(ara: hukum)
http://tinyurl.com/cqczyxc adresinden gülay mutaf düeti dinlenebilir.
vokalin ergen tonlarındaki sesi ile nakarat kısımları oldukça keyifli bir parça.
http://tinyurl.com/7dobq5s
http://tinyurl.com/7dobq5s
farkında mısınız bilmem, kimse kendi acısını bile duymuyor artık. kimse bir başkası için kederlenmiyor. birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden. küçücük çocuklar bile yalnızlığın bilimini yapıyor. dilinde bir özürle konuşur oldu insanlar. kimse sevdiğine vakit ayırmıyor. iç çöküntünün boyutlarını görmek için kalabalık yerlere şöyle bir bakmak yeterli. otobüs duraklarından cami avlularına, vitrinlerin önlerinden hastane kapılarına, birbirine sokulmuş eğreti çoğulluğun, dili ensesinden çekilmiş yüzleri, yaşamın mı ölümün mü resmidir sizce? insanlar yenilgisine direnecek yerde, dinsel bir tabu, bir ayin gibi ondan bir lütuf, bir erdem umarak yücelik kazanmaya çalışıyorlar. işıklı bir su gibi geçen kalmadı sokaklardan. balkonlardan uzaklara bakan yok. herkes türküsünü bir reklam filmiyle değişti. şimdi insanların yerine paketlenmiş duyguları söyleyen hazır türkücüler var. sevinci değişen insanın acısı da değişir elbet. öyle genişledi ki değişimin sınırları, doğrunun belkemiği kalmadı. korkunun ve kurnazlığın pervaneye dönderdiği insanlar, sonunda kendilerini aklayacak bir maymuncuk buldular: hoşgörü ve yenilik… böylece bir ülke, pisliğin üstünde tertemiz görünecek bir olanak buldu kendine. yağmur değişir mi? altında ıslanana ve pencereden bakana bağlı belki ama, bu rüzgarı kekeme, mavisi gördüğünden utanan gökte yağmurlar bile değişti. (sayfa74)
(bkz: insanın acısını insan alır)
(bkz: insanın acısını insan alır)
ne yapacağımı sanıyorsun ki, tenin tenime bu kadar sinmişken; ömrüm azala azala akarken önümde; gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken... senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım. (sayfa48)
insanın acısını insan alırdan bir şükrü erbaş yazısı.
...bir insanın boynunda saatlerce yürümenin mümkününü gördüm. dünyanın hiçbir parçası üzerinde böyle hazla durmamıştım. odaları basan deniz mi, gök mü, içinde dip balıkları uyanan gözleri miydi? kale burçlarından çok uzak bir düzlüğe bakmanın başdönmesiyle durdum göğüslerinin ucunda. yağmur saçlarımızın dibinden yağıyordu. ortancalar, filbahriler, begonviller, nar çiçekleri, zakkumlar, gelincikler, kevenotları... neye uğradığımızı şaşırmıştık. yerini ay ışığına bırakmadan çekilmiyordu üstümüzden güneş. sesimiz, içinde binlerce canlının devindiği bir orman uğultusuydu. ve biz, kan ter içinde iki masum yolcuyduk dünyaya karşı. ancak böyle bir hazla yaratmış olmalıydı tanrı evreni. (sayfa33)
şükrü erbaş’ ın denemelerden oluşan 2004 tarihli kitabı. kitabın son bölümünde de söyleşiler bulunur.
kitabın içindeki yazıların birinden adını almıştır.
kitabın içindeki yazıların birinden adını almıştır.
şükrü erbaş’ ın insanın acısını insan alırda yer alan bir yazısı.
sığındığım ya da kaçtığım her şey anılarla sevişip ayrılıkla çiftleşerek yerleştiğim oyuğu büyütüyor.(sayfa29)
sığındığım ya da kaçtığım her şey anılarla sevişip ayrılıkla çiftleşerek yerleştiğim oyuğu büyütüyor.(sayfa29)
i need some sleep
it cant go on like this
i tried counting sheep
but theres one i always miss
everyone says im getting down too low
everyone says you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
i need some sleep
time to put the old horse down
im in too deep
and the wheels keep spinning round
everyone says im getting down too low
everyone says you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
it cant go on like this
i tried counting sheep
but theres one i always miss
everyone says im getting down too low
everyone says you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
i need some sleep
time to put the old horse down
im in too deep
and the wheels keep spinning round
everyone says im getting down too low
everyone says you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
you just gotta let it go
on numara dudaklara sahip massive attack üyesi.
http://tinyurl.com/7t2mn86
on numara fazla mı iddalı oldu? ama en azından sekiz alır yani. sözlük bana bir şeyler oluyor; töbe töbe dinimiz amin.
http://tinyurl.com/7t2mn86
on numara fazla mı iddalı oldu? ama en azından sekiz alır yani. sözlük bana bir şeyler oluyor; töbe töbe dinimiz amin.
videosu için :http://tinyurl.com/bva3kod
on and on, hold on
not broken in two; not you!
like the seed, you grow
under it all
your roots take hold
smooth out the creases
then youll see
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
on and on, hold on!
not broken - just loose at the seams
oh, no no! dont let go!
just listen
goodness increases
you will see
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
leave it behind - all of the pain inside
here you will be, not broken
through the crowd patchwork souls move closer, closer
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
leave it behind - all of the pain inside
here you will be, not broken
you will see
you will see
(bkz: skye edwards)
not broken in two; not you!
like the seed, you grow
under it all
your roots take hold
smooth out the creases
then youll see
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
on and on, hold on!
not broken - just loose at the seams
oh, no no! dont let go!
just listen
goodness increases
you will see
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
leave it behind - all of the pain inside
here you will be, not broken
through the crowd patchwork souls move closer, closer
and when you fall down in between them all
here you are whole, not broken
leave it behind - all of the pain inside
here you will be, not broken
you will see
you will see
(bkz: skye edwards)
videosu içinhttp://tinyurl.com/4fnqbf6
tek kişilik bir şovu varmış kendisinin:
http://tinyurl.com/ca24rnj
http://tinyurl.com/ca24rnj
bildiğin fetişist çıktı adam.
there goes my heart again
all of this time i thought we were pretending
nothing looks the same when your eyes are open
now youre playing these games to keep my heartbeat spinning
you show me love, you show me love
you show me everything my heart is capable of
you reshape me like butterfly origami
you have broken into my heart
this time i feel the blues have departed
nothing can keep me away from this feeling
i know i am simply falling for you
im taking time to envision where your heart is
and justify why youre gone for the moment
i tumble sometimes, looking for sunshine
and you know this is right when you look into my eyes
you show me love, you show me love
you show me everything my heart is capable of
and now i cant break away from this fire that we started
there my heart goes again
in your arms im falling deeper
and theres nothing to break me away from this
(bkz: iyeoka)
all of this time i thought we were pretending
nothing looks the same when your eyes are open
now youre playing these games to keep my heartbeat spinning
you show me love, you show me love
you show me everything my heart is capable of
you reshape me like butterfly origami
you have broken into my heart
this time i feel the blues have departed
nothing can keep me away from this feeling
i know i am simply falling for you
im taking time to envision where your heart is
and justify why youre gone for the moment
i tumble sometimes, looking for sunshine
and you know this is right when you look into my eyes
you show me love, you show me love
you show me everything my heart is capable of
and now i cant break away from this fire that we started
there my heart goes again
in your arms im falling deeper
and theres nothing to break me away from this
(bkz: iyeoka)
kulak vermek isteyenlerinhttp://tinyurl.com/bq2k59o adresinden ulaşabilecekleri parça.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?