lisedeyken bizim okuldan bir kızın kaçtığı kişinin mesleği. yanlış anlaşılmasın; küçümsediğimden değil, yani, isteyen istediğine kaçabilir, adam da işini gayet iyi yapıyordur belki, sorun bu değil. fakat; o adam, o kızı nasıl aldı, aradan kaç yıl geçmesine rağmen anlayamamışımdır. insanın çaresiz, kimsesiz kaldığı, yaşamdan umudu kestiği ve intihara meyilli olduğu anlarda böyle talihsiz olaylar yaşanabiliyor demek ki...
not : keşke kızın resmi olsaydı da, burada okuyanlara gösterebilseydim.
hükümetin kaldırılması arzusunda olduğu protokol; hakkında, insanı "çekin kardeşim askeri herşeyden. ne orman yangınına müdahale etsin, ne selde insanlarını kurtarsın, ne karda mahsur kalanlara yardım eli uzatsın. türk askeri aynı amerikan askeri gibi olsun. türk ordusu kendi vatandaşını bile vurma yetkisine sahip amerikan ordusu gibi olsun." şeklinde düşüncelere yönlendiren kararların alındğı protokol.
tadı kaçırılmadan zamanı geldiğinde bitirilmesi gereken dizi. tamam, iyi çok hoş, güzel bir dizi, konusu cezbediyor, ama; diğer diziler gibi niye uzatılıp sıradanlaştırılsın? kısa kesilerek tadının damaklarda kalması en iyisidir kanaatindeyim. kaldı ki; dizideki oyuncuların hiçbirinin bu diziden sonra açıkta kalacağını sanmamaktayım, çünkü; herkes inanılmaz performans sergilemekte dizide.
çocuklar duymasın adlı dizide anne ve baba arasında karşılıklı yüksek bir ses tonuyla sarfedilen kelime.
(bkz: sana değil kardeşine)
(!) dir.
belçika usulü waffle dır. normal waffledan daha yumuşak ve akışkan olması yönleriyle farklıdır. pudra şekeriyle yenirse güzel olur.
(bkz: belgian waffle)
içerisi ağzına kadar iskoç futbol manyağı dolu olan ve o sırada maç izlenen bir pubda, yüksek sesle iskoç futbolu hakkında ileri geri konuşmak, bir hatadır mesela.
"aa, böyle bir sorunsal mı varmış ki?" dedirten başlık. sorun yapanların kendi haline terk edilmesini teklif ediyorum; kabul edenler? etmeyenler? kabul edilmiştir.
yasaklanmasını yalvararak dilediğim kelime..."işte ayşe hanımdan iddialı bir sofra!", "ragıp beyin iddialı ayakkabıları", "fikriye hanım çok iddialı konuştu!"... ulan, bu ne, herkeste bir iddiadır gidiyor arkadaş. he, tabi şahısların bizzat bir iddiası var mıdır yok mudur bilinmez; çünkü haberi yapan iddialı bulduysa yeterlidir, iddialıdır o. ne demek bu iddialı? efendim, iddialı denerek, bahsi geçen varlığın bir muadili ya da dengi olsa ve onunla kıyaslansa, rekabet edebilir demektir. ancak, bu kelime olur olmaz her yerde her şey için kullanılmalı mıdır; işte önemli olan nokta budur. ayşe hanım niye iddialı bir insan olsun? at mıdır ki kendisi, yarıştıralım kendisini komşusu ulviye hanımla? ciddiyetle bu kelimenin kullanım alanlarının yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir, ilgili makamların dikkatine.
"ne var ya? ben böyle seviyorum?!" diyip pişkinliğe vurularaktan geçiştirilmeye çalışılabilir.
(bkz: pal fm)
sahibi azeri işadamı mübariz mansimov dur.
online uyeler
telsiz arkadasi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
ayrica
$u anda bilgi sozluku 1 ki$i okuyor.
telsiz arkadasi (5. nesil bilgic) [msg] [kim]
$u anda yonetimden
jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),
uyelerden ise
0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,
uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.
ayrica
$u anda bilgi sozluku 1 ki$i okuyor.
eğer can kaybı olmayan basit bir kaza ise, ki allah verecekse öylesini versin, "babam ağzıma kaç okka sıçar acaba?" olur.
ilkokulda akıl edemiyordum da, ortaokullu olunup da okuldan kaçıp internet kafelere gitme furyası başladığında, ne kadar kıymetli bir şey olduğunu anlayıp sallamaya başladım. hatta o kadar iyi anladım ki; yoklamada yok yazılma ihtimalini sıfıra indirmiştim, bu da güzel bir şeydi tabi.
not : ulan her seçimde sınıfa çikolata almaktan anam ağlıyodu be. ne o, mustafa yı başkan yaptırıcan da, okuldan kaçıcan da, yok yazılmayacan bak bak, mevzuya bak. hayır, bi de biri metro ister, biri ülker çikolatalı ister, biri çokonat ister! gel de aklında tut. neyse ki geride kaldı o günler.
not : ulan her seçimde sınıfa çikolata almaktan anam ağlıyodu be. ne o, mustafa yı başkan yaptırıcan da, okuldan kaçıcan da, yok yazılmayacan bak bak, mevzuya bak. hayır, bi de biri metro ister, biri ülker çikolatalı ister, biri çokonat ister! gel de aklında tut. neyse ki geride kaldı o günler.
150 milyar varili aşkın potansiyeliyle kuveyt petrolünden daha büyük hacme sahip rezervlerin genel adı. "transkafkasya"(genel tanımıyla; dağıstan ve kuzey azerbaycan sınırını içine alan bölge) adı verilen coğrafyanın ana hammadde kaynağını teşkil eder. ayrıca, henüz tam anlamıyla hayata geçirilememiş "nabucco" gibi "ölü" projelerin de dahil olduğu birkaç hamleyle batıya aktarımı planlanan petroldür.
hazar petrolü paylaşımı yapılıyor...bir konsorsyum kurulmuş...yıl, 90 ların başı...masada amerika, rusya, ingiltere, kazakistan, özbekistan, azerbaycan ve diğer bölge ülkeleri oturmakta...masada oturmayan ama, hazar petrollerinden pay alan bir ülke var; türkiye. "peki nasıl aldı türkiye hazar petrollerinden pay? hazar denizi ne sınırımız bile yok?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim: kardeşimiz sayesinde aldık! bunu böyle biliniz. azerbaycan kendi payının %15 ini -rusya nın baskılarına rağmen- türkiye ye vermiştir ve böylece masada, gözünü asyanın enerji koridorlarına dikmiş, transkafkasya yı ele geçirme isteğinde olan, azrail gibi türk cumhuriyetlerinin ensesinde biten emperyal güçler var iken, biz pay almış olduk. iki devlet, tek millet gerçeğini unutturmak isteyen emperyal güçler, başımızdaki iktidarı kullanarak kardeşlik bağlarını yok etmeye çalışıyor; azerbaycan da gençlik gitgide yozlaşıyor, unutuyor, keza türkiye de de aynı terane oynatılıyor. bunu unutmamak genç nesillerin, bizlerin elinde. umarım bir bir kaybetmeye başladığımız kardeşlerimizi bir gün geri kazanırız.
dünyaca ünlü top gear otomobil dergisinin bu ayki sayında yer alan süperspor kategorisindeki "kapak güzeli" otomobil.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?