6 nisan 2008 akdeniz üniversitesi çatışması

sepulturk
sağ görüş yalakası medyamızın ısrarla "karşıt görüşlü öğrenciler arasında çıkan kavga" olarak yayınladığı, hiçbirinde ülkücülerin gidip sol görüşlü öğrencilere saldırdığı söylenmeyen çatışma adlı saldırıdır.

haber bültenleri o silahlı adamı kınayıp geçmişler ve peşine düşmemişlerdir. yahu bir allah’ın kulu da sormaz mı "ulan bu adam elini kolunu sallayarak nasıl çıkıyor oradan" diye. dedikleri tek şey "kimliği belirlenen silahlı kişi aranıyor". ya ben sizin haber mantığınıza osurayım, size haberci diyenlerin kafasına edeyim. hiçbiriniz bilmiyor musunuz o adamın güvenlik görevlileri sayesinde siki taşşağına denk o okuldan çıktığını, tıpkı içeri girdiği gibi.

ayrıca neden sadece sol görüşlü öğrencilerin göz altına alındığını gördük sizce televizyonlarda? o ülkücü gençlik neden görülmedi hiç televizyonlarda göz altına alınırken? o insan kılıklı sakalına bilmem ne yaptığım insanı içeri sokan güvenlik görevlileri hala nasıl elini kolunu sallayarak geziyor? bundan iki sene önce kırıkkale üniversitesinde bir genç kafası taşla ezilerek öldürüldü. daha ne olmasını bekliyor devlet üniversite’de güvenlik konusunda devreye girmek için? ama pardon onların üniversite ile alakalı tek bildiği şey özgürlük, kendine özgürlük. "gidecem bu ülkeden artık" diyenlere kızardım eskiden. ama tepesindekinden tırnağındaki pisliğine bu kadar kokuşmuş bir devlette yaşama isteğimi sorgular oldum artık.
ludingirra
tüm yayın organlarında son dakika haberi olarak, akdeniz üniversitesi karıştı şeklinde verilmiş, 1 saat öncesi itibariyle gözaltına alındığımız çatışma değil ülkücü faşist saldırıdır.an itibariyle çok fazla yaralı ve olay esnasında kampuste olmamamıza rağmen ben dahil inanılmaz sayıda gözaltı var. komik olan ise, yıllarca kampusun tam karşısında konuşlanan jandarma komutanlığı’nın da olaya el atması ve an itibariyle, saldırı öncesi girenin çıkanın elini kolunu salladığı bu üniversiteyi adım başı eli silahlı jandarmanın korumasıdır. bu saçmalığa hiç girmeyeceğim bile.

takım elbiseli, kel, sakallı, gelmişine geçmişine tükürdüğüm eli silahlı bir soysuz, yağmurdan göz gözü görmeyen bir vakitte, sağı solu belli olmayan ülkemin üniversitesinin kampüsüne giriyor, önce silahını çıkarıp etrafı kolaçan ederek hazırlanıyor, sonra da ateş etmeye başlıyor. hem de havaya değil, yurt önünde doğrudan insanlara ateş ediyor. görüntüleri kaydedenler de, adam ateş etmeye hazırlandığı sırada silahı fark ederek birbirlerini uyarıyor.
ancak, bu adam kampüse bu şekilde nasıl girebiliyor diyenler için cevap vereyim, kolay. 19 noktası dışarıya açık üniversitenin sadece girişinde çok yoğun güvenlik önlemleri var. diğer 18 nokta özellikle hafta sonu tamamen kör nokta.

soysuzun tekbir getiren bir öğrenci grubunun arasında olduğu söylendi. yok böyle birşey. tekbir getiren grup saçı sakalı birbirine karışmış grubun bir parçası, öğrenci değil.

ülkemizin tahrik amaçlı açıklamalar ve eylemlerle kutuplaştırılmasının doğal bir sonucu olan sahnelerdir, bu sahneler. yıllardır adam gibi adam rektörlerle yönetilen, tarihinde elle tutulur sadece, kampüs önüne üst geçit yapılsın ölümler artıyor diye eylem yapılmış, yani huzurumuzun çok gerekmedikçe bozulmadığı bu ortamda tüm bu saçmalıkları yaşamak, adım başı panzer ve jandarma görmek can sıkıcı. birileri elini taşın altına sokmadıkça insanlarımızın birbirinin canına kıydığı daha nice kanlı görüntülere tanık olacağız ne yazık ki.

şu an bunları yazmak ve konuşmak çok acı fakat, faşist çeteler, yıllardır döner bıçaklı ve satırlı saldırılarının öğrenci kesimini yıldıramadığını anladığı an sahneye çıkıp kudurarak, ocaklarında saklamakta oldukları silahları soysuzca üzerimize çevirmekte ve ateşlemektedir.

böyle bir durumun akdeniz üniversitesi’nde yaşanması kimseyi şaşırtmasın. saldırının ilk ayağı bu, ancak son ayağı da olmayacak. faşist eylemlerin abd yanlısı oluşumlarca ilgisi olduğu aşikar ve mhp’yi aşar. bunu neden söylüyorum, zira üniversitedeki solcu grubun son zamanlarda türban ile ilgili yaşanan gelişmeler ve yapılan açıklamalara fazlaca takıldığı ortadaydı ve şeriat yanlısı tetikleyicilerin bu tarz eylemlerde rolü olduğu hep inkar edildi. akdeniz üniversitesi, türban ile mücadelesi ortada olan üniversitelerarası kurul başkanı, rektör prof. dr. mustafa akaydın tarafından yönetilmektedir. amaç gözdağı vermek ve caydırmaktır -sadece-. sadece diyorum dahası var ki, üniversite karışmış ve kendi içinde birbirine düşmüş vaziyette an itibariyle. utanıyoruz.

edit 1: soruşturma devam ederken, olayların "sadece" ülkücü kesimle ilgili olmadığı konusunda bulgular mevcut. solcu grubun 3 haftadır tehdit alıyor olması ve mhp il başkanının olayla ilgili açıklama yaparak saldırganların merkeze girip çıktığını ancak "ülkücü grup" tan olup olmadığını bilmediğini söylemesi de olayların iç yüzünün farklı olduğunu gösterdi.

edit 2: ülkücü kesimi kimsenin suçladığı yok.ancak abd odaklı şeriat yanlısı oluşumların ülkücü kesimi bir "maşa" olarak kullandığı, bu olayla ilgili kesinleşen ilk gelişmelerden.biz inkar ettik, gördük olanları.

edit 3: gözaltıların bir kısmı sona erdi. tedbiren inanılmaz yoğun güvenlik önlemleri var kampusun her noktasında. üniversite gençliği bu gözdağına karşılık kenetlenmiş vaziyetteydi akşam saatlerinde.

enharista
insanları ne kadar kolay etiketliyoruz çıkan olaylar hakkında birinci ağızdan olayın gerçek yüzünü aktaracağım; türkeş in ölüm günü öcalan ın doğum günü...

4 nisan 1997 tarihinde vefat eden türkeş’in ölümü üzerine akdeniz üniversitesi kampüsünün içinde bulunan devlet yurdun da yemek veriliyor, yemek verildiği sırada orada bulunan pkk, artık sempatizanları mı denir ya da ne denir siz karar verin, öcalan’ın doğum gününde neden böyle bir yemek veriliyor da kutlanmıyor? diye laf dalaşına giriliyor, pkklı ögrencileri devlet yurdun da dövüyorlar, tabi bunların öncesi de var bunu nereden anladık derseniz?
okulun rektörü nün son açıklamaları derim.
neyse pkklılar adam topluyorlar, bu sırada ülkücü gençlikte adam topluyor tabi derken kampüs içerisinde bu olaylar vuku buluyor.
kız ögrenciler diken üstünde bu olaylara karışmayan bir sürü ögrenci kardeşim, aileleri, arkadaşları tedirğinlik içerisinde bekliyorlar...

izlediğim kadarıyla bu sadece bir taraf olayı değil, babalarımız zamanında da bu olaylar olmuş ama gelin görün ki o olaylar sanki sadece seksen öncesinde kalmış gibi davranılıyor, ibret almayan bir toplum olduğumuz için bir kaç ögrenci ölmeden "bir kaç diyorum seksen öncesinde bu sayı 5000 şeklinde" güvenlik arttırılmayacak gibi... bunların hiçbirini tasvip etmiyor ve kınıyorum, gençliğimi bu kaos ortamında yaşamak istemediğim için de kinliyim ama taraf değilim.
enharista
#777846

pkk yanlışı şerefsizlerin türk bayrağımızı kampüste yakmasıyla patlak vermiştir ayrıca... bu olaya da sağcı solcu dendi ama ortak noktamız türk bayrağımız ve kara parçamız, vatanımızken, nasıl sakin davranılabilir ki...

edit: ibne olmadığına eminim görüşlerini açıklasaydın da biz de bir şeyler ögrenseydik,metinleri anlamamış olman da ayrıca çok acı senin adına...
yasakli
biz türk vatandaşları öncelikle bir şeyi anlamalıyız: türkiye abd’nin avuçlarında böl-parçala-yok et takdiğiyle kıvranmaktadır. şimdi oturup hepimiz bu saldırgan kimdi diye düşünüyoruz; solcular(!) sağcıları(!), sağcılar(!) solcuları(!) suçlamakda. oysa ülkemiz ne sağcıların ne solcuların.
bizim vatanımız bu ya ve abd ülkemizi kimlik polemikleriyle çökertmeye çalışıyor. çünkü bizden nefret ediyor. eskiden beri üniversite saldırıları vardı, bu ne ilk nede son olacak.
ludingirra
#777737

zamanla editlenmiş entryde de görüldüğü üzere, gözler ülkücülere çevrilmişti.mhp antalya il başkanı dün, saldırganların merkeze girip çıktığını fakat ülkücü kesimden olup olmadığını bilmediğini söylemişti.bugün birlikte, yan yana görüntüleri çıktı gelmişine geçmişine tükürdüğümle mhp il başkanının. gerçek ve kesinleşen şu ki; abd odaklı oluşumların rolü üzerinde duruluyor daha çok.

gozlerihalacocuk
orada olmadığımız için çok fazla kelam etmek doğru değil lakin daha önce şahit olduğum bazı iftiraların aynılarını burada görünce önce şaşırdım sonra ayıldım. oyun her yerde aynı demek ki. daha önce, öğrencisi olduğum üniversite de bayrak eylemleri yapıldı. öğrenim gördüğüm derslikler olay yerinin karşısındaydı, grup yürürken sol görüşlü öğrencilerin standına doğru yürüdü, sol görüşlü öğrenciler ayaklandılar, sonra polis elinde sanırım gaz bombası veya plastik mermi sıkan silahlarla sol görüşlü öğrencileri dağıttı. standlar halen duruyordu, grup olay yerine geldiğinde polisler orayı terkettiler standlarda bayrak eyleminde bulunan bir grup kendini bilmezin insafına kaldı. faşizm bu ne yazdığına bakar mı? pkk yla uzun süredir çatışma da olan bir grubun bayrağını gördüm bir ara baktım tanıyorum çocuğu sesimi hiç çıkarmadım izlemeye devam ettim. standlar yakıldı, her gün her yerde okuyanını görebileceğiniz dergiler gazeteler yakıldı. ama gözüm bayraktaydı acaba ne olacaktı? tanıdığım çocuk aldı bayrağı geldi kalabalığın ortasına yırtmaya başladı bir kaç kere zorlayınca da muvaffak oldu haliyle. olay gecesi çocuğun evine gittim bugün okul da ne oldu dedim? 12 tane yiğit şehit edildi "gozlerihalacocuk" dedi, ve ben pkk bayrağı yırttım biliyor musun? çok mutlu oldum anlatamam sana...


hiç elleşmedim yırttığı bayrağın pkk yla uzun süredir çatışma halinde olan bir yapının bayrağı olduğunu söylemedim bile... kendi haline bıraktım...


bir gün sonra sınıf arkadaşlarım kendi aralarında konuşuyordu, yaşlı bir amca yı dövmüşler, türk bayrağını yakmışlar, silahları bile varmış, -abartmıyorum- içlerinde canlı bomba varmış iyi oldu şerefsizlere...

yahu ben oradaydım, nah şu iki gözümle gördüm, bayrak eyleminde ki provakatöler önce laf attı, sonra saldırdı, sonra polis saldırdı oradakiler kaçtı. ne bayrak yakması, ne silahı, ne canlı bombası... hepsi hikaye kardeşlerim, suçlarını örtmek için arsızca yalan söylemekten imtina etmediler hiç bir zaman etmeyeceklerde.. ama suç bizde hürriyet ne yazarsa posta ne yazarsa inanıyoruz, bir gün, muhalif bir gazete alıp okumuyoruz, ulan diğer taraf ne diyor diye merak etmiyoruz.


bu olayın aslını astarını bilmem. ama türk bayrağı yakmak türkiye de kolay bir iş değildir. gerekli bir iş hiç değildir. ama bizim bu zamansız reflekslerimizi kullanmasını bilen hainler grubu ( ki çoğu mhp lidir ) yedikleri her naneyi böyle çok güzel kamufle ederler. burada silah sıkanı da tanımıyoruz demiş mhp nin il yöneticisi bir gün sonra patladı yan yana çekilmiş fotoları. çetelere sahip çıkanlar şunu iyi bilmelidir ki kan dökülecekse elbet dökülür, can alınacaksa alan bulunur, verilecekse verende çıkar. ama bu kan denizinin ufkundan kıp kızıl bir güneş doğar! kan dökülmemesi için yapılması gereken şeyse kanımca ülkenin her yanında milli zulme son vermektir!

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol