gerçekten çok güzeldir. north countrydeki performansı harikadır.
charlize theron
sen insan mısın dedirten en güzel sarışınlardan,
http://print.wenn.com/image/charlize-theron-20th-annual-american-cinematheque-award_283610.jpg
http://www.film.gen.tr/star/starpicture.cfm?sid=87&picno=26
dünyanın en güzel, en zarif hatunlarından
http://upload.moldova.org/movie/actors/c/charlize_theron/thumbnails/tn2_charlize_theron_3.jpg
her hali başka güzel
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/12/06/images/a4.jpg
oscarlı hollywood starı.
http://print.wenn.com/image/charlize-theron-20th-annual-american-cinematheque-award_283610.jpg
http://www.film.gen.tr/star/starpicture.cfm?sid=87&picno=26
dünyanın en güzel, en zarif hatunlarından
http://upload.moldova.org/movie/actors/c/charlize_theron/thumbnails/tn2_charlize_theron_3.jpg
her hali başka güzel
http://www.aksam.com.tr/arsiv/aksam/2004/12/06/images/a4.jpg
oscarlı hollywood starı.
bir ropörtajda kendisine yöneltilen bir soru üzerine türkiyeye gittik. oraya gidince bir araba kiraladık ve budapeşteyi gezdik. budapeşteye vardığımızda orası sanki cannes film festivali gibiydi. daha önce böyle bir şey görmedim cevabını vermiştir ama olsun öpüyorum ben yine kendisini burdan.
roportaji "bir" gercegin yansimasidir. birilerinin silkinmesi gerek sanki artik. sanmayin ki lahor turkiyede degil "aktif guc"lerce.
fevkaladenin fevkinde bir güzellige sahip insan ile taş arasında bir unknown living subject.
görülen en güzel rüya karakterlerindendir kendisi. şimdi rüyadaki rolünü de anlatmak istiyorum ama toplum üzerinde yaratacağı infialden çekinerek bir başka entrye saklıyorum.
hancock isimli filmi izlenebilir kilan en onemli faktorlerden birisidir kendisi.guzel bir kadin dedigimizde bu kadin icin guzellik kelimesi kafi bir tanim olmuyor, o yuzden "guzel" kadar basit bir kelimeyi bu ki$i icin kullanmaktan imtina ederim.
kadın yemin ediyorum ta$.
en son cristion dior parfümünün reklamında oynamı$tır, ve insanın agzını acık bırakacak $ekilde muhte$em oldugunu kanıtlamı$tır.
izleyin, ne demek istedigimi anlayacaksınız...
en son cristion dior parfümünün reklamında oynamı$tır, ve insanın agzını acık bırakacak $ekilde muhte$em oldugunu kanıtlamı$tır.
izleyin, ne demek istedigimi anlayacaksınız...
kadının kafası kel, üstünde çul olsa yine güzel yine güzel.
hakikaten, tanrının bitirme tezi denilen $ey bu olsa gerek.
hakikaten, tanrının bitirme tezi denilen $ey bu olsa gerek.
dudakları gerçekten güzeldir. çok güzel.
bayanların dahi güzelliğini inkar edemeyeceği olağanüstü kadın.
bu gözlerin gördüğü en güzel kadındır.
oscarlı ünlü sinema oyuncusu
charlize theron, 7 ağustos 1975te güney afrika’nın benoni adlı küçük bir köyünde dünyaya gözlerini açtı. yol inşaatı yapan bir firmaya sahip olan bir babanın ve ev hanımı olan bir annenin tek çocuğuydu. çocukluk yıllarının büyük bir bölümünü ailesinin çalıştığı çiftlikte geçirdi. o yıllarda yarım yamalak da olsa pek çok dili konuşmayı öğrendi.
28 farklı afrika dilini konuşabilen aktris, 6 yaşına geldiğinde çiftlik sahiplerinin ve babasının desteğiyle bale dersleri almaya başladı. evlerine 45 dakika uzaklıktaki açık hava sinemasında amerikan filmlerini seyretmekden büyük zevk alıyordu. satın aldığı filmleri en az 50 kere seyreden charlize theron, sinemaya olan tutkusunu küçük yaşlarından itibaren belli etmeye başlamıştı.
bale eğitimi, prefesyonel bir eğitim amacıyla johannesburg’a davet edilmesine ve aynı zamanda school for the performing artsa girmesine fırsat oldu. okulda aldığı bale ve drama dersleri, the swan lake ve nutcracker gibi temsillerde sahne almasını sağladı.
13 yaşında babasını kaybetti ama benoniye dönmeyi hiç düşünmedi. 16 yaşında modellik yarışmasını kazanıp italyaya gitti. milano’da bir ajansla kontrat imzaladıktan sonra birçok ünlü magazin dergisine kapak oldu. bir sene sonra "tek kelime dahi konuşamayan güzel" olarak ün kazandı ve 1992 yılında da bir amerikan magazin dergisi için fotomodel olarak gittiği new yorktaki joffrey ballete yazıldı.
joffrey ballette eğitimine devam ederken geçinmek için fotomodel olarak çalışıyordu. hayatını tam istediği şekilde yönlendirdiğini düşündüğü dönemde şanssız bir şekilde dizini incitince baleden ve dolayısıyla profesyonel bir balerin olma hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı.
18 yaşında annesinin tavsiyesini dinleyerek los angelesa gitti. taşınmasının 8 ay ardından ilk kez bir filmde ufak da olsa rol almayı başardı. 1994 yılında john hurt ve renee russo gibi oyuncuların da menajerliğini yapan john crosby tarafından keşfedildi ve profösyönel oyunculuk hayatına başladı.
helga svelgen karakterini canlandırdığı "2 days in the valley" (1996) ve tom hanks’in de rol aldığı, tina karakteri ile izleyici karşısına çıktığı "that thing you do!" (1996) filmleriyle ilk ciddi tecrübelerini yaşadı.
1997de mary ann lomax karakteriyle rol aldığı, başrollerini keanu reeves ve al pacino’nun paylaştığı, "the devil’s advocate" (şeytanın avukatı) filmi, charlizee şöhret kapılarını araladı. gene 97 senesinde "trial and error"da billie tyler rolüyle izleyici karşısındaydı.
charlize theron, 7 ağustos 1975te güney afrika’nın benoni adlı küçük bir köyünde dünyaya gözlerini açtı. yol inşaatı yapan bir firmaya sahip olan bir babanın ve ev hanımı olan bir annenin tek çocuğuydu. çocukluk yıllarının büyük bir bölümünü ailesinin çalıştığı çiftlikte geçirdi. o yıllarda yarım yamalak da olsa pek çok dili konuşmayı öğrendi.
28 farklı afrika dilini konuşabilen aktris, 6 yaşına geldiğinde çiftlik sahiplerinin ve babasının desteğiyle bale dersleri almaya başladı. evlerine 45 dakika uzaklıktaki açık hava sinemasında amerikan filmlerini seyretmekden büyük zevk alıyordu. satın aldığı filmleri en az 50 kere seyreden charlize theron, sinemaya olan tutkusunu küçük yaşlarından itibaren belli etmeye başlamıştı.
bale eğitimi, prefesyonel bir eğitim amacıyla johannesburg’a davet edilmesine ve aynı zamanda school for the performing artsa girmesine fırsat oldu. okulda aldığı bale ve drama dersleri, the swan lake ve nutcracker gibi temsillerde sahne almasını sağladı.
13 yaşında babasını kaybetti ama benoniye dönmeyi hiç düşünmedi. 16 yaşında modellik yarışmasını kazanıp italyaya gitti. milano’da bir ajansla kontrat imzaladıktan sonra birçok ünlü magazin dergisine kapak oldu. bir sene sonra "tek kelime dahi konuşamayan güzel" olarak ün kazandı ve 1992 yılında da bir amerikan magazin dergisi için fotomodel olarak gittiği new yorktaki joffrey ballete yazıldı.
joffrey ballette eğitimine devam ederken geçinmek için fotomodel olarak çalışıyordu. hayatını tam istediği şekilde yönlendirdiğini düşündüğü dönemde şanssız bir şekilde dizini incitince baleden ve dolayısıyla profesyonel bir balerin olma hayallerinden vazgeçmek zorunda kaldı.
18 yaşında annesinin tavsiyesini dinleyerek los angelesa gitti. taşınmasının 8 ay ardından ilk kez bir filmde ufak da olsa rol almayı başardı. 1994 yılında john hurt ve renee russo gibi oyuncuların da menajerliğini yapan john crosby tarafından keşfedildi ve profösyönel oyunculuk hayatına başladı.
helga svelgen karakterini canlandırdığı "2 days in the valley" (1996) ve tom hanks’in de rol aldığı, tina karakteri ile izleyici karşısına çıktığı "that thing you do!" (1996) filmleriyle ilk ciddi tecrübelerini yaşadı.
1997de mary ann lomax karakteriyle rol aldığı, başrollerini keanu reeves ve al pacino’nun paylaştığı, "the devil’s advocate" (şeytanın avukatı) filmi, charlizee şöhret kapılarını araladı. gene 97 senesinde "trial and error"da billie tyler rolüyle izleyici karşısındaydı.
bu bir kadın değil, ilahe. muhteşem fiziğiyle manken olsa da olurmuş...
http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/45015-yasam--bir-erkege-ihtiyacim-var-/13
http://www.milliyet.com.tr/fotogaleri/45015-yasam--bir-erkege-ihtiyacim-var-/13
sean penn ile evlenmeyi düşünüyormuş.
http://www.sabah.com.tr/fotohaber/magazin/charlize-theron-ile-sean-penn-evlenmeye-karar-verdi?albumid=53576
http://www.sabah.com.tr/fotohaber/magazin/charlize-theron-ile-sean-penn-evlenmeye-karar-verdi?albumid=53576
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?