son yıllarda git gide "yiyişme mekanı" haline dönüşmesini müşahede eylemiş bilahare alışmış idim. ama geçen gün gördüm ki yiyişme mekanını da aşmış artık zikişme mekanı olmuş. misyoner pozisyonunun değişik kombinasyonlarını geliştirmeye çalışanlar mı dersiniz, ayak üstü işini bitirmeye çalışanlar mı..istemediğiniz kadar varlar, her köşede karşınıza çıkıyorlar. yeterince dikkatli olmazsanız, ağaçlar arasında yürürken sevişen bir çiftin üzerine basmama ihtimaliniz yok gibi bir şey. 40 metrekarelik alanda 5 çift saymışlığım var. ağlasam mı gülsem mi bilemedim.
gülhane parkı
tesis yetersizliginden aşmış bir medeni cesaret gosteren genjlerin öpüşme ellesme ve daha ötesi mekanı.
herkesin az çok anılarında yer bulmuş bu güzide mekanı ,
sadece testislere (interior/exterior) bağlamak ciddi haksızlık olur.
not:
"ben bir ceviz ağacıyım , gülhane parkında ,
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında"
şarkıda geçen "polis" bildiğiniz toplum polisi değil , şehir.
sadece testislere (interior/exterior) bağlamak ciddi haksızlık olur.
not:
"ben bir ceviz ağacıyım , gülhane parkında ,
ne sen bunun farkındasın ne de polis farkında"
şarkıda geçen "polis" bildiğiniz toplum polisi değil , şehir.
istanbulun en eski parklarindan biridir. sarayburnu, topkapi sarayi ve cizme kapisi arasinda bulunan hafif egimli alanda yer almaktadir. gulhane diye anilmasinin sebebi, icinde topkapi sarayinin gul bahceleri oldugundandir.
bizans doneminde askeri depolarin ve kislalarin bulundugu gulhaneye daha sonra mangana sarayi yapilmistir. ayni zamanda bu cevrede hagios georgies manastiri ve panagia hodegetria ayazmasinin bulunmasi nedeniyle bu bolge kutsal sayilirdi. istanbulun osmanlilar tarafindan fethinden sonra fatih sultan mehmed sarayburnunu surlarla cevirerek cinili kosku yaptirdi. burada gures, cirit gibi eglence ve gosteriler yapilirdi. yapilan onemli gosterilerin anisina gulhaneye bircok nisantasi dikildi. iii. murad icin sadrazam sinan pasa buraya unlu incili kosku yaptirdi. gulhanedeki bahcelerin ve saraylarin temizligi icin bostanci ocagindan gulhane ocagi denen bir boluk ayrilmistir.
istanbulda ilk ciddi imar calismalarin yapildigi 1776 yilinda fransiz kauffere yaptirilan imar kapsamina gulhanede alinda ancak uygulamaya gecilemedi.1839 tarihinde tanzimat fermaninin gulhanede okunmasindan dolayi, bu fermana; gulhane hatti humayunu da denir. ii. abdulhamid 1880lerde ilk buyuk muzenin burda yapilmasina izin verdi. muze-i humayunun yapilmasi sirasinda bahce duzenlemesi yapildi ve muzeyle birlikte halka acildi. ataturk,24 kasim 1928de gulhanede duzenlenen torende basogretmen sanini alarak latin harflerini halka tanitti ve burada ilk dersini verdi. gunumuzde istanbulun baslica parklarindan olan gulhane parkinda 1955te kurulan bir de hayvanat bahcesi yer almaktadir.
bizans doneminde askeri depolarin ve kislalarin bulundugu gulhaneye daha sonra mangana sarayi yapilmistir. ayni zamanda bu cevrede hagios georgies manastiri ve panagia hodegetria ayazmasinin bulunmasi nedeniyle bu bolge kutsal sayilirdi. istanbulun osmanlilar tarafindan fethinden sonra fatih sultan mehmed sarayburnunu surlarla cevirerek cinili kosku yaptirdi. burada gures, cirit gibi eglence ve gosteriler yapilirdi. yapilan onemli gosterilerin anisina gulhaneye bircok nisantasi dikildi. iii. murad icin sadrazam sinan pasa buraya unlu incili kosku yaptirdi. gulhanedeki bahcelerin ve saraylarin temizligi icin bostanci ocagindan gulhane ocagi denen bir boluk ayrilmistir.
istanbulda ilk ciddi imar calismalarin yapildigi 1776 yilinda fransiz kauffere yaptirilan imar kapsamina gulhanede alinda ancak uygulamaya gecilemedi.1839 tarihinde tanzimat fermaninin gulhanede okunmasindan dolayi, bu fermana; gulhane hatti humayunu da denir. ii. abdulhamid 1880lerde ilk buyuk muzenin burda yapilmasina izin verdi. muze-i humayunun yapilmasi sirasinda bahce duzenlemesi yapildi ve muzeyle birlikte halka acildi. ataturk,24 kasim 1928de gulhanede duzenlenen torende basogretmen sanini alarak latin harflerini halka tanitti ve burada ilk dersini verdi. gunumuzde istanbulun baslica parklarindan olan gulhane parkinda 1955te kurulan bir de hayvanat bahcesi yer almaktadir.
eskiden istanbul a ugradigimizda ailece eglenmek amaciyla gittigimiz halk konserlerinin duzenlendigi hayvanat bahcesini ilk gordugum parkti.
kapisindan girer girmez "niye daha once gelmemisim ben buraya" dedigim yer. arkadaslarla sabah kahvaltilarimin, agaclar altinda yuruyuslerimin ve eski darphane binasindaki resim sergilerimin oldugu yer.
istanbullulardan hakettigi degeri ve ilgiyi alamamis dunya guzeli tarihi bir park.
istanbullulardan hakettigi degeri ve ilgiyi alamamis dunya guzeli tarihi bir park.
sultanahmeti, haftasonlari eminonune ceviren park.
(bkz: ceviz agaci)
sonbahar aylarinda icindeki asirlik agaclarin yapraklariny dokmeye baslayinca cok hos bir goruntunun yer aldigi,gecmis zamanda hayvanat bahcesi icin gittigmiz simdiler de pek ugrayamadigim yer.icindeki cay bahceleri de eski turk flimlerindeki tablolari hatirlatir.
eskiden sistematik olarak hayvanlara iskence edilen bir alanken yenilenmesinden sonra dunya standartlarinda bir park olmustur.
kucukken babamin elinden tutup gittigim, hayvanlari izleyip mutlu mutlu eve dondugum park. o zamanlar cok uzakmis gibi gelirdi, kucuk oldugumdan heralde. sonra kapandi hayvanat bahcesi. cok uzuldugumu hatirliyorum. bir ara cok bakimsiz kaldi, kapaliydi park. bir kac sene once tekrar acildi sanirim. simdi gidip kafa dinlemek, yesillikler arasinda uyumak, temiz hava almak icin birebirdir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?