birgün aracımı yol kenarına çektim,polis de hemen oracıkta pusu kurmuş anons çekiyor: -aaa 34 d 34 d bekleme yapma.
-ben de öndeki fırını göstererek ekmek alacam işareti yapıyorum.aradan yarım saat geçiyor, elimde ekmek görmeyen polis:- aaa 34 d 34 d ekmek nerde?
-ekmek aslanın ağzında amk cevabı geliyor ağzımdan ama içime içime söylemiş olmalıyım ki halen sokaklarda rahat bi biçimde gezinebiliyorum.
çok seviyor,sevgiye: almak değil de vermek olduğu savıyla bakıyor ise kendinden vereceği herşeyin karşılığını mutlaka alırım mantığı ile yaklaşır. sevgiyi verirken almak biçimi ile yaşayan birinde şaşkın davranışlar olur. şaşkınlık şapşallık boyutunda değildir,sadece kendim için yapacak olsaydım şunu yapardım deme biçiminin ikinci kişinin gelmesi ile zorlaşmış halidir..misal: bugün ne yapalım? nereye gidelim? ne yiyelim? ne içelim? şeklindeki bütün sorular; karşı tarafın isteklerini yerine getirme duygusuyla tetiklenir. karşı tarafın istekleri yerine geldiğinde ise zaten kendi istekleri de yerine gelmiş olur. bazen ne yapacağını şaşırmak aslında ne yapacağını bildiğinin en güzel örneğidir.
bu düşünülenlerin kişiden kişiye farklılıklar gösterebileceğini gözönünde bulunudurursak ortaya çok değişik düşüncelerin çıktığı konusunda hemfikir olabiliriz.
kendim yapmış olduğum bir kazayı değil de geçerken gördüğüm bir kazayı buraya aktarmak isterim; bir gün öğle saatlerinde üç beş aracın zincirleme birbirine girdiği bir kazaya tanıklık ettim. araçlardan biri "takla atmış" diye tabir edilen bir şekilde idi,kazanın boyutunu siz düşünüverin artık! neyse birbirine girmiş araçları gözlemlemekten çok kazanın hemen yanı başında namaz kılan iki kişiyi görmemle birlikte dikkatim daha çok yoğunlaştı o tarafa.
ve dedim ki "kaza namazı" aslında bu olsa gerek.. onların,trafik kazasından sonra düşündükleri ilk şey ne idi bilmiyorum ama onların yapmış olduğu trafik kazasından sonra benim aklıma gelen ilk şey bu idi..
kendim yapmış olduğum bir kazayı değil de geçerken gördüğüm bir kazayı buraya aktarmak isterim; bir gün öğle saatlerinde üç beş aracın zincirleme birbirine girdiği bir kazaya tanıklık ettim. araçlardan biri "takla atmış" diye tabir edilen bir şekilde idi,kazanın boyutunu siz düşünüverin artık! neyse birbirine girmiş araçları gözlemlemekten çok kazanın hemen yanı başında namaz kılan iki kişiyi görmemle birlikte dikkatim daha çok yoğunlaştı o tarafa.
ve dedim ki "kaza namazı" aslında bu olsa gerek.. onların,trafik kazasından sonra düşündükleri ilk şey ne idi bilmiyorum ama onların yapmış olduğu trafik kazasından sonra benim aklıma gelen ilk şey bu idi..
valla sevgili, "beni sabah erken uyandır" demişse,ske ske uyandırılırdı herhalde.
yatacak kimseyi bulamayınca,yatılması gayet doğal olan bir eylemdir.
belki de çamaşırın güzelliği ile de alakalı olabilir, bazıları o kadar güzel oluyor ki "giyme de yanında yat" sözünü uygulayası geliyor..
belki de çamaşırın güzelliği ile de alakalı olabilir, bazıları o kadar güzel oluyor ki "giyme de yanında yat" sözünü uygulayası geliyor..
ne idüğü belirsiz it kopukların biraraya gelerek gerçekleştirdiği eğlencedir.
kendileri kopuk olduklarından dolayı kop kop sesleri eşliğinde yer yer kopukluklar meydana getirirler.
kendileri kopuk olduklarından dolayı kop kop sesleri eşliğinde yer yer kopukluklar meydana getirirler.
-hoşgeldiniz
-kolay gelsin 20 tllik alabilir miyim
-tabi efendim.. (5 saniye sonra) - benzin?
-memnun oldum ben de uraz
-!!!!????
-haa pardon ben şey sandım,benzin olsun benzin..
-kolay gelsin 20 tllik alabilir miyim
-tabi efendim.. (5 saniye sonra) - benzin?
-memnun oldum ben de uraz
-!!!!????
-haa pardon ben şey sandım,benzin olsun benzin..
cebrail- abi dikkat ederseniz bizim isimlerin baş harfindan cami oluyor..
azrail- evet biliyorum ama cem evini oluştururken ben ezrail diye okunuyorum.
mikail- o da bir şey mi olum israfil hiç yok cem evinde (güler) :)) bu şekilde.
israfil- cem evine gelmiyorum ben. kutumu büyük hissediyorum kutuma gidiyorum..
şeklinde gerçeği yansıtmayan diyaloglar silsilesi oluşuverir. allahım duyuyorsun dimi,gerçeğin yansıtmayan dedim..
azrail- evet biliyorum ama cem evini oluştururken ben ezrail diye okunuyorum.
mikail- o da bir şey mi olum israfil hiç yok cem evinde (güler) :)) bu şekilde.
israfil- cem evine gelmiyorum ben. kutumu büyük hissediyorum kutuma gidiyorum..
şeklinde gerçeği yansıtmayan diyaloglar silsilesi oluşuverir. allahım duyuyorsun dimi,gerçeğin yansıtmayan dedim..
"ben senin bildiğin kızlardan değilim" şeklinde söylenen cümlenin içindeki kız..
nerde olduğu, kiminle yaşadığı, ne yiyip, ne içtiği kimse tarafından bilinmez bu profil sahibi kızın..
zira karanlık ya da aydınlık sokakta, masa başı işte ya da yataşın yaylı yataklarında hangi kıza denk gelsem "ben senin bildiğin kızlardan değilim" şeklinde bir betimleme ile karşılşıyorum.oysa ki amacım sadece bir kızla karşılaşmak, bildiğim bir kız ya da değil ne önemi vardı ki.. ideal profildeki kızı bulabilmek için öncelikle bilmediğimiz o kızın nerde olduğunu bulmamız lazım benden söylemesi..
nerde olduğu, kiminle yaşadığı, ne yiyip, ne içtiği kimse tarafından bilinmez bu profil sahibi kızın..
zira karanlık ya da aydınlık sokakta, masa başı işte ya da yataşın yaylı yataklarında hangi kıza denk gelsem "ben senin bildiğin kızlardan değilim" şeklinde bir betimleme ile karşılşıyorum.oysa ki amacım sadece bir kızla karşılaşmak, bildiğim bir kız ya da değil ne önemi vardı ki.. ideal profildeki kızı bulabilmek için öncelikle bilmediğimiz o kızın nerde olduğunu bulmamız lazım benden söylemesi..
barcelona futbol takımı,eric abidale kaptanlık pazu bandını vererek kupayı kaptan olarak kaldırması yönünde büyük bir jest yapmıştır. ve fatih terimin yorumuna göre : hiçbir futbolcu kupayı 2 dakikadan fazla tutmamıştır. barcelonalı futbolcular da, eric abidal kupayı bir başkasına verene kadar elinden alma girişiminde bulunmamıştır. barcelona,böylesine duyarlı bir davranışta bulunarak ne kadar büyük bir takım olduğunu başka şekillerde de göstermiştir bizlere.. kendilerini tebrik etmekten başka çare yok,hepimiz barcayız hepimiz lonayız.
-zil çalar,ya da kapı vurulur,ya da kapıyı vururlar,ya da kapıya vururlar,ya da zili çalarlar,zilsiz kalırlar,kapı gibidirler-
-kapıya baksana abii.
-bakıyorum abi orda duruyor kapı...kim o ?
-ben
-ayben?
-yok! ben,sadece ben. ay çıkmadı daha.
-sen kimsin ula?
-biraz önce çalınan kapıyım
-kapı gibi adamdın lan sen, kim çaldı seni.
-az önce x fm de çalındım abi.
muhabbeti daha fenaaaa...
-kapıya baksana abii.
-bakıyorum abi orda duruyor kapı...kim o ?
-ben
-ayben?
-yok! ben,sadece ben. ay çıkmadı daha.
-sen kimsin ula?
-biraz önce çalınan kapıyım
-kapı gibi adamdın lan sen, kim çaldı seni.
-az önce x fm de çalındım abi.
muhabbeti daha fenaaaa...
alakasız olacak belki ama, başlık başka girilen entry başka şeklinde bir durum oluşur gibisinden bakıyorum ben olaya..
(bkz: kıçı ayrı başı ayrı oynamak)
(bkz: kıçı ayrı başı ayrı oynamak)
tanıdığınız bir erkeğin hiç tanımadığınız bir çiçeği vermesinden daha kabul edilebilir bir yanı olduğu düşünülebilir,iyimser bakan gözlerde.
mesela bir gül goncası almış olsak: üzerinde çiğ damlası var diye titremesine şaşıp, bununla ortak ne yanımız var diye düşünen de bizler değil miyiz?
mesela bir gül goncası almış olsak: üzerinde çiğ damlası var diye titremesine şaşıp, bununla ortak ne yanımız var diye düşünen de bizler değil miyiz?
bir,iki,beş,v.s... bunlar bile üç farfli iken üçün bizzat kendisi üç harfli değil,şaşılası bir durum vallahi. ben şaşırdım ordan biliyorum..
herhalde herkes önce şaşırır "allah allah bu nasıl iş " demeye başlar sonra da hazır "allah allah" demişken dört bi’ koldan saldırır "allah allah beğenin ulan" nidasıyla beğenme eylemini gerçekleştirmiş olur.
beğenmiş olmanın iç huzuru ile "şükür allahım bize bu günleri de gösterdin ya" denilir.
tanrı diye bir şey olsaydı facebookta beğenilmemeyi nasıl tahammül ederdim..nietzsche ile karışık...
beğenmiş olmanın iç huzuru ile "şükür allahım bize bu günleri de gösterdin ya" denilir.
tanrı diye bir şey olsaydı facebookta beğenilmemeyi nasıl tahammül ederdim..nietzsche ile karışık...
şöyle bir şey de var:
-hemoglobin nerede bulunur?
-kanda.
veya şöyle de olailir:
-hemoglobin kanda bulunur?
-kanda
aferin! şimdi başka konulara geçebiliriz..
-hemoglobin nerede bulunur?
-kanda.
veya şöyle de olailir:
-hemoglobin kanda bulunur?
-kanda
aferin! şimdi başka konulara geçebiliriz..
platin meme yapabilir ama göğüs yapamaz..
kendimizi kandırmayalım
herkesi kandırabiliriz ama kendimizi asla..
zira kendimizim diye bir akım vardır kendimizden içeri akan.
herkesi kandırabiliriz ama kendimizi asla..
zira kendimizim diye bir akım vardır kendimizden içeri akan.
namına durulan birşeydir diye biliyorum ben.. hata diyebiliyorum yani.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?