindan bezdiren bir okul olmus.. ama yillar sonra bu okuldan mezun olan unluler okul yillarini soyle anlatiyorlar..
tiyatro sanatcisi fusun erbulak;
1962 mezunuyum. bizim donemimizde sapka, siyah corap giyme zorunlulugu vardi, gercekten cok katiydi disiplini. ama ben okulumu cok sevdim. tiyatrocu olmak istiyordum daha once operayla ilgilenen bir rahibe benim bu kararimi cok desteklemisti. fransiz edebiyati ve felsefe sevgimi, bilgilerimi cok cabuk ezber yapabilmeyi okuluma borcluyum. dame de sion okulunda egitimin mistik bir yonu vardi, baskalarini dusunme gibi dusunceler asilarlardi.
alarko holding yonetim kurulu uyesi leyla alaton;
1977-1980 doneminde lise egitimimi orada aldim. gercekten cok kati bir disiplini vardi. fakat cok ileri buldugum bir uygulamasi vardi
ogrencilere sigara icme odasi ayirmislardi. okulda okudugum yillarda bitirince onunden bile gecmeyecegim diye yeminler ediyordum. gel gorki simdi notre dame de sion un yonetim kurulunda yer aliyorum. iste boyle bir okul . orada aldigim egitim bana is hayatimda disiplinli olmyi ogretmistir.
tiyatro sanatcisi ayla algan
1950 lerde orta okulu burada okudum. daha sonra liseye paris te devam etim. fransaya gittigimde oradaki hocalarim orta okulda fransizcamin cok iyi oldugunu soylerlerdi. hatta eski turkce okuyamadigim kurani kerimi pariste fransiz ca okumustum.
benim okudugum donemde asiri disilin vardi. sorlerin etkin oldugu bir donemdi ancak rahibeler bize hic bir zaman din ogretmediler. fakat inancin getirdigi kurallar vardi. yemek yerken yemegini birakmama, fakirleride dusunmeyi asilarlardi. mesela aynaya bakmak yasakti, cunku orada dis guzelligin degil , ic dunyanin saglam tutulmasi gerektigi ogretilirdi.
bu okuldan mezun olan diger onemli sahsiyetler de ;
ataturkun manevi kizlari nebile afet, rukiye hanimlar. neveser kokdes (ilk kadin bestecimiz) sevinc inonu bedia muvahhit, adile ayda (ilk kadin senator ve elci) emine beraat ungor (ilk kadin hukukcu) prof dr. belkis mutlu (istanbul resim ve heykel muzesi muduru) fureya koral (ilk kadin seramik sanatcisi) aliye berger (ilk turk kadin gravur sanatcisi) fahrunisa zeyd (ilk kadin ressam) prof. dr. nezahat arkin (istanbul universitesi psikoloji kursusu eski baskani) neyyire sabit tugsavul (yargutayda ilk kadin raportor uye) turkan rado, prof. dr. bedriye kot, isil tuzunkan kochisaroglu, gencay gurun (eski millet vekili ve sanat yonetmeni ) iro kaplangi, leyla alaton, piraye antika, nusin oral, fatos erbil, gila benmayor, mine kirikkanat, feyza algan, vivet kanetti, balcicek pamir, fureya koral, mehves demirer, filiz kartal, bilgi akkor, ayla algan, leyla tecer, guher-suher pekinel, prof.dr. nermin abadan unat, prof.dr. meral uysal, oya baydar, nora seni, tomris alpay, nesrin altinova....
meshur notre dame de sion cezasi "retenue de samedi"
notre dame de sion da okula girildig andan itibaren fransizca konusulurdu kesinlikle turkce konusmak yasakti.. bir arkadasiniz sizin turkce konustugunuzu duyarsa size tablet adi verilen bir tahta getirirdi. uc kere tablet ile yakalanan okulun meshur cumartesi cezasina carptirilirdi yani retenue de samedi cezasina. bu cezayi alan ogrenci cumartesi gunu ogleden sonra iki saat boyunca ogretmen gozetiminde ben kotu bir cocugum diye yazdirilardi yuzlerce kere...
bu sene 150. yilini kutlayan notre dame de sion 1856 yilinda notre dame de sion cemiyetine mensup 12 rahibe nin gemiyle istanbula gelmeleriyle kurulan ve o yillardan beri suregelen bir okuldur. bu okul 1990 ylina gelene kadar israrla sadece kapilarini kiz ogrencilere acmis karma egitime bir turlu sicak bakmamistir. . bu sebeble okulun yuzelli yillik tarihinde tek bir erkek ogrencisi olmamis ta ki 1996 ogretim yilina kadar.. 1995-96 ders yilinin sonunda o zamanki mudire gonul hanimin onumuzdeki yil okulumuza erkek ogrenci de alacagiz demsiyle birlikte okulda buyuk bir gurultu kopmus soylentilere gore butun kiz ogrenciler havaya ucmus..
96-97 ogretim yilinda okula baslayan kucuk erkekler ablalarinin tacizine maruz kalmis.. okulun ablalari surekli bu kucuk erkeklerden makas aliyorlarmis.. alinan bu radikal karar sonucunda notre dame de sion daki 150 yillik kizlarin egemenligi boylece ortadan kalkmis
bu okul kimleri yetistirmemis ki.. 150 yil boyunca butun seckin aileler kizlarini bu okula yollamislar.. dame de sion son derece kati disipliniyle asla taviz verilmeyen kurallariyla ogrencileri tabiri caizse canindan bezdiren bir okul olmus.. ama yillar sonra bu okuldan mezun olan unluler okul yillarini soyle anlatiyorlar..
tiyatro sanatcisi fusun erbulak;
1962 mezunuyum. bizim donemimizde sapka, siyah corap giyme zorunlulugu vardi, gercekten cok katiydi disiplini. ama ben okulumu cok sevdim. tiyatrocu olmak istiyordum daha once operayla ilgilenen bir rahibe benim bu kararimi cok desteklemisti. fransiz edebiyati ve felsefe sevgimi, bilgilerimi cok cabuk ezber yapabilmeyi okuluma borcluyum. dame de sion okulunda egitimin mistik bir yonu vardi, baskalarini dusunme gibi dusunceler asilarlardi.
alarko holding yonetim kurulu uyesi leyla alaton;
1977-1980 doneminde lise egitimimi orada aldim. gercekten cok kati bir disiplini vardi. fakat cok ileri buldugum bir uygulamasi vardi
ogrencilere sigara icme odasi ayirmislardi. okulda okudugum yillarda bitirince onunden bile gecmeyecegim diye yeminler ediyordum. gel gorki simdi notre dame de sion un yonetim kurulunda yer aliyorum. iste boyle bir okul . orada aldigim egitim bana is hayatimda disiplinli olmyi ogretmistir.
tiyatro sanatcisi ayla algan
1950 lerde orta okulu burada okudum. daha sonra liseye paris te devam etim. fransaya gittigimde oradaki hocalarim orta okulda fransizcamin cok iyi oldugunu soylerlerdi. hatta eski turkce okuyamadigim kurani kerimi pariste fransiz ca okumustum.
benim okudugum donemde asiri disilin vardi. sorlerin etkin oldugu bir donemdi ancak rahibeler bize hic bir zaman din ogretmediler. fakat inancin getirdigi kurallar vardi. yemek yerken yemegini birakmama, fakirleride dusunmeyi asilarlardi. mesela aynaya bakmak yasakti, cunku orada dis guzelligin degil , ic dunyanin saglam tutulmasi gerektigi ogretilirdi.
bu okuldan mezun olan diger onemli sahsiyetler de ;
ataturkun manevi kizlari nebile afet, rukiye hanimlar. neveser kokdes (ilk kadin bestecimiz) sevinc inonu bedia muvahhit, adile ayda (ilk kadin senator ve elci) emine beraat ungor (ilk kadin hukukcu) prof dr. belkis mutlu (istanbul resim ve heykel muzesi muduru) fureya koral (ilk kadin seramik sanatcisi) aliye berger (ilk turk kadin gravur sanatcisi) fahrunisa zeyd (ilk kadin ressam) prof. dr. nezahat arkin (istanbul universitesi psikoloji kursusu eski baskani) neyyire sabit tugsavul (yargutayda ilk kadin raportor uye) turkan rado, prof. dr. bedriye kot, isil tuzunkan kochisaroglu, gencay gurun (eski millet vekili ve sanat yonetmeni ) iro kaplangi, leyla alaton, piraye antika, nusin oral, fatos erbil, gila benmayor, mine kirikkanat, feyza algan, vivet kanetti, balcicek pamir, fureya koral, mehves demirer, filiz kartal, bilgi akkor, ayla algan, leyla tecer, guher-suher pekinel, prof.dr. nermin abadan unat, prof.dr. meral uysal, oya baydar, nora seni, tomris alpay, nesrin altinova....
meshur notre dame de sion cezasi "retenue de samedi"
notre dame de sion da okula girildig andan itibaren fransizca konusulurdu kesinlikle turkce konusmak yasakti.. bir arkadasiniz sizin turkce konustugunuzu duyarsa size tablet adi verilen bir tahta getirirdi. uc kere tablet ile yakalanan okulun meshur cumartesi cezasina carptirilirdi yani retenue de samedi cezasina. bu cezayi alan ogrenci cumartesi gunu ogleden sonra iki saat boyunca ogretmen gozetiminde ben kotu bir cocugum diye yazdirilardi yuzlerce kere...
yahudi kokenli olup fransa’ya yerlestikten sonra katolik olan iki kardesin kurdugu toplulugun dunyanin 9 ulkesinde 19 tane dame de sion okulu bulunmaktadir.
turkiye’deki notre dame de sion 1856 yilinda 18 rahibe tarafindan kurulmustur. egitime baslar baslamaz da kurucularinin istegi dogrultusunda yahudi ogrencileri de almis ve yahudilere de esit haklarin verilmesini savunmuslardir.uzun yillarca okul birincileri cok caliskan ve hirsli yahudi ogrenciler olmustur. ilk baslarda yabanci ogrencilerin egitim gordugu bu disiplinli okulda musluman ogrencilere en erken 1886 yilinda rastlanmistir.
disiplini ve iyi egitimiyle bilinen okulda en basta ogrenilenler dini,dili,irki farketmeksizin herkesin esit oldugu, durustluk, ustun dil bilimi, kultur, disiplindir.
degisik kurallari bulunan okulda kurallardan biri,onceleri ogrencilerin her gun kendilerine bir onceki gunle ilgili not verirlermis.ogrencilerden tamamiyle durust olmasi istenir ve notlarinin dusuk ya da yuksek olmasinin nedeni sorulmazmis. bir diger kural da bas rahibeyi basiyla selamlamakmis.her yere gidilirken siraya girilmesi ve kesinlikle az konusulup, fransizca kullanilmasiymis.
turkiye’deki notre dame de sion 1856 yilinda 18 rahibe tarafindan kurulmustur. egitime baslar baslamaz da kurucularinin istegi dogrultusunda yahudi ogrencileri de almis ve yahudilere de esit haklarin verilmesini savunmuslardir.uzun yillarca okul birincileri cok caliskan ve hirsli yahudi ogrenciler olmustur. ilk baslarda yabanci ogrencilerin egitim gordugu bu disiplinli okulda musluman ogrencilere en erken 1886 yilinda rastlanmistir.
disiplini ve iyi egitimiyle bilinen okulda en basta ogrenilenler dini,dili,irki farketmeksizin herkesin esit oldugu, durustluk, ustun dil bilimi, kultur, disiplindir.
degisik kurallari bulunan okulda kurallardan biri,onceleri ogrencilerin her gun kendilerine bir onceki gunle ilgili not verirlermis.ogrencilerden tamamiyle durust olmasi istenir ve notlarinin dusuk ya da yuksek olmasinin nedeni sorulmazmis. bir diger kural da bas rahibeyi basiyla selamlamakmis.her yere gidilirken siraya girilmesi ve kesinlikle az konusulup, fransizca kullanilmasiymis.
harbiyede bulunan bu okul kurtulus savasi suresince bir cok misyonerlik faaliyetleri ustlenmistir, isgal guclerinin askerlerine yardimci olmustur.
bu okulla ilgili oncelikle sunu soylemek gerekir ki butun ndsliler bu okula misyoner okulu diyenlere mustafa kemalin kizlarinin okumasini karsi bir tez olarak sunmaktadir. sunu cok iyi bilmek gerekir ki mustafa kemal bu okulu cok sevdigi icin kizlarini gondermemistir, gonderdigi kizlari ki iclerinde afet inanda vardir hic biri bu okuldan mezun olmamistir hepsi 2 sene okuyup yurtdisina gitmislerdir. bunun sebebi sudur bu okullarin hepsi kapatilmak istenmistir bu kapsam bir cok okul kapatilmistir ancak nds ve benzeri okullar kalmistir, cumhuriyetin ilk yillarinda belirli bir egitim kadrosu gerekliydi ve bu egitim kadrosunun bir kismi yurtdisina gonderilip sonra gelenler icinden olacakti. o zamanlarin hakim olan dili fransizca oldugu icin mustafa kemal manevi kizlarinin fransizca ogrenip yurtdisina gitmelerini istemekteydi, bu yuzden de mustafa kemalin burada okuyan uc manevi kizi da sadece 2 sene okumaslardir. cok kisa zamanda cok isler yapilmasi gerektigi icin her ne kadar mustafa kemal bu okulu sevmese de boyle bir sey yapilmasi gerekmekteydi.
gunumuzdeyse ozellikle de sonra bir kac senede ozellikle de erkek ogrencilerinde alinmasiyla beraber iyice siradan bir lise haline donusmeye baslamistir, bir de mustafa kemal oldukten sonra egitim dilini tekrardan tamamen fransizca yapmislardir.
bu okulla ilgili oncelikle sunu soylemek gerekir ki butun ndsliler bu okula misyoner okulu diyenlere mustafa kemalin kizlarinin okumasini karsi bir tez olarak sunmaktadir. sunu cok iyi bilmek gerekir ki mustafa kemal bu okulu cok sevdigi icin kizlarini gondermemistir, gonderdigi kizlari ki iclerinde afet inanda vardir hic biri bu okuldan mezun olmamistir hepsi 2 sene okuyup yurtdisina gitmislerdir. bunun sebebi sudur bu okullarin hepsi kapatilmak istenmistir bu kapsam bir cok okul kapatilmistir ancak nds ve benzeri okullar kalmistir, cumhuriyetin ilk yillarinda belirli bir egitim kadrosu gerekliydi ve bu egitim kadrosunun bir kismi yurtdisina gonderilip sonra gelenler icinden olacakti. o zamanlarin hakim olan dili fransizca oldugu icin mustafa kemal manevi kizlarinin fransizca ogrenip yurtdisina gitmelerini istemekteydi, bu yuzden de mustafa kemalin burada okuyan uc manevi kizi da sadece 2 sene okumaslardir. cok kisa zamanda cok isler yapilmasi gerektigi icin her ne kadar mustafa kemal bu okulu sevmese de boyle bir sey yapilmasi gerekmekteydi.
gunumuzdeyse ozellikle de sonra bir kac senede ozellikle de erkek ogrencilerinde alinmasiyla beraber iyice siradan bir lise haline donusmeye baslamistir, bir de mustafa kemal oldukten sonra egitim dilini tekrardan tamamen fransizca yapmislardir.
gecen hafta 150. yilini kutlayan 2 devlet,2 dunya savasi,degisen hukumetler, onlarca felaket, sarsici sayisiz olaya ragmen ayakta kalabilmis ve tarihe sahitlik etmis koklu bir fransiz misyoner okulu. 5n1k’da kendisine ozel bir bolum yayinlanmis; okul tarihi, kurallari ve mezunlarindan bazilari ile ropartajlara yer verilmistir.
okul 2005 yilinda ’son klasiklerini’ mezun etmistir.
bir bucuk asirlik degismeyen kati kurallari ve disiplini yavas yavas degistirilmis ve okul 1992 yilinda adeta kokten degismis, bircok kurali kaldirilmis,eski disiplinine son verilmis, butun degerleri ve ozelligi bir nevi yok edilmistir.1996 yilindan itibaren erkek ogrenci almaya baslanmistir.
zamaninda en cok ragbet edilen yabanci egitim veren okulmus, oyle ki mustafa kemal ataturk bile manevi kizlarindan uc tanesini bu okula yazdirmis ve mezuniyetlerinde okuldan memnuniyetini dile getirmistir.
okul 2005 yilinda ’son klasiklerini’ mezun etmistir.
bir bucuk asirlik degismeyen kati kurallari ve disiplini yavas yavas degistirilmis ve okul 1992 yilinda adeta kokten degismis, bircok kurali kaldirilmis,eski disiplinine son verilmis, butun degerleri ve ozelligi bir nevi yok edilmistir.1996 yilindan itibaren erkek ogrenci almaya baslanmistir.
zamaninda en cok ragbet edilen yabanci egitim veren okulmus, oyle ki mustafa kemal ataturk bile manevi kizlarindan uc tanesini bu okula yazdirmis ve mezuniyetlerinde okuldan memnuniyetini dile getirmistir.
(bkz: neslin degisen sesi)
ulkemizdeki fransiz misyoner okullarindan bir tanesi.buradaki ogretmenlerin cogu fransa egitim bakanligi tarafindan misyoner olarak yollanir.ayrica eskiden sadece kiz okuluydu ancak son 6-7 senedir erkek ogrenci de almaktadir.
kimi zaman disipliniyle bezdiren, cogu zaman okul ruhunu hissettiren fransiz lisesi.
harbiye’deki fransiz lisesi.1800’lu yillarin sonunda bir grup rahibe tarafindan kurulmus,yakin gecmiste de karma egitime gecmistir.kizlarinin cok guzel oldugu soylenir.web:http://www.nds.k12.tr
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?