sonunu düşünen kahraman olamaz.
kurtlar vadisi ırak
bugun gittim.umduumu pek bulamadim.bunu aksiyon sahnelerinden kasitla soliorum.(fragmanda gorulen bikac aksiyonla sinirli kalinmis sanki.).amerikan askerlerinin yaptii zulumler gercekci,belki az bile yansitilmis ama amerikan askerleriyle catisma sahneleri gercekcilikten biraz uzak sanki...neyse gelelim filmin asil amacina.mehmet ali birandin(yanilmiosam) da bir yazisinda bahsettigi bi noktaya deginmek istiorum anladiim kadariyla amaci sizlere aktarmaya calisirken.belki de bu film yillardir amerika abinin icimizde biriktirmis oldugu bastirilmislik,ezilmislik duygusunun bi haykirisi niteligindedir.artik iice cigirindan cikmis olan ve 55,56 yil oncesinin hitler almanyasiyla(benim kanimca)trajik benzerlikler gostermeye baslamis olan abd nin ozgurluk yayma demokrasi getirme adi altinda yapmis olduu zulumlere bi haykiris belki de.onun disinda icimde milli duygulari da bolca uyandiran bi filmdi.tabi herkesde uyandirmamis olabilir.(filmi izleyen ve kendi askerlerinin rezilligini gormek istmeyen bunu bi abarti olarak nitelendiren amerikanlar haric)her bunyeye farkli etkiler gosterebilecek olan izlenmesi gereken ilginc bi film kurtlar vadisi irak benim kanimca.neyse birazcik uzattim sanirim cumleler arsinda belki cok fazla baglanti kuramadim ama aklima ne geldiyse yazdim affiniz siginarak bu yaziyi burada noktaliyorum...
filmden:
- polat: tanrinin cocuguymus...
- mematii: orospucocugu.
- polat: tanrinin cocuguymus...
- mematii: orospucocugu.
bugün en sonunda gördüğüm ve türk sineması adına istenirse neler yapılabileceğine şahit olduğum güzel film.
öncelikle kurtlar vadisi’ni diziden de çok seviyorsanız, amerikan kapitalizmi karşıtıysanız, amerika’nın bir çok masum halkın geleceğini çaldığına içiniz yanıyorsa mutlaka hoşunuza gidecektir bu film.
film kendi içinde iki üç farklı olayı anlatmak amacında biri ırak’taki iktidar kavgası ve bu iktidar kavgası sırasında amerikalıların tarafları nasıl birbirine düşürdüğü, ikincisi ırak’ta yaşanan sosyolojik dram ve de amerikan askerlerinin yaptığı işkenceler adeta belgesellere konu olacak kadar güzel anlatılıyor, üçüncüsü ise bizim için önemli olan "çuval olayı".
filmdeki bir çok sahne hareketli ve güzel çekilmiş, çekimler gerçekten güzel, en önemlisi ise filmdeki konuşmalardı. hiçbir boş konuşma yoktu gerçekten içeriği çok güzel doldurulduğu gerekli yerlere gerekli mesajlar veren konuşmalar vardı.
filmde beni en çok etkileyen sahneler ise filmin başındaki karakolun amerikan askerleri tarafından basılmasıydı, orada komutanın ankara ile temasa geçip " komutanım ölmek için emirlerinizi bekliyorum arz ederim" demesi ve onu derken ki ağlamamak için kendisini zor tutması gerçekten çok etkileyiciydi. bir diğer etkileyici sahne ise iki dine inanan insanların nasıl ibadete yöneldikleriyle alakalı burada zikr ve şeyh olaylarına girilmiş ancak her ne kadar tasvip etmesemde filmde anlatılan şeyh olayı çok farklı bir anlam ifade etmekte bu ırak koşullarında.
etkileyici bir diğer şey ise polat alemdar ile amerikan komutan sam marshall arasında geçen sert diyalogta sam marshall’ın söyledikleriydi: "50 yıldır paranızı da silahlarınızı da biz veriyoruz, neden bir şey üretemiyorsunuz, komunizm belasından gelin bizi kurtarın diyen de sizdiniz, sizin hep kırmızı çizgileriniz var zaten kırmızı çizgilerinizin hepsi sildik ortadan kaldırdık ama nedense buna laf etmiyorsunuz da 11 tane askerinize çuval geçirince laf ediyorsunuz, biz size silahları yolladık ama yanımızda savaşa girmediniz sizi yanımızdan atmamızı kaldıramıyorsunuz." şimdi türk dış ve iç politikasında son 50 yılda yapılan bütün yanlışları bir filmde amerikan komutanını oynayan bir amerikalı mı halka dürüstçe söyleyecekti? bu mu olmalıydı? bu ülkede bu halka tüm gerçekleri söyleyecek dürüst bir politikacı yok mu?
film genel olarak güzelken iki şey kötüydü birincisi trene atlama sahnesini tam çekmemişler ve bu da bir eksik gibi durmuş ikincisi ise daha doyurucu bir sonu olabilirdi.
öncelikle kurtlar vadisi’ni diziden de çok seviyorsanız, amerikan kapitalizmi karşıtıysanız, amerika’nın bir çok masum halkın geleceğini çaldığına içiniz yanıyorsa mutlaka hoşunuza gidecektir bu film.
film kendi içinde iki üç farklı olayı anlatmak amacında biri ırak’taki iktidar kavgası ve bu iktidar kavgası sırasında amerikalıların tarafları nasıl birbirine düşürdüğü, ikincisi ırak’ta yaşanan sosyolojik dram ve de amerikan askerlerinin yaptığı işkenceler adeta belgesellere konu olacak kadar güzel anlatılıyor, üçüncüsü ise bizim için önemli olan "çuval olayı".
filmdeki bir çok sahne hareketli ve güzel çekilmiş, çekimler gerçekten güzel, en önemlisi ise filmdeki konuşmalardı. hiçbir boş konuşma yoktu gerçekten içeriği çok güzel doldurulduğu gerekli yerlere gerekli mesajlar veren konuşmalar vardı.
filmde beni en çok etkileyen sahneler ise filmin başındaki karakolun amerikan askerleri tarafından basılmasıydı, orada komutanın ankara ile temasa geçip " komutanım ölmek için emirlerinizi bekliyorum arz ederim" demesi ve onu derken ki ağlamamak için kendisini zor tutması gerçekten çok etkileyiciydi. bir diğer etkileyici sahne ise iki dine inanan insanların nasıl ibadete yöneldikleriyle alakalı burada zikr ve şeyh olaylarına girilmiş ancak her ne kadar tasvip etmesemde filmde anlatılan şeyh olayı çok farklı bir anlam ifade etmekte bu ırak koşullarında.
etkileyici bir diğer şey ise polat alemdar ile amerikan komutan sam marshall arasında geçen sert diyalogta sam marshall’ın söyledikleriydi: "50 yıldır paranızı da silahlarınızı da biz veriyoruz, neden bir şey üretemiyorsunuz, komunizm belasından gelin bizi kurtarın diyen de sizdiniz, sizin hep kırmızı çizgileriniz var zaten kırmızı çizgilerinizin hepsi sildik ortadan kaldırdık ama nedense buna laf etmiyorsunuz da 11 tane askerinize çuval geçirince laf ediyorsunuz, biz size silahları yolladık ama yanımızda savaşa girmediniz sizi yanımızdan atmamızı kaldıramıyorsunuz." şimdi türk dış ve iç politikasında son 50 yılda yapılan bütün yanlışları bir filmde amerikan komutanını oynayan bir amerikalı mı halka dürüstçe söyleyecekti? bu mu olmalıydı? bu ülkede bu halka tüm gerçekleri söyleyecek dürüst bir politikacı yok mu?
film genel olarak güzelken iki şey kötüydü birincisi trene atlama sahnesini tam çekmemişler ve bu da bir eksik gibi durmuş ikincisi ise daha doyurucu bir sonu olabilirdi.
zikir sahnesine kadar muhtesem olan, ondan sonra hollywoodlasan film.
filmin bir yerinde geçen konuşmaysa gerçekten dikkat çekiciydi. amerikan komutan sam marshall türkmenlerin başını, arapların başını ve kürtlerin başını sorunları dinlemek üzere yemeğe davet etmiştir. kürt lidere sizin ne gibi bir istediğiniz var diye sorar;
kürt lider: halkım için daha çok maddi desteğe ihtiyacım var.
sam marshall: cia’daki stajerler bile son 20 yıldır bu sözün kürtçesini duya duya ezberlediler.
kürt lider: halkım için daha çok maddi desteğe ihtiyacım var.
sam marshall: cia’daki stajerler bile son 20 yıldır bu sözün kürtçesini duya duya ezberlediler.
daha vizyona girmesinin uzerinden cok kisa bir zaman gecmi$ olmasina ragmen $imdiden p2p programlarina du$mu$ olan film.
onemli edit:p2p lere du$en kurtlar vadisi irak filmi porno cikti.polat alemdar falan da oynamiyor hic heveslenmeyin.
onemli edit:p2p lere du$en kurtlar vadisi irak filmi porno cikti.polat alemdar falan da oynamiyor hic heveslenmeyin.
şu mesaj islam alemi için önemlidir;
"sabahları namaza kalkmadık düşman gelip zorla gece bizi yataklarımızdan kaldırdı."
"sabahları namaza kalkmadık düşman gelip zorla gece bizi yataklarımızdan kaldırdı."
izlerken hayatımı ne kadar gereksiz harcadığımı bir kez daha hisstememe yol açan ve 10 milyon doların nereye harcandığını da ayrıca kafamda bir soru olarak oluşturan yegane film.
sinemada seyrettigim en boktan filmlerden biriydi. ajitasyondan baska bir halt yok. sanatsal acidan degerlendirmek bile hata olur. filmi begenmek icin diziyle sadakatle baglı olup sorgulamamak gerekli. figuranlar, esas adamlardan cok cok cok daha iyi oynamislar. ama onlarin yonetmen kardesleri yok tabi.
dillere dolanan canlı bomba sahnesi nedeniyle filme gidilme ihtiyacı duyulmuştur, ancak çıkışta mal olunmuştur, bir türkmen türküsü diye bildiğim altın hızma türküsü ile bitmesi ayrı bir hoşluktur. ölen sevgili leyla, bir türkmen kızı değil, arap kızıdır, sevimlidir ve polat kişisi damda bu leyla kişisi ile yanyana otururken, biraz öne doğru oturmasına rağmen aradaki boy farkını kapatamamıştır.
filde ki amerikan askerleri ile cnn ya da bbc de gordugum amerikan askerleri arasında ucurumlar gordum. tv de izlediklerim genelde gozluklu biraz celimsiz, cirkin tipler. elbette ki iclerinde rambo gibi adamlar vardır lakin ben gormedim. oysa ki filmde abd askerlerine dikkat ederseniz amerikan porno filmlerinde oynayan tiplere benzemektedir. örnegin uzun sarı saclı bir tip, jipin ustunde makinalı silahı tutarken biraz sonra, silahın ırzına gececekmiş gibi durmaktadır.
sinema arasından gec geldiğim için canlı bomba sahnesini kaçırdığım film.
umarım yabancılar da filmi seyreder de kendi kendimize gelin güvey olmayız.
umarım yabancılar da filmi seyreder de kendi kendimize gelin güvey olmayız.
ırakta ki savaşı saddam hüküetine degilde türkiye ye yönelikmiş gibi gösteriyor.
şöyle ki;
filmde, ırak ta bulunan dört milliyet üzerinde duruluyor; araplar, kürtler, türkmenler ve işgalci amerikalılar.
amerikalılar; araplara ve türkmenlere yönelik şiddet uyguluyorlar. kürtleri destekliyorlar.
kürtler; belli bölgelerin yönetimini ele geçirmiş, türkmenlere yönelik, köy boşaltma gibi uygulamarda bulunuyorlar. amerikalılardan destek alıyor, araplarla sorunları yok gibi gözüküyor.
araplar; bütün hayatlarını amerikalıların tacizi altında geçiriyorlar. kürtlerle, türkmenlerle sorunları yok gibi gözüküyor.
türkmenler; hem amerikalıların hem de kürtlerin tacizine ugramaktadır. araplarla sorunları yok gibi gözüküyor.
filme böyle bakınca ırak, sadece türkmenlerden oluşuyor, araplar dışında herkes türkmenlerin düşmanı, amerika nın müdahalesi ırak a degil türkiye ye gibi gözüküyor.
amerika, irak ta türkiye ile savaşıyor izlenimi yaratıyor. film bu yönüyle bana saçma geldi.
şöyle ki;
filmde, ırak ta bulunan dört milliyet üzerinde duruluyor; araplar, kürtler, türkmenler ve işgalci amerikalılar.
amerikalılar; araplara ve türkmenlere yönelik şiddet uyguluyorlar. kürtleri destekliyorlar.
kürtler; belli bölgelerin yönetimini ele geçirmiş, türkmenlere yönelik, köy boşaltma gibi uygulamarda bulunuyorlar. amerikalılardan destek alıyor, araplarla sorunları yok gibi gözüküyor.
araplar; bütün hayatlarını amerikalıların tacizi altında geçiriyorlar. kürtlerle, türkmenlerle sorunları yok gibi gözüküyor.
türkmenler; hem amerikalıların hem de kürtlerin tacizine ugramaktadır. araplarla sorunları yok gibi gözüküyor.
filme böyle bakınca ırak, sadece türkmenlerden oluşuyor, araplar dışında herkes türkmenlerin düşmanı, amerika nın müdahalesi ırak a degil türkiye ye gibi gözüküyor.
amerika, irak ta türkiye ile savaşıyor izlenimi yaratıyor. film bu yönüyle bana saçma geldi.
islam dini ile terörizmin bağdaştırılamayacağı yönündeki mesajlar çok yerindeydi.hatta bu film sayesinde ilk defa zikir olayına farklı bir boyuttan bakma şansı edindim.üzüldüğüm nokta polat ne zaman bir manita yapsa ölüyor.kısmtese başka bir filme.
reklam adı altında tv kanallarına dusmus yayınlanmamıs sahnesı neredeyse kalmamıs film
almanyada yasaklanmasi gundemde olan film. efendim bu film guya batiya nefret ettirecek turdenmis. yahudiler kotu gosteriliyormus. mis-mus.
ulan adama sormazlarmi karikaturlere gelince fikir ozgurulugu oluyorda, amerikalilarin irakta ne bok yedigini gosteren bir filme gelince irkcilik oluyor?
ulan adama sormazlarmi karikaturlere gelince fikir ozgurulugu oluyorda, amerikalilarin irakta ne bok yedigini gosteren bir filme gelince irkcilik oluyor?
filmi begenirsiniz begenmezsiniz...
fakat bir gercek var ki oda amerikanin irakte ne bok yedigini gostermesidir. evet bir kac sahnesi, ozellikle catisma sahneleri, biraz abartilidir.
bu film amerikada bile yanki bulduguna gore, bu filmde bir is var demektir. filmin ve ekibinin asla basarilari soyle veya boyle kucumsenmemelidir.
ayrica abddeki dizilerde turkler terorist(izmir dogumlu olup ana dili! arapca! olan, adlari bati ismileri olan garip karakterler)gosteriliyorda amerikalilara gelince yok efendim abartmislar denmemesi gerek.
fakat bir gercek var ki oda amerikanin irakte ne bok yedigini gostermesidir. evet bir kac sahnesi, ozellikle catisma sahneleri, biraz abartilidir.
bu film amerikada bile yanki bulduguna gore, bu filmde bir is var demektir. filmin ve ekibinin asla basarilari soyle veya boyle kucumsenmemelidir.
ayrica abddeki dizilerde turkler terorist(izmir dogumlu olup ana dili! arapca! olan, adlari bati ismileri olan garip karakterler)gosteriliyorda amerikalilara gelince yok efendim abartmislar denmemesi gerek.
sonu dışında güzel bulduğum film..keşke polat ağlarken bitirmeselermiş..yani o kadar şey oldu filmin içinde,sam denen şahıs öldü vs..ve bu kadar şeyin üstüne bir kızın arkasından ağlarken bitmeseydi diyorum..
izlenebilitesi güzel bi dizinin flimi..türklük ve insanlık duygusunu öne cıkaran göğüs kabartan,hollywood teknolojisini kullanmıs ender türk flimlerinden birisi..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?