aşkına karşılık bulamayan veya aşkı olduğu kişi tarafından terk edilen kişilerin çekeceği ızdırap.
(bkz: unutamamak)
aşk acısı
karşı cinse duyulan sahip olma isteğinin ve girişimlerinin sonuç vermemesi üzerine, her çeşit alkolle şekillendirilen duygular topacı.
ekim ayinda istanbulun havada asili kalan sisidir, gecmez. icindekileri basar da basar. nem teninize yapisir, kurtulamazsiniz. ruzgar cikti gecti dersiniz, sabah gene basmis bulursunuz.
en çok da bunalımdayken bastırması daha bir fena.zaten üstüne üstüne gelirken hayat,bir de bu hiç çekilmez olur.insan elinde kumanda yatar pozisyonda cnbc-e dizileri izlemek,tek hareketi yerden sigara,çakmak ve alkolünü almak olsun ister.hayat dursun mümkünse.zaten hiç hareket etmiyor ki.
uyumaya çalışıldığında, yatağı bile titreten acıdır. uykudayken de rüyalar görüp, yatağın yanındaki kapıya tekmeler atıp aileyi ayaklandıran acıdır.
çok çeşitli şekillerde zuhur edip insanı uykusuz bırakabilen ender şeylerden biri...
baş ağrısı, mide bulantısı, kalp sıkışması, ellerin titremesi, kasların istemdışı kasılması, solunum zorluğu, gözlerde yanma, kulak çınlaması, iğrenç espriler yapma isteği..vs şeklinde kendini gösterebilen ilginç bir şeydir...
anlayamayı bilene aslında a$k ile beraber verilen güzelliklerden biridir..en kucuk $eyde bile aklına onun gelmesi,sanki her $arkı seni anlatıyormu$ gibi hissetmek,her gece yatarken sabaha uyanmamak istemek ama sabah kalktığında içinde gene de bir umut olması..ama,belki,keşkelerden olu$an..
hem;
acı olmasa tatlı olmazdı ki..
hem;
acı olmasa tatlı olmazdı ki..
(bkz: ince hastalık)
kuru bir toprağa tohum atmak ve beslemek tohumu yağmur suları olmadan, medet ummak sonra ufacık filizden ve dalından tutunmak düşmemek için yükseklerden. imkansız bir sevdayı yeşertmek ve onu gözyaşları ile beslemek sonra o küçücük kalp çırpıntısını bir güvercinin kanat çırpıntısı saymak ve kanadına tutunmak sevdanın en yükseklerine uçmak için..
anlamsız ve boş bir çaba, zaman içinde yitip biten umutlar, kalpteki atışların bile artık isyan etmesi ve dayanılması zor olan o acılar içinde, karanlık ortasında kalmış, zaten gün ışığına hasret bir amanın mum ışığını arayan gözlerinin derinliğinde yatan umutlar.
sevmek benim tek günahım.
karmakarışık duygular içinde yol alırken, bir tek cümle bile kuramazken sevgi adına geçmişte bestelediğin o güzellikler kokan sevgi pınarlarının suyuna hasret kalırsın. vahalar görürsün çöl ortasında kalmış bir sefil misali, sevgi gülü yerine kardelenler yerine kaktüslere teslim edersin kalbini ve kurtulmak, istersin atmak istersin bu sevdayı.
katlanacaksın bu acıya, zor da olasa dayanacaksın kutsal saydığın değerlerin çiğnenip atılmasına. bu bir rüya değil hiç bir zaman silinmeyecek hafızanda. yaşadıkların sevginin acısı; tutunacak bir dalın, uçuracak bir güvercinin, kandıracak dostların ve ekecek küçük kuru bir toprağın bile yokken bu anda doyasıya yaşa doyasıya anla sevdanın anlamını ve gerçek sevgi nasıl olmalı düşün en başından.
gerçek sevgi bir ütopya gibi. sen onun için var olmalısın o da senin için. birbiriniz için çiğnemelisiniz tüm kutsal saydığınız değerleri gerektiğinde ve uğruna gözyaşı dökmelisin denizler senin bedeninle meydana gelmişcesine. uzakta olsa yanında hissetmeli ve asla sinirlenmemeli, sevgi haricinde hiç bir duyguya yer vermemelisin bu hayat dönemecinde.boşuna heves etme ve hiç uğraşma tasviri için askın.yüreğinde askı taşıyacak kadar yer, acısına katlanacak güç ve onun için ölecek kadar cesaret yoksa boş yere uğraşma sevmek için,zaten sen sevilmemeye mahkumsun.zaten sen kaybetmeye mahkumsun..
anlamsız ve boş bir çaba, zaman içinde yitip biten umutlar, kalpteki atışların bile artık isyan etmesi ve dayanılması zor olan o acılar içinde, karanlık ortasında kalmış, zaten gün ışığına hasret bir amanın mum ışığını arayan gözlerinin derinliğinde yatan umutlar.
sevmek benim tek günahım.
karmakarışık duygular içinde yol alırken, bir tek cümle bile kuramazken sevgi adına geçmişte bestelediğin o güzellikler kokan sevgi pınarlarının suyuna hasret kalırsın. vahalar görürsün çöl ortasında kalmış bir sefil misali, sevgi gülü yerine kardelenler yerine kaktüslere teslim edersin kalbini ve kurtulmak, istersin atmak istersin bu sevdayı.
katlanacaksın bu acıya, zor da olasa dayanacaksın kutsal saydığın değerlerin çiğnenip atılmasına. bu bir rüya değil hiç bir zaman silinmeyecek hafızanda. yaşadıkların sevginin acısı; tutunacak bir dalın, uçuracak bir güvercinin, kandıracak dostların ve ekecek küçük kuru bir toprağın bile yokken bu anda doyasıya yaşa doyasıya anla sevdanın anlamını ve gerçek sevgi nasıl olmalı düşün en başından.
gerçek sevgi bir ütopya gibi. sen onun için var olmalısın o da senin için. birbiriniz için çiğnemelisiniz tüm kutsal saydığınız değerleri gerektiğinde ve uğruna gözyaşı dökmelisin denizler senin bedeninle meydana gelmişcesine. uzakta olsa yanında hissetmeli ve asla sinirlenmemeli, sevgi haricinde hiç bir duyguya yer vermemelisin bu hayat dönemecinde.boşuna heves etme ve hiç uğraşma tasviri için askın.yüreğinde askı taşıyacak kadar yer, acısına katlanacak güç ve onun için ölecek kadar cesaret yoksa boş yere uğraşma sevmek için,zaten sen sevilmemeye mahkumsun.zaten sen kaybetmeye mahkumsun..
(bkz: ayrılık)
ölümden kötü değildir hic bir zaman,veya evlat acısından,veya anne babanın öldüğünde verdiği acıdan..bilirsiniz ki bir gün belki yeniden sevme ihtimaliniz vardır,her ne kadar acı çekilen anlarda imkansız gibi gelse de..
acır canınız,hem de çok acır..ama öldürmez sadece süründürür..
"beklenen gün gelecekse çekilen acı kutsaldır"..
acır canınız,hem de çok acır..ama öldürmez sadece süründürür..
"beklenen gün gelecekse çekilen acı kutsaldır"..
bazen bir şiir gibi hafif, içten ve yoğun yaşanır.
bazense bitmeyen bir öykü gibi boğazınıza takılıp kalır..
başka şeye benzemez aşk acısı.
giderken sizden de çok şey alır..
bazense bitmeyen bir öykü gibi boğazınıza takılıp kalır..
başka şeye benzemez aşk acısı.
giderken sizden de çok şey alır..
genelde yanlis yere iliskinin bitimi ile ozlestirilen, aslinda iliski sirasinda cok daha net hissedilebilen duygu.
bonus dip not: eger kafanizda bir kere bile olsun, o cinayeti kurgulamadiysaniz, bir kurek bir ceset torbasi ve bir silah almayip, bir kere bile elinizdeki fare zehiri kavanozuna 45 dakika boyunca bakmadiysaniz. asik olmamissinizdir.
bonus dip not: eger kafanizda bir kere bile olsun, o cinayeti kurgulamadiysaniz, bir kurek bir ceset torbasi ve bir silah almayip, bir kere bile elinizdeki fare zehiri kavanozuna 45 dakika boyunca bakmadiysaniz. asik olmamissinizdir.
bir zaman sonra hissedilen acının fiziki bir acı olduğu fark edilir ki bu raddeden sonrası pek zordur.
aşk, insanoğlunun hissettiği en güzel duygu... onunla beraberken çok mutlu ve huzurlusunuz... ama ne yazık ki, aşkınız sonsuza kadar devam edemiyor...
firtinali başlayan aşklar kasırgayla sona erebilir. ama işler umduğunuz gibi gitmeyebilir. onunla yaşadığınız unutulmaz anlar sizin için bir kabusa dönüşebilir. bu durumda yaşanan güzelliklerin ardından her şeyin bittiğine inanmak elbette ki çok zor.
fakat bu zor dönemi aşmanın da yolları var. yeter ki kendinizi iyi hissetmekten alıkoymayın. unutmayın kendinizi harap ederek hiçbir yere varamazsınız. uzmanlar, bu zor dönemi en iyi şekilde atlatmanız için şunları öneriyor:
* sosyal yaşamdan kopmayın. bu dönemde yalnız kalmak isteyebilirsiniz, ancak yalnızlık, kendinizi iyi hissetmenizi sağlamayacak, sizi daha çok yıpratacaktır.
aileniz ve arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin, belki de onları uzun zamandır ihmal ediyordunuz.
* onunla beraberken yapmak isteyip de yapamadığınız şeyleri yapın. size, onu hatırlatacak şeyleri ortadan kaldırın.
* imkanınız varsa kendinize yakın hissettiğiniz biriyle küçük bir tatil yapın. kafanızı toplamanız için faydalı olur.
* küçük şeylerden zevk almaya çalışın, mutlu olmak sizin elinizde. güçlü olun ve onun sizi hak etmediğini düşünün.
* tüm bunların ardından, kendinizi asla yeniden aşık olmaya zorlamayın.
* sizi en mutlu eden şeyleri yeniden düşünün, o olmadan önce neler yapardınız şöyle bir sayın.
* tüm bunlara rağmen içinde bulunduğunuz zor durumdan kendinizi bir türlü kurtaramıyorsanız, mutlaka bir psikoloğa başvurmalısınız...
(alıntı)
firtinali başlayan aşklar kasırgayla sona erebilir. ama işler umduğunuz gibi gitmeyebilir. onunla yaşadığınız unutulmaz anlar sizin için bir kabusa dönüşebilir. bu durumda yaşanan güzelliklerin ardından her şeyin bittiğine inanmak elbette ki çok zor.
fakat bu zor dönemi aşmanın da yolları var. yeter ki kendinizi iyi hissetmekten alıkoymayın. unutmayın kendinizi harap ederek hiçbir yere varamazsınız. uzmanlar, bu zor dönemi en iyi şekilde atlatmanız için şunları öneriyor:
* sosyal yaşamdan kopmayın. bu dönemde yalnız kalmak isteyebilirsiniz, ancak yalnızlık, kendinizi iyi hissetmenizi sağlamayacak, sizi daha çok yıpratacaktır.
aileniz ve arkadaşlarınızla daha çok zaman geçirin, belki de onları uzun zamandır ihmal ediyordunuz.
* onunla beraberken yapmak isteyip de yapamadığınız şeyleri yapın. size, onu hatırlatacak şeyleri ortadan kaldırın.
* imkanınız varsa kendinize yakın hissettiğiniz biriyle küçük bir tatil yapın. kafanızı toplamanız için faydalı olur.
* küçük şeylerden zevk almaya çalışın, mutlu olmak sizin elinizde. güçlü olun ve onun sizi hak etmediğini düşünün.
* tüm bunların ardından, kendinizi asla yeniden aşık olmaya zorlamayın.
* sizi en mutlu eden şeyleri yeniden düşünün, o olmadan önce neler yapardınız şöyle bir sayın.
* tüm bunlara rağmen içinde bulunduğunuz zor durumdan kendinizi bir türlü kurtaramıyorsanız, mutlaka bir psikoloğa başvurmalısınız...
(alıntı)
uyku denen huzur denen şey nedir nasıldır unutursun önce..her an ağlamaya başlıyacakmış gibi olup ağlayamazsın, bir başlarsın ağlamaya susturamazsın,
herkes sana "geçecek" der bilirsin doğrudur geçecektir sonunda ama o ümitsiz kör karanlığın içinde böyle bir ışığa inanıp tutunamazsın..çıkmak istersin o derin kuyudan yolu bulamazsın
her yandan sesler gelir anlamlandıramazsın.. her gün yalvarırsın allah a ne olur artık "geçsin" diye.. geçer elbet ama artık siz eski siz değilsinizdir..
herkes sana "geçecek" der bilirsin doğrudur geçecektir sonunda ama o ümitsiz kör karanlığın içinde böyle bir ışığa inanıp tutunamazsın..çıkmak istersin o derin kuyudan yolu bulamazsın
her yandan sesler gelir anlamlandıramazsın.. her gün yalvarırsın allah a ne olur artık "geçsin" diye.. geçer elbet ama artık siz eski siz değilsinizdir..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?