red

stella
leman’dan çıkan aylık bir dergi. yaklaşık iki hafta önce elime geçti, fikirlerim ile tamamen uyuşmasa da, sevdim. raflardaki büyük bir boşluğu doldurduğunu düşünüyorum. ağustos sayısını gazi mahallesi’ndeki emekçilerin hazırlığı yazıyor kapakta. zaten önceden bahsettiğim gibi, bu mahallenin adı çok sık geçiyor dergide. dergi, siyasi duruşunu da şöyle açıklıyor:

bu ülkenin bugününde yaşayan ve sokaktaki insanla aynı dili konuşan sol, yeniden sokağa çıkıyor! sol, kendine uygun görülen apolitik locaları ve devrimcilikten vazgeçmesi kaydıyla kabul edildiği “gerçekçi” siyaset zeminlerini reddediyor. düzen içi çelişmeler temelinde taraf olma dayatmasını, “ehven-i şer”i, “yaramaz çocuk”luğu, “sevimli afacan”lığı kabul etmiyor. devrimciler, devrimci olmayanla “ortak bir payda”da bir araya gelmiyor. red, devrimci değer ve anlayışları en başa yazıyor.

1. red kaderini emekçilerle birlikte çizmiştir: patronlara karşı işçiler her zaman haklıdır! red gerçek emekçilerin, yaşamaları için alın terinden başka hiçbir olanağa sahip olmayanların yanındadır. emekçilerin birliğinin yarattığı güç ve olanakları kendi çıkarları için istismar etmekten çekinmeyen ve her kritik süreçte sınıf düşmanlarına hizmet eden sendikal bürokrasiye/aristokrasiye karşı mücadelenin, patronlara karşı mücadeleden ayrılamayacağını bilir.

2. red, her türlü ezilen kesimin güçlüler/ezenler karşısında savunusunu üstlenecektir.

3. bugünün dünyasında ve bugünün ortadoğu’sunda kararlı anti-emperyalizm, devrimciliğin zorunlu şartıdır. abd’nin ortadoğu’yu insanlarıyla birlikte parça parça etmeye çalıştığı ve bu saldırıya “bop” (büyük ortadoğu projesi) adı vererek işbirlikçilerine taşeronluk dağıttığı koşullarda, durumun “sakin” bir değerlendirmesi yapılamaz. abd ile bölgedeki işbirlikçi odaklar arasında günaşırı değişen dengelerden, ilerici bir sonuç çıkarılamaz. emperyalizme karşı mücadele, devrimciliğin ilk ve zorunlu şartıdır. red irak’ın şehirlerini emperyalizmin devriyeleri için cehenneme çevirenlerin, filistin’deki çocuk generallerin yanındadır. emperyalizmden barış ve demokrasi bekleyenlere karşı, ölerek özgürlük isteyenlerin yanındadır.

4. red “demokratik avrupa”yı, “emeğin avrupası”nı reddeder. çünkü red 1848’lerin, 1871’lerin devrimci avrupa’sını, alman nazizmine kıtanın dağlarını dar eden partizanların avrupa’sını savunur. ab’den özgürlük dilenmez, avrupa emekçilerinin ab karşıtı ayaklanmalarının yanında yer alır. savunulacak tek avrupa birliği’nin emekçilerin kuracağı avrupa birliği olduğunu, emperyalist paktlardan halklara hiçbir hayır gelmeyeceğini bütün gücüyle haykırır.

5. red avrasya’da ya da dünyanın başka yerinde abd merkezli emperyalist iktidarın kendi burjuvazisi lehine esnetilmesini hedefleyen kapitalist kampların herhangi birisine “devrimci merkez” etiketi asılmasına karşı çıkar. sosyalizmden devraldığı mekanizmaları ilkel kapitalist birikim için seferber ederek elde ettiği güçle, diğer ülkelerin emekçilerini tehdit eden ya da iki kutbundan birini oluşturduğu eski dünya statükosuna özlem duyarak fırsat kollayan ikincil kapitalist merkezlerden medet ummaktansa bu iktidarları da devirecek devrimci kitle hareketlerine yaslanmayı esas alır.

6. red’in pusulası, dünya çapındaki emekçilerin ortak devrimci mücadelesi ile belirlenen enternasyonalizmdir. tek tek ülkelerdeki devrimci mücadelenin enternasyonalist perspektif olmaksızın başarıya ulaşmasının olanaksızlığının farkındadır. ulusal bencilliğin devrimden önce de sonra da devrimciler için en büyük tehlikelerden birisi olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarmaz.

7. red tüm milliyetçiliklerden ve dinsel gericilikten berrak bir biçimde ayrışmadan bu bölgede devrimci kalmanın olanaksız olduğunu savunur. emperyalizmin siyaseti ulusal ve dinsel boğazlaşmaları kışkırtarak bölgede bir dehşet dengesi yaratmaksa, red de milliyetleri ve mezhepleri birbirine düşürmeye çalışan emperyalizme karşı, halkların anti-emperyalist kardeşlik cephesi bayrağını yükseltecektir. halkların kardeşliğini ve ortak çıkarlarını gözetmeyen hiçbir siyasi hat ve siyasi eylem anti-emperyalist değildir. tersinden de ifade edebiliriz. anti-emperyalist olmadan halkların kardeşliğini istemek olanaksızdır. buradan hareketle, red, kürt halkının var olma hakkını reddeden ve emperyalizmin rızasını alarak alışılmış imha ve inkar politikasına girişmeye çabalayan türk milliyetçiliğini de, kürt halkının ezilmişliğini onları emperyalizmin piyonu haline getirmek için kullanan ve emperyalizme direnen irak halkına karşı silahlı hareketlere yönelen kürt milliyetçiliğini de devrimci mücadelenin hedefi haline getirir. aynı şekilde, red kıbrıs’ta emperyalist britanya üslerine karşı çıkmadan, birleşmiş milletler eliyle uygulanacak bir sözde “çözüm”ü kabullenmeyi reddeder.

8. red, bölgede emperyalizmin “bop”una karşı, emek temeli üzerinde yükselen “kop”u (kızıl ortadoğu projesi) inşa etmek gerektiğini savunur. bu, öncelikle emperyalizmin ve patronların dayattığı bütün paradigmanın reddedilmesini, hatta yerle bir edilmesini gerektirir. red, bu çabanın küçük ama önemli bir adımıdır. red, sokağın diliyle konuşan, günlük yaşamdan yola çıkarak siyasi gerçekleri teşhir eden, emekçilerin, kenar mahalle gençlerinin, yoksul öğrencilerin, ellerinde gururla taşıyacakları, liberal gevezelerin suratına tokat gibi çarpacakları bir gazete olacaktır. red, patronların ve emperyalist ağalarının talan düzenine karşı, isyanın sesi olacaktır...

dedim, uyuşmuyor fikirlerim tamamiyle, fakat medya çeşitliliği için bu derginin yayımlanması şart.
independence
bir filde bruce willis ve john malkovich bulu$uyorsa o filmin kotu olma ihtimali nedir ki zaten?

yoktur kesinlikle.

mary louise parker’ın o $eker mi $eker baki$larini ve mimiklerini de dahil edin bu etkiye, kar$iniza tadindan yenmez bir film cikiversin.

robert schwentke imzali red, izleyiciye harika bir zaman gecirmeyi garantiliyor desek yeridir. aksiyonun dibe vurdugu bir dakika yok. bruce willis ilerleyen ya$ina ragmen hala atak, hala karizma, hala sevimli. john malkovich’in hinzir gulumsemleri ise elinde makineli tufek varkenbile tadini yitirmiyor. film bir gazete muhabirinin elinde bulunan ölüm listesi ve bu listede halen hayatta olan birisinin bulunma cali$malarini anlatiyor. tabi anlatilan bu degil esasen, bu sadece ba$langic ama onu spoiler kismina sakladim. mutlaka izlenmesi gereken bir film. cok ne$eli 2 saat gecireceginizi garanti ediyorum


:--------------------------------------------------derin spoiler--------------------------------------------------:

frank moses emekli bir cia ajanidir ve evinde kendi halinde ya$ayip cok zaman emeklilik temsilcisi ile telefonda romantik dakikalar gecirmeyi seven bir lavuktur. bir gun saat 03:00 sularinda bir grup eli silahli eleman frank’in anasini sikmeye gelir ama frank bu, yer mi lan? yemez tabi, yemedi de zaten. silahli grubu halleden frank, eski takim arkada$larini da toplayarak amerikan ba$kan yardimcisinin yaptigi ibne i$lerin onune gecmek ve ba$kan yardimcisini cezalandirmak icin kollari sivar. bu arada emeklilik temsilcisi olan ve frank’in a$ik oldugu hatunu da kacirmadan edemez tabi. olaylar geli$ir.

:--------------------------------------------------derin spoiler--------------------------------------------------:

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol