confessions
  1. toplam entry 3003
  2. takipçi 1
  3. puan 77953

muhsin yazıcıoğlu

ya basta viva zapatista
hrant dink’in ölüm haberlerinin yapılmasına dahi dayanamayan lider.bakınız ne demiş?:

"şimdi ne olmuş yani, beraber fotoğraf varsa ne olmuş, nereye varilmak isteniyor?
- "bu kişinin bbp üyesi olduğunu sanmiyorum ama ocağa gelmiş-gitmiş olabilir, görürsem şahsen taniyabilirim, bunlarin hiç bir önemi yoktur"
- yazicioğlu’ndan "hepimiz ermeni’yiz" slogani atanlara öneri:
- "bir günde bir şehit cenazesinde toplanip, "hepimiz mehmetçiğiz, hepimiz türk’üz diye bağirin"

anlaşılan bu kişinin algılama kapasitesi bu kadar.hadi hayırlısı...bir de son süreçte parti sloganları kendisini göstererek ’’bir tek o kaldı’’ şeklindeydi.belli bir tek o kalmış.

tkp

ya basta viva zapatista
hem solcu hem devletin resmi ideolojisini savunan bir partidir.hrant dink’in cenaze törenine katılmamalarının ve düzenleme komitesini kişiliksiz diye nitelendirmelerinin en önemli gerekçes sanırsam komünist gazetelerinin 260. sayısında tevfik çavdar imzalı yayınlanmış olan aşağıdaki yazıdır.bu ne perhiz bu ne lahana turşusu’nu da demeden geçemiycem.

komünist sayı: 260
07 nisan 2006

günümüz koşullarında talât paşa’yı anlamak

’’talat paşa’yı nasıl bilirsiniz? bu sorunun en net cevabı talât paşa ’da kim ne görmek istiyorsa onu gördüğüdür. acı olansa, talât paşa’nın gündeme ermeni tehciri üzerinden gelmesi ve faşist akılsızlığın/saldırganlığın propaganda aracı haline dönüştürülmesidir. talât paşa ya da tehcir bunca yıl sonra niye bu kadar gündeme gelmektedir? yanıt emperyalizmin politikalarında aranmalıdır.

yıllardır adından bile söz edilmeyen, bazı aydın çevrelerince ermeni tehcirinden ötürü suçlanan talât paşa, bu yıl, yıldönümünde almanya’da büyük bir nümayiş ile anıldı. bir partinin öncülüğünde, talât paşa harekâtı adı verilen bu olay alman makamları tarafından önce yasaklandı sonra mahkeme kararıyla izin verildi. ermeni diasporası başta olmak üzere ermeniler ve ülkemizdeki bir bölük aydın tarafından suçlanan talât paşa kimdir? bir kere osmanlı imparatorluğun’da sıradan bir vatandaş, posta memurluğundan nazırlığa, sonradan sadrazamlığa yükselen mütevazılığı ile ün salmış bir devlet adamıdır. osmanlı’nın ilk ve son sivil yaşamdan gelmiş başbakanıdır. vezirlik rütbesini (paşalık sanı oradan gelir) ancak 1917’de sadrazam olduğu zaman alabildi; böylece ittihat ve terakki’nin reisi umumisi talât bey, paşalığa terfi etti.
talât bey’i suçlayanlar tek olay olarak ermeni tehcirini gündeme getirirler. tehcir, ermeni çetelerinin doğudaki (rus) cephenin arkasında, sürekli olarak askerimizi taciz etmesi, çarlık ordularına açık bir biçimde yardım etmesi nedeniyle alınmış bir karardır. zaten 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren amerikan, fransız, ingiliz vb. emperyalist ülkeler doğu ve güneydoğu anadolu misyoner kolejleri açarak ermeni ayrılıkçı hareketini desteklemiş ve yükseltmişlerdi. iddia edilen ölümler, bu tehcir sırasında, göçen kafilelere saldıran türk ve kürt çeteleri tarafından meydana gelmiş. ayrıca ağır yolculuk koşulları telefatın artmasına neden olmuştur. tehcir kararı talat paşa’nın dahiliye nazırlığı sırasında alınmıştır. bu kararı eleştirenler, milli mücadele sırasında anadolu rumlarının ionya adına, nasıl silahlanıp savaşa katıldığına tanık oldular. nitekim lozan antlaşması gereğince yapılan ünlü mübadele olayının nedeni budur; bir yerde mübadele işlemi de bir çeşit tehcirdir. ilave etmeğe hacet yoktur. tehcir nedeniyle kırılan ermeniler bilinçli bir soykırım isteğiyle kırılmamışlardır. savaş gereği alınan bir tedbirdir bu. osmanlıların rumeli’den çekiliş süresince, özellikle balkan savaşı sırasında yüz binlerce insanın istanbul’a, anadolu’ya kaçarken kırılması gibi...
talât paşa’nın (uzun yıllardır gözden bilinçli bir şekilde kaçırılan) özelliği örgütçülüğüdür. bu örgütlenme ustalığını edirne’de birkaç arkadaşıyla istibdat aleyhine oluşturduğu küçük toplulukla gündeme getirmiştir. daha sonra sürgün olarak gittiği selanik’te, sonraları yurtdışındaki ittihat ve terakki cemiyeti’nin adını alan derneği oluştururken devrimci bir örgütün nasıl kurulması gereğini de daima göz önünde tutmuştur. ilerde fırka olarak nitelenecek olan "cemiyeti hafiye" (yani gizli örgüt) böyle doğmuştur. daha sonraları, en kötü zamanlarda bile talât bey kurduğu örgütle başarılı sonuçları elde edebilmiştir. babıâli baskını, sadrazam mahmut şevket paşa’nın öldürülmesinden sonra muhalif odakların etkisizleştirilmesi bu ustalığın sonuçlarıdır.
talât bey’in başka niteliği de iktidar için iletişim kanallarının denetiminin ne derece önemli olduğunu göstermesidir. nitekim 1908’den sonra değişik kabinelerde posta-telgraf nezareti’ni kabul etmesinin nedeni budur. dahiliye nezareti’nde iken o günler açısından bir devrim kabul edilen "vilayeti umumiye" kanununu gündeme getirmiş ve bunu bir kararname ile gerçekleştirmiş tir. bu kanunla il idarelerinin, o yörede yaşayanların demokratik katılımıyla kararlar alması, kendi sorunlarını çözmesi yolu açılmıştır. bu yasa ile günümüzün il genel ve özel idareleri kurulmuştur. gerçi bu yasa bir anlamda "düveli muazzama" denilen emperyalist ülkelerin baskısı üzerine yaşama geçirilmişse de, gene de türkiye’nin demokratik gelişmesi yönünden önemli bir adımdır.
talât bey 1917’de, savaşın en belirsiz bir gelişim gösterdiği yıl sadrazam olmuştur. kurduğu kabinede kamu girişimciliğini yeğleyen bir sanayi ve tarım bakanı (şeref bey) görev almıştı. aynı bakana 1930’lu yılların başında sovyet planlama düzenini getirmeğe çalışan iktisat bakanı olarak bir kez daha rastlamaktayı z. savaşın dağdağasına karşı iki önemli adıma bu dönemde rastlıyoruz. bunlardan birincisi günümüzün medeni yasası’nın ilk adımı sayılan "aile kararnamesi"dir. şeriatın egemen olduğu bir dönemde bu kararname kadınlara evlilik yaşamında önemli haklar tanımıştır. diğer ciddi adım ise takvimdeki ıslahattır. o güne kadar kullanılan rumi takvimin miladi takvimle olan on üç günlük farkı giderilerek yılbaşı miladi takvimle uyumlandırılmış, sadece 1900’lü yıllar yerine 1300’lü yıllar devam etmiştir. böylece cumhuriyet’teki takvim değişiminin ilk adımı atılmıştır.
talât paşa, sovyet devrimi’ni sevinçle karşılamış, brest-litovsk barış antlaşması’yla doğu sınırlarımızı 1878 öncesine getirmiş; kars, ardahan ve ağrı yeniden sınırlarımız içersinde kalmıştır. ekonomi alanında da iki önemli girişim onun döneminde gerçekleştirilmiş tir. bunlardan birincisi ilk milli ticaret ve sanayi barakası olan "itibari milli"nin kurulması, diğeri de hükümetin bütçe gereksinimleri için dış borç istemeden kendi halkına başvurması yani iç borçlanmanın yapılmasıdır. "milli istikraz" diye adlandırılan bu borçlanma üzerine o dönemde çok şey yazılmış, özellikle milli iktisat yanlısı tekinalp ve ziya gökalp bu girişimi adeta kutsamışlardır. görüldüğü gibi talât paşa o günün koşulları içersinde olumlu yönleriyle öne çıkmış, adı hiçbir yolsuzluğa karışmayan, en üst makamlarda iken bile parasızlık çeken, mütevazı bir devlet adamı olarak siyasi tarihimizde yerini almıştır.’’

onur akın

ya basta viva zapatista
son zamanlarda sağını solunu şaşırmış olan sanatçıdır.hrant dink’in cenazesnde kendisine uzatılan mikrofona ’’bugün yüzbinler atatürkün yolundan gittiğini bir kez daha göstermiştir’’ tarzında bir demeç verip dinleyici kitlesini ve beni dumur etmiştir, ohaa dedirtmiştir.kemalizm ile hrant dink’i ve kontrgerillaaya ses çıkarmayan kemalistlerin yolunu nasıl bu cenaze ile bağdaştırabilmiştir hayret?kendisini tez zamanda ulusalcılar arasında göreceğiz sanırım.allah taksiratını affetsin ve yanlışından tez zamanda dönsün.

diyanet işleri başkanlığı

ya basta viva zapatista
hrant dink’in cenaze töreni için de saçma sapan atan tutan bütçesi devasa olmasına rağmen tc’deki her bireyi kapsamayan gericiler kulübü.

aşağıdaki haber birgun gazetesinden aynen alınmıştır.
’’hrant dink’in cenaze töreni, aynı dini paylaşmayan binlerce insanı buluştururken, diyanet işleri başkanlığı’nın "müslümanların, gayrimüslimlerin cenaze töreninde rahmet dilemesinin caiz olmadığı" yönündeki açıklaması kafaları karıştırdı. diyanet işleri başkanlığı’nın internet sitesinde yer verilen bilgilere göre, "müslümanlar gayrimüslimlerin cenaze törenlerine katılabilirler. ancak, böyle bir merasime katılan kişinin, diğer dinlere ait dua, ibadet ve benzeri dînî ayin ve rimellerin icrasına katılması ve gayrimüslim ölüler için rahmet dilemesi caiz değildir. taziye ve teselli amaçlı olarak, bu tür ziyareder yapılabilir." dini sorulan cevaplandırma komisyonu’nun merak edilen sorulara verdiği yanıüara göre, cenazelerde ölen kişileri alkışlamak da caiz değil. sitede konuyla ilgili şu bilgiler yeralıyor: "cenazenin ardından kabre kadar gitmek sünnettir. cenaze merasimlerinin ölen bir müslüman’a yapılması gereken son bir vazife olması yanında, yaşayanlara yönelik ölümü hatırlatmak, âhireti düşünerek ibret almak gibi amaçları vardır. bu nedenle cenaze törenlerinde bağırıp çağırmak, yüksek sesle ağlamak, ölen kişileri alkışlamak, slogan atmak, ıslık çalmak, zılgıt çekmek, tezahürat yapmak caiz değildir. islâm alimleri, değil bu gibi taşkınlıkları, cenaze merasimlerinde yüksek sesle tekbir getirmeyi bile hoş karşılamamışlar, mekruh kabul etmişlerdir. bu itibarla cenaze merasiminde hazır bulunanların sükûnet ve vakarla cenazeyi takip etmeleri gereklidir. bu ölen kimseye gösterilecek saygının da bir gereğidir."

cumhuriyet gazetesi

ya basta viva zapatista
iyice tosuncukların saflarına katıldığını gördüğümüz ve bundan üzüntü duyduğumuz eski sol/demokrat gazete.

son olarak hrant dink için kendi çalışanlarına yaptıkları ayıp ayrı bir kınama konusu.haber sesonline net’ten aynen alınmıştır.

’’cumhuriyet çalışanlarının gazetenin bugünkü nüshasında yayınladıkları ilanın ’taşra’ baskısında yer alan orijinal hali şöyle:

"güle güle cesur güvercin. alçakça bir saldırı sonucu yitirdiğimiz değerli meslektaşımız hrant dink’i son yolculuğuna uğurluyoruz. "hepimiz hrant’iz, hepimiz ermeni’yiz... cumhuriyet gazetesi çalışanları..."

ilanlarının, cumhuriyet gazetesinin istanbul (şehir) baskısında "hepimiz hrant’iz hepimiz ermeni’yiz" kısmının çıkarılarak yayınlanması, çalışanlar arasında huzursuzluk ve tepki yarattı. cumhuriyet gazetesi çalışanları "ilanımızın orijinal halinin, hiç haberimiz olmaksızın, hiç birimize danışılmaksızın, gazete yönetiminin ’ideolojik’ tutumu ile değiştirilmesini kınıyoruz" şeklinde konuştu.’’

ismail cem

ya basta viva zapatista
adını gördüğümde ’’ahanda kaybettik’’ diye düşünerek baktığımda vefatını gördüğüm, politik olarak ayrı saflarda yer alsak da kişiliğini ve demokratlığını beğendiğim, ölümüne üzüldüğüm eski politikacımızdır.

fransız

ya basta viva zapatista
bir etnik kimliği değil üst kimliği ifade eden kelimedir.özünde fransız diye bir millet-alt kimlik mevcut değildir.fransa’da yaşayan çeşitli etnik kimlikleri kapsayan ve fransa devleti yurttaşı olan herkesi içine alan bir kavramdır.

atatürk milliyetçiydi diye milliyetçi olmak

ya basta viva zapatista
ailesinin siyasal görüşünü savunmak, ailesinin ya da toplumun dini düşüncesini benimsemek ve sair tipteki eylemlerden biridir.herkesin yanlış hareketlerinin ve düşüncelerinin olduğunu düşünmeden hareket etmektir aynı zamanda.ayrıca m. kemal’in şükürcü bir toplumda ulus yaratma derdinden dolayı bugün için kendisini sevenlerin milliyetçilik batağına saplanmaları anlamsızdır.
36 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol