her an yolculuk yapabilecek gibi duran insanlara denir.
yolcu
(bkz: yolcu yolunda gerek)
bir ali guven parcasidir.
bir hasan huseyin korkmazgil siiri.
goruyorum ki, bir an once varmak istiyorsun oraya. gerginsin
kipir kipirsin, soluk solugasin, yay gibisin ey yolcu
coskunlugun ne guzel, ofken ne guzel
sana selam, sana saygi
ey yolcu
fakat dusundun mu yolunun uzunlugunu ?
neler var yolunun ustunde, dusundun mu?
kosar-adim asabilecekmisin su dagi, gecebilecek misin
bu hizla su beli, tirmanabilecek misin bu solukla su sirti ?
ovada dikenler yollara ucmustur, kuru dereleri seller basmistir,
kar yagmistir belki o tepelere ? boyle, ucar gibi gecip
gidebilecek misin oralardan, hemen varabilecek misin oraya ?
belki sirtlanlar ususmustur leslere, kuzgunlar tutmustur belki
yollari. belki silinmistir ayak izleri yolcularin.
butun bunlari dusundun mu ey yolcu ? cunku sen, ne ilk yolcususun
bu yolun, ne de son.
derim ki sana :
nehirler boyu git
nerelerde ve nicin durgundur nehirler,
nerelerde ve nicin hircindir nehirler,
nerelerde ve nicin mendereslidir,
nerelerde ve nicin caglayanli ve de cavlanlidir nehirler,
gozlerinle gor, duy kulaklarinla
gor ve duy ki, nasil varir nehirler denizlere
derim ki sana :
denize varmaktir amaci nehrin, denize varmak, ey yolcu
buyukse dag, asamiyorsa ustunden nehir, dolanir cevresini dagin.
buyukse kaya, sokup atamiyorsa nehir, birikip birikip taslar
ustunden, dolanir yanini yoresini. yokussa yolu, kosamiyorsa
menderesler cizer nehir. ucurum cikarsa onune, kapip birakir kendini
nehir, acar kanatlarini; varir varacagi yere, oraya denize
derim ki sana :
nehirler boyu git ve gor nehirlerin nasil yol aldiklarini
sen de bir nehirsin ey yolcu
senin de varmak istedigin bir yer var
gercekten varmak istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak
engeller
nasil asilir, ogren nehirlerden
yari yolda yokolup gitmek degildir
amac, nehirler gibi akip, nehirler gibi ulasmaktir oraya
varmaktir oraya, ey yolcu
derim ki sana :
iyi oku yolunu, avucunun ici gibi bil
dizlerini, cigerlerini,
yuregini siki tut, iyi dengele
ovada kosar gibi vurma kendini
dik yokuslara
ucuruma atlar gibi bindirme kayalara
<< daha kos, daha kos >> diye alkis tutanlara kanip da, kesilip
kalma yari yolda
dipdiri varmalisin oraya
hiz kosusu degil bu,
ey yolcu, engelli kosudur bu
engelleri asa asa, gucunu koruya
koruya varmalisin oraya
cunku oraya varmaktir amacin, kosmak degil
bosuna sevmedim nehirleri
aktikca buyumesi bosuna degil
nehirlerin
akan buyur, ey yolcu
<< erisir menzil-i maksuduna aheste giden >> demiyorum ben sana,
<< tiz reftar olanin payine damen dolasir >> demiyorum. boyle
demiyor cunku nehirler. duracaksin, dolacaksin, atliyacaksin,
asacaksin, kosacaksin ve varacaksin oraya, diyor nehirler.
#yle diyorum ben de
beni dinle, beni anla ey yolcu
adim adim
kulac kulac
ilerliyor nehir
yoklayip
arastirarak
tartip
dengeliyerek
adim adim
pence pence
ilerliyor nehir
birdenbire kocbasi
birdenbire ipek bir carsaf
ve baliklar kurbagalar yosunlar
kopruler ve yoksul degirmenleri bozkirin
birdenbire bir ugultu
birdenbire bir kiyamet
bindirip
cekilerek
cekilip
toparlanarak
variyor cucelesip
devleserek
variyor
nehirlerce kahkalarla
sarkilar soylemeliyim
nehirler gibi uzun
nehirler gibi kollu
nehirler gibi hircin
ve yumusak
ve nehirler gibi
dur
durak bilmeyen sarkilar soylemeliyim
gitmek
nehirlerle yanyana
gitmek
nehirler gibi zor
nehirler gibi cetin
nehirler gibi umutlu
gitmek
nehirlerden de oteye
oraya
taaa oraya
o buyuk kurtulusa
yuregim
yarali kusum
topla ve ac kanatlarini
goruyorum ki, bir an once varmak istiyorsun oraya. gerginsin
kipir kipirsin, soluk solugasin, yay gibisin ey yolcu
coskunlugun ne guzel, ofken ne guzel
sana selam, sana saygi
ey yolcu
fakat dusundun mu yolunun uzunlugunu ?
neler var yolunun ustunde, dusundun mu?
kosar-adim asabilecekmisin su dagi, gecebilecek misin
bu hizla su beli, tirmanabilecek misin bu solukla su sirti ?
ovada dikenler yollara ucmustur, kuru dereleri seller basmistir,
kar yagmistir belki o tepelere ? boyle, ucar gibi gecip
gidebilecek misin oralardan, hemen varabilecek misin oraya ?
belki sirtlanlar ususmustur leslere, kuzgunlar tutmustur belki
yollari. belki silinmistir ayak izleri yolcularin.
butun bunlari dusundun mu ey yolcu ? cunku sen, ne ilk yolcususun
bu yolun, ne de son.
derim ki sana :
nehirler boyu git
nerelerde ve nicin durgundur nehirler,
nerelerde ve nicin hircindir nehirler,
nerelerde ve nicin mendereslidir,
nerelerde ve nicin caglayanli ve de cavlanlidir nehirler,
gozlerinle gor, duy kulaklarinla
gor ve duy ki, nasil varir nehirler denizlere
derim ki sana :
denize varmaktir amaci nehrin, denize varmak, ey yolcu
buyukse dag, asamiyorsa ustunden nehir, dolanir cevresini dagin.
buyukse kaya, sokup atamiyorsa nehir, birikip birikip taslar
ustunden, dolanir yanini yoresini. yokussa yolu, kosamiyorsa
menderesler cizer nehir. ucurum cikarsa onune, kapip birakir kendini
nehir, acar kanatlarini; varir varacagi yere, oraya denize
derim ki sana :
nehirler boyu git ve gor nehirlerin nasil yol aldiklarini
sen de bir nehirsin ey yolcu
senin de varmak istedigin bir yer var
gercekten varmak istiyorsan oraya, nehirlere iyi bak
engeller
nasil asilir, ogren nehirlerden
yari yolda yokolup gitmek degildir
amac, nehirler gibi akip, nehirler gibi ulasmaktir oraya
varmaktir oraya, ey yolcu
derim ki sana :
iyi oku yolunu, avucunun ici gibi bil
dizlerini, cigerlerini,
yuregini siki tut, iyi dengele
ovada kosar gibi vurma kendini
dik yokuslara
ucuruma atlar gibi bindirme kayalara
<< daha kos, daha kos >> diye alkis tutanlara kanip da, kesilip
kalma yari yolda
dipdiri varmalisin oraya
hiz kosusu degil bu,
ey yolcu, engelli kosudur bu
engelleri asa asa, gucunu koruya
koruya varmalisin oraya
cunku oraya varmaktir amacin, kosmak degil
bosuna sevmedim nehirleri
aktikca buyumesi bosuna degil
nehirlerin
akan buyur, ey yolcu
<< erisir menzil-i maksuduna aheste giden >> demiyorum ben sana,
<< tiz reftar olanin payine damen dolasir >> demiyorum. boyle
demiyor cunku nehirler. duracaksin, dolacaksin, atliyacaksin,
asacaksin, kosacaksin ve varacaksin oraya, diyor nehirler.
#yle diyorum ben de
beni dinle, beni anla ey yolcu
adim adim
kulac kulac
ilerliyor nehir
yoklayip
arastirarak
tartip
dengeliyerek
adim adim
pence pence
ilerliyor nehir
birdenbire kocbasi
birdenbire ipek bir carsaf
ve baliklar kurbagalar yosunlar
kopruler ve yoksul degirmenleri bozkirin
birdenbire bir ugultu
birdenbire bir kiyamet
bindirip
cekilerek
cekilip
toparlanarak
variyor cucelesip
devleserek
variyor
nehirlerce kahkalarla
sarkilar soylemeliyim
nehirler gibi uzun
nehirler gibi kollu
nehirler gibi hircin
ve yumusak
ve nehirler gibi
dur
durak bilmeyen sarkilar soylemeliyim
gitmek
nehirlerle yanyana
gitmek
nehirler gibi zor
nehirler gibi cetin
nehirler gibi umutlu
gitmek
nehirlerden de oteye
oraya
taaa oraya
o buyuk kurtulusa
yuregim
yarali kusum
topla ve ac kanatlarini
gün ağarmadan yola çık
sislenmeden bütün dağ taş
dönüp dönüp bakma artık
bir ozan gibi ayrılığa düş
dehşetli bir acıdır belki
uçurum, orman ve rüzgar
ve ağzında kuş tüyleri
taşıyarak geçen bulutlar
neyi bırakmışsan geride
bir kül yığınıdır şimdiden
ömrün gibi savrulup gider işte
ama ıslığını unutma sakın
bir türküdür yine de
yolcuya en çok yakışan
dağın eteklerine vardığında
şöyle bir dur ve soluklan
sonra meşeliklerin orada
sırtüstü uzan gün batarken
dinle bir an ormanı ve suyu
başlayacaktır az sonra
doğanın yabanıl konçertosu
hışırtılar içinde kalacak ova
kayıp giderken bulutlar
usulca sokulacak yüreğinin
gizli geçitlerine bir rüzgar
buğulu türküler duyacaksın
ve aşk çılgınlıklar bekleyecektir
yolları uçurumla kesilenlerden
iii
dizginlerinden boşanmış bir at
gibi soluk soluğayken doğa
soluğun yetiyorsa yaylanıp tut
yelesini ve katıl rüzgara
unutma ki yalnız değilsin
yüreklendiriyor seni aşk
ve birdenbire boşanan
bu çılgın sağanak
aşk ile sağanak
hep aynı kokuyu taşıyacak
hangi kentte bir koklasan
yolculuklar özetleyecek ömrünü
gülüşü ve hüznü sürükleyen büyü
elinde bir gül olacak sevdiğinin
ahmet telli
sislenmeden bütün dağ taş
dönüp dönüp bakma artık
bir ozan gibi ayrılığa düş
dehşetli bir acıdır belki
uçurum, orman ve rüzgar
ve ağzında kuş tüyleri
taşıyarak geçen bulutlar
neyi bırakmışsan geride
bir kül yığınıdır şimdiden
ömrün gibi savrulup gider işte
ama ıslığını unutma sakın
bir türküdür yine de
yolcuya en çok yakışan
dağın eteklerine vardığında
şöyle bir dur ve soluklan
sonra meşeliklerin orada
sırtüstü uzan gün batarken
dinle bir an ormanı ve suyu
başlayacaktır az sonra
doğanın yabanıl konçertosu
hışırtılar içinde kalacak ova
kayıp giderken bulutlar
usulca sokulacak yüreğinin
gizli geçitlerine bir rüzgar
buğulu türküler duyacaksın
ve aşk çılgınlıklar bekleyecektir
yolları uçurumla kesilenlerden
iii
dizginlerinden boşanmış bir at
gibi soluk soluğayken doğa
soluğun yetiyorsa yaylanıp tut
yelesini ve katıl rüzgara
unutma ki yalnız değilsin
yüreklendiriyor seni aşk
ve birdenbire boşanan
bu çılgın sağanak
aşk ile sağanak
hep aynı kokuyu taşıyacak
hangi kentte bir koklasan
yolculuklar özetleyecek ömrünü
gülüşü ve hüznü sürükleyen büyü
elinde bir gül olacak sevdiğinin
ahmet telli
bir neset ertas klasigi.
yolcu
bir anadan dünyaya gelen yolcu
görünce dünyayı gönül verdin mi
kimi büyük kimi böcek kimi kurt
merak edip hiç birini sordun mu
insan ölür ama uruhu ölmez
bunca mahlukat var hiç biri gülmez
cehennem azabı zordur çekilmez
azap çeken hayvanları gördün mü
insandan doğanlar insan olurlar
hayvandan doğanlar hayvan olurlar
hepisi de bu dünyaya gelirler
ana haktır sen bu sırra erdin mi
vade tekmil olup ömür dolmadan
emanetçi emanetin almadan
ömrünün bağının gülü solmadan
varıp bir canana ikrar verdin mi
garip bülbül gibi feryad ederiz
cehalet elinde küsmü kederiz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
dünya senin vatanın mı yurdun mu
http://www.dosthane.de/nesetertas.php
yolcu
bir anadan dünyaya gelen yolcu
görünce dünyayı gönül verdin mi
kimi büyük kimi böcek kimi kurt
merak edip hiç birini sordun mu
insan ölür ama uruhu ölmez
bunca mahlukat var hiç biri gülmez
cehennem azabı zordur çekilmez
azap çeken hayvanları gördün mü
insandan doğanlar insan olurlar
hayvandan doğanlar hayvan olurlar
hepisi de bu dünyaya gelirler
ana haktır sen bu sırra erdin mi
vade tekmil olup ömür dolmadan
emanetçi emanetin almadan
ömrünün bağının gülü solmadan
varıp bir canana ikrar verdin mi
garip bülbül gibi feryad ederiz
cehalet elinde küsmü kederiz
hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
dünya senin vatanın mı yurdun mu
http://www.dosthane.de/nesetertas.php
ali güven sarkısıdır.
(bkz: yolcudur abbas)
kirac da seslendirmistir bu turkuyu.
yolcu rock bar ankarada bizi bir keresinde saçımız kısa diye almamıştı hergeleler o gün bugündür gitmem ki umurlarında mı tabi değil benim de değil.
ali guvenin parcasi. hatta sanirim cikis parcasi.
sozleri de soyle:
gideceksin vakit ayrılık vakti
bugün her günden daha uzun sanki
bitti aşkımız yolun sonundayız
her şey söylendi sırada susmak var
bitti aşkımız yolun sonundayız
herşey yaşandı sırada gitmek var
ardına bakma yolcu
gece almaya geldi seni benden
beni bir daha sorma yolcu
arama gittiğin yerden
geri dönmeye kalkma yolcu
kader almaya geldi seni benden
beni bir daha sorma yolcu
arama gittiğin yerden
sozleri de soyle:
gideceksin vakit ayrılık vakti
bugün her günden daha uzun sanki
bitti aşkımız yolun sonundayız
her şey söylendi sırada susmak var
bitti aşkımız yolun sonundayız
herşey yaşandı sırada gitmek var
ardına bakma yolcu
gece almaya geldi seni benden
beni bir daha sorma yolcu
arama gittiğin yerden
geri dönmeye kalkma yolcu
kader almaya geldi seni benden
beni bir daha sorma yolcu
arama gittiğin yerden
samsunda çıkan bir edebiyat dergisidir.
her giden değil.
her giden o yolun yolcusuysa ve yol, uzun bir yolculuğa çıkmak için sana yardım ve yataklık ediyorsa sen de değilsin yolcu.
yolcu demek, otogarda ağlayan sümüklü demek.
yolcu demek, o yola çıkmak istemediği hâlde o yolun sonunda inmek isteyen demek.
yolcu demek, cebinde kanayan mendil ta$ıyan demek.
demek ki yolcu, o yola ba$ koyan ama ba$altından vurulan demek bir yerde. her yolunu deneyen, kurtulamayan.
her yolu deneyin.
her giden o yolun yolcusuysa ve yol, uzun bir yolculuğa çıkmak için sana yardım ve yataklık ediyorsa sen de değilsin yolcu.
yolcu demek, otogarda ağlayan sümüklü demek.
yolcu demek, o yola çıkmak istemediği hâlde o yolun sonunda inmek isteyen demek.
yolcu demek, cebinde kanayan mendil ta$ıyan demek.
demek ki yolcu, o yola ba$ koyan ama ba$altından vurulan demek bir yerde. her yolunu deneyen, kurtulamayan.
her yolu deneyin.
çömezdir şu aralari bilgiç olması, mutlulukla dolması dileği ile.
bu fani hayatta bir durakta bekleyen bizleer
hancının ekmek parası.
osman pamukoğlu tarafından yazılan özlü sözlerin bulunduğu güzel bir kitap.
(bkz: yolcu ucagi)
(bkz: otostop)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?