confessions

epikuros

- Yazar -

  1. toplam entry 2495
  2. takipçi 1
  3. puan 68149

yıllar sonra ilk sevgiliyle karşılaşmak

epikuros
hep beklediğimdir. ara sıra facebook’da çaktırmadan yapılan araştırmalara gark eder insanı. soyadı değişmiş midir? evlenmiş midir? neye benziyordur şimdi? kilo almış mıdır? çocuğu olmuş mudur? gibi sorular dolaşır kafada, karşılaşma yüz yüze olmasa bile heyecan vericidir.

hele bir de yüz yüze karşılaşma durumu vardır, aradan çok uzun zaman geçmiştir. sevgiliniz mahalleden biridir. çok özel biridir aslında o, ilk sevgili ne demek ya!! az şey mi? ilk sevgililik hatrına ayrı bir değer verirsiniz ona, farklı bir şekilde sevgi beslersiniz ama iki yabancıymış gibi de yanından gelip geçersiniz. ikiniz de bambaşka dünyaların insanı olmuşsunuzdur.

gülme krizi

epikuros
çok uzun zamandır(belki en sonuncusu okul günlerindeydi) adam gibi bir gülme krizine tutulmadığımı fark ettim. saftirik arkadaşlarım mı kayboldu ben mi saftirikleşmekten uzaklaştım, ciddi bir ortamda yanıma piç bir arkadaşım mı denk gelmedi, gerçekten komik durumla karşılaşmayalı çok uzun zaman mı oldu yoksa gülme yeteneğimi mi kaybettim, gülme krizine girmeyi aptalca mı buluyor bünyem bilmiyorum ama durum bu sözlük.

halil ibrahim sofrası

epikuros
.....................gereksiz bilgi içerir..................

dün ikinci kez denk gelip bir bölümünü izlediğim dizi. bundan sonra da takip eder miyim bilmiyorum ama bir sahnesi vardı ki hayatımı gözden geçirmemi sağladı ve 3-5 dakika ekrana odaklanıp kalakalmama neden oldu. tanım veya entry formatına uygun olmayacak ama, belki şuanda aklımdayken paylaşacak birisi olmadığından senle paylaşmak istiyorum sözlük. dizinin delikanlısı, berber ali’nin oğlu, adı herneyse, avukatın kızı aslıyla arkadaşlık ediyor. avukat kişisi de berber ali’ye oğlu herneyse’nin, kızı aslı’nın peşini bırakmasını sağlamasını istiyor. ali bey herneyseye, aslı’yı gerçekten sevip sevmediğini soruyor, gerçekten seviyorsa avukatı siktiretçektir. ama sevmiyorsa boşuna uzatma, ayrıl gitsin diyecektir. tam burda, herneyse aslı’yı sevdiğini itiraf edemez, duygularından korkar, seviyorum dese büyük bir sorumluluğa girecektir, işin devamını getirip getiremeyeceğini kendi kendine bile itiraf edebilmiş değildir henüz. kestirip atmıştır "aslıyı sevmiyorum" diye. tam bunu derken aslı’da dükkanın kapısında belirip herneyse’nin söylediklerini duymasın mı? türk dizisi kere senin ben...

geçmişte ben de birisiyle arkadaşlık ediyordum. kızla gezip tozuyor, sohbetler ediyordum. hiç konuyu oraya getirmemiştik ama birbirimizden hoşlanıyorduk be sözlük. belki beklenmedik bir karşılık alınır da arkadaşlığın büyüsü bozulur diye iki taraf da işi aceleye de getirmiyordu. derken sınıftan, kız da gönlü olan birisi bana gelip "x’le beraber takılıyorsun, aranızda bir şey var mı" diye sordu. ben de "x bir bilinmeyen, ben de aramızdaki ilişkiyi çözebilmiş değilim" filan demedim, x harfini görünce soğuk bir espiri yapayım dedim. neyse, x’in haberi olmadan "aramızda bir ilişki var" diyemedim, ayrıca belki kulağına gider, gönlü yoktur da dalga geçer diye "x’i seviyorum tabi, siktir git sen" de diyemedim. "yok aramızda bir şey" diyebildim. şerefsiz çocuk da gidip teklif etti kıza. kız da herhalde baktı ki epikurosun bi bok yapacağı yok, kabul etti teklifi. olanlar sonucunda ikisinden de uzaklaştım giderek. belki "seviyorum lan" deseydim şuan çok farklı bir yerde olacaktım, ama cesaret edemedim sözlük. dizideki herneyse de öyle yaptı. sonra ben başka bir ilişki yaşarken ayrıldıklarını öğrendim. bir muhabbet de x de benimkine benzer duygular hissettiğini itiraf etti. bu kez de bana güvenen mevcut ilişkidaşımı satıp dönemedim o bir dönem başlatma fırsatını kaçırdığım ve şimdi başlatabilme fırsatı doğan ilişkiye. unutmuştum hazır, deşti yaramı dünkü bölüm. buraya kadar okuyan varsa bu yazıyı beni salak yerine koyma sayın okur, bunları buraya yazmakla aptallık etmiş, gereksiz bir şey yapmış olabilirim ama inan sen oku diye yazmadım. benim için çok anlamlı bir "pişti" idi bu olay. unutmadan kayıt altına almak istedim kendim için. başlığın ilk entrysinde de değiliz istediğim kadar saçmalayabilirim, bu seni ilgilendirmez. gerçi buraya kadar da katlanıp okumuşsan, yazının bir yerinde "ne saçmalıyor bu" diyerek kestirip atmamışsan sana siteme etmeye de hakkım yok, demek ki sen de seviyorsun bazı gereksiz şeyleri benim gibi.

.....................gereksiz bilgi içerir..................

sigara parası

epikuros
her yere ölçülen bir paradır bu. sigarayı bırakıp şunu alayım bunu alayım deyip girmediğin taksit kalmaz. kaba bi hesap yapıp, sigaraya ayda ne veriyorum ben? muhasebesine girişilir. hmm günde x liradan ayda 30x lira eder. e bu parayı aylık taksite saysam 12 ayda ne yapar 360x, üff iyi para, bunun yarısına alırım ben o kamerayı. sigarayı bırakıp giriyorum taksite. bir iki ay sonra,,, telefonu değiştirme zamanı geldi, o da aşağı yukarı 250x lira, e sigaraya veriyoruz 360x, ya bu kez bırakayım gerçekten de fiyakalı bi cep tlf alayım, hem sağlığa zarar be sigara. iki ay sonra,, aşkımın istediği yüzük kaç liraydı 200x, e sigaraya 360x verirken ona mı acıycam parayı.

şaka maka, iyiki sigara parası var, yoksa pintilikten ölür insan.

kurcala: ağzına sçim klavye kere.

babanın kahvaltı hazırlaması

epikuros
hele de eşşek kadar olmuşsanız hazırlanan kahvaltıya iştirak etmeniz de o ölçüde garip hissettirir. beraber kalınan dönemde çocuğunun evden kahvaltı yapmadan erkenden çıktığına şahit olan baba, bu görüntüye dayanamayıp erkenden kalkıp bi güzel kahvaltı masası donatmayı kafasına koyar. çocuk sabah üstünü başını giyinip evden çıkmak üzereyken beklenmedik bir çağrıyla karşılaşır(allahım olayı üçüncü kişiyle ilgiliymiş gibi anlatacam diye götümü yırtıyorum niyeyse) ee şey oldu ondan sonra, babam dedi gel bi çay iç. gittim ne göreyim, evde herkes uyurken babam kalkmış balından, yumurtasından, tereyağından bilmem nesinden envai çeşitlilikte bi masa hazırlamış. becerebilseydi eminim patates kızartıp, tost da yapardı. yemeye kıyamadım, böyle şımartılmaya pek alışık değildim diye söyledi üçüncü tekil şahıs ve koşarak oradan uzaklaştı. ayakkabısının tekini merdivende giyip, yaşadığı şokun etkisini suratına vuran sabah rüzgarının etkisiyle üzerinden atabildi ancak mr brown.
56 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol