valin

elfçe seni seviyorum manasına gelen söz.

(bkz: inye mel tye)

#395271

--ben senin baban değilim yavrum dedenim
++dedemmisin?
--şaka kızım şaka.

tina turner in "turner" soyadını aldığı eski eşidir.hatta bu soyad yüzünden mahkemelik olmuşlardır.

(bkz: ike turner)

hayatı boyunca başbakan olamayacak adamdır.durup düşünelim "acaba başbakan olmak istiyor mu?" eskaza oldu diyelim.bu adamın memleket idare etmek gibi bir becerisi var mı ? memleket idare etmek partisindeki milletvekillerini idare etmekten geçmiyor sadece.kaldı ki deniz baykal partisini bile idare edemiyor.
memleketi idare edebilmek için bu adamın 81 adet valisi var mı?81 valinin yanı sıra her ile yerleştirebileceği kaymakamları var mı?
yerel seçimlere gelince tüm belediyeleri almış olsa dahi o görevi icra edebilecek yetenekte ki belediye başkanları var mı?hadi o da var diyelim sadece durduğu yerde göze batmadan işi idare edebilecek adamlar değil kastettiğim.bulundukları ilçeleri,illeri ileriye götürebilecek projeleri olup bunları hayata geçirme becerisi olan adamlardan bahsediyorum.
işin kısası baykal’a edilebilecek en büyük beddua 500 milletvekiliyle iktidara gelmesidir.

edit:chp nin her seçimde %10 oyu garantidir çünkü kim gelirse gelsin partiden dolayı oy veren %10 luk bir kesim var.parti başına gelecek kişi %11den sonrasına bakmalıdır.kimi kandırıyoruz ki baykal başarısızlık sembolüdür.chp ye attığım oylara acıyorum.neden?çünkü baykal milli muhalefet olmaktan başka hiçbir özelliğe sahip değil.rte yi orda tutan baykal gibi bir muhalefet lideri(!)dir.baykalın şansı da sarıgül gibi bir muhalefetçisi olmasıdır.

(bkz: ebemi rahat bırakın beni alın)

hürriyet gazetesinde uygun tatil paketleriyle reklamı çıkan firma.

(bkz: nasyonel sosyalist)

bir ışık yakmaktır tiyatro; yönleri belirlemek, sesleri sıralamak ve işte o dekorun içinde zamana, insana, duyguya, düşünceye ve önermelere sahne sunmaktır… denebilir ki günden güne değişen dönüşen hayata canlı bir ayna tutmaktır; söylemek, paylaşmak, sormak ve yanıtlamaktır tiyatro.

yaşam her geçen gün yeni donanımlarla daha da karmaşık hale gelmişken, tiyatro; benzersiz duruşuyla çıkıyor sahneye ve ’’tiyatro ’iyi’dir’’ diyerek bursa’da, nilüfer tiyatro festivali’nde selama duruyor.

çünkü bakmasak olmaz.
çünkü görmek ve anlamak, bilmek ve kavramak bir tercihten öte zorunluluk.
çünkü birer kahramanı olduğumuz gerçeğin, canlı yansısı beliriyor sahnede ve işte dekoru, ışığı, yönü, yöntemiyle o büyük öykü canlanıyor yine...
çünkü zamanı yorumlamak, zihindekini çoğaltmak ve içimizdekini paylaşmak için kuruluyor bu sahne .
çünkü insan olmanın halleri hem sahnede, hem de salonlarda, fuayelerde, afişlerde, renklerde, sözcüklerde…
bu nedenle nilüfer’e yöneliyor bakışlar, ’tiyatro’ya dikkat kesiliyor.
çünkü ’iyi’dir tiyatro, tiyatro ’iyi’dir..!

nilüfer tiyatro festivali istanbul devlet opera ve balesi’nin gerçekleştirdiği özel bir programla başladı. fethiye kültür merkezi’nde yapılan açılış programında istanbul devlet opera ve balesi, içinde tiyatral öğeler barındıran özel bir kolaj sundu.

tunay bozyiğit şiiri...

iki ayrı baharın dalıydılar
biri ilk digeri sondu
ve kanter icinde bir yaz aralarinda duruyordu,bahara yenildiler
şahrud taptazeydi,filizdi
yüregi günesi icecek denli kar yanginiydi.
her ucu ayri bir yesile sevdali,
cemreler yasamla arasinda ana sütüydü
toprak var gücüyle ayakda tutuyor
kendini ve dogurganligini ona sunuyordu
şahrud ise her dali yesile bir tomurcukla karsilik veriyordu
ictigi her damla günesle cicekleri citliyordu
sanirsin rengarek gülümseyen yeryüzüydü
seyduna ölüme ölümüne yakindi cinardi
sahrudun giyindigini soyunuyordu
ve gelinsi dallari soyundukca ciplakligindan utaniyordu
solan yüregiyle her seher güne biraz daha sari duruyor ve biliyordu
ten sogumasi cogu kez,elinde ak kefeniyle vaktinden önce geliyordu
ölümle yakin dostluguna birazda bu yüzden minnet duyuyordu
seydunayla sahrudun tek ve bütün baglari
ayriliklarida olan mevsimin en uzak dallarina tutunmalariydi
mevsim haziran sonunda kendini yakinca koptular
ve artik birbirilerinin kisinda bile yoktular...

(bkz: seyduna türküleri)
(bkz: kazım koyuncu)
(bkz: gülay)
(bkz: hakan yeşilyurt)
.
.
.

(bkz: earl hickey)

pınar altuğ ile beraber beyaz show’a katıldıklarında beyazıt öztürk’ün yağmur atacan’a yaptığı espriyle "afacan" benzetmesi iyice oturmuştur.

dönem dizileri bir çok açıdan gerçeğe uygun işlenmemektedir bu sebeple bu dizininde diğer dönem dizileri gibi eksiği de budur.dizinin tek izlenesi bölümü dün yayınlanan deniz,yusuf ve hüseyin’in idam sahnesiydi.herkes evde pür dikkat son mektuplarını dinlerken kahramanların ,ardından ıslıkla gelen rodrigo’nun gitar konçertosu tüyleri diken diken ederken herkesin gözünde asılı bir damla göz yaşı bırakmıştı.selam olsun size ey yoldaşlar!!

şarkının klibi de bir hayli acıklıdır.

vatandaş devlet baba devlet baba diye diye devlet harbiden babalık görevini yaptı vatandaşın anasını sikti.

bursa da rocker gençlerin takıldığı mekan.

doğru bir önermedir.
(bkz: tanrı dinsizdir)