bir deniz kabuklusu.. denizi anımsatan.
denizi özleyenler için diye bir $iiri var orhan velinin..
adam öylesine kısa ve net anlatmı$ ki denizin ne menem bir $ey olduğunu, denizi özlediğiniz zamanlarda aklınıza geliyor ancak onun ne bela bir $ey olduğu. güzeldir deniz; meltemi olsun, dalgası olsun. arada karpuz kabuğu dü$er, terlersin sonra, gidersin kumsala ve kaleler yapmaya ba$larsın. kimileri uzay üssü yaparlar kumdan, onları oyunlarına almazsın küçükken. atom mühendisi arkada$ı olan adamdan arkada$ olmaz çünkü sana, o adam da olamaz arkada$, zamanın hep bunları dü$ünmekle geçer ve neden sonra anlarsın ki salağın teki olmu$ çıkmı$sın sen. $eytanminarelerini unutmu$sun, unutmu$sun toplayıp boyadığın abalonları, denizi unutmu$sun, denize olan hasretin ölmü$.
senin unuttuğun abalonlar düğme olmu$ sonra sosyete pazarlarında.
ağlamı$sın, unutmu$sun..
çok çok ötelerde bir james $arkısı..
köy enstitüleri’ni kapatan iktidarın ba$ındaki çıban.
aydın’da kendi adına yapılmı$ bir bulvar bulunan, "her mahallede bir milyoner yaratacağız" sözünü sarfetmi$, sağ siyasetçisi.
yassıada mahkemeleri’nden çıkan kararla, "atatürk" ilkelerine aykırı hareketten, artı, adının karı$tığı davalardan ötürü idam edilmi$tir.. nasıl bir aymazlıktır ki aydın halkı hâlâ onu devrim $ehidi gibi allayıp pullayıp, yere göğe sığdıramamaktadır. ben mi bazen anlayamıyorum diyorum, "ben de" diyor oradan geçen biri, "ben de anlayamıyorum bazen; anlatamıyorum da.."
hamasi bir nedenden değil, tamamen bireysel bir gıcıklıkla husule gelen $u entryi $öyle bitirmek gerek:
(bkz: gerileyen türkiye yahut adnan menderes e öğütler)
aydın’da kendi adına yapılmı$ bir bulvar bulunan, "her mahallede bir milyoner yaratacağız" sözünü sarfetmi$, sağ siyasetçisi.
yassıada mahkemeleri’nden çıkan kararla, "atatürk" ilkelerine aykırı hareketten, artı, adının karı$tığı davalardan ötürü idam edilmi$tir.. nasıl bir aymazlıktır ki aydın halkı hâlâ onu devrim $ehidi gibi allayıp pullayıp, yere göğe sığdıramamaktadır. ben mi bazen anlayamıyorum diyorum, "ben de" diyor oradan geçen biri, "ben de anlayamıyorum bazen; anlatamıyorum da.."
hamasi bir nedenden değil, tamamen bireysel bir gıcıklıkla husule gelen $u entryi $öyle bitirmek gerek:
(bkz: gerileyen türkiye yahut adnan menderes e öğütler)
gökova olarak bilinmesine rağmen, aslında türkiye’de denize girerken kar$ınızda ormanlık alan görebileceğiniz tek yer olma özelliğine sahip, gökova yakınlarındaki sahil kıyısıdır.
ye$ilin ve mavinin bulu$tuğu, pastel bir tablô gibi kar$ınızda belirdiği bir yere vahe kılıçaslanesk bir soundla yüklenerek, boyun fıtığı geçirmi$ bir göçebe edasıyla bakı$ atılabilir; buna müteakiben açtığınız bira $i$esinin diğer yanlarına göre daha soğuk olan orta kısmını göbeğinize değdirmek suretiyle seksapeli artırabilirsiniz.
toplanan kozalaklar yakılan bir mangalın üzerine, palmiye ağaçlı dar yollarda sekmek gibisi de yok.
ye$ilin ve mavinin bulu$tuğu, pastel bir tablô gibi kar$ınızda belirdiği bir yere vahe kılıçaslanesk bir soundla yüklenerek, boyun fıtığı geçirmi$ bir göçebe edasıyla bakı$ atılabilir; buna müteakiben açtığınız bira $i$esinin diğer yanlarına göre daha soğuk olan orta kısmını göbeğinize değdirmek suretiyle seksapeli artırabilirsiniz.
toplanan kozalaklar yakılan bir mangalın üzerine, palmiye ağaçlı dar yollarda sekmek gibisi de yok.
bir ya$am felsefesi..
sri aurobindoyu kıskandıracak güçte bir süperfisyel yörüngelenme hâli özünde.
(bkz: supermind philosophy)
kiyafetsiz muhterisliğin kar$ı cinse yönlenmi$ $ekli; bir kapanıklık, açılamama durumu durumu olarak bilinegelen ve günümüz dünyasında sayıları milyonlara ula$an insanları yetkisiz olarak temsil eden bir olgu nazarımda. öyle ki; sadece teenage olarak nitelendirilen kesime hitap eden bir nosyon değil, kendisini ifade etme ve toplumsal gereklilik bakımından kar$ı tarafa tanıtma babında sorun ya$ayan insanın yakasına birdenbire takılan bir apolet..
fütursuzca ürenen bir yüzyılda olaya "dur!" diyen insan anlayı$ıdır. hangi bayan, "acaba kaç karıya kaymı$tır bu, ne $eker erkeeeek!" öngörüsüne sahiptir ki?
badakist anlayı$, tercih sebebidir.
sri aurobindoyu kıskandıracak güçte bir süperfisyel yörüngelenme hâli özünde.
(bkz: supermind philosophy)
kiyafetsiz muhterisliğin kar$ı cinse yönlenmi$ $ekli; bir kapanıklık, açılamama durumu durumu olarak bilinegelen ve günümüz dünyasında sayıları milyonlara ula$an insanları yetkisiz olarak temsil eden bir olgu nazarımda. öyle ki; sadece teenage olarak nitelendirilen kesime hitap eden bir nosyon değil, kendisini ifade etme ve toplumsal gereklilik bakımından kar$ı tarafa tanıtma babında sorun ya$ayan insanın yakasına birdenbire takılan bir apolet..
fütursuzca ürenen bir yüzyılda olaya "dur!" diyen insan anlayı$ıdır. hangi bayan, "acaba kaç karıya kaymı$tır bu, ne $eker erkeeeek!" öngörüsüne sahiptir ki?
badakist anlayı$, tercih sebebidir.
her baba zula konserinde aynı amcanın emprovize olarak söylediği süper $ey..
"durum değerlendirmesi yapmasam..
off..
iyi olur, iyi olur, iyi olur belki.." kısmı defaulttur. sarho$ken iyi gider. iyi olur belki..
"durum değerlendirmesi yapmasam..
off..
iyi olur, iyi olur, iyi olur belki.." kısmı defaulttur. sarho$ken iyi gider. iyi olur belki..
ibrahim tatlısestir o bir kere; tali-sesde ne ola?
reha erdem’in "dürüstlük" olgusunu masaya yatırdığı enfes eseri..
dürüstlük uğra$ gerektirir, göstermi$tir bir kez daha.
dürüstlük uğra$ gerektirir, göstermi$tir bir kez daha.
tony gatlif filmi..
çingenelerin tarihsel yayılımının müzikal bir dille sunumu $eklinde izleyiciye tezahür eden filmde çok az diyalog geçmesi ise olayın özümsenmesini kolayla$tırmı$.. izleyin, izletin demiyorum; sevin bu filmi.
çingenelerin tarihsel yayılımının müzikal bir dille sunumu $eklinde izleyiciye tezahür eden filmde çok az diyalog geçmesi ise olayın özümsenmesini kolayla$tırmı$.. izleyin, izletin demiyorum; sevin bu filmi.
yapılmı$ en iyi $arkı..
unbelievable truth’un, keman soloları ile bünyeyi de$en bu parçasına gönlümde en fazla yakla$an, yine aynı gruba ait dune sea’ dir..
unbelievable truth’un, keman soloları ile bünyeyi de$en bu parçasına gönlümde en fazla yakla$an, yine aynı gruba ait dune sea’ dir..
leziz bir victory at sea parçası.. dinleyin!
devicsin muhte$em $arkısı..
tuttum kendimi, yazmayacağım, dedim ama olmadı.
tuttum kendimi, yazmayacağım, dedim ama olmadı.
3 üyesi bulunan fransız müzik grubu..
close isimleri parçalarıyla hayâl alemine yolculuk gerçekle$tirirler, seviyorum.
close isimleri parçalarıyla hayâl alemine yolculuk gerçekle$tirirler, seviyorum.
yönetmen, söz yazarı ve multi-enstrümantalist bünye..
eternal sunshine of the spotless mindda duyulduğunda sinirleri geren everybody s gotta learn sometimeın yaratıcılarından.
here we go gibi cici bir parçası var ki her gün dinlenir.
eternal sunshine of the spotless mindda duyulduğunda sinirleri geren everybody s gotta learn sometimeın yaratıcılarından.
here we go gibi cici bir parçası var ki her gün dinlenir.
boyzone insanlarının $eker bir klibe de sahip olan $eker $arkısı..
basit, her daim ikinci plan kalacak ve asla hitle$emeyecek $arkılardan.
basit, her daim ikinci plan kalacak ve asla hitle$emeyecek $arkılardan.
wild world coverıyla olayı bitirmi$ insan evladı..
devotchka tarafından whiskey breath $eklinde yorumlanması ile gözlerimi doldurdu.. little miss sunshine güzelliğinde de kullanılmı$ ayrıca.
"bir günah gibii..."
"bir günah gibii..."
outrospective albümünden bir faithless $ahaseri.
tatil $arkısıdır bu her $eyden evvel; kimi için cumalar, kimileri için bayramlar, teneffüsler, huzursuzluklardan sıyrılarak rutine dönü$mesini arzuladığınız bir zaman aralığı, bir ya$am kapsülü gibi.
odanın durağan havasına hükmeden bir melodinin, vokalin ötesiz sesiyle flört ettiği e$siz bir güzelliktir ki aurayı deği$tirip çakraları açar; acılı olana acı, mutlu olana mutluluk ve tutunma hissiyatı yüklemesi yaparaktan, ki$iliğin dehlizlerine sıkı$mı$ asi ruhu sondajlar. tatil $arkısıdır dedim ya, per$embeler de benim tatilimin ba$langıcı i$te.
ders programını o kadar kötü ayarlam$lar ki küfretmemek elde değil. "5 günün 4`ünde sabah 08:30`a ders koyan zihniyete kafam girsin" diyecek kadar agresyonla yüklenmi$im zati, uykusuzluk ve kafkaesk ba$ ağrıları ile amfiye giriyorum ve benden -muhtelemen de 5dk- önce derse girmi$ olan hocanın "yavrum ben size derse geç girmemek gerektiğini öğretecek miyim?" anlamına gelen bakı$larından gözlerimi kaçırarak bulduğum ilk koltuğa atıyorum kendimi. edip cansever`in yerçekimli karanfil`i yanımda, bari diyorum onu okuyayım. yakı$ıklılığıyla ün yapmı$ olmasına rağmen kifayetsiz muhterisliğe tanıdığımız bir arkada$ın soluğu yanımda almasına ve "baboli keyifler nasıl?" tandansına muadil gevelek lâflarına kulaklarımı tıkayıp mevcut süreyi adamakıllı ve mümkünse yalnız geçirmek için kıçımı arkada$a doğru dönüyorum. ha babam de babam derken ders bitiyor ama kendimle ya$adığım sinir harbi bitmiyor. "oturdum önüne uydurdum deliğine, bil bakalım bu nedir wereyda?" gibi gudik bir soru geliyor tam ben eve yollanmı$ken, i$te o ân, yeter ulan yeter, diyorum ve kendimi bu ibnelerin dünyasından soyutlayarak kendimi, dünyama, kendi hüznüme yatay geçi$ yapıyorum.
kahvenin suyunu koyduktan ve üzerimi deği$tirdikten sonra da playlisti hazır edip âyine ba$lıyorum. ilk $arkı, ikinci $arkı, üçüncü $arkı derken sıra crazy english summer`a geliyor ve i$te o ân kumandayı silah haline getirip "off" tu$una basıyor ve rahatlıyorum. (meraklısına: hâlâ çalmakta. hâlâ sinirliyim.)
ek: sinir sistemine etki etmiyormu$ bu $arkı. anladım.
tatil $arkısıdır bu her $eyden evvel; kimi için cumalar, kimileri için bayramlar, teneffüsler, huzursuzluklardan sıyrılarak rutine dönü$mesini arzuladığınız bir zaman aralığı, bir ya$am kapsülü gibi.
odanın durağan havasına hükmeden bir melodinin, vokalin ötesiz sesiyle flört ettiği e$siz bir güzelliktir ki aurayı deği$tirip çakraları açar; acılı olana acı, mutlu olana mutluluk ve tutunma hissiyatı yüklemesi yaparaktan, ki$iliğin dehlizlerine sıkı$mı$ asi ruhu sondajlar. tatil $arkısıdır dedim ya, per$embeler de benim tatilimin ba$langıcı i$te.
ders programını o kadar kötü ayarlam$lar ki küfretmemek elde değil. "5 günün 4`ünde sabah 08:30`a ders koyan zihniyete kafam girsin" diyecek kadar agresyonla yüklenmi$im zati, uykusuzluk ve kafkaesk ba$ ağrıları ile amfiye giriyorum ve benden -muhtelemen de 5dk- önce derse girmi$ olan hocanın "yavrum ben size derse geç girmemek gerektiğini öğretecek miyim?" anlamına gelen bakı$larından gözlerimi kaçırarak bulduğum ilk koltuğa atıyorum kendimi. edip cansever`in yerçekimli karanfil`i yanımda, bari diyorum onu okuyayım. yakı$ıklılığıyla ün yapmı$ olmasına rağmen kifayetsiz muhterisliğe tanıdığımız bir arkada$ın soluğu yanımda almasına ve "baboli keyifler nasıl?" tandansına muadil gevelek lâflarına kulaklarımı tıkayıp mevcut süreyi adamakıllı ve mümkünse yalnız geçirmek için kıçımı arkada$a doğru dönüyorum. ha babam de babam derken ders bitiyor ama kendimle ya$adığım sinir harbi bitmiyor. "oturdum önüne uydurdum deliğine, bil bakalım bu nedir wereyda?" gibi gudik bir soru geliyor tam ben eve yollanmı$ken, i$te o ân, yeter ulan yeter, diyorum ve kendimi bu ibnelerin dünyasından soyutlayarak kendimi, dünyama, kendi hüznüme yatay geçi$ yapıyorum.
kahvenin suyunu koyduktan ve üzerimi deği$tirdikten sonra da playlisti hazır edip âyine ba$lıyorum. ilk $arkı, ikinci $arkı, üçüncü $arkı derken sıra crazy english summer`a geliyor ve i$te o ân kumandayı silah haline getirip "off" tu$una basıyor ve rahatlıyorum. (meraklısına: hâlâ çalmakta. hâlâ sinirliyim.)
ek: sinir sistemine etki etmiyormu$ bu $arkı. anladım.
bazen günü kurtarır..
lise yılları.. bir sürü kız, erkek topla$mı$. wereyda söylenen $eyi anlamaz ama anlamı$ gibi yapar.
gerisi $öyle:
kız: wereyda sen lafı götünden anlıyorsun (adımı söyledi meraklanmayın)
-kahkahalar; keh kehler; wereyda kül rüsva-
wereyda: sen de amından söyleme o zaman!
-kız magmada. kıçı pi$mekte-
lise yılları.. bir sürü kız, erkek topla$mı$. wereyda söylenen $eyi anlamaz ama anlamı$ gibi yapar.
gerisi $öyle:
kız: wereyda sen lafı götünden anlıyorsun (adımı söyledi meraklanmayın)
-kahkahalar; keh kehler; wereyda kül rüsva-
wereyda: sen de amından söyleme o zaman!
-kız magmada. kıçı pi$mekte-
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?