nineteen eighty four

0 /
elifielifine
-- spoiler ---

"bir zamanlar, erkekler bir kadının bedenine bakar ve çekici bulurlardı, işte o kadar. artık saf aşk ya da tutku söz konusu değildi. hiçbir duygu saf olamıyordu, çünkü her şeye korku ve nefret sinmişti. kucaklaşmaları bir savaş, orgazmlarıysa bir zafer olmuştu. bu, partiye indirilmiş bir darbeydi. sevişmek siyasal bir eylemdi.
--- spoiler ---

--- spoiler ---
"iki artı iki, dört eder.
bazen beş,
bazen de üç.
bazen ise aynı anda hepsi.
ne geçmiş ne şu an ne de gelecek kendi içinde vardır. gerçeklik insan zihnindedir.
hatalar yapan ve yakında ölmek üzere olan akılda değil kollektif ve ölümsüz parti aklındadır."
--- spoiler ---
elifielifine
dünya üç devlet arasında bölüşülmüş.acımasız bir despotluğun hakim olduğu ve her tarafın kameralarla gözetlendiği bir ülke.
savaşın barış, özgürlüğün kölelik, bilgisizliğin güç olduğu bu ülkede büyük birader tarafından sürekli gözetlendiğinizi dahi unutturma fırsatı verilmiyor.
aşkınızı bile yaşamaktan korktuğunuz 1984’ü okurken, dünyanın böyle bir durumun eşiğinde mi olduğu işten işten geçmiş büyük biraderlere kalmış çoktan dünya diye düşündüren kitap.
ilseyim
okuduktan sonra kafayı gömen deve kuşu gibi olmayı çok arzulamanıza ama bunu asla başaramamanıza yol açacak kitap. george amcam stalin’i eleştirmek için yazmış gerçi ama her sisteme her duruma uyarlanabilir anlattıkları. insanı paranoyak yapar. hiç bir okuduğunuza, hiç bir duyduğunuza, gördüğünüze, düşündüğünüze inanamazsınız.
westkhan
okuduğum en güzel kitaplardan biridir en feci tarafı ise insanın o psikolojik işkence altında sevdiğini bile bırakmasıdır insan garip bir varlıktır okunası sonra bir kahve eşliğinde oturulup düşünülesi ve tartışılası bir eserdir.
ilseyim
okuduktan sonra insanı paranoyak yapan kitap. inançlarını, doğrularını yerle bir ediyor. ne izlediğin haberlere, ne öğretilenlere, gösterilenlere inanabiliyorsun. kitap komünizmi eleştiren bir distopya aslında ama kitabı okuyunca kimi sistemlerin diğerinden daha iyi olabileceğine dair inancın da kalmıyor. her koşulda birilerinin daha güçlü olacağını ve bu gücü kullanacağını, bu sırada da kitleleri koyun gibi güdeceğini, çevrendeki insanların içine düştükleri uyku halini çok çarpıcı bir şekilde fark ediyorsun. çünkü -romanda olduğu gibi- insanlar dün ne yediklerini, dün kendilerini ne anlatıldığını unutuyorlar ya da unutmuş gibi gözükmek zorunda bırakılıyorlar. böyle olunca da her söylenene inanıyorlar.
romanda çok beğendiğim bir olay da adama işkence ede ede en sonunda bir elde altı parmak olduğuna inandırmaları. insanlara bir şeyi zorla kabul ettirmeye çalışınca insan sonunda kendisinden şüpheye düşüyor ve yanlışı doğru olarak kabullenebiliyor demek ki. bu da zamanında yapılan işkencelerin mantığını açıklıyor. bunlar gibi daha bir çok imge var gözlerini açılmasını sağlayan.
bir kere okuduktan sonra bir daha başımı kuma gömmeyi beceremediğin roman. kuma gömemek iyi midir, kötü müdür orasını hala düşünüyorum.
mrvai
ciddi anlamda bir komunizm elestirisi hakimdir kitapta. george orwell,kendisi ciddi bir komunism savunucusu iken bir gun savundugu dusuncenin aslinda yalnis,hasta bir dusunce oldugu kanısına varmistir ki 1984 ile bu dusuncesini anlatmıstır.onemli bir bilim kurgu eserdir. herkes kesinlikle okumalidir. medya gucunu gercekten cok iyi anlatır.gayet yalin bir anlatim hakimdir, carpıcıdır ve edebi eser sayilabilecek niteligi de tasir.
(ayrica ibm de reklamlarinda 1984 ten esinlenmistir)
not:1984’e benzer sayilabilecek bir baska bilim kurgu kitabı ise ray bradbury’nin (bkz: fahrenheit 451) adli eseridir.
zeyra
george orwell ın okuduğum ilk romanıdır ve kendisine hayran olmama yetmiştir. özgürlüğü istemek bir yana aramayı engellemek için düşünmenin bile yasak olduğu, sanki robot insanlar yaratılan, insanların sınıflandığı bir dünyayı muhteşem biçimde gözler önüne seriyor.
firatrock
george orwell’in 1949’da yayimlanan son kitabi.george orwell’in gerçek adı eric blair’dir kendisinin şu sözü meşhurdur. "all animals are equal but some animals are more equal than others"(tüm hayvanlar eşittir fakat bazı hayvanlar diğerlerinden daha da eşitir).
carpediem
çok etkileyici bir kitap kesinlikle. bazı şeylerin biraz daha farkına varmanızı saglar. okursunuz, bir paranoya başlar, haberlere inanamazsınız. inanmanın da gerekliligini hissetmezsiniz açıkcası. george orwell’a taparsınız. "harbiden yazmış adam!" dersiniz.
kitaptaki ayrıntılar okuyanı gerer, asıl konu yumuşak kalıyor gibi görünür fakat hiç de öyle değildir. kitabı bitirdiginizde yatın ve uyuyun ki o gerginligi atın üstünüzden. yoksa her dakika kitabı düşünüp, sersem gibi oluyor insan. ayrıca (bkz: big brother).
ithilquessir
teror, korku ve iskence kavramlarini yasamadan anlamaya en cok yaklasabileceginiz kitap her halde. bir gecede bitirilecek kitaplardandir ki bir bilimkurgu oykusunde epik bir ask romani olarak baslar. kisa zamanda tuyler urpertirici bir yorunge cizerek insanin icindeki umut ve sevince dayanan her seyi yiyip bitirir bu kitap.

harika yazilmistir. zevk alinmadan, uremek icin gorev olarak yapilan cinsel birlesme kavramina getirdigi gercekci yaklasimla yuzume soguk su carpmistir. okugum gunden beri bende "ruj fetisizmi" olusturmustur.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol