beni bak

yalandır o yalan.kesin kopyayla ilgili bi şifredir.

gidiyorum ama dönüşüm fena olucak ona göre dediğim entel küfürü.

21. yy. türk kızını söylüyosan boş kümedir.burdan nastasya filipovna ya saygılarımı sunarım.

hassiktir diyorum hassiktir.

kendisi şu an başlıkları dahi göremeyecek kadar tiksinmiştir.

sütyen kopçasını açmadan da zükerler onu söyliyim de sonra niye açamadın demesinler.
edit:seri eksi oy veren ibne iş başı yapmış diyolla.

teklif etmeyi bırak kız yok aq.oysa ne hayellerim vardı lan sözlük.

öldürenin de öldürenin de canı cehenneme fakat hrant dink’in canı sincanda ölen uygurlardan,haitidekilerden ne biliyim daha nicelerinden daha önemli değildir kanımca.ve en ufak şeyde azınlıkların kıçını öpen sözde aydınların da canı cehenneme.bak bi daha söylüyorum allah rahmet eylesin ama canı diğer insanlarınkinden daha önemli değil.diğerlerinkinden önemsiz de değil.bunu gören uygurları da,batı trakyayı da görsün derdim bu.

tostumu yedim bekliyorum.

soyun geliyorum dediğim laf.

okucaksan böyle institute okucan aga.sonra beden dersi,bilimum uygulamalı ders.ohş yirim.

ebenin amı artık ali sami denilesi insandır.

-nuri abi yüzlerce çıplak kız gördüm.
-lan sen beni de kız olarak saymıyon di mi şükrü?

’’mi’’ soru edatını ayrı yazabilendir.

zannedersem tek eksiğiniz gö.. neyse.

bu cins-i latif insansa ben güzelim diyenin aklını zükeyim arkadaş.elf lan bu

iş o seviyeye geldiyse dökmek caizdir efenim.yoksa siz onu değil o sizi yıkar benden söylemesi.

divanda,dergahta,barigahta,mecliste,çarşıda,pazarda herkesin size baktığını düşünerek havalı havalı yürümeyin.azıcık kendinizi bilin.

lan işler böyle yürüseydi aq hamallar,işçiler en zengin olurdu dediğim cümledir.doğru mudur?doğrudur.arz ederim.

vizelerin kaldırılması olsılığı olan ülkedir.ben kaldırdım bekliyorum.

bana göre kalbin zekadan daha değerli olduğunu anlatan filmdir ya da dünyanın en iyi filmidir.şöyle bir diyalog vardır ki işte aşk budur dedirtir.

jenny: söylesene forrest, vietnam’da korkar mıydın?
forrest: evet... şey... bilmiyorum. bazen yağmur bir süre diner ve yıldızlar çıkardı. sonra hava güzelleşirdi. pırıl pırıl olurdu. tıpkı koyda günbatımının öncesi gibi olurdu. suda milyonlarca ışık parlardı. tıpkı o dağdaki göl gibi. hava çok açık olurdu. sanki biri diğerinin üstüne binmiş iki göküyüzü var gibi görünürdü jenny. sonra çöldeyken güneş çıktığında cennet nerde bitiyor dünya nerde başlıyor anlayamazdın. öyle güzeldi ki... öyle güzeldi ki...
jenny: keşke ben de yanında olabilseydim..
forrest: yanımdaydın...