istiklal caddesinde bulunan cok eski bir lise.
galatasaray lisesi
(bkz: fenerbahce lisesi)
(bkz: mekteb i sultani )
bir donem okuyup ardindan disipline ali$amayip ayrilmak zorunda kaldigim a$mi$ okul.oradan mezun olsaydim belki de $imdi ba$bakandim.belki de diildim kimbilir.
candan ercetinin muzik ogretmeni oldugu lise.
okan bayulgenin mezun oldugu lise.
okan bayulgenin mezun oldugu lise.
sayisal dersleri fransizca veren okul.
ferhan sensoyunmezun oldugu lise.
disaridan kimi insanlarin gipta ederek, kimilerinin de buyuk bir garezle yaklastigi mekteb-i sultanidir. ancak mektep ne kadar anlatilmaya calisilsa bostur cunku galatasaray anlatilmaz yasanir.
icindeki muzenin girisinde, 1481 mekteb-i sultani kuruldu, 1493 amerika kitasi kesfedildi diye yazan, amerikan kitasindan bile eski olan egitim kurumu. turkiyenin en saygin lisesidir. icindeki olusumsa incelenmeye degerdir, galatasaray liselilerde mezun olduktan sonra bile masonik bir olusummus gibi kardesim, abicim falan gibi bir durum vardir.
onceleri buradan mezun olmadigima su aralarda guzel sanatlar anadolu liselerinden birinden mezun olmadigima pisman oldugum turkiyenin en kaliteli lisesi.turkiyede ozel liseler haric egitim yapilan lise.
biyoloji dersinde iki senedir cinsel organ anlatan, türeve lise2 ikinci döneminde başlamış okul.
okul hayatında müziğe başlamış mezunları karma karışık isimli albüm çıkarmış olan lise.
helal olsun denilesi okul.ne kadar iyi eğitim verdikleri sistem değişince çok daha iyi anlaşıldı.öss 2006da değişik puan türlerinde 10 türkiye birincisinin 3ü bu okuldan çıkmış.
ne kadar iyi egitim verdikleri öss başarısıyla ölçülemeyecek okuldur. zira bu lisede türkiyenin alışılmış müfredati işlenmez. ayrıca öss de egitim-öğretim başarisi ölçen bir sınav değildir kesinlikle. eger bu okuldan össde başarılı öğrenciler çıktıysa bunun sebebi, öğrencinin zekasi ve çalışmasıdır. bu okulun başarisi başka alanlarda ölçülmelidir, öss gibi dandik bir sinavda değil.
bilgi sözlük zirvelerinin yegane bulusma noktasındaki lise.
en iyi devlet lisesi.bunu 2006 össde çıkardığı süper derecelerle de onaylayabiliriz.
son bir kaç senedir ancak çok çalışanların başka bir iş yapmayanların gidebildiği, donanımlı ama donanım yapmaktan oks ye yeterince çalışamayan insanların alınmadığı, giremeyenlerin psikolojisinin bozulduğu, robert le birlikte türkiye nin en iyi okulu...
istanbul beyoğlunda lise. türkiyenin en eski eğitim kurumlarından biridir. özel statüde faaliyet gösteren kurum, fransızca eğitim vermektedir.
galata sarayı humayun mektebi adıyla kurulan kurum, enderuna (saray mektebi) üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirirdi. bu yüzden mekteb-i sultani olarak da anılır.
o yıllarda enderun, osmanlı sarayında padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin, kütüphanenin, hazine odasının yeraldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. burada, başta padişah olmak üzere, saraydaki diğer görevlilerin danışabileceği, birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. bu kişilerin eğitimi ise 15. yüzyıl sonundan (1481) 18. yüzyıl (1715) başlarına kadar işlevini sürdüren galata sarayı ocağında veriliyordu.
evliya çelebinin aktardığı üzere; ii. beyazıt (1481 - 1512) bir kış günü galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde köhnemiş küçücük bir kulübe görür. kulübenin sahibi gül baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve gül babanın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darülşifa (hastane) yaptırır.
hikaye her ne kadar bize okulun bir dilek üzerine kurulduğunu söylese de biz biliyoruz ki istanbulu alan fatih sultan mehmet, antik kültürün izlerini taşıyan bu şehirde kuracağı devletin payidar olabilmesi, mesela bir bizans imparatorluğu gibi bin yıl yaşayabilmesi için, önceki kültürleri araştırmakta ve sürekli verdiği talimatlarla çevrilen klasik eserleri okumaktaydı. işte bunlardan biri olan eflatunun (batıda kullanılan ismiyle platon; mö 427 - 347) "devlet" adlı eseri devleti ancak filozofların yönetebileceğini yazmaktadır. peki osmanlının yükselmeye başladığı o yıllarda devleti yönetecek filozoflar nasıl yetiştirilecekti? saray okulu vardı ancak bu okula gelecek öğrencilerin ilk ve orta öğrenimleri nerede verilecekti? işte bu düşüncelerin neticesinde, ii. bayezıd, babası fatihin idealindeki okulu "galata sarayı ocağı" adıyla kurarak osmanlı saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuş oluyordu.
1675 yılına gelindiğinde ise, ocaktaki içoğlanlardan yeteneklileri saraya alınırken diğerleri süvari bölüklerine dağıtılır ve kurum on yıllığına tasfiye edilir. 1715 yılında yeniden açılan ocak, tekrar acemioğlanların eğitimini üstlenir. 1820 yılına dek osmanlının en önemli kurumlarından biri olan galata sarayı medresesi bu yıldan sonra tıbbiye ve askeri kışla olarak kullanılır.
sonraki yıllarda gün geçtikçe önemi ve işlevi artan kurum, osmanlıda batılılaşma döneminin ve tanzimat uygulamalarının bir sembolü olur. çünkü bu kez de osmanlıda hukuksal, siyasal, ve sosyal alanda gerçekleştirilecek yenilikleri yaşama geçirecek aydın kadrolara ve bu kadroların yetiştirilmesi için, geleneksel eğitimin dışında batılı programları da bünyesinde barındıran bir eğitim kurumunua ihtiyaç vardır. istanbulda daha ziyade yabancıların ve gayrimüslim osmanlıların devam ettiği ve fransızca eğitim yapan saint benoit, notre dame de sion gibi okullar vardı ancak bunlar daha ziyade fransanın denetimindedir, amaç osmanlı devletinin etkin olacağı batılı bir kurum yaratmaktır. bu amaç doğrultusunda 1 eylül 1868de abdülazizin katıldığı bir törenle mekteb-i sultani adıyla kurum yeniden faaliyete geçer. dönemin paris büyükelçisi cemil paşa ile hariciye nazırı fuad paşa nın çabalarıyla kurum fransadaki lise eğitimine denk ve aynı kalitede öğrenci yetiştirir. ve bu öğrencilerin arasında katolik, ortodoks ve musevi öğrenciler de vardır. 9 - 12 yaşlarında, öğretime başlayabilen bu öğrenciler dil durumlarına göre fransızca ya da türkçe hazırlık okumaktadırlar. 1908 yılında müdür tevfik fikret bey in yaptığı yeniliklerle; ilk, orta ve lise için 3er yıllık program hazırlanarak eğitim süresini 9 yıla çıkar. ayrıca farsça, arapça, italyanca, latince, rumca, ermenice ve almanca dersleri isteğe bağlı olarak seçmeli ders statüsüne getirilirken, piyano ve keman dersleri de programa dahil edilir.
1924 yılında kurum, galatasaray lisesi adıyla ve cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlar. tenefüslerde fransızca konuşma zorunluluğu kaldırılır ve genel kültür dersleri türkçe verilmeye başlar. 1967 yılında okula kabul edilen kız öğrenciler için feriye sarayları hizmete açılır. bir yıl sonra mektebi sultaninin 100. kuruluş yılı kutlamaları nedeniyle dönemin fransa cumhurbaşkanı charles de gaulle liseyi ziyaret eder. 1975de ise kurum, anadolu lisesi konumuna getirilir ve eğitim 8 yıl olur. son olarak, 14 nisan 1992 yılında fransa cumhurbaşkanı françois mitterrand ile 8. cumhurbaşkanı turgut özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan galatasaray eğitim öğretim kurumu (geök) hayata geçirilir. geök, 1994 yılında galatasaray üniversitesine dönüşür.
galata sarayı humayun mektebi adıyla kurulan kurum, enderuna (saray mektebi) üst düzeyde eğitimli görevli yetiştirirdi. bu yüzden mekteb-i sultani olarak da anılır.
o yıllarda enderun, osmanlı sarayında padişahın günlük yaşamını geçirdiği, sarayın eğitim birimlerinin, kütüphanenin, hazine odasının yeraldığı büyük bahçe içine kurulu bir kompleksti. burada, başta padişah olmak üzere, saraydaki diğer görevlilerin danışabileceği, birçok alanda bilgi sahibi kişiler hizmet vermekteydi. bu kişilerin eğitimi ise 15. yüzyıl sonundan (1481) 18. yüzyıl (1715) başlarına kadar işlevini sürdüren galata sarayı ocağında veriliyordu.
evliya çelebinin aktardığı üzere; ii. beyazıt (1481 - 1512) bir kış günü galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde köhnemiş küçücük bir kulübe görür. kulübenin sahibi gül baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve gül babanın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darülşifa (hastane) yaptırır.
hikaye her ne kadar bize okulun bir dilek üzerine kurulduğunu söylese de biz biliyoruz ki istanbulu alan fatih sultan mehmet, antik kültürün izlerini taşıyan bu şehirde kuracağı devletin payidar olabilmesi, mesela bir bizans imparatorluğu gibi bin yıl yaşayabilmesi için, önceki kültürleri araştırmakta ve sürekli verdiği talimatlarla çevrilen klasik eserleri okumaktaydı. işte bunlardan biri olan eflatunun (batıda kullanılan ismiyle platon; mö 427 - 347) "devlet" adlı eseri devleti ancak filozofların yönetebileceğini yazmaktadır. peki osmanlının yükselmeye başladığı o yıllarda devleti yönetecek filozoflar nasıl yetiştirilecekti? saray okulu vardı ancak bu okula gelecek öğrencilerin ilk ve orta öğrenimleri nerede verilecekti? işte bu düşüncelerin neticesinde, ii. bayezıd, babası fatihin idealindeki okulu "galata sarayı ocağı" adıyla kurarak osmanlı saray eğitiminin önemli bir parçasını oluşturmuş oluyordu.
1675 yılına gelindiğinde ise, ocaktaki içoğlanlardan yeteneklileri saraya alınırken diğerleri süvari bölüklerine dağıtılır ve kurum on yıllığına tasfiye edilir. 1715 yılında yeniden açılan ocak, tekrar acemioğlanların eğitimini üstlenir. 1820 yılına dek osmanlının en önemli kurumlarından biri olan galata sarayı medresesi bu yıldan sonra tıbbiye ve askeri kışla olarak kullanılır.
sonraki yıllarda gün geçtikçe önemi ve işlevi artan kurum, osmanlıda batılılaşma döneminin ve tanzimat uygulamalarının bir sembolü olur. çünkü bu kez de osmanlıda hukuksal, siyasal, ve sosyal alanda gerçekleştirilecek yenilikleri yaşama geçirecek aydın kadrolara ve bu kadroların yetiştirilmesi için, geleneksel eğitimin dışında batılı programları da bünyesinde barındıran bir eğitim kurumunua ihtiyaç vardır. istanbulda daha ziyade yabancıların ve gayrimüslim osmanlıların devam ettiği ve fransızca eğitim yapan saint benoit, notre dame de sion gibi okullar vardı ancak bunlar daha ziyade fransanın denetimindedir, amaç osmanlı devletinin etkin olacağı batılı bir kurum yaratmaktır. bu amaç doğrultusunda 1 eylül 1868de abdülazizin katıldığı bir törenle mekteb-i sultani adıyla kurum yeniden faaliyete geçer. dönemin paris büyükelçisi cemil paşa ile hariciye nazırı fuad paşa nın çabalarıyla kurum fransadaki lise eğitimine denk ve aynı kalitede öğrenci yetiştirir. ve bu öğrencilerin arasında katolik, ortodoks ve musevi öğrenciler de vardır. 9 - 12 yaşlarında, öğretime başlayabilen bu öğrenciler dil durumlarına göre fransızca ya da türkçe hazırlık okumaktadırlar. 1908 yılında müdür tevfik fikret bey in yaptığı yeniliklerle; ilk, orta ve lise için 3er yıllık program hazırlanarak eğitim süresini 9 yıla çıkar. ayrıca farsça, arapça, italyanca, latince, rumca, ermenice ve almanca dersleri isteğe bağlı olarak seçmeli ders statüsüne getirilirken, piyano ve keman dersleri de programa dahil edilir.
1924 yılında kurum, galatasaray lisesi adıyla ve cumhuriyet devrimlerine uygun olarak eğitime başlar. tenefüslerde fransızca konuşma zorunluluğu kaldırılır ve genel kültür dersleri türkçe verilmeye başlar. 1967 yılında okula kabul edilen kız öğrenciler için feriye sarayları hizmete açılır. bir yıl sonra mektebi sultaninin 100. kuruluş yılı kutlamaları nedeniyle dönemin fransa cumhurbaşkanı charles de gaulle liseyi ziyaret eder. 1975de ise kurum, anadolu lisesi konumuna getirilir ve eğitim 8 yıl olur. son olarak, 14 nisan 1992 yılında fransa cumhurbaşkanı françois mitterrand ile 8. cumhurbaşkanı turgut özal arasında imzalanan protokolle ilkokul ve üniversite eğitimini de kapsayan galatasaray eğitim öğretim kurumu (geök) hayata geçirilir. geök, 1994 yılında galatasaray üniversitesine dönüşür.
robot süpürge
bebek maması
aptamil bebek maması
en ucuz klima fiyatları
klima fiyatları
dubai vize
sözlük scripti sütyenli atlet
bodrum escort şişli escort görükle escort türkçe seks hikayeleri izmir escort hatay escort izmir escort ankara escort
çankaya escort maltepe escort buca escort denizli escort denizli escort çiğli escort şirinevler escort çekmeköy escort
Anadolu Yakası Escort istanbul escort
şişli escort
esenyurt escort
beylikdüzü escort
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?