goetica

7 /
ankakusu
sozlugu terk etmesinin sebebini uc asagi bes yukari bildigim ve sozluge sittin sene ugramayip eyyyt savulun lan edasiyla sozluge gelen kisinin asiri agresif tavrinin nedenini bugun daha iyi anlamami saglamis bilgic.
ama, gitme kararini cok kolay almis gibi dusunmekteyim.
keske ben hic bir sey anlamasaydim da o gitmeseydi. keske bu sozlugun, en az gitmesine sebep kisilerin kadar onun da sozlugu oldugunu dusunup, gitmeseydi. sozlugun en buyuk kayiplarindan biridir, onu da kaybettik ya...
melankomik
benim ayrıca ve ayrıca merak ettiğim bir şey var ki o da bu entrye (#316863) kim muhteşem oy verdi. sayın bilgicimizin çok hoşuna gitmiş olmalı..
isimsiz kahraman
sözlüğe bu kadar çok emek vermiş yazarlar, bu kadar kolay harcanmamalıdır.sözlük hergün uçurulacağım korkusuyla entry girmeye çalışan yazarların mekanı olmamalıdır.
beauty disaster
bu denli sevilip,bu kadar emegi gectigi soylenen , sadece birkac yazarin ona kar$ı yazdıgı negatif entryler yüzünden sozluge veda etmi$,vedasını bir entry ile yaparak,yönetime herhangi bir mesaj atmadan silinmi$,ardindan bir cok gitmemesi gerektigi konusunda yine entryler girilmiş ki$i.

kararını kendi özgür iradesi ile almı$ oldugundan pek yorumlanmaması gerektigine inandıgım,ancak bir cok entrysinde gördügüm ayar vermek eylemini yapan birinin,oyle yada boyle,dogru ya da yanlı$ bir $ekilde ayar yemek eylemi sonunda sozlugu terketmesi pekte anlamlı gelmiyor bana.unutmamalıdır ki ; kimse kimsenin entrylerini begenmek,sevmek ya da onaylamak zorunda degildir.yada ba$arılı-ba$arısız yazar özelligi vermekte tek bir ki$inin tekelinde degildir.

kendisinin yoklugu tabi ki hissedilecek olan bu ki$iye yine de selam ederim.
spooky
hic bi turlu muhabbetimiz olmadan telefonda geyige basladigim ve her zaman muhabbetinden zevk aldigim, gitmesiyle beni derin uzuntuye bogan yayin arkadasim. ayrica kendisi ogrencilikten bi sey olmayacagini bu kadar sene sonra anlayip beni de bu konuda ayartmis ve ortak bir hastane acmaya ikna etmistir.
addicted to pain
yaşanan bütün olaylara suskun kaldığım,gittiğinde bile tek bir entry bile girip veda etmediğim,gitmesinin ardından goetica geri dönsün kampanyası na yine aynı şekilde sessiz kaldığım ama gitmesine ne kadar üzüldüğümü benden daha iyi bilen ve yine gelmesine ne kadar sevindiğimi benden daha iyi bilen bir yazardır,bilgiçtir,candır,canandır,hatta canımın taa içisi dir.

edit:bana ilk hoşgeldin diyen kişiye bi çeşit ilk hoşgeldin de benden oldu böylece
31subat
yazmakta en çok zorlandığım entrylerden birisi olacak bu öncelikle. zira ne yazsam bunun hiç bir şeyi değiştiremeyeceğini bilmenin rahatsızlığı bırakmayacak yakamı.
gündelik telaşın, stresin, koşturmacanın bünyeye etkisinin sözlüğe yansıtılmaması gerektiğini en iyi bilenlerden biri olmakla birlikte en çok bu hataya düşenlerden biri de yine ben olmuşumdur hep. elbetteki olanların hepsini "stresliydim ben" şeklinde bir bahaneyle geçiştirip ucuz yoldan sıyırma düşüncesi de taşımıyorum. ama olayların içinde bir etken olarak bütün bunlara sebebiyet vermiş olmaktan dolayı en az diğerleri ve goetica kadar üzgünüm ve şimdi goetica’nın dönüşüyle bunun biraz hafiflemesi sevindiriyor beni. bütün herşeyi bir kenara bırakıp yeniden ve yine hoş geldin diyorum kendisine.
pixie
bir sen eksiktin sarıyıldız hoş geldin
geç bakalım karşıma benimle içer misin
ağlar mısın içince burnunu çeker misin
gözyaşların yakabilir mi dudaklarımı
ama neden titriyorsun öyle sarıyıldız

bak ben su taşıyorum ince elekle
iğne deliğinden dünyayı geçiriyorum
bak ben aklıma uyup böyle sarıyıldız
durmadan aklımı şaşırıyorum
sen beni kaçıncı binden tanıyorsun ki

hadi bana çelikmavisi bir gece getir
hadi dostlukları tek tek koparıp getir
alnımdan öp beni e mi, yitik sıcaklığımı getir
gençliğimi çılgınlığımı deli günlerimi getir
ne o sarıyıldız sen de mi ağlıyorsun
muque
hoş geldin!
kesilmiş bir kol gibi
omuz başımızdaydı boşluğun...
hoş geldin!
ayrılık uzun sürdü.
özledik.
gözledik...
hoş geldin!
biz
bıraktığın gibiyiz.
ustalaştık biraz daha
taşı kırmakta,
dostu düşmandan ayırmakta...
hoş geldin.
yerin hazır.
hoş geldin.
dinleyip diyecek çok.
fakat uzun söze vaktimiz yok.
yürüyelim.....


maliyeci
hala çömez olarak gözüküyor,çözebilmiş değilim.daha yönetimden biri el atmadı sanırım.

hoşgelmiştir ayrıca tekrardan.
pixie
elimde, yazdıkça ışıklar saçan bir kalem, kargacık burgacık el yazımla yazıyorum : "dostluğun, sevginin, periliğin ne olduğunu bana hatırlatan peri".. daha demin elime tutuşturdu bu defteri, "ben yokken," dedi, ".. canın sıkılmasın diye veriyorum sana bunu. içine birşeyler karala." ....ayağa kalktı, kalkarken yıldız tozları mı döküldü yerlere, bulutta mıydık biz.. arkasını dönüp giderken dikkatlice baktım : hayır, görünürde kanat falan yoktu. bir yerlere saklıyor olmalıydı onları, insan içine çıkarken.

tarih, neydi tarih.. 20 temmuz. kalemimi bordo çizgili kağıda bastırdım, ve aynı anda arkasında sallanan minik sarı yıldızdan parıltılar çıktı. hayal miydi, ışıklar saçan yıldızları mı vardı pembe kaleminin, çok mu güldüm ben.. harflerim köşeli köşesiz minik kağıtta gidip gelirken durup durup kalemin en ucunda sallanarak yanıp sönen yıldıza baktım. "...işte," yazdım, kargacık burgacık yazımla, "... goetica’nın dostu olmak böyle birşey." öpücük balığı gibi.. pıt pıt pıt...

aniden çantasından oyunlar da çıkarır, mavi bir hediye de veriverir sana. gününü tamamen değiştiriverir hiç beklenmedik bir anda. gülüşünü izlersin sen onun, kısılan gözlerine bakarsın, saçları savrulur, yıldız tozları dökülür yere..

hava sıcak, güneş tepede, insanlar cinnet cinnet. kolkolasınız siz. bütün diğer uzaklıklara nispet yapar gibi, inadına. bırakamazsın bir türlü. onu durağa bırakıp gittikten sonra minik çocuklar gibi bükülür boynun, geriye dönüp bakarsın, dolmuş pencerelerinin arasından görünür çantasına sıkı sıkı yapışmış elleri, bileklerinde biraz önce beraber aldığınız renkli boncuklar.. renkli boncuklar gibi boyandı günün mora, maviye, turuncuya, pembeye.. için kıpır kıpır, gülücük gülücük, için bir türlü açıklanamaz bir şekilde mutlu.

...işte..onun dostu olmak böyle birşeydir.. bir fincan kahve, bir şarkı sözü, bir minik sır oluverir eskimiş ve yalanlaşmış herşey. ah, burada bir yerde olmalı kanatları.. arıyorum ama bulamıyorum..

kalemi kağıda daha da sıkı bastırıp yazımın sonuna "seni seviyorum" yazdım ben, o gelirken. gülümsedi. kıpır kıpır benim içim.

bulutlardayız biz.

yıldızlar saçıyor kalem.

...
7 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol