hacıvat karagöz neden öldürüldu

0 /
nadirverir
filme gidilmesi durumunda ikinci yarısında uyuyacağağınıza inandığım bir film. müslümanlığı ve türklüğü aşşağalayan film kesinlikle ama kesinlikle komik değil. haluk bilginerde olmasa küfredilesi film.
phoebus
kesinlikle kaliteli bir film.ayrica belgesel gibi görenlerin polat alemdar elindeki pistol ile bazukalı adamları teker teker öldüren kimseleri ayaktaa alkışlanmasından korkmaktayım.

film gerçeklik içermediğini şaman ve cin öğeleri ile belli etmiştir.ses kalitesi düşük olarak gönderildiğinden cümlelerin yarısının anlaşilmasi zordur.hırsız var gibi bir yapimdan sonra haluk bilginer göz doldurmuştur.

izlemenlidir.
feridun bitir
bir kere levent kazak’ın yazdığı en iyi film orası kesin!.o şimdi asker gibi kötü,o şimdi mahkum gibi vasat bir filmden sonra gayet güzel yazmış bunu.anlattıkları hikaye güzel hikaye,oyuncular cuk oturmuş.kıyafetler leziz.

haluk bilginer:onun için bir şey yazmıcam zira nezdimde insan değildir kendisi.

beyazıt öztürk:ön yargılı olabilir insanlar.niye o oynamış diye ama kötü oynamamış.

şebnem dönmez:birkaç yerde okudum ezel akay karısına torpil geçmiş falan diye.hiçte öyle bir şey yok çatır çatır oynamış hatun.

güven kıraç:son zamanlarda birçok filmde karşımıza çıkıyor.be adam insan bir kere mi kötü oynamaz yahu.

ayşen gruda:’’sen bunca zaman neredeydin be anacım’’ dedittirdi resmen.

ayşe tolga:geyet başarılı.


spoiler

her filmde yakışıklı erkek ile güzel kız birbirlerine aşık olur tabusunu yıkmaları bana ’’ohh çok şükür’’ dedittirdi.

filmin sonunu çok beğendim.son yaptıkları güldürüde ordaki ’’devlet adamlarına’’ ve ’’düzene’’ komediyle laf sokmaları şahane olmuş.hacivat ve karagöz kafaları kesilmeye giderken bile insanları güldürme çabaları helal olsun dedittirdi.
cocabora
başlangıçta filmi anlamakta zorluk çektim,neden bilmiyorum seslendirme olsa gerek!ve de eski türkçeyle konuşunca insanlar...bi kere çok güzel stüdyo hazırlamışlar ve senaryo da ilk okulda gördüğümüz karagöz hacivat diyolaglarınla aynı,aslında kötü değil bu;zaten böyle olması lazımdı...
en azından bu filmle hem güldük hem üzüldük,hem oyuncuları alkışladık hem de karagöz ve hacivatı(yani yüz yıllardır tv öncesi insanları güldüren oyuncuları hatırladık)
quantitatif
ezel akay’ın yönetmenliğini yaptığı senaryosunu da levent kazak’la oluşturdukları 2005 yapımı bir filmdir.13.adana altın koza film şenliklerinden de iki ödül almıştır.
hepimizin çocukluğunda büyük yer kaplayan ve türk tiyatrosunun dönüm noktalarından ve en önemlilerinden olan hacivat karagöz;bir perdenin arkasında usta tarafında kuklalarının gölgeleri yansıtılarak gösterilen bir oyundan çok daha önmelidir.film de az çok bunlara değinerek güzel bir dokuya temas etmiştir.
film osmanlının kuruluş yıllarında orhan gazi yönetiminde bursa şehrinde yavaş yavaş bir beylikten çıkıp bir devlet olma yolunda geçen zamanı konu edinir,aslında ve o dönemde yaşamış iki karakter,hacivat ve karagöz’den bahsedilir.isminden de anlaşılacağı gibi neden öldürüldükleri sorusuna kara mizahi bir yöntemle cevap arar ya da bir tez getirir.
filmi izlerken dikkat edilecek hususları sıralamanın faydası olabileceğini düşünürek aşağıya yazdım.
-osmanlı devleti’nin kuruluşunda türkmen boylarından gelen kadınların ne kadar etkin olduğu ve hatta orhan gazi önderliğinde ki ordunun savaşa gittiklerinde bursa’yı kadın savaşcıların(bacıların) koruduğu görünür.
-bu dönemde anadolu’da yer alan diğer beyliklerin durumları ve politikanın kirliliği.
-bir beylikten çıkıp bir devlet olma yolunda geçen zamanda ve sonraları osmanlı’nın yıkılmasının sebeplerinin de başak nedenlerini oluşturan kirlenmenin sebepleri gösterilir.
-müslümanlığın beylikler arasında yayılışı,kültür ve sosyal hayatı nasıl etkilediği ve bunu kullanarak ne tür işlerin çevirilebileceği gösterliyor.
-devletin kuruluşunda yönetmekten çok daha savaşa gidip merkezden uzak kalan padişahın devleti kimlerin eline bıraktığı ve bu kişilerin osmanlı’nın temeline karıştırdığı pislik gösterilir.
-ahi teşkilatının kurulması ve rüşvetle nasıl kirletildiği.
yukarıda saydıklarım devletin kurulması döneminde yapılan yanlışlıkları içerir.en üzücüsüde kadınların toplumsal hayattan geri çekilip evlere kapatılmasıdır.(filmden bir deyişle kadınlar zaten yeniktir,erkekler yenik olsalarda galiptir)
şimdi de biraz filmde anlatıldığı kadarıyla kahramanlarımızdan bahsedelim.
göçebe olan cahilliği temsil ediyormuş gibi gösterilse de bilgisini hayattan alan karagöz(hatta filmde ahi teşkilatına üye olabilmesi için müslümanlığı kabul etmesi gerekir,ona sorulduğunda ben taşa,toprağa,suya inanarım der)hacivatla karşılaşır ve önceleri ikiside güldürüklü temaşe yaptıklarının farkında değillerdir.ama halk onları tiyatra yaptıklarını zannederek büyük bir keyifle latifelerini seyreder dururlar ve birden bursa şehrinde üne kavuşurlar.ve sonunda politikanın kirliliğine yenik düşerler.hatta izlenildiğinde son gösterilerini yaparken gölgelerinin duvara yansımalarını fark edip sunuşlarına o şekilde devam ederler.halk ve orhan gazi onları gölgelerinden izlemeye devam eder.zaten perde arkasından gölgelerin yansıması dolayısıyla gölge oyununun oluşumuna pek çok karede göndermeler yapılır.
film oyuncu kalitesiyle pek bir şey veremesede elma şekeri tadında ki öyküsüyle damakta güzel bir neşe bırakır.
sirinsem gunahim ne
osmanlının o çok bahsedilen "hoşgörü"sünün ne olduğunu biraz abartılı olarak anlatan şahane film.kronolojik hatalar,tarihin çeşitli dönemlerine yapılan göndermeler((bkz: benim kadım işini bilir)) belgesel tadında film bekleyenleri hayal kırıklığına uğrayacaktır.

(bkz: mizah abartı sanatıdır)

haluk bilginer’in döktürdüğü beyaz’ın ise oyunculuğu şahane olmakla beraber haluk bilginer’in yanında ezilmesinden dolayı eliştirildiğini zannediyorum.ayrıca ezel akay’dan başkası çekmiş olsaydı kesin mehmet ali erbil oynardı hacivat rolünü,ki bu da yönetmenin en büyük başarısıdır.
capt it all
sıkıcı bir film. haluk bilginer bile kurtaramamış filmi. beyazıt öztürkün de sinema ile uğraşmaması gerektiğini anladığım bir yapım olmuş. ne güzel şovmensin işte, bildiğin işi yapsana ne demeye el atarsın sinemaya filan..
bir sözüm de şebneme... sen de git podyumda ne yapıyorsan yap, el atma sinemaya, bozma havayı... iyi valla, biri medyatik oldu mu her alanda baş gösteriyor peşisıra.. hem manken hem şarkıcı olmaktan ne farkı var hem manken hem oyuncu olmanın?
ankakusu
hala filmin sonu aklima gedikçe kalbimi sizlatan filmdir. begenmeyenler neden begenmemis bilemiyorum fakat komik olsun diye konmus bir-iki sahnesi disinda gayet güzel bir filmdir. son zamanlarda çekilmis en iyi türk filmlerinden biri oldugunu rahatlikla söyleyebilirim.
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol