instrument

4 /
tail
doğum günüsünü kutladığım sevgili abim. kendisine yabancıca bir şarkı olan happy birtday şarkısını mükemmel sesimle söylüyorum. hadi hep beraber söyleyelim

mutlu birtday instrumeeeeeeeeeeeeeennnnnnnntt
happy yıllar instrumeeeeeeeeeeeeeeeeennnntttt
iyi ki doğdun iyi ki doğdun
iyi ki doğdun abiiiiiiiiiiiiii.


edit: gerçi daha saat 00:00 olmadı erkenden şımarttınız çocuğu.
elchi
09.08.07 gibi bir tarihte bilmem kaçıncı doğum gününü an itibariyle kutlamaya başlayan yazar. iyi dileklerimi de ayrıca iletirim kendilerine burdan.
tandt
kendisine instru denmesinden hoşlanmayan doğum günü çoccccuuuğuuu.mutlu yıllar sana mutlu yıllar sana mutlu yıllar mutlu yıllar mutlu yıllar sanaaaa...doğum günün kutlu olsun bilgiç kardeşim.
instrument
nasıl duygulandım, nasıl sevinç doluyum anlatamam. başlığımın altına bunca güzel dileklerin yazılması mı, unutulmamak mı beni böyle duygulandırdı anlamadım. ama emin olduğum bir şey var. bilgi sözlüğü çok sevdiğim. bilgi sözlükte bir senedir neredeyse her gün zaman geçiriyorum, giremediğim günler özlüyorum, neler olmuş merak ediyorum, buradan bir sürü arkadaş edindim, hatta aşık oldum sevgilim oldu. bazı şeyler gelip geçse de burası, bu sanal ortam insanın içinden bir türlü çıkmıyor. çünkü nasıl bir yerse burası sanal değil sanki. öyle görünmüyor. her nickin altında bir insan var çoğusuyla da kardeş olmuşum can olmuşum.

......

.....

....

...

..

.

ömrümün her yanında ayrılan yollar vardı, bir daha kesişmeyecek olan yollar. ve bir bir yıkılıyor önceleri yaslandığım, önüne çömeldiğim duvarlar. şaheser diyerek baktığım, uzun dev ağaçların yaprakları da bir bir düşüyorlardı yere. sonra insanlar onların üzerlerine basıp romantizm yaptıklarını zannediyorları ki biz o zaman o yaprakların üzerinde yürümeye başlamamıştık, sadece yine seyrediyorduk ve aklımızda yoktu yapraklara basmamak. geçip giden her güne, sokak kenarlarında avare dolaşan her kediye, denizin üzerine oturmuş salınan her martıya bakışımız, aç bir çocuğun fırın önünde ekmeğe bakması gibiydi. sonbahardı. bitip giden her akşam, göndermek istediğimiz ama göndermediğimiz mektuplar ve küçük küçük sıra kazıntıları, bank kazıntılarıyla geçiştirdiğimiz günler, bize bir şeyler ekliyordu. susmayı. her uzun merdivenlerden inişini seyretmekle, koparılmış bir çiçeğin toprağa ihtiyacını görebilmek aynıydı. aynı kokuydu. o bahçeden besleniyordu ben senden. ama sana verebilmek için ayırıyordum topraktan çiçeği ve soluyordu. bir zaman geldiğinde senin de solacağını...

zırvalıklar oluyorlar bunlar ki zaten unutmak istediğim sadece kaypaklıklarındı, bırakıp gitmelerin, dönmeyişlerin. ama unutmadığım birşey kalmıyordu geriye. hepsi unutmak istediklerimdi. hepsi sıyrılamadıklarımdı.

insan büyüyor ve acı diyor. artık bırakında görsün. bunun sonu boşluk, bunun sonu özlem ve yine boşluk. bize eklenen her susuş, topraktan ayrılan her çiçek ve gelirken bastığın her merdiven, annemin de yürüdüğü, bastığı yollar. sanıyor musun ki bir tek bekleyeceğim, bir tek çiçek uzatacağım kişi sensin ordan geçen.

kalsın bu senede. kalsın bir sene daha.

unutmayacağım yer bu sözlük. emek verebiliyorsam buraya ne mutlu bana.



4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol