(bkz: cyberspace)
ilk kez ünlü bilimkurgu yazarı william gibsonun,"neuromancer"adlı eserinde kullandığı, bilgisayar destekli iletişimin,insan beyni ve bilgisayar ağı ile tanımladığı bölge. gerçek, fiziksel mekanlardan farklı olarak,her coğrafyadan insanın bir sanal ortamda bulunabilmesi durumunu açıklar. cyberspace, hipergerçek deneyimlerin yaşandığı bir mekandır. burası kendine özgü bir kültür, bir yaşanırlık alanı ve kimlikler yaratmıştır. gerçek olanla gerçek olmayanı ayırt edebilmenin mümkün olmadığı bir gerçeklik türüdür bu.
(bkz: sibermekan)
(bkz: sibermekan)
insan hayatının, gerekliliklerinin, istencinin artık teknoloji tarafından belirlendiğini iddi eden görüştür. teknolojik gelişmelerle birlikte, insanın teknolojiye bağımlı hale geldiğini, sosyal düzeni teknolojik ilerlemenin yönlendirdiğini savunurlar. cep telefonu olmadan yaşayamamak,televizyon, bilgisayar olmadan yaşayamamak gibi.
asıl mesele şudur ki, biz mi teknolojiyi kontrol ediyoruz, yoksa teknoloji mi bizi kontrol ediyor?
insanın kendi elleriyle ürettiği teknoloji, insanı aşıp, onu kendine bağımlı kılıyor ve kendisini anlaşılmaz kılıyor.
(bkz: yapay zeka)
asıl mesele şudur ki, biz mi teknolojiyi kontrol ediyoruz, yoksa teknoloji mi bizi kontrol ediyor?
insanın kendi elleriyle ürettiği teknoloji, insanı aşıp, onu kendine bağımlı kılıyor ve kendisini anlaşılmaz kılıyor.
(bkz: yapay zeka)
bir,olgu olarak tanımladığız değişim vardır bir de bu olguya bağlı olarak,değişim hareketi olarak tanımladığımız değişim olayları ve süreçleri vardır. yani "değişmeyen tek şey değişimdir"demekle, var olan şeylerin, sistemlerin, düzenlerin, canlıların,statükonun değişmeye mahkum olduğunu anlarız.
dzilerde kendi sesi ile oynamayan şahsiyet.
edit: kendi sesini duymanız tavsiye edilmez.
edit: kendi sesini duymanız tavsiye edilmez.
#402852 böyle bir durumu tebrik mi etmeliydik? hangi zihniyete sığar bu arkadaşlarım...
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
(bkz: bunu yapan insan olamaz)
kendisiyle bu kadar çok uğraşılmasını anlamsız bulduğum, bu düzende ki eşitsizliklerle ilgili bir şeyler söylemeye çalıştığını düşündüğüm yazar. herkes yazsın, herkes çizsin. engel yoktur efenim. önemli olan herkesin söyleyecek bir sözü olmasıdır. her ne kadar demokrasi ütopik bir kavram olsa da, biz onun varolması için elimizden geleni yapalım. birbirimize saldırmayalım. bütün bunlar için var olması gerektiğini düşündüğüm yazardır.
sembol olarak karakedi kullanırlar.
2007 kış aylarında kendisini gerçekten hissettirmiş olan hadise. istanbulda 2006 kış aylarında yoğun bir soğuk vardı. kar yağıyor, trafik felç oluyor, okullar kapanıyordu. bu sene bunların hiç biri yaşanmadı. yani daha önceki senelere oranla bu sene artık resmen anlaşılmıştır bı ciddi olay,bazı kaz kafalılar tarafından bile...iklimi 1 senede bu kadar değişime uğratıyorsa, korkmalı ve önlem almalıyız diyorum...ve korkuyorum
yanlış:espiri
doğru: espri
doğru: espri
örnek olarak:
çilek- chilek
çok-chok
çilek- chilek
çok-chok
bir lisanı mahvetmek doğrultusunda atılan adımlardan biridir. ingilizcenin ve diğer dünya dillerinin türkçeye nüfuz ederek, yavaş yavaş bambaşka , melez bir dile döüşmesinin kanıtıdır. kültürlerin asimile olduğunun göstergesidir. insanların kafalarının karışık olduğunun ve kendi kültürel kimlikleri ile çelişkide olduklarının belirtisidir.
edit: bu durum sadece türkçe için değil, ingilizcenin asimile etmeye çalıştığı tüm diller ile ilgilidir.
edit: bu durum sadece türkçe için değil, ingilizcenin asimile etmeye çalıştığı tüm diller ile ilgilidir.
(bkz: vicdani ret)
ursula k le guin ’in cinsellik ve cinsiyet ilişkilerine dair yazmış olduğu hikayelerin toplamı olan bir kitabıdır. yazarın fantazi dünyasına hayran kaldığımı belirtmeden geçemeyeceğim...toplumda var olan toplumsal cinsiyet rollerinin, ekonomik ve külrürel sistemler değiştikçe nasıl da farklılaşabileceğini harika bir kurguyla dile getirmiş.
anarko sendikalizm için önemli sembollerden birisidir. karakedi otorite karşıtı, anarşist bir semboldür.
ankara nın bir semtidir. tehlikeli sokaklara sahip olduğu rivayet edilir.
eskiden çocukların okula gitmemek için hasta numarası yapmalarına yarayan, tozunu yutunca ateş çıkarttığına inanılan madde.
fransızların konuşurken sürekli kullandıkları bir çeşit ünlem ifadesidir. fakat bu ifadeyi o kadar sık tekrarlarlar ki, bazen fransızcayı sadece oh la la dan oluşuyor zannedebilirsiniz. şaşkınlık, sevinç, şapşallık, merak gibi ifadeler için sıkça kullanılır.
edit: bu kelimeyi kullanan bir fransızın karşısında tükürüğe boğulmanız muhtemeldir.
edit: bu kelimeyi kullanan bir fransızın karşısında tükürüğe boğulmanız muhtemeldir.
fransızcada "allah kahretsin, tüh be" gibi anlamları karşılayan kelimedir. züt şeklinde okunur.
fransızcası mille feuille(bin yaprak) şeklinde yazılan, kat kat hamur çeşididir. marketlerde dondurulmuş olarak satılmaktadır. ayrıca fransızlar bu hamurla çilekli, muzlu, kremalı bir çeşit tatlı yaparlar. bizde daha çok sosisli, kıymalı olmak üzere pratik bir çeşik börek olanı yaygındır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?