korkunun fayda etmediği şey

tasarimharikasi
korkunun fayda etmediği şey gene korkudur arkadaşlar. paradoks gibi görünmesine rağmen gerçek budur. bizler dayatılan düzenin "ölümden korkma" haline kurgulandığımız için ölüm bir öcü olarak görünür, keza ecel de öyle.

gerçek esasında hiç de öyle değildir. çünkü ölüm bir son değil aksine bir başlangıçtır. dolayısıyla korkmamız gereken olgu tam tersidir. nasıl yaşayacağımız ya da yaşamaktan nasıl kurtulamayacağımızla alakalı bir durumdur.


şöyle ki: bir gün evinizden çıktınız, okulunuza yahut işe doğru yola koyuldunuz, aniden bir araba çarptı öldünüz! acı değil mi? esasında gülünç, çünkü korktuğunuz ölüm olsaydı bunu hesaplama namına bir mekanizma devreye girerdi. halbuki siz yaşarken belli olgulara sığınamamaktan korkuyorsunuz. içten içe ölümü arzulayarak, yaşamdaki "gelenek"leri hiçe sayarcasına kurtuluşa ermek istiyorsunuz. hakkınız da! sonuçta insanlar yapmadıklarından ya da düşündüklerinden yargılanamazlar. sadece arzularlar.

o yüzden korkunun fayda etmediği olgu yaşamda eksik kalmaktır. kah uzuvsuz, kah sevdiğiniz birini kaybetmenin etkisi... ama ölüm bu işin içinde güzel bir yoldur. dikensiz, acısız ve sade görünerek sizde coşkulu hazlar bırakabilen...
mmkurabiye
eceldir.
(bkz: ecele faydası olmayan şey)

gerçek anlamı ile kullanılabildiği gibi, mecazen bir durumu tasvir için de kullanılabilir.
mesela, hasta kişi, doktordan korksa dahi doktora gitmek durumundadır.
korkuyor olması doktora gitme mecburiyetini ortadan kaldırmaz.

hatta şöyle bir bağlama yapalım:
kişi hem doktora gitmekten korkuyor hem de hasta olmamaya dikkat etmeksizin yaşıyorsa biz bu duruma bile bile lades diyebilir miyiz?
evet, diyebiliriz.
ayrıntılı bilgi için:
(bkz: bile bile lades)

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol