(bkz: parmak arası terliksi hayvan)
yalçın pekşenin say yayınlarından çıkan kitabı.
ferrarisini satan hergele, denebilir ki, gündelik hayatın harala gürelesinde yitip giden ayrıntılardaki mizahı yakalama çabası… belki de şu ya da bu şekilde hayatımıza sokulan popüler kültür üzerinden türkiyeyi anlama girişimi. ağlanacak halimize gülmemizi sağlayacak bir temize çekme eylemi... ferrarisini satan hergele, 44 öyküden oluşuyor. her öyküde farklı bir dünyanın kapısı aralanıyor. örneğin, kitaba adını veren öyküde, çoksatanlar listesinin gözdesi bir kitap (ferrarisini satan bilge) avukat turgut kılıçın gözlerini açıyor: kendisi gibi avukat olan julian mantle, sattığı ferrarinin parasını ne yaptı acaba? tuhaf gibi görünen bu soru, soluğu hindistanda almasına sebep oluyor. o artık büyük şivana bilgesidir. ve zenginlerin cömert bağışlarını kabul etmek, en doğal hakkıdır. yalçın pekşen, ruh hastası martıda denizlerimizin temizliğini(!), nevzat usta basın ödülünde ödül mekanizmalarının rezilliğini, reha muhtar bağımlılığında medyanın içler acısı halini, türk usulü temizlikte erkeklerin zaafiyetini, yüzünüze hınzırca bir gülücük oturtarak anlatıyor. 10 kasım kasılmasında (gülmekten) kasıklarınızı tutuyor, mısırdan mirasta hafızanızı yokluyorsunuz (yerinde mi diye).
ferrarisini satan hergele, denebilir ki, gündelik hayatın harala gürelesinde yitip giden ayrıntılardaki mizahı yakalama çabası… belki de şu ya da bu şekilde hayatımıza sokulan popüler kültür üzerinden türkiyeyi anlama girişimi. ağlanacak halimize gülmemizi sağlayacak bir temize çekme eylemi... ferrarisini satan hergele, 44 öyküden oluşuyor. her öyküde farklı bir dünyanın kapısı aralanıyor. örneğin, kitaba adını veren öyküde, çoksatanlar listesinin gözdesi bir kitap (ferrarisini satan bilge) avukat turgut kılıçın gözlerini açıyor: kendisi gibi avukat olan julian mantle, sattığı ferrarinin parasını ne yaptı acaba? tuhaf gibi görünen bu soru, soluğu hindistanda almasına sebep oluyor. o artık büyük şivana bilgesidir. ve zenginlerin cömert bağışlarını kabul etmek, en doğal hakkıdır. yalçın pekşen, ruh hastası martıda denizlerimizin temizliğini(!), nevzat usta basın ödülünde ödül mekanizmalarının rezilliğini, reha muhtar bağımlılığında medyanın içler acısı halini, türk usulü temizlikte erkeklerin zaafiyetini, yüzünüze hınzırca bir gülücük oturtarak anlatıyor. 10 kasım kasılmasında (gülmekten) kasıklarınızı tutuyor, mısırdan mirasta hafızanızı yokluyorsunuz (yerinde mi diye).
(bkz: gammaz begenmeyen bilgicler)
erkek ya da kiz farketmez, soyadi aman olan bir ailenin yeni dogan cocuguna onerilmeyen isimdir.
(bkz: nathan petrelli)
mahalle maclarinda topa tum gucuyle vurup kaleyi iskalayanlarin ayni hizla kosmaya devam ederek topu geri getirmesi kuralidir. gol olursa kaleci ya da golu yiyen takimdan biri, gol olmazsa topu atan alir.
(bkz: atan alir)
(bkz: atan alir)
(bkz: o rus bu rus mu)
-aloo!
-anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?
-kimsiniz?
-anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?
-anne sen misin?
-çat...dıt dıt dıt...
(bkz: yigit ozgur)
(bkz: yaran karikaturler)
-anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?
-kimsiniz?
-anneni mi daha çok seviyosun babanı mı?
-anne sen misin?
-çat...dıt dıt dıt...
(bkz: yigit ozgur)
(bkz: yaran karikaturler)
imam bayildi yemeginin kibarliktan kirilan versiyonu.
(bkz: var ama vermem)
temel bir gün paraşütle atlamış, dünyayı ıskalamış.
en şişko ve en gözlüklü karakterin en önce ölmesi.
(bkz: cem yılmaz)
(bkz: cem yılmaz)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?