confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68154

bir şey kaybettiğini fark ettiğin an

epikuros
lokantadasındır. masana kurulmuşsun, sevdiğin bir yemeği söylemişsin ve ters giden bazı şeyleri yemeğin vereceği hazla unutmayı planlamışsındır.

işyerinde sorun varmış, siktireet! ban bakiim pideyi sosa. iki parti oyun sana kalmış. koy götüne, çek bi fırt meşrubattan. evde sorun mu var? serp piraz daha tuz. ohh ya akşam da denize giderim, tam olur. lanet sıcak, nefes aldırmadı gün boyu ama kliması iyiymiş buranın.

yalnız yemek sıkıcı bir şey olsa da, kalabalık masalar ve aynalar bunu unutturmak için var.

neyse yemeğin sonlarına doğru elin, cüzdanının olduğu cebe doğru istem dışı kayar. o da ne!? ilk önce “hayır hayır bu olamaz” denir. fakat cüzdan yerinde yoktur. amacına son derece uygun geçen yemek faslı, ağır ağır yerini feci bir mide yanmasına bırakır. diğer eldeki meşrubat bardağı da bırakılır ve iki elle şiddetli bir üst baş araması yapılır. nafile! hayskym böyle işi. son lokma yutulamaz, boğaza düğümlenir. anam.

aklına cüzdandaki kimlikler, kartlar, bir miktar para, bir iki foto ve belgeler gelir. mübarek cüzdan değil valiz. gözlerinin önünden film şeridi gibi geçer o belgeleri tekrar çıkartma işlemlerindeki bürokrasi. kulaklarında çınlar, kartları iptal ettirip yenisini istetirken konuşacağın müşteri hizmetleri yetkilisinin sesi. ellerinde hissedersin cüzdana koyduğun parayı. saçlarından duman çıkar. sırtından boşalan soğuk, göğsünden akan sıcak terleri fark edersin. yemeğin hesabını öderken durumu vezneye nasıl izah edeceğini düşündükçe kalbin sıkışır. yüzün ekşir, gözlerin dolar. götün.. evet götün de boş değildir. okkalı bir kazık da götünde yer etmeye başlamıştır bile. hassktir!

bütün uzuvlarının bir çeşit hareket halinde olduğundan anladığın kadarıyla en az yüzmek kadar komple, fakat bir o kadar da faydasız bir spordur bu bir şey kaybettiğini fark ettiğin an.

bu bir kaç saniye içinde yaşamışsındır bu duyguları. aklın nerde olm, biri mi çarptı lan yoksa? gibi sorular tuz biber eker olaya. bütün iştahın kaçmış, boğazın kurumuştur. kumarda para kaybetmeye benzer, yapacak bir şey yoktur. bir bardak daha soğuk su doldurup biraz yatışmaya çalışırsın. daha sakin düşünmeye çalışırsın. dur bakayım. yoksa! evet lan. işyerinde sıcaktan koltuk götüne yapıştı diye cüzdanı çıkarıp çekmeceye atmıştın lan oğlum! (tam burada aparkat şeklinde oley sevinci). oh be gittim geldim lan resmen. yav ben istesem de bir şey kaybedemem zaten. dikkatliyimdir, boşa olay yaptık kendi kendimize. koş hemen iş yerine.

kelimeyi cümle içinde kullanmak

epikuros
genellikle ilk öğretimde kazandırılan bir alışkanlıktır. özellikle ingilizce derslerinde ezberciliğin önüne geçip, çocuklara işin pratiği de aşılansın diye yapılırdı. kuru kuruya kelimenin anlamını bilmek sonradan kolayca unutmaya neden olacağından, bu yöntem sayesinde öğrendiğini pekiştirme amaçlanırdı.

uyanıklık edip pratik çözümler uygulardık ama çoğu kez işe yaramazdı. her kelimeyi belli üç beş format içinde kullanmak bazen komik olurdu.
apple: i like apple.
pink: i hate pink.
wood: my sister loves wood.

hala çok çocukça gelir bu anlatım tarzı. deyimlerde de çok kullanılır. anlatıma anlaşılırlık katmak için bazen fark etmeden baş vurulur bu yola. bazı deyimleri izah etmeye tarif yetmez, hatta cümle içinde kullanmak daha açıklayıcıdır.
itin götüne sokmak: yüzleştirip dedikodu yaptığını ortaya çıkarınca itin götüne sokmaktan beter ettim ibneyi.
götü tutuşmak/götü üç buçuk atmak: hösst lan! deyince korkudan götü tutuştu çocuğun.
götle ilgili hemen her deyimde işe yarar. uzatmayalım, sonuçta kullananı da vardır kullanmayanı da, sikilmiş götün davası olmaz.

15 temmuz 2010 beşiktaş vikingur maçı

epikuros
nihat ve 2-0.
rakip zayıf olsa bile, beşiktaş’ı böyle oynarken görmemiştim. daha önce de zikingur mikingur maçları gördük ama kabızlık bakiydi hep. deli ibo’yla quaresma’nın verkaçlarını izlerken biri tokatlayıp uyandıracak şimdi diyo insan. q7 öyle bir açmış ki arkadaş futbola, sevgilisi maçı izleyen liseliler gibi, youtube’da 50 tane maçtan kesip yaptıkları quaresma klibindeki bütün hareketleri yaptı şu 60 dakikada artiz herif. nazar bozmaktan monitör tükrükle kaplandı.

15 temmuz 2010 beşiktaş vikingur maçı

epikuros
beşiktaş’ın uefa avrupa ligi 2. ön eleme turu ilk maçıdır. quaresma’yı izleyeceğimiz ilk resmi maçtır da. beşiktaş’ın ilk 11’i şöyledir:

hakan arıkan
erhan güven
tomas sivok
ibrahim toraman
ibrahim üzülmez
fabian ernst
rodrigo tabata
ricardo quaresma
matias delgado
nihat kahveci
bobo

rakip vikingur, faroe adaları takımıdır. toplasan 1 milyon euroluk bir bakkal kasap takımmış. quaresmanın’nın tek başına 7-0 yenmesi lazımdır bu takımı.

tünaydın sevgili epikuros

epikuros
sayfayı başa çektiğimde hep karşılatığım, sözlüğün beni selamlama şekli. tamam anladık, tünaydın. sana da tünaydın. ama her seferinde her seferinde... japonların "osss" muhabbetine çevirdi olayı. ilkokul hocamızdan her öğleden sonra duyma dışında bi aşinalığımız yok bu lafa.
canlı bir organizma olduğunu göster, ara sıra "ne var ne yok yenge nası?" diye bir şey sor be!

(bkz: tünaydın sevgili x)
94 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol