eski bir türk filminde evin küçük hanımı bir hastalığa tutulur.bunu üzerine hizmetçiler arasında geçen diyalog;
-leyla neymiş küçük hanımın hastalığı?
*stresmiş.
-nasıl bir hastalık ki o?
*zengin hastalığı...
-leyla neymiş küçük hanımın hastalığı?
*stresmiş.
-nasıl bir hastalık ki o?
*zengin hastalığı...
inançın eş amlamlısı. herkesin göreceli olarak yaptığı eylemdir.
bir ara kadıköy rexx tayfasının dilinden düşmeyen sözcükler.
kokoloji yi beraber oynamak.
digiturk den sonra papucu dama atılmış uygulamadır.
kelime sayısı bir dilin zenginliğinin ölçüsüdür. bu sebeple çok zengin bir dildir.dilimize yakın tarihte 100.000 kelimeye yakın yeni kelime girmiştir. deyimler ve nüanslar bakımından zengindir. fiiller ve kipler bakımından da zengindir.
ayrıntı denebilecek kavramları son derece canlı tariflerle anlatan bir dildir.
sona gelen ek bolluğuna sahiptir.
terimler bir dilin özelliğini gösterir.
dilimize yerleşmiş olan yeni kelimeleri atmamak gerekir.kelime atmak,kültürel zenginliği atmak demektir.
ayrıntı denebilecek kavramları son derece canlı tariflerle anlatan bir dildir.
sona gelen ek bolluğuna sahiptir.
terimler bir dilin özelliğini gösterir.
dilimize yerleşmiş olan yeni kelimeleri atmamak gerekir.kelime atmak,kültürel zenginliği atmak demektir.
en tanınmış bibliyomandır.dostları arasında ayaklı kütüphane olarak anılırmış.
kaynakcayı yapan insan.
bir araştırma esnasında başvurulan,bilgi toplanılan bütün araçlar,gereçlerdir.
(bkz: kaynakça)
(bkz: kütüphane)
bibliyomani hastalığına yakalanan kişidir.z öyledir ki kitap olan masada yemek yemek bir şey içmek yasaktır.her birinin özel bir yeri özel bir rafı vardır.yaşadığı evin hemen hemen her yeri kitapla doludur. evlenmiycek kadar abartanlar da vardır.gözü kitaptan başka birşey görmez çünkü.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?