epikuros

genelde memenin yeterli olgunluğa erip ermediğiyle ilgili bir ölçüttür.
-nasıl, memeler ele geliyo mu?

somut manasında kullanılan bir tabir.

ne kadar dikkat edilse de, gözden kaçıp çorbaya salataya düşen kaygan çekirdek. her seferinde "bu kez kaçırmadım" desem de bi şekilde kaşığıma ve ağzıma gelip midemi bulandırmayı başarıyor.

(bkz: ben bugün yine bunu gördüm)

(bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)
(bkz: düşsel orgazm)

ilginç isimlere örnek gibi oldu ama aslında, fiziki orgazma yakın bir zevkin manen yaşanılanıdır. akla, ilk başta eti cin reklamı geliyor; "hani sınavda fütursuzca atarsın da tutar ya". daha sonra, normal süresi berabere bitmiş, uzatmalar oynanan ve atanın kazanacağı çok çekişmeli bir haxball maçında takımını galibiyete taşıyan gölü atanın yaşayacağı sevinç de buna örnek verilebilir.

gürcüce’de erkek.
(bkz: gogo)

monte edilmemiş, parçalar halinde bekleyen.

hayatını bir ideal doğrultusunda yaşayan insan.

çok mükemmeliyetçi olduğumuzdan mı yoksa daha önce bize hep çok iyi işler sunulduğundan mıdır bilmem sevmediğimiz bir program oldu hayrettin. vasat ve vasat altı işlere de -eğer az da olsa gelişmeye meyilli bir potansiyel içeriyorsa- biraz şans verilebilir(türk malı gibi tahammül edilemez şeyleri bunun dışında tutmak gerek)

hayrettin karaoğuz’u bir aktör veya komedyen olarak değerlendirirsek, modası geçmiş, başarısız, gereksiz ve iğrenç’ten başka sıfat hak etmediğini görürüz. ama şu piyasadan öyle dangalak insanlar para kazanıyor ki, o da taklitle maklitle, çalıntı formatla yapsın kendi işini, kazansın ekmeğini. zararı yok.

ironik bir kavram. sadece olmadığından bahsedilirken duyulur ismi.
bazen ibnelik yapan birinin kafasına düşen tuğla, bazen takılıp düşmesine neden olan taş, bazen göte giren şemsiye hüvviyetine büründüğü söylenir.

ing. konuşma, nutuk, söylev.

(bkz: siyah kuğu)

kaosa daha çok çalışır.
mesela, doğum günü gelmiştir. doğum gününün hatırlanmaması hatırlanmasından çok sevindirecektir onu. doğum gününe uyandığında kadın "hadi bir an önce erkeğim doğum günümü hatırlayıp kutlasın. ne kadar erken hatırlarsa beni o kadar çok seviyor demektir" diye düşünmez. "en azından öğleye kadar hatırlamasa da, şöyle bi güzel kapris yapsam, suratına bakmasam, gününü mahvetsem" gibi düşünceler geçirir aklından. şüphesiz ki onlar, iyilikle değil, didişmekle beslenir.

sağ bilekte ağrı, sağ el işaret ve orta parmak uçlarında, sol el işaret parmak ucunda çürümeye neden olan oyun. ama yaşattığı heyecan bunlara bedel.

dakkasında fake olduğunu caktigim olay. karagözlüm cok belli etti, "alyanaklım" olsa bi nebze. yalnız böyle, erbakan’ın öldüğü gün jedi’nin ikinci bir şok yaşatma isteği çok manidar.

nicke bak amına koyim "karagözlüm".
ne tür bi embesildir kimbilir.
canısı koysaydın bari.
git ibrahim erkal’ın sitesini hackle olm ne işin var burda..

tek kelimeyle iğrenç bir reklama sahip bir ürün. iğrenç olmasına rağmen 1 yıldan fazladır yayınlanıyor. vanish kızı, şampuan sayesinde çıkarıldığını söylediği içi her türlü bokla dolu koca bi bez getiriyor odanın ortasına ve çıplak elle bezdeki pislikleri elliyor ve "bak bu deri döküntüsü, göt kılı, bu da yarak tüyü.." diye sıralıyor. ne mide var lan adamlarda! bir değil beş değil, her saat reklamı dönüyor. kaldırılsın artık yayından.

kötü olan şu ki, hayatını taklit üzerine kurmuş olduğu halde kendisinin taklit edilecek orjinal hiç bir özelliği yok.

akşamları sol frame’de en çok aranan başlık haline gelmiş zirvedir.

fatih terim için, "its the football thats the football sometimes.." diye devam eden röportajı sonradan her izlediği andır diyeceğim ama öyle derin bi adam değil herif. onun yerine ben utanmaya devam ederim her izlediğimde.