telsiz arkadasi

50li yıllara gönderme yapan don mclean ın şarkısı. şarkıda ağırlıklı olarak müziğin öldüğü gün den bahsedilir. şarkının isminin neye işaret ettiği hususunda birçok söylenti vardır. don mclean a bu soru sorulduğunda kendisi "artık ömür boyu çalışmak zorunda olmadığım anlamına geliyor." diyerek yanıtlamıştır. fakat, bazıları 3 şubat 1959 da düşen uçağın ismi olduğunu söyler. kimisi de 50li yıllarda yaşanan bütün olaylar bütünü olduğunu iddia etmektedir.

sözleri;

a long long time ago
i can still remember how that music used to make me smile
and i knew if i had my chance
that i could make those people dance
and maybe they’d be happy for a while.


but february made me shiver
with every paper i’d deliver
bad news on the doorstep
i couldn’t take one more step


i can’t remember if i cried
when i read about his widowed bride
but something touched me deep inside
the day the music died


so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


did you write the book of love
and do you have faith in god above
if the bible tells you so
do you believe in rock ’n roll
can music save your mortal soul
and can you teach me how to dance real slow


well, i know that you’re in love with him
’cause i saw you dancin’ in the gym
you both kicked off your shoes
man, i dig those rhythm and blues


i was a lonely teenage broncin’ buck
with a pink carnation and a pickup truck
but i knew i was out of luck
the day the music died


i started singin’
so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


now for ten years we’ve been on our own
and moss grows fat on a rollin’ stone
but that’s not how it used to be
when the jester sang for the king and queen
in a coat he borrowed from james dean
and a voice that came from you and me


oh, and while the king was looking down
the jester stole his thorny crown
the courtroom was adjourned
no verdict was returned
and while lenin read a book of marx
the quartet practiced in the park
and we sang dirges in the dark
the day the music died


we were singing
so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


helter skelter in a summer swelter
the birds flew off with a fallout shelter
eight miles high and falling fast
it landed foul out on the grass
the players tried for a forward pass
with the jester on the sidelines in a cast


now the half-time air was sweet perfume
while the sergeants played a marching tune
we all got up to dance
oh, but we never got the chance
’cause the players tried to take the field
the marching band refused to yield
do you recall what was revealed
the day the music died


we started singing
so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


oh, and there we were all in one place
a generation lost in space
with no time left to start again
so come on, jack be nimble, jack be quick
jack flash sat on a candlestick
’cause fire is the devil’s only friend


oh, and as i watched him on the stage
my hands were clenched in fists of rage
no angel born in hell
could break that satan’s spell
and as the flames climbed high into the night
to light the sacrificial rite
i saw satan laughing with delight
the day the music died


he was singing
so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


i met a girl who sang the blues
and i asked her for some happy news
but she just smiled and turned away
i went down to the sacred store
where i’d heard the music years before
but the man there said the music wouldn’t play


and in the streets the children screamed
the lovers cried, and the poets dreamed
but not a word was spoken
the church bells all were broken
and the three men i admire most
the father, son and the holy ghost
they caught the last train for the coast
the day the music died


and they were singing
so bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
and them good old boys were drinkin’ whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die
this’ll be the day that i die


they were singing bye-bye, miss american pie
drove my chevy to the levee
but the levee was dry
them good old boys were drinking whiskey and rye
singin’ this’ll be the day that i die

(bkz: müziğin öldüğü gün)

3 şubat 1959 tarihinde amerika nın iowa eyaleti nde kayıtlara geçen uçak kazasında 50 li yılların efsanevi rock müziği yapan isimleri; gençlerin peşlerinden koşturdukları, partilerin vazgeçilmez müziklerine imza atan isimler olan jiles perry richardson, buddy holly ve ritchie valens hayatlarını kaybettiler. ve o gün, tüm sevenleri tarafından "müziğin öldüğü gün" olarak tarihe geçti. bu isimler aynı zamanda daha sonraları doğan beatles, rolling stones, pearl jam, don mclean, billy joel gibi ve daha birçoklarına ilham kaynağı olmuşlardır.

almanya da berlin duvarının dibine vakti zamanında doğu almanya dan izin alarak gecekondu kondurtmuş olan ve bugün halen evinde ikamet etmekte olan muhterem türk amca. kendisi türkiye deki gecekondu doktrinini avrupa nın göbeğinde de uygulanabilir olduğunu yıllar evvel ispatlamış ve yasa masa tanımadığını göstermiştir. geleceğe dönük planı, gecekondu arazisinde yapılacak olası çok katlı yapılanmadan en az 2 kat talep etmektir.

gönül isterdi ki olsaydı öyle bir tane, büyüyünce de bi evlilik, tastamam işte al sana fıstık gibi huzur dolu bir hayat ama olmadı...komşu kızlarının kıymetini bilin, apartman hayatının hakkını verin ulan! biz veremedik bari sizler verin...

not : biz veremedik derken, doğduğumdan beri müstakil evde oturduğumdan ötürü hiç kapı arasından sıvışıp üst kattaki raziye teyzenin kızı üzerinde küçükken incelemelerde, büyüyünce de bizzat kendim operatörülüğünü üstlendiğim denemelerde bulunamadım. o yüzden apartman gençlerine sesleniyorum burdan; yapın bunu.

işte size birkaç, teaser tadında, beşinci boyut videosu:

http://tinyurl.com/ybsqm68
http://tinyurl.com/y9zswth

samanyolu tv nin eşsiz prodüksyonu, hem dizi tadında hem de reality show tadındaki programının ismi.

ama buna rağmen çinlilerin aynı sesi üretebilen bir motorsiklet yaptıklarını duymuştum.

harley davidson markası tarafından sesin desibeli, rezonansı gibi teknik özellikleri tespit edilerek bu sesin harley davidson markasına ait olduğunu tescilleyen patenti satın alınan ses.

(bkz: harley davidson marka motorun sesi)

itfaiye erlerinin germiş olduğu kurtarma brandasına atlayış sahnesi beynimin arkalarında bir yerlere kazınmış vtr si ile unutulmaz söz fato da programını yapmış eski türk sineması aktrisi.

temiz çalışan kişilerin işi olsa gerek bu durum; titizlik hastalığı olan bir sürü insan var tabi, ama insan kendisininkinden de tiksinmemelidir, sizindir o, sarılın ona.

herkesin belli miktarda "initial value" ile yola çıktığı (bu değerler herkesin aynı olmak zorunda değildir, olabilir de olmayabilirde.) bir sistem düşünün, herkesin gideceği farklı yollar var, (aynı yolu tercih edenler olabilir de olmayabilir de.) mesela; aynı initial value ile aynı yolda devam eden iki kişiden varacakları yere hangisinin önce varacağı, tamamen kişilerin yolda nasıl yürüdüğüyle alakalıdır. sahip oldukları değerler; gittikleri yollar, fırsatlar ve bazı sınavlar bütünüdür. ama bu iki insana gelip örneği biraz daha somutlaştıracak olursak; benimle aynı fırsatlara sahip birini daha düşünün, paralel zamanda benim bir kopyamı da esas alabilirsiniz; yani, ben şimdiye kadar ne yaptıysam, tam olarak şu saniyeye kadar ne bok yediysem, o da aynılarını yapmış aynı bokları yemiş bir kopya, ancak, bu saniyeden sonra yapacaklarımızın aynı olmadığını hayal edin. mesela; ben çalışmam gereken sınava çalışmamayı tercih ettim şuan, ama kopya azimle sarıldı ders notlarına, işte, bu noktadan sonra aynı yolda aynı koordinatları paylaşmamız mümkün değildir. ya ben ya da kopyam önce varacaktır bitiş çizgisine. kader budur işte.

beni, kendisinin tv programını izlerken gören babamın verdiği tepki: "kim lan bu tipitip?"

nefrettir. sanki bir bölgeye atom bombası atılmış gibi bir tesiri vardır; kalpte bir kere vuku buldu mu, bir daha o kalpte uzun bir süre sağlıklı duyguların yeşermesi mümkün olmaz. nefret duygusuyla hapsolmuş bir kalple aşık bile olsanız sevdiğinize zarar verirsiniz. işte nefret bu kadar tesirli, bu kadar tehlikeli ve insan bünyesine oldukça zararlı bir duygudur.

(bkz: mazda namazda)

kanalizasyonun foşur foşur denize aktığının görülebildiği istanbul umuzun nadide sayfiye yerlerinden. gerçi artık sayfiye demek ne kadar doğru bilemiyorum, 1980 de öyleydi de şimdi silivri bile şehiriçi neredeyse.

mahsun kırmızıgül ün mustafa sandal la çekecekleri yeni filmin adı.

(bkz: frozen yogurt)

bugünlerde fransa da tartışılmakta olan yasa tasarısı. çarşaf ve burkanın kadının sosyal toplumdaki yerini korumakta bir engel olduğu gerçeğine dayanarak halka açık alanların tümünde bunların giyilmesine yasak getirilmesi ve yasağa uymayanların para cezasına çarptırılması maddelerinin esas alınması planlanıyor.