rejim tehlikede, irtica horladı, çocuklar ilahi söyledi diye ortalığı karıştıranlara halk bir cevap verdi diye düşünüyorum. bu saatten sonra kafalarına estiği gibi ortalığı karıştırmazlar umarım.
zira türkiye de milli görüş orijinli hiçbir partinin %25 civarında bir seçmeni olmamıştır. olsaydı zaten erbakan ilk geldiğinde %25 oy alırdı. işte hal böyleyken bu kadar oyu birine verirken muhalefet yapmayı beceremeyenlerin yüzdesini düşüren halk için gelmiş geçmiş en objektif seçimi yaşadık dün.
22 temmuz 2007 türkiye genel seçimleri
aqpnin tekrar tek başına iktidar olduğu seçimdir.
sonuç ne olursa olsun akp ye oy veren %46 gibi büyük bir çoğunluğu anlamak gerekektiğini bize gösteren seçimdir.akp nin oy artışının en büyük nedeni chp nin uzlaşmaz ve tutarsız politika anlayışıdır deniz baykal sayesinde akp ve mhp seçimlerde istediğini elde etmiştir.bu seçimlerde chp ye oy vermiş biri olarak şunu söyleyebilirim ki deniz baykala değil atatürk e olan saygı ve sevgimden dolayı chp ye oy verdim.gerçekçi olalım 4 yıl önce ve 4 yıl sonra kesin olan şu ki olması gereken oldu şaşıracak bir şey yok maalesef.
türkiyede ki derneklere,lokallere,birahaneleri dolduran küçük burjuva sosyalistlerin tokat üstüne tokat yediği seçim olarak akıllarda kalacak.
bir an aklıma çağrı filminin sonunda doğru ebu süfyan ve karısının hz.muhammed ve diğer müslümanların mekkeye girerken ağlayıp fetihi kabullenemedikleri sahne geldi.
ebu süfyan şöyle diyordu ;
- kesin bir zafer bu !!
bir an aklıma çağrı filminin sonunda doğru ebu süfyan ve karısının hz.muhammed ve diğer müslümanların mekkeye girerken ağlayıp fetihi kabullenemedikleri sahne geldi.
ebu süfyan şöyle diyordu ;
- kesin bir zafer bu !!
-akpnin halkın yarısının oyunu alması akpnin "milli görüş" marjinalliğinden tamamen sıyrılıp bir "merkez" partisi olduğunun kesinleştiğinin göstergesidir.
-ve yine bu kadar oy alması halkın geçtiğimiz 4.5 senede akpnin yaptığı icraatlardan memnun olduğunun göstegesidir.
-bu seçimler göstermiştir ki halk askerin siyasete müdahalesine bir kez daha ve şiddetle karşı çıkmıştır. bir nevi halk muhtırasıdır. 50 seçimleri gibi...
-akpnin bu kadar oy almasında topluma dayalı siyaset yapmak yerine askeri kurumların halkla ilişkiler bölümü gibi siyaset yürüten chpnin, saçma sapan vaadlerde bulunan partilerin, 27 nisan muhtırasının, anap+dyp fiyaskosunun rolü çok çok büyüktür.
-bir şey daha açıkça görülmüştür ki milliyetçi dalga sanıldığı kadar büyük değildir. hem terörün tavan yapması, hem chpnin mhpye açık desteği, hem gpye giden oyların geri alınması 10 yıl önce mhpyi akpnin şu an bulunduğu konuma çıkartabilirdi. ancak şu anda tüm bunlara rağmen %15de kalmıştır.
-seçim anketlerine bakıp da "yuuuh, yalan bu anketler akp o kadar alır mı, işbirlikçi kalem bunlar" şeklinde yorum yapanlar sonuçlardan sonra akpye oy veren kesimi "akılsız, cahil" olarak nitelendiriyorlar ki bu en çok 50lerde dp zaferlerinden sonra kemalist güruhun "memolar, hasolar mı yönetecek" yaklaşımını ve terbiyesizliğini hatırlatıyor.
-dtpnin girmesi de mecliste renkli günlerin geçeceğine işarettir. kan bile çıkabilir. iki uç kesim girmiş oluyor çünkü. türk milliyetçileri ve kürt milliyetçileri. saygı, sevgi, hoşgörü olursa sorun çıkmaz. pek zannetmiyorum gerçi...
-en önemli sonuçlardan birisi şu olmuştur ki bundan bir kaç yıl evvel tayyip erdoğan bir konuşmasında "reformlar için halktan gerekli destek bulamıyorum, ben bedel ödeyemem" demişti. bu seçimlerde halk o desteği kendisine vermiştir. bu zamanda bu şans bir daha da zor geçer ellerine. derhal bir sivil anayasa hazırlanmalıdır. 1 yıl içerisinde bu gerçekleşmezse veya gerçekleşmesine yönelik adımlar atılmazsa bir daha zor olacaktır ve bu desteği de bulamayabilir.
-baskın oranın girememesi çok üzücü olmuştur.
hayırlısı olsun...
-ve yine bu kadar oy alması halkın geçtiğimiz 4.5 senede akpnin yaptığı icraatlardan memnun olduğunun göstegesidir.
-bu seçimler göstermiştir ki halk askerin siyasete müdahalesine bir kez daha ve şiddetle karşı çıkmıştır. bir nevi halk muhtırasıdır. 50 seçimleri gibi...
-akpnin bu kadar oy almasında topluma dayalı siyaset yapmak yerine askeri kurumların halkla ilişkiler bölümü gibi siyaset yürüten chpnin, saçma sapan vaadlerde bulunan partilerin, 27 nisan muhtırasının, anap+dyp fiyaskosunun rolü çok çok büyüktür.
-bir şey daha açıkça görülmüştür ki milliyetçi dalga sanıldığı kadar büyük değildir. hem terörün tavan yapması, hem chpnin mhpye açık desteği, hem gpye giden oyların geri alınması 10 yıl önce mhpyi akpnin şu an bulunduğu konuma çıkartabilirdi. ancak şu anda tüm bunlara rağmen %15de kalmıştır.
-seçim anketlerine bakıp da "yuuuh, yalan bu anketler akp o kadar alır mı, işbirlikçi kalem bunlar" şeklinde yorum yapanlar sonuçlardan sonra akpye oy veren kesimi "akılsız, cahil" olarak nitelendiriyorlar ki bu en çok 50lerde dp zaferlerinden sonra kemalist güruhun "memolar, hasolar mı yönetecek" yaklaşımını ve terbiyesizliğini hatırlatıyor.
-dtpnin girmesi de mecliste renkli günlerin geçeceğine işarettir. kan bile çıkabilir. iki uç kesim girmiş oluyor çünkü. türk milliyetçileri ve kürt milliyetçileri. saygı, sevgi, hoşgörü olursa sorun çıkmaz. pek zannetmiyorum gerçi...
-en önemli sonuçlardan birisi şu olmuştur ki bundan bir kaç yıl evvel tayyip erdoğan bir konuşmasında "reformlar için halktan gerekli destek bulamıyorum, ben bedel ödeyemem" demişti. bu seçimlerde halk o desteği kendisine vermiştir. bu zamanda bu şans bir daha da zor geçer ellerine. derhal bir sivil anayasa hazırlanmalıdır. 1 yıl içerisinde bu gerçekleşmezse veya gerçekleşmesine yönelik adımlar atılmazsa bir daha zor olacaktır ve bu desteği de bulamayabilir.
-baskın oranın girememesi çok üzücü olmuştur.
hayırlısı olsun...
ne desem ne yazsam şaşırdığım bir türkiye genel seçimi olmuştur.akp 46,8 oy oranıyla tek başına iktidar yapılmıştır.340 da milletvekili meclise girmeye hak kazanmıştır.2002 genel seçimlerinde oran daha da azdı.bu neyi gösterir;aziz nesinin haklılığını,türk halkının sömürülmeye ve satılmaya ne kadar da hevesli olduğunu,şehitlerimizekelle,a.öcalan insanımsına sayındiye hitap eden,çiftçiyeananı da al git burdandiyen daha sonra da bu sözün bir küfür olmadığını dile getiren başbakan.ve bunun gibi şeyler... türkiyeyi karanlık günler bekliyor kanaatimce.
siz ampulunuzu yakmaya devam edin akpye evet diyenler aydınlansın,biz burda karanlıkta kalmışız kimin umurunda...o ışık sizin gibi zihniyetleri aydınlatır ancak..sözün bittiği yer.
siz ampulunuzu yakmaya devam edin akpye evet diyenler aydınlansın,biz burda karanlıkta kalmışız kimin umurunda...o ışık sizin gibi zihniyetleri aydınlatır ancak..sözün bittiği yer.
az önce seçim sonuçları konusunda tartıştığım bakkaldaki alışveriş yapan adama göre halkın kararını verdiği seçim olmuş adamlar %50 oy almışlar, da ben bu dünyada olduğum sürece benim isteklerim geçerli olacak bunu atlıyorlar. evet 16 milyon bu adamlara oy verdi ama ben vermedim ve benim gibi, kaba bir hesapla 70-16=54 milyon insan da aynı şekilde oyunu ampülden yana kullanmadı, o zaman ne hakla karşıma çıkıp da anten kunten konuşabiliyosun dedim cevap veremedi. benim için de böyle bir seçim olmuştur. hayırlara vesile olsun işallah...
bu seçim sonuçlarından anlaşılması gereken şeyler tabii çoktur. ama işte her zaman ki anlayana sivrisinek saz anlamayana davul zurna az gibi bir yaklaşımla konuyu aydınlatmak gerekir ki, halkımın yüzde elli seçmeni için işte tam da bu önermenin ikinci kısmı gerçerlidir. ya da anlayıp da anlamamış gibi yapanlar var ki, onlardan gelen ve gelecek tehlikelerden bahsetmek bile insanın içini acıtıor. şu bir gerçeki akp ülkede var olan çıkar gruplarının çıkarlarını öylesine gözetiyor ki, bu insancık gruplarının kendi çıkarlarından başka bir şey düşünemez hale gelmeleri zorunlu hale geliyor. gereken kesimlerin ekmeğine yağ bal sürüp, bir de yediriyorlar ki, yemede yanında yat cinsinden. ama halkımın bir de tabii, e napalım bu iyidir , bak istikrar lazımmış istikrar diyip de, al bir oyum var o da senin olsun yaklaşımı içerisinde olanları var ki, onlara zaten bir şey demeye hakkım yok. sen halkı aç bırakıp üç kuruşa muhtaç edersen, buradan çıkan siyasette üç kuruşa satılan siyaset olur. ama e benim canım halkım, bu ülkenin avuçlardan kayıp gittiğini görmeniz için daha ne yapılması gerekir?iç savaşın gelip illa da pencere önünüzde bir çocuğun öldürüldüğünü size göstermesi mi gerekir? kültürünüzün, başka kültürlerin egemenliği altında üç kuruşa satıldığını anlamanız için daha ne yapmak gerekir? evet bu ülke zaten yıllardır satılıyor. ama ne uğruna? ne idüğü, nerden geldiği belirsiz olan çıkar grupları uğruna. kendi politikasının, ideolojisinin ne olduğunu açıkça ortaya koyamayan partiler uğruna...
demem o ki:
22 temmuz 2007= türkiye’nin geri dönüşü olmayan yoldan çıkamayacağının gözümüze sokulduğu gün.
demem o ki:
22 temmuz 2007= türkiye’nin geri dönüşü olmayan yoldan çıkamayacağının gözümüze sokulduğu gün.
(bkz: ba$imiz sagolsun)
menderesi, hitleri, bushu seçimle getiren halklar pişman olmuş mudur? türk halkıda aynı kaderle başbaşa kalacaktır
(bkz: her halk hakettiği şekilde yönetilir)
(bkz: her halk hakettiği şekilde yönetilir)
sonuç olarak yesin ama iş yapsın anlayışının artık kanıksandığını hatta "yemeyen iş yapmaz" anlayışının yerleşmeye başlandığını görmeme sebep olmuştur.
akpnin kazanmadığı, muhalefetin kaybettiği, kabak gibi ortadadır. burada akp ile alakalı olarak yazılacak herhangi bir şey bulamıyorum.
ana muhalefet partisi chp, türkiye demokrasi tarihindeki en basiretsiz muhalefeti yapmış, insanları "sosyal demokratız" yalanına (hâlâ nasıl olduğuna inanmadığım bir şekilde) inandırmış, "darbeci", "orducu", "faşist" kimliklerinin alayına bürünüp oy kazanmaya kalkmıştır.
chp, inanılmaz bir korku siyaseti izleyerek, insanları gölgesinden dahi korkar hâle getirmiştir. gerçekte hiçbir zaman sol olamamış bir partinin (bunu ileride inceleyeceğiz), böylesine elitist ve milliyetçi politikalara rağmen kendisini tüm türkiyeye solcu diye yutturmasını kimler nasıl açıklıyor bilemiyorum. baykalın sosyalist enternasyonal toplantılarına gidip horul horul uyumasından mıdır, yoksa inönünün yıllar önce "valla herhalde ortanın soluyuzdur" demesinden midir, insanlar chpnin çizdiği bu imaja hürmet etmiştir. üzerine bir de chp ve dspnin seçim ittifakına (ki şu günlerde baykalın dspyi bir tarafına dahi takmadığını izliyoruz güzel güzel) "sol birleşti" yaftası yapıştırmak, gerçekten oynanan gölge boksunun açık tezahürüdür.
chp, bir yandan da amacına ulaşmıştır: deniz baykal, beceriksiz bir siyasetçi olsa da, ona aldanmaya hazır kitleleri bu korku suyuna batırıp batırıp çıkartmayı çok iyi becermiştir. potansiyel oy kitlesi olan üniversite öğrencileri ve solcu eskileri gibi kesimleri, yarattığı korku politikasıyla uyutmuş, "tehlikenin farkına" vardırmıştır. bugün ben en yakın ve aklı açık arkadaşlarımdan dahi "e artık son biraları içiyoruz herhalde", "bu halk ne kadar aptal" gibi şeyler duyuyorsam; ülkenin okumuş ve aydın olduğuna inandığım / olmasını umduğum kesiminden "bittik mahvolduk, iran olduk" yaygaraları işitiyorsam, baykalın amacına ulaştığı gün gibi ortadadır.
zira baykal, hiçbir zaman iktidara oynayan bir siyasetçi olmamıştır. türk ulusalcıları seçime kadar chp - mhp koalisyonunun hayallerini kurageldiler, ancak baykalın dahi bu hayale kapılmadığı ortadadır. baykal, oyunu 1.5 puan arttırmış olarak mecliste ana muhalefet konumunda olmaktan son derece memnundur. çünkü chp, demokratik seçimlerin yapıldığı 1950 yılından beri hâlâ ve hep "ana muhalefet partisi"dir. arada iktidar gördüğü de olmuştur ya, onun için msp ile koalisyon yapmayı, güneş motelde ayak oyunları çevirmeyi göze almıştır. çünkü chp şunu her zaman bilir: bu kafayla gittiği sürece, demokratik ve şeffaf şartlarda oy kullanıldığı takdirde (1946 seçimlerini işaret etmek isterim burada), chp iktidar olamayacaktır. çünkü ne chp kafası, ne de chp kadrosu, tek başına iktidarı kaldıracak düzeyde değildir. zaten halk da bu insanlara güvenmemektedir.
şimdi ne olacak? inanın, hiçbir şey olmayacak. chpliler mağlubiyeti "bu halka demokrasi verince böyle oluyor işte" diyerek açıklayacak, aralarından belki sağduyulu bir iki tanesi çıkarsa "biz sosyal demokrat bir parti olamadık, tuttuk orduyu ve politikalarını destekledik, halkı hiç umursamadık" diyebilecek ve 2002 seçimlerinin ertesinde ne olduysa, şimdi de öyle olacaktır. arada "iran olduk" çığlıkları atan gerzekler çıkar, siz onlara aldırmayınız. türkiye, batamayacak kadar güçlü, çıkamayacak kadar da zayıf bir ülkedir, müsterih olunuz.
peki, akp ne yapacak? bir kere, seçmenlerin %50ye yakınının oyunu kazanmak demek, büyük bir güven demektir. akp, bu güveni de arkasına alarak neo-liberal politikalarına tam gaz devam edecek, karşısına dikilen güçlü bir sol muhalefet olmadığı için de bu politikaları eleştirmek ulusalcı chpye düşecektir. ulusalcı bir kafa, bu politikaları sadece "vatan toprağını satıyorlar" olarak algılayacağından, akpnin karşısında duracak gücü mecliste aramak yersiz olacaktır.
peki, bizim gibi garibanlar ne yapacak? bunun da cevabı basit aslında. meclise tipli milletvekillerinin girişinden beri ilk kez sızan "sol" sesten medet umacak, mehmet ufuk urasın chpnin yapamadığını yapmasını bekleyecek ve "sosyal adalet", "hukuk devleti", "tam demokrasi" isteklerini; "küreselleşen sermaye"ye, kentsel dönüşüme, her fırsatta sesini yükselten orduya, oligarşiye ve faşizme karşıtlıklarını bu kanallar aracılığıyla duyurmayı dileyecek.
yani sevgili chpliler, "kaybettik" diye oturup ağlamayınız. biz yıllardır kaybedip duruyoruz, bir gün olsun oturup ağladığımızı gördünüz mü? sözde sol bir parti olarak, bir gün olsun aklınıza %10 barajını düşürmek ve solcusu sağcısı kim varsa gerçekten o mecliste temsil edilmesini sağlamak geldi mi? gelmedi değil mi? ana muhalefet partisi olmak çok tatlı değil mi?
tehlikenin farkındayız, tamam.
milletvekillerinin 8200,
başbakan ve meclis başkanının 8490,
bakanların 8444 ytl alacakları yeni dönemi getirmiş seçim!
başbakan ve meclis başkanının 8490,
bakanların 8444 ytl alacakları yeni dönemi getirmiş seçim!
demokrasi yanlıları ile otokrasi yanlılarının seçimiydi. birinci grup kazandı.beğensek de beğenmesek de akp, chpden daha demokrat bir resim çizdi bu seçimlerde.türkiyede halkın laiklikten (zaten türkiyede laiklik diye birşey yok ki) önce özgürlük sorunu olduğu ortaya çıktı ayrıca.
milliyetçilik ve çatışma istemeyen,dünyayla bütünleşmek isteyen bir halkın seçimi sosyal demokratlara(!)değil sağcı demokratlara yaradı.
milliyetçilik ve çatışma istemeyen,dünyayla bütünleşmek isteyen bir halkın seçimi sosyal demokratlara(!)değil sağcı demokratlara yaradı.
türkiyede 2 kişiden 1 inin kafasının karışık olduğunu belli eden seçimlerdir...
her iki kişiden birinin son 5 senedir hayatından gayet memnun olduğunu anladığımız seçimdir.bundan sonra ağlamayın ey türk milleti şeyimde bile değil
seçilen kim olursa olsun başa gelenler aynı topluluğun maşalarıdır.
bu amerikada bile böyledir.georghe bush ve john kerry mesela.
ikisi de yale üniversitesindeki pagan bir kulübün en önemli adamlarındandır."kuru kafalar ve iskeletler örgütü".biri demokrattır bir muhafazakardır.fakat yapacakları aynıdır:"illuminati" denen 10 şeytan-insanın emirleri
amerika da böyleyken türkiye de farklı olmayacağı aşikardır.
o sebepten ötürü birşey beklemiyorum ben bu seçimlerden.
bu amerikada bile böyledir.georghe bush ve john kerry mesela.
ikisi de yale üniversitesindeki pagan bir kulübün en önemli adamlarındandır."kuru kafalar ve iskeletler örgütü".biri demokrattır bir muhafazakardır.fakat yapacakları aynıdır:"illuminati" denen 10 şeytan-insanın emirleri
amerika da böyleyken türkiye de farklı olmayacağı aşikardır.
o sebepten ötürü birşey beklemiyorum ben bu seçimlerden.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?