pink floydun the division bell albumundeki bir diger enfes parcasi.
sozleri ise
for millions of years mankind lived just like animals
then something happened which unleashed the power of our imagination
we learned to talk
there s a silence surroundiing me
i can t seem to think straight
i ll sit in the corner
no one can bother me
i think i should speak now
why won t you talk to me
i can t seem to speak now
you never talk to me
my words won t come out right
what are you thinking
i feel like i m drowning
what are you feeling
i m feeling weak now
why won t you talk to me
but i can t show my weakness
you never talk to me
i sometimes wonder
what are you thinking
where do we go from here
what are you feeling
it doesn t have to be like this
all we need to do is make sure we keep talking
why won t you talk to me
i feel like i m drowning
you never talk to me
you know i can t breathe now
what are you thinking
we re going nowhere
what are you feeling
we re going nowhere
why won t you talk to me
you never talk to me
what are you thinking
where do we go from here
it doesn t have to be like this
all we need to do is make sure
we keep talking
keep talking
(bkz: keep walking)
(stephan hawking) milyonlarca yıl boyunca insanoğlu tıpkı hayvanlar gibi yaşadı
sonra bir şey oldu hayal gücümüzün dizginlerini salıveren
ve öğrendik konuşmayı
bir sessiz1ik var beni kuşatan
doğru düşünebileceğimi zannetıniyorum
köşede oturacagım
kimse rahatsız edemeyecek beni
şimdi konuşmam gerekiyor sanırım ~ neden benimle konuşmuyorsun?
şimdi konuşabileceğimi zannetmiyorum ~ benimle hiç konuşmuyorsun!
sözcüklerim doğru çıkmayacak ~ ne düşünüyorsun?
sesimin boğulduğunu hissediyorum ~ ne hissediyorsun?
şimdi kendimi zayıf hissediyorum ~ neden benimle konuşmuyorsun?
fakat zayıflığımı gösteremem ~ beniırıe hiç konuşmuyorsun!
bazen merak ederim ~ ne düşünüyorsun?
buradan nereye gidiyoruz ~ne hissediyorsun?
böyle olması gerekmez
tüm yapmamız gereken konuşmayı sürdürdüğiimüzden emin olmaktır
neden benimle konuşmuyorsun ?
benimle hiç konuşmuyorsun !
ne düşünüyorsun?
ne hissediyorsun?
neden benimle konuşmuyorsun?
benimle hiç konuşmuyorsun ?
ne düşünüyorsun?
buradan nereye gidiyoruz?
sesimin boğulduğunu hissediyorum ~ şimdi nefes alamadığımı biliyorsun
hiçbir yere gitmiyoruz
hiçbir yere gitmiyoruz
böyle olması gerekmez
tüm yapmamız gereken konuşmayı sürdürdüğümüzden emin olmaktır
sonra bir şey oldu hayal gücümüzün dizginlerini salıveren
ve öğrendik konuşmayı
bir sessiz1ik var beni kuşatan
doğru düşünebileceğimi zannetıniyorum
köşede oturacagım
kimse rahatsız edemeyecek beni
şimdi konuşmam gerekiyor sanırım ~ neden benimle konuşmuyorsun?
şimdi konuşabileceğimi zannetmiyorum ~ benimle hiç konuşmuyorsun!
sözcüklerim doğru çıkmayacak ~ ne düşünüyorsun?
sesimin boğulduğunu hissediyorum ~ ne hissediyorsun?
şimdi kendimi zayıf hissediyorum ~ neden benimle konuşmuyorsun?
fakat zayıflığımı gösteremem ~ beniırıe hiç konuşmuyorsun!
bazen merak ederim ~ ne düşünüyorsun?
buradan nereye gidiyoruz ~ne hissediyorsun?
böyle olması gerekmez
tüm yapmamız gereken konuşmayı sürdürdüğiimüzden emin olmaktır
neden benimle konuşmuyorsun ?
benimle hiç konuşmuyorsun !
ne düşünüyorsun?
ne hissediyorsun?
neden benimle konuşmuyorsun?
benimle hiç konuşmuyorsun ?
ne düşünüyorsun?
buradan nereye gidiyoruz?
sesimin boğulduğunu hissediyorum ~ şimdi nefes alamadığımı biliyorsun
hiçbir yere gitmiyoruz
hiçbir yere gitmiyoruz
böyle olması gerekmez
tüm yapmamız gereken konuşmayı sürdürdüğümüzden emin olmaktır
her şeyi çok iyi yaptığımız şu dünyada belki de tek yapamadığımız şey; konuşmak
konuşamıyoruz; bağırıyoruz, küfür ediyoruz, ağlıyoruz, gülüyoruz, kavga ediyoruz, susuyoruz, yazıyoruz ama konuşamıyoruz..
kelimeleri dile getiremiyoruz
getirebilenler de ya pink floyd gibi üstatlar oluyor ya da nazım hikmet, cemal süreya gibi eli öpülesi insanlar oluyor..
onlar gibi konuşmayı bil(e)mediğimiz için el üstünde tutuyoruz çünkü azlar bu dünya için çok azlar..
mutsuzluğun kendisidir karşımızdakine kendimizi anlatamamak;
dinleyerek konuşmayı öğrensek; anlasak karşımızdakini belki mutsuzluk hemen yanı başımızda olmaz..
iş bu entry pink floy keep talking dinlenirken yazılmıştır, neden yazdığımı ben de bilmiyorum.
belki içimdeki bitmek bilmeyen konuşma isteğini bastırmak için, kim bilir?
why won t you talk to me?
you never talk to me?
what are you thinking?
what are you feeling?
why won t you talk to me?
you never talk to me?
what are you thinking?
where do we go from here?
konuşamıyoruz; bağırıyoruz, küfür ediyoruz, ağlıyoruz, gülüyoruz, kavga ediyoruz, susuyoruz, yazıyoruz ama konuşamıyoruz..
kelimeleri dile getiremiyoruz
getirebilenler de ya pink floyd gibi üstatlar oluyor ya da nazım hikmet, cemal süreya gibi eli öpülesi insanlar oluyor..
onlar gibi konuşmayı bil(e)mediğimiz için el üstünde tutuyoruz çünkü azlar bu dünya için çok azlar..
mutsuzluğun kendisidir karşımızdakine kendimizi anlatamamak;
dinleyerek konuşmayı öğrensek; anlasak karşımızdakini belki mutsuzluk hemen yanı başımızda olmaz..
iş bu entry pink floy keep talking dinlenirken yazılmıştır, neden yazdığımı ben de bilmiyorum.
belki içimdeki bitmek bilmeyen konuşma isteğini bastırmak için, kim bilir?
why won t you talk to me?
you never talk to me?
what are you thinking?
what are you feeling?
why won t you talk to me?
you never talk to me?
what are you thinking?
where do we go from here?
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?