nevrotik sayıklamalar

8 /
darkofdirt
sayıklamalar;

saymaya başlasınız tüm sayıların aynı olduğunu görerek şaşıracaksınız. bu sizin sayıklamanız!

asıl olarak bunlar kokuşmuş. insanlığın baştan beri zayıf savaşçıları.
siz ancak sayıklarsınız. saymazsınız.
darkofdirt
nevrotik sayıklamalar;

sayıklamak yerine ormancıyı bırakarak odunları kesmesini neden sağlamıyorsun?
neden korkuların senin rüyaların!
sen neden güneşten kaçan bir yarı-tanrı olasın!
asıl olarak tuzağa düşmüşsün, en azılı düşmanın, kelimelerin.

güç kelimesinin altını boşalttıkça sen, onu renksiz söylemen değişmeyecek, sonuç olarak bu da sayıklama olucaktır.
sonunda tüm sevgiler kendini acındırarak yaşandı. hep birisi ellerini açıp bekliyordu.
burada doğan yavrular başları dik kazanmak ve kaybetmek nedir bilemedi!
rintruz
tanımsız kiralanan ucube bakışları öldürdüm..cinayetin adı gizli. nefessiz bıraktım kaburgalarını..içsel bir manzarada yaşayamama ağrısı asıldı boyunlarına..bak ne güzel görünüyor aynada yüzüm..
rintruz
alışkanlığım akıyor saçlarımdan..üşümüş avuçlarında dans ediyor
kelimeler.ışıksız bırakılsa da yar gözleri,peşinden türkü söyleyecek kadar cesurdur dili..geçitsiz yerlerde yüzer mi gemi?
rintruz
metinsiz sayfalarda yiten bir sevinçsin gözü kapalı,ehemmiyeti sabırsız salıncaklara mahkum edilen yarınsız bir ağıt,hasret yüreğinde yıkanan manşetsiz şaşkın yüzleriz...düştüğün sayfalar kanıyor,izlerin aynadan bakarken ki alnım...halim yok kimlikteki bu zorunlu hale...

kök sal sen kendi içinde...gölgem yeter dinlenebilmek için yaşamın kıyısında.
rintruz
kelimelerin arasında,göz ucuna iliştirsem derin bir hüzün...kim kalkıp satır aralarına sızar ki?
sığmayı beklemiyorum bu daracık kutuya ama nefessiz kalmakta nedir bu derin sayfalarda...tüm kapılar kilitli...aynalar ağlar bu gece...ama aynaya bakan ben değilim...
katran olan sadece gece değil...yürek geceden de siyah...
baş ucuma bir kitap bırakın...gözüm kapalı okuyayım.
rintruz
düşlerime yaslan,hali hazırda oyuncusu da ol...bir nehir aksın yaşayamadıklarımızı bize taşıyan..gürül gürül aksın..sesine kilitlensin gözlerimiz...sonra bir şey filizlensin..adını bilmediğim güzel bir şey..ama ney?
düş içinde düş olsun..bir toprak damda yan yana baksın ayaklarımız..sonra ney çalsın biri..sadece o ses olsun bu derin sessizlikte..karanlık hiç bu kadar onurlu durmamıştı karşımda..
sesim ne güzel çıkıyor değil mi?
rintruz
eksik şiirler var heybemde...bilsem ki bütün sancılar geçecek bitince o yüzden bitmese heybemde...bir tane kalsa hepsi silinse geçmişi vurmuş olur muyum vera?
ama ak bir kağıt var şu an metinsiz..imzalasam boş kağıdı,nereye katarlar beni övünçsüz.. her yol sapa değildir ama değil mi?ille de bahçeli bir ev vardır sonunda..perdelerine kelebekler konan,damından yağmur damlayan,kiremit ıslaklığında bir nefes alıyorum..gecikmiş bir çağrı olamaz mı bu, zamanlar gençliğime gelmişse...
rintruz
yüreğinde gizlediğin madde seni kaçırtıyorsa,sen sadece kodlara tutun...saklı bahçelerde kaldığın süre,yüreğinde ilmek olur kendiliğinde..çaresi iki satır arası değil belki ama uzun bir yol bu hepimizin yürüdüğü..bir bakarsın öyle bir yangın çıkmış,çöllerde kalırsın bedevi yangınlarda...gizle kendini..eğer böyle ateşe su lazım değilse..gizle kendini...sen ki buhranları kasabi bir körpesin..yaşın yaşın çürümek marifetse buyur kıyı senin..tek bir çakıltaşı.
rintruz
biliyorum aklında hala eprimiş sayfalar..ufku aynadan görünen saltanatlar..yamacına varmadan bir kentin hewsel bahçelerinde yayılan mis kokuyu oku..sana kıyılabilecek bir taraf sunsun diye...sende bakışlarından vur bir güvercini...neden farklı bir şey yüklensin ki sana..kıyısı yok benim memleketimin...bilirsin bir nehri var akan o kadar..onunda azalır suyu her yaz...bildiğimde kal...
rintruz
yaşadığımız konukluktan kim ayrıldıysa,sesi hâlâ kulaklarda..son tebessümler dudaklarının sağ tarafından asıldıysa da,onlar hep güzelken öldüler...katledilen çocukluğum gibi.
rintruz
_hiçbir şey ezbere yaşanmaz ve yaşanılmayan asla anlatılamaz,yaşanılanlarsa sadece koca bir hüzne boğulan koca susuşlar_
yüzünü çevirme vera!
inat,yüzünde duran en anlamlı ifade.
durum
ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana dokunamazsan, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim.
beni tut, herşeye rağmen tut.
durum
gidişinde gelişin gibi sadece hayaldi belki...düşlediğim düşlerim gibi...hani her gece düşü veren rüyalarıma..ve lacivert sisli bir gecede geleceğine inanmak,aslında hiç gelmeyeceğini bilmek gibi...
gidişinde aslında üzmedi beni yokluğun kadar, yoktun ki aslında...yokluğun kadar sevdim seni, yokluğun kadar özledim, yokluğunda hayal ettim...şimdi ancak yokluğun kadar nefret edebiliyorum senden...ne acı!!!
gittin,yoktun,hiç olmadın...
seni düşlemek mi?yinede güzeldi...kızgın bir çölde bir serapın bilinçsizce ardından koşar gibi...
rintruz
terleyen avuçlarımda kırmızı kar taneleri dans ediyor,biliyorum o istasyon yolunda yitrdim tüm gerçekleri...ama inadına yaşıyor o bilge yalnızlık.çarem yok.
durum
sana akıyorum, hiçbir şey bu akışı geri çeviremiyor.çünkü sen her taraftasın.sağımda,solumda,arkamda,karşımda.ne yana dönsem,ne yana yol almaya kalksam ulaşılacak her noktada sen duruyorsun.
akıyorum,çünkü senin yolunda yürüyorum.önüme çıkan hiçbir sapak,hiçbir kavşak ilgilendirmiyor beni.yürümenin en zor olduğu yol bu belki de.ama tozundan,toprağından,çakılından,çalısından şikayetçi değilim benbu yolun.sana ulaşmak için attığım her adımla mutlu oluyorum.
akıyorum,çünkü sesin de cismin de kuşatmış durumda beni.senin kuşatmana karşı savunma yapmıyorum.kalemin bütün kapıları açık.yıkıcı bir kuşatma olmadığını biliyorum.böyle bir teslimiyet rahatsız etmiyor beni.
akıyorum,çünkü yüzüne,gözlerine,ellerine baktıkça kendimi görüyorum.sesine yüklediğin gizli anlamları çözerken hep kendimden bir şey buluyorum.
akıyorum,çünkü paylaşacak daha çok şeyimiz var.bugüne kadar paylaştığımız her şey,daha sonra paylaşacaklarımızın da habercisi.hayatın herhengi bir yerinde bir çiçeği birlikte tutup,birlikte koklamak,sonra o kokunun bize verdiği hazla sıkı sıkı sarılmak istiyorum sana.
akıyorum,çünkü bir insanı tutkuyla,beklentisiz,delice sevmenin ne anlama geldiğini biliyorum.birini böyle seveceksem,bu sadece sen olmalısın.
akıyorum,çünkü"hayatın uslanmaz ruhusun"sen.işte ben bu ruha aşığım aslında.seninle yenileniyorum,seninle yüreğime çöreklenmiş ne kadar kötülük varsa arınıyorum.
akıyorum.bütün coşkumla...aşka dair ne varsa benimle birlikte onlar da akıyor sana.benim gibi coşkun bir denizi aktığı yolu çok iyi bilen bir ırmağa çevirebilecek tek güç sendin.orada kal.ayrılma yolumun üzerinden.sana ulaşamasam da bu yolda olmak bile yeterli bana!..(mavi dalgaya)
rintruz
suratını dağıtmaya geldin yine vera’nın.bıkmadın mı onu aynada lanetlemekten?düşüncelerinin arasında çürüyüşünü seyretmekten onur duyuyorsun.
dinle artık bırak seyretmeyi!
bir yıldız parlaklığında olabilir yansıması.göz ucu yitsin.
karanlıkta daha yetkin olabilir kelimelerin.
der ki:
beni kelimelerinle aydınlat,ışığınla değil.
herkesin yaptığını değil,kimsenin yapamadığını yap!
8 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol