yiğit özgür

0 /
faten
(çırılçıplak iri yarı bir adam yatakta bacak bacak üstüne atmış telefonla konuşmaktadır)
-alooo! kültür bakanlığı mı? ben sanat için soyundum. gelin alın.

-ne sanatı, ne gelmesi beyfendi?

-e biz mi gelelim yani?

-bi yere gelmeyin kardeşim allah allah

-korkmayın benim sanat o kadar büyük değil. komplekse girmezsiniz
capt it all
adım tahsin yolbeyli, 23 yaşındayım. bu yaz tatilinde komşumuz ayfer ablayla yaşadığım macerayı sizinle paylaşmak istiyorum.. ayfer abla iki yıl önce kocasıyla birlikte apartmanımıza taşınmıştı. ve ben, o günden beri onun için çıldırıyordum.. ayfer abla 32 yaşında. 1.65 boylarında beyaz tenli enfes bir kadındı.
kocası ümran abi, 39 yaşında, 1.85 boyunda, atletik yapılı, yanık tenli, nefis bi adamdı. ama konumuz o değil, konumuz ayfer abla.
ayfer abla sürekli giydiği asklılı bluz ve mini etekle aklımı başımdan alıyordu. bir gün dayanamayıp kendisine açıldım
- tahsin yolbeyli: ayfer abla sürekli niye aynı şeyleri giyiyon? insan kokar yav..
- ayfer abla: yıkıyoruz herhalde..
aradan günler geçti.. o gün başıma geleceklerden habersiz, semtimizin bakkalı ismet abiyle sohbet ediyordum. ismet abi, 43 yaşında 1.50 boylarında buğday tenli, buğday gibi bi adamdı. oldukça atletik bi gülümsemesi vardı. konumuz ayfer abla olduğu için onu da es geçiyoruz..
ben bakkaldayken içeri ayfer abla girdi üzerinde vücut hatlarını belli eden bir tişört vardı. nereye gittiğini sorunca köpeği muffy’yi gezmeye çıkarttığını söyledi..
muffy 1,5 yaşında 40-45 santim boylarında enfes bir köpekti. ipek gibi tüyleri... amaaan, ayfer ablaya geçiyorum..
ayfe abla beş on dakika muffy’ye göz kulak olabilirmiyim diye sordu. hemen kabul ettim tabi. eğiliğ köpeğinin tasmasını takarken gözlerime inanamadım.. sütyen giymemişti!!
aklmı kaybedecek gibi oldum. elim ayağım birbirine dolanmıştı. sonra ayfer abla muffy’yi bırakıp gitti. o gidince hayvan huysuzlandı.. havlamaya başladı.. sakinleştireyim diye kucağıma alınca gözlerime inanamadım!! sütyen giymemişti!!!
hemen ismet abiyi kontrol ettim. o da sütyen giymemişti!! peki kimdi bu sütyeni giyen?!? tanrım yoksa..
aman allahım ben giymiştim! hemde annemin sütyenini giymiştim! hatırlıyorum, annem bu sütyeni tuhafiyeci erhan’dan almıştı.
tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında, kumral.. lan ben bu sütyeni nasıl giydim lan?!!
hemen sütyeni çıkarıp muffy’ye taktım. muffy çıkarıp ismet abiye attı. ismet abi de dolgun kalçalarını sergileyerek sütyeni tezgahın altına sakladı..
o esnada ayfer abla içeri girdi! üzerinde vücut hatlarını gösteren bir gömlek vardı. hani tişört vardı, gömleği ne zaman giydin diye sorduk.. tuhafiyeci erhan’a uğradım ondan aldım dedi..
tuhafiyeci erhan 1.75 boylarında kumral, bi dakka noluyo lan orda?! vay şerefsizler!! (tuhafiyeci erhan ile ayfer abla uygunsuz durumda)
- tuhafiyeci erhan: git lan! git!!
işte böyle.. artık muffy, ben ve ismet abi her gün buluşup sevişiyoruz.. hayat bizim için çok daha renkli oldu. öyle değil mi ismet abi?
- ismet abi: harbiden dolgun mu lan kalçalarım..
sukela
x) sakın renk verme gebertirim!
m) a-alo..irfan...öhm..murat ben..benim dükkanın kasasındaki bütün paray alıp buraya getirmeni istiyorum...
i) murat abi başın mı belada?
m) öhm..dediğim gibi irfan
i) konuşamıyon heralde.eğer başın beladaysa "çükübik" de ben anlarım..
m) söylediğimi yap irfan..
i) çükübik mi?
m) ulan hayan doğru dürüst bi kelime bulamadın mı?
i) bi de fikibok var..
m) herneyse tamam ondan işte!!!
i) hangisi çükübik mi, fikibok mu?
ilean
- oglum gel inat etme, seni katikogullarinin hanife ile evlendirelim
- hayir
- kumrularin emine yi ister misin?
- istemem
- sen soyle, hangisini istiyorsun?
- lopezlerin cenifır
- heç gusura bakma
pinky winky
favorim!!!

x:şenol...evladım, neden çalışmadın?
y:elektirikler kesilmiştir...
x:evladım, sen şenolun avukatımısın?
y:hayır, sen öğretmenimisin?
x:hayır, peki bu şenolmu?
y:yoo..
z:hadi, sktirip gidelim burdan..
nerobianco
sabah saat sekizde uyanıyorum. oğlum keremsu’yu okuluna götürüyorum, ama bırakmıyorum. çünkü okulu çok pis.

özel hocası var, onu alıp eve geçiyoruz. ne olur ne olmaz, dersten önce hocayı güzelce yıkıyorum. kirini bokunu iyice akıtıyorum.

onlar derse başlayınca ben de gazetelere göz gezdiriyorum. siyasetle yakından ilgiliyim. ak partisi, chpc-e, mhkp-c, hepsini biliyorum. terör örgütü kktc’den nefret ediyorum. ülkemizi bölmek isteyenler defolup gidebilirler mi lütfen?... teşekkürleeeer.

ülkemizde yaşayan insanların aç ve işsiz olmaları, pis kokmaları beni çok üzüyor. dört kişilik bir ailenin mutfak masası çok küçük bence. orada yiyemezler. dolayısıyla aç kalıp pis kokarlar. kişi başına düşen gayrı sufi filli hafıza da çok düşük. arttırılabilir mi lütfen?

ve laiklik... yani din ve devlet bahçeli’nin birbirinden ayrılması. bunu yapmak bu kadar zor olmamalı. artık benim halkımın din istismarıyla kandırılmasını istemiyorum. bu ülkede yaşayanların çoğu insandır bunu unutmayalım. zaten %98’i müslüman bir ülkede yaşıyoruz. kalan %2 de aptaldır aziz nezin’in dediği gibi.

kimse kimsenin dini inançlarına saygısızlık etmesin. kimse allah’la arama girmesin. ayrıca ezanla da arama girmesinler. eskiden ne güzel ezan türkçe okunuyormuş... camii falan da türkçeymiş. haa, yine türkçe olsa namaza gider misin derseniz gitmem ama italyanca olursa belki iki rekatto kılarım. hah hah haay, selam sana cehennem!!! şaka şaka tövbe.

askerlerimizi çok seviyorum. onlar olmasa rahat uyuyamazdık. şimdi uyuyoruz. bence daha çok silah, uçak ve albay satın almalıyız. güzel bir şarkımız var bununla ilgili: erler erbaşa, erbaşlar fidana, fidanlar ağaca çıkmalı yurdumda. bedelli askerlik bekleyen gençlerimize de buradan seslenmek istiyorum: inşallah çıkmaz.

polislerimize tavsiyem biber gazı kullanmasınlar lütfen. rezalet bir kokusu var ve haftalarca insanın üstünden çıkmıyor. ben de biber gazı taşıyordum oradan biliyorum. bir gün fakir bir adamcağıza çok acıdım. ölsün diye sıktım.
sigara içtiği için alev aldı, yandı öldü. ne demişler: biber gazı yanmasın. anlamı: fakirler yanmasın, şeker de yerken ölebilsinler... elbette kesme şekerden bahsediyorum. yutella yiyen bir fakir düşünemiyorum. keza hariboru.

üçüncü sayfa haberlerini hemen geçiyorum çünkü genelde kokan insanlarla ilgili haberler oluyor. pis pis ölüyorlar. asansöre falan sıkışıyorlar, hemen bi tarafları kopuyor. motosiklete biniyolar, hoop kafaları kopuyor...

hiç sevmem kafası kopan insanı. zorla değil ya? ayrıca ölüp gitseler neyse leş gibi de kokuyorlar. bari ölünce kokmasınlar. tarım ve köy yumurtası bakanlığı’nın bu konuda yapacak bir şeyleri olmalı. ayrıca enerji ve tabii ki de kaynaklar bakanlığı... ya ne olacaktı?

elbette ülkemizde güzel şeyler de oluyor. mesela biz yardım baloları düzenliyoruz. oradan topladığımız paralarla daha büyük yardım baloları yapmaya çalışıyoruz. balodan aldığımızı yine baloya yatırıyoruz yani, cebimize atmıyoruz.

bazen de defileler düzenleyip kendi tasarımlarız olan kıyafetleri sergiliyoruz. satılan kıyafet olursa gelirini kimsesiz ve beyinsiz çocuklara gönderiyoruz. ama maalesef pek satış olmuyor. o zaman da kıyafetleri yolluyoruz çocuklara. yazık o kadar seviniyorlar ki, hemen kokuyorlar.

biraz da spor: dünya kupasını takip etmeye çalışıyorum ama bu konuda çok bilgili değilim. paraguay ile uruguay’ın farkı nedir deseniz bilmem. ama ortak noktaları nedir, iyi bilirim. kokuyorlar...

ayrıca ne zaman kamera onları çekse çimlere kusuyorlar. öbürküler de bazen tükürüyor ama temiz temiz. tuf! diye minik top kağıt mendil gibi bişey çıkarıyorlar. pele yaşasaydı bence o da kusardı.
elenktrinkalamadimsenden
gazeteye verilen olum ilanlarini karikaturuze ettigi bir eseri: ustte cenaze sahibinin fotografi vardir:
biricik esim selma aykuner’i
elim bir trafik kazasinda kaybettim. fotograftaki benim.
yarin sisli camiinde kilinacak ogle zamazindan sonra bosum. eve filan giderim heralde bilmiyorum.
celenk gondermeyin. taktir edersiniz ki *otume mi sokayim napiyim celengi.



nick nicki nickince
dedektif: iyi gunler olayla ilgili bir kac soru soracaktim.
ev sahibi: lutfen! blidigim her $eyi polise anlattim.
dedektif: biliyorum fakat tekrar anlatmaniz gerekiyor, hepsini unutmu$ salak.
polis: (ta$ atar) ya soyleme be!!
sinirsahibi
padi$ah:kizimi ilk guldurebilene vericem.
saraya gelen $ahis: anlamadim efendim kizinizi ilk guldurebilene siz mi vereceksiniz yoksa kizinizi mi vereceksiniz.
prenses:hihhohhaahaahaakihkihkih.
padi$ah:tiz vurun bunun kellesini.
elenktrinkalamadimsenden
-adamin biri: alov!! iyi gunler. uyandirma servisi mi?
itfaiyeci: yanlis numara...itfaiye burasi.
a.b: aay! istemem istemem! su sikarak uyandiriyorsunuz siz!..
i: ne uyandirmasi birader?
a.b: insan uyaniyo ister istemez
i: yat uyu lan!!!
a.b: ve siz de su sikin degil mi?.. yo dostum yoo!..
ilean
sınıfın dışından pencerede bir adam bakmaktadır.

adam: meraba ben dışardan bitirmek istiyodum da. bu uzaklık iyimi
hoca: yok daha git git.
adam: tamam siz dur diyin.
hoca: git git git.
adam: kosinüs di mi o ?
sevmiyorum seni gaye
iki kişi satranç başında. b kişisi biraz hımbıl.

a: anlamadığın bi yer var mı abi?
b: yok
a: hadi sıra sende
b: hım

b: şah mah!
a: şah mat mı diyosun?
b: şah mah yok bende lan! sen mi aldın?
a: var abi bak bu senin şahın işte
b: haa. kule sandım ben onu
a: kale...

b: eveet. şimdi bakalım hangisi fiyonk bunlardan
a: piyon mu? abi dedim ya şunlar piyon
b: tamam... şimdi taşlar yerine oturmaya başladı

b: şat mat!
a: abi dinlemiyo musun?
b: şat ap!
a: o ne be?
b: ingilizce sus demek
a: sen ingilizce biliyo musun?
b: çat pat

b: fil!
a: eee?
b: emin olmak istedim

b: ata bak lan..
a: abi oynayacak mısın?
b: oynuyorum..

b: ah - mat
c: efendim?
b: noluyo lan?
c: ahmet demediniz mi?
b: öyle mi oldu?

b: bunu oynamasını biliyo musun?
c: biraz
b: benim yerime oyna azcık

b: iyi gidiyosun, bravo
c: şah mat
b: ağzımdan aldın

a: şah mat diyemezsin burda
b: çakmak var mı
c: var abi.

b: niye diyemiyormuş?
a: alakası yok ki abi baksana şah veziri yer
b: hmm.

b: siktir git lan burdan!(c’ye)
c: allah allaah!...

b: eveet, sora kimde?
a: sende

b:(zar atar)hadi yavrum!
a:abi napıyon yaa
b: aha şeş beş

a: abi ben gidiyorum
b: nooldu len. hehe! kızdın mı götüm benim..

b: ahmeet!
c: efendim
b: gel otur karşıma

b: anlat bakalım bana biraz şunu
c: şimdi şöyle abi taşları biliyo musun
b: biliyorum şunlar minyon...
darklord
oğul: bana yılbaşı hediyesi bisiklet alsana baba...
baba: bütün yıl uslu durdun mu bakalım?..
oğul: evet..
baba: salak mısın oğlum, paramız olmadığını biliyorsun niye uslu durdun.
oğul: uslu durmadım ki zaten..
baba: ehehehehe bi bok olmaz bizden...
oğul: koyim bisiklete...
duman
uzaya giden iki türk..

+buradan bakınca insan şunu anlıyor..şu koca evrende aslında hepimiz çok küçük ve değersiz puştlarız..ne kadar da götlek birer ibneyiz..
-abi biraz ağır olmadı mı?
+özellikle sen hayvan oğlu hayvan..şu koca evrende çok itsin..
-oksijen mi bitiyo senin?
+ne sandın pezevenk..
tzevryl
arşimet: lan olum buraya bak buraya!!!suyun kaldırma gücünü buldum
newton: peki bu ne bu elimdeki
arşimet: vay ipne yerçekimini mi buldun laan!!!
newton: sabah graham aradı o da bişey bulmuş ama söylemedi
arşimet: aradı mı? nasıl aradı?
newton: lan bi dakka
ikisi birden: vay ipneee... telefonu bulmuuuşşş...
nick nicki nickince
- meraba tufan abi
+ meraba
- noldu neyin var? yoksa dusundugum sey mi?
+ evet riza
- erik mi?
+ ne erigi lan?
- erik dusunuyodum ben
+ dayioglu vefat etti riza
- yapma be! erik gibi adamdi...
ilean
fakir anne ve çocuğu bakkala girerler

-anne gofreet...gofret alalım
-paramız yok oolum,alamayız...
-küçüğün canı çekmiş yenge bu bizden olsun..miniğin canı çekmiş..cücenin..fındık kafalının canı çekmiş
-gidelim anne...
0 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol