herhangi bir mecburi vardiyası olmayıp nedenini kendisi de bilmeden böyle geldi bu şekil ölecem herhalde mantalitesine sahip geceleri yaşayıp gündüz uyuyan türdür.
vampir filmleri izlerken drakulaya öksüz kalmış küçük yarasa misali feci halde kanı kaynayan kimsedir.
telekomun soktuğu kazığa alıştığından haç, maç kazık felan da işlemez bunlara.
iyisi mi kahvesini sigarasını verin bırakın bunları. takılalım ezana kadar..
ayarını kaçıranı dengesiz, densiz hatta yuh bozayı! durumuna düşüren, fazla ketlendiğinde ise birikme yapıp olmadık yerde gene kendini göstererek moral bozmada altın vuruş yaptıran boktan hatta iki kere boktan bir huydur.
dil yarası denen zıkkım öyle berbat birşeydir ki bir punduna getirilip affetseniz bile bir köşede izi durur onun, unutulmaz. o eski samimiyeti sıcaklığı yakalamayı gönülden isteseniz bile yine bir sıçıp sıvamaya muhatap olmamak için kasıldığınızı hissedersiniz. o dakikadan sonra kankardeş de olsa ölümüne sevdicek de olsa bir boka benzemez muabbet.
evet, bu psikososyolojik makalemi de kıçımdan uydurduğum, affetmek erdemdir ama unutmak lükstür özlü sözüyle noktalamak istiyorum.
dil yarası denen zıkkım öyle berbat birşeydir ki bir punduna getirilip affetseniz bile bir köşede izi durur onun, unutulmaz. o eski samimiyeti sıcaklığı yakalamayı gönülden isteseniz bile yine bir sıçıp sıvamaya muhatap olmamak için kasıldığınızı hissedersiniz. o dakikadan sonra kankardeş de olsa ölümüne sevdicek de olsa bir boka benzemez muabbet.
evet, bu psikososyolojik makalemi de kıçımdan uydurduğum, affetmek erdemdir ama unutmak lükstür özlü sözüyle noktalamak istiyorum.
topluluk içinde çocuksu bir hevesle söylemenin 30una merdiven dayamış bir erkek içinde yeterince rezil olduğu bir şarkıdır.
sözler fazla irdelenmediği takdirde tatlı hayallere dalıp gitmek işten bile değildir. ayrıca bir mavi göz bir biblo yüze, bir kumral saç bir beyaz tene bu kadar mı yakışır şeklinde içimi döküp rahatlamazsam çok fena dalağım şişer..
gayet seçici bir rock ve alternatif müzik dinleyicisi olarak soundunun gelecek vaat ettiğini ve avrupadaki en büyük fanı olduğumu belirtir selamlarımı gönderirim.
sözler fazla irdelenmediği takdirde tatlı hayallere dalıp gitmek işten bile değildir. ayrıca bir mavi göz bir biblo yüze, bir kumral saç bir beyaz tene bu kadar mı yakışır şeklinde içimi döküp rahatlamazsam çok fena dalağım şişer..
gayet seçici bir rock ve alternatif müzik dinleyicisi olarak soundunun gelecek vaat ettiğini ve avrupadaki en büyük fanı olduğumu belirtir selamlarımı gönderirim.
en az otobüsün kapısından içeri doğru "fazla bileti olan var mııııı??" şeklinde bağırmak kadar berbat bir yöntemdir.
kurtulan 100 kadının yanında o 1 erkeğin sabırsızlıktan çatlayıp ölmesi sonucu 100ü birden gavurdan hamile kalıp kırma çocuk doğurabilir. ee.. noldu?! genom bozuldu, kaş yapayım derken sıçtık. o zaman ne olacak? fifti fifti taşınacak kurtarılanlar.
hem kadın erkek eşit değil mi mınkoyim?!
hem kadın erkek eşit değil mi mınkoyim?!
tek başına gayet anlamlı bence. irdelemeye gerek yok. bunu dedirtmek bile eşekliktir.
psikolojik harbin en önemli öğelerinden biridir düşman sevindirmemek.
kadın erkek ilişkileri hakkında fazlaca kafa yorduğu anlaşılan ünlü filozof hülya avşar ın muhtemelen sabaha karşı veya sarhoşken ele aldığı konu. zira onu bile aşmış bu mevzu.
http://www.guncel.net/r/33803
http://www.guncel.net/r/33803
öncesi, sonrası hakkında yorum yapmayacağım. zaten birçok şey söylenmiş.
yalnız..
orada şehit düşenlere ve sadece o çatışmada da değil, hiçbir şehidimize fakir çocuğu, kurban, gariban, tarzı yakıştırmalar yapılmasın. onlar verilen emirleri uyguladı, en azından gayret gösterdi ve görevleri başında şehit düştü. fakat ucuz ve süslü vatanperver söylemleri altında çaktırmadan proleter edebiyatı yapıp olayı a noktasından b noktasına çekmeye çalışmak da en az bu kuyrukacısıyla yapılmış saldırı kadar cüretkarlıktır.
ister destanlardan davalar açılsın ister teröristle masaya oturmayan demokrasimiz teröriste masa tahsis etsin, hükümetlerin yaptığı hiçbir hata devletin temel varlığına aba altından bile sopa göstermeye gerekçe olamaz.
evet.. bağnazlıktan uzaklaşmış toplumların önü açıktır, eleştiriye tahamül gelişmişlik göstergesidir, herkes istediğini söyleyebilmeli çünkü beyinler değiştirilemez ve umarım bunlara suistimal endişesi yaşamadan birgün kavuşuruz ama bu ortamda şu da bir gerçek ki sözkonusu vatansa gerisi hikayedir.
yalnız..
orada şehit düşenlere ve sadece o çatışmada da değil, hiçbir şehidimize fakir çocuğu, kurban, gariban, tarzı yakıştırmalar yapılmasın. onlar verilen emirleri uyguladı, en azından gayret gösterdi ve görevleri başında şehit düştü. fakat ucuz ve süslü vatanperver söylemleri altında çaktırmadan proleter edebiyatı yapıp olayı a noktasından b noktasına çekmeye çalışmak da en az bu kuyrukacısıyla yapılmış saldırı kadar cüretkarlıktır.
ister destanlardan davalar açılsın ister teröristle masaya oturmayan demokrasimiz teröriste masa tahsis etsin, hükümetlerin yaptığı hiçbir hata devletin temel varlığına aba altından bile sopa göstermeye gerekçe olamaz.
evet.. bağnazlıktan uzaklaşmış toplumların önü açıktır, eleştiriye tahamül gelişmişlik göstergesidir, herkes istediğini söyleyebilmeli çünkü beyinler değiştirilemez ve umarım bunlara suistimal endişesi yaşamadan birgün kavuşuruz ama bu ortamda şu da bir gerçek ki sözkonusu vatansa gerisi hikayedir.
başlığının içinde ucu atana doğru bakan koni biçiminde bakır levha vardır. çarpmanın etkisiyle 40 mm ila 80 mm sert çelik zırhı delebilir. daha ölümcül olanı ise antipersonel başlıklısıdır. 700e yakın şarapnel saçar.
uzun yıllar bunu kullanan nişancılar genelde yüksek oranda işitme kaybına uğrar. pratik ve ucuz olması dolayısıyla legal ve illegal birçok tarafın sahip olduğu bir silahtır. bu kadar bol bulunması ve zayiat verdirmesi sebebiyle keşke hiç icat edilmeseydi demekteyiz.
uzun yıllar bunu kullanan nişancılar genelde yüksek oranda işitme kaybına uğrar. pratik ve ucuz olması dolayısıyla legal ve illegal birçok tarafın sahip olduğu bir silahtır. bu kadar bol bulunması ve zayiat verdirmesi sebebiyle keşke hiç icat edilmeseydi demekteyiz.
muvazzaf ve emekli ordu mensuplarına ve birinci derece yakınlarına hizmet veren hastenelerdir.
gelmek istediğim fakat allah kerim dediğim parti.
bağımsız sinema ve kült filmlerin yükselişini gayet iyi açıklayan olgudur.
popüler dönemde bunu farkeden tarantino özgün senaryoları çarpıcı sahneler ve kendine has çekim tekniğiyle harmanlayarak turnayı gözünden vurmuş, paraya para dememiş bunun üstüne de bir de isim yapmıştır.
tabiki, durmadan dönen döndükçe büyüyen bu kapital dünyasında her güzel şeyin uğradığı kaçınılmaz son olarak bir süre sonra tarantino da kendini bozmuş, vahşet hastası usa izleyicisinin açlığını paraya çevirmek adına kendi tarzından kırıntılar taşıyan sktriboktan yapımlar üstlenmiştir.
bu yavşaklığın ilk izlerini taşıyan kill bill serisi bu açıdan güzel bir örnek oluşturur. hostel serisinde ise bu piyasa olma bahtsızlığı had safhaya ulaşmış ve herhangi bir film künyesinde tarantino ismi görüldüğü vakit buz gibi soğumalar şeklinde kendini gösteren duygusal iklim şartlarına yol açmıştır.
hollywood yapımlarının kült filmlerinde ki bu düşüşe karşın ingiliz karamizah denemeleri gerçekten izlenmeye değerdir. in bruges bunun en taze örneklerinden biridir. konuya bağlıyacak olursak izleyicinin içinde kalan o ukdelerin olanca görselliğiyle bu tür yapımlarda karşımıza çıktığını unutmamak gerekir. kült filmler, üç beş kalıp içine sıkışıp kalmış hayvani bütçeli sktrik hollywood yapımlarından fena halde bunalmış izleyiciye gerçekten beklenmeyeni vermiştir. osurup sıçmalı attırmalı hollywood komedilerinde ince zeka ürünü kalite esprilere rastlayamazsınız. şiddeti adeta sanatsal bir dışavurum olarak sunabilen bağımsız yapımların karşısında ancak birkaç maytap patlatıp gömleğe ketçap sürerek, mafia klüplerinde dansedip saçlarını savuran mini elbiseli sarışınlı sahneler çekerek varlığını devam ettirir popüler sinema.
peki sonuç? sonuç elbette popüler sinemanın bu yollarla çok daha fazla ses getirdiği ve iş yaptığı gerçeğidir. bunun sebebi de daha az beklentisi olan daha geniş bir kitleye hitap etmesidir. her fani şeyde olduğu gibi bu sektörde uzun süredir bir tıkanma yaşamaktadır. digital efektlerin ev kullanımına kadar düşüp sıradanlaşması, tarihi savaş filmlerinin bay getirmesi ve çizgiromanlardan çekecek film kalmaması nedeniyle, ki bunda bir süre önce greve giden hollywood senaristlerinin de etkisi vardır, "perdelere bomba gibi düşecek bir yapım" kabızlığı yaşanmaktadır.
şu dönemde, zamanında bağımsız yapımların herhangi bir aşamasında yeralmış ve bunun hakkını vermiş hollywood starlarının, ki snatch filminden 10 bin dolar almış olan brad pitt buna uygun bir örnektir, bir atak daha yapmasını umuyoruz.
popüler dönemde bunu farkeden tarantino özgün senaryoları çarpıcı sahneler ve kendine has çekim tekniğiyle harmanlayarak turnayı gözünden vurmuş, paraya para dememiş bunun üstüne de bir de isim yapmıştır.
tabiki, durmadan dönen döndükçe büyüyen bu kapital dünyasında her güzel şeyin uğradığı kaçınılmaz son olarak bir süre sonra tarantino da kendini bozmuş, vahşet hastası usa izleyicisinin açlığını paraya çevirmek adına kendi tarzından kırıntılar taşıyan sktriboktan yapımlar üstlenmiştir.
bu yavşaklığın ilk izlerini taşıyan kill bill serisi bu açıdan güzel bir örnek oluşturur. hostel serisinde ise bu piyasa olma bahtsızlığı had safhaya ulaşmış ve herhangi bir film künyesinde tarantino ismi görüldüğü vakit buz gibi soğumalar şeklinde kendini gösteren duygusal iklim şartlarına yol açmıştır.
hollywood yapımlarının kült filmlerinde ki bu düşüşe karşın ingiliz karamizah denemeleri gerçekten izlenmeye değerdir. in bruges bunun en taze örneklerinden biridir. konuya bağlıyacak olursak izleyicinin içinde kalan o ukdelerin olanca görselliğiyle bu tür yapımlarda karşımıza çıktığını unutmamak gerekir. kült filmler, üç beş kalıp içine sıkışıp kalmış hayvani bütçeli sktrik hollywood yapımlarından fena halde bunalmış izleyiciye gerçekten beklenmeyeni vermiştir. osurup sıçmalı attırmalı hollywood komedilerinde ince zeka ürünü kalite esprilere rastlayamazsınız. şiddeti adeta sanatsal bir dışavurum olarak sunabilen bağımsız yapımların karşısında ancak birkaç maytap patlatıp gömleğe ketçap sürerek, mafia klüplerinde dansedip saçlarını savuran mini elbiseli sarışınlı sahneler çekerek varlığını devam ettirir popüler sinema.
peki sonuç? sonuç elbette popüler sinemanın bu yollarla çok daha fazla ses getirdiği ve iş yaptığı gerçeğidir. bunun sebebi de daha az beklentisi olan daha geniş bir kitleye hitap etmesidir. her fani şeyde olduğu gibi bu sektörde uzun süredir bir tıkanma yaşamaktadır. digital efektlerin ev kullanımına kadar düşüp sıradanlaşması, tarihi savaş filmlerinin bay getirmesi ve çizgiromanlardan çekecek film kalmaması nedeniyle, ki bunda bir süre önce greve giden hollywood senaristlerinin de etkisi vardır, "perdelere bomba gibi düşecek bir yapım" kabızlığı yaşanmaktadır.
şu dönemde, zamanında bağımsız yapımların herhangi bir aşamasında yeralmış ve bunun hakkını vermiş hollywood starlarının, ki snatch filminden 10 bin dolar almış olan brad pitt buna uygun bir örnektir, bir atak daha yapmasını umuyoruz.
saf anadolu insanına, istanbulda oturup üçkağıtçı olmamayı anlatabilmek kadar cansıkıcı olduğunu tahmin ettiğim durum.
özünde normal ama az bulunan bir durumdur sadece.
özünde normal ama az bulunan bir durumdur sadece.
sarışınlara ve çömezlere mahsus bir kusur olsa gerek. üstünüze birkaç nesil geldikten sonra iki porno seansı arasında bir elde sigara bir elde kahveylen bile entry girer hale geliyorsunuz umarsızca.
x files serisinin 3. devam filmine benziyor ilk bakışta.
çeşmede tatilde bir gece arkadaşlarla elimizde biralar iskelede sabahlıyorduk. ilerleyen saatlerde herkes yolalmış, biz üç kişi kalmışız. arkadaş bikaç dakika önce, küçükken sahilde kovaladığı bir yengecin peşinden denize girip az daha boğulacağından bahsediyordu. herneyse, her sap ortamında olduğu gibi laf döndü dolaştı kadın-kız muabbetine geldi.
arkadaş: "yaa kadınlara sigara içmek hiç yakışmıyo.. iğrenç duruyolar öyle.."
ben: "benim annem sigara içiyor"
kuzen: "benim annem de sigara içiyor?!"
ortamda bir an bir sessizlik olur.
arkadaş: "yaa öyle değil.. yani güzel kadınlara sigara içmek yakışmıyor.."
kuzenle bi anda birbirimize baktık. arkadaş bu muabbetin sonunun ege açıklarında denizin dibinde biteceğini anlamış olacak ki:
"ee.. neyse ben sustum.. ehehe.. baba yarın sitenin çocuklarıyla maç alalım, ne dersiniz?"
biz: .......
ark: "oynarız dimi.. eheh.."
arkadaş: "yaa kadınlara sigara içmek hiç yakışmıyo.. iğrenç duruyolar öyle.."
ben: "benim annem sigara içiyor"
kuzen: "benim annem de sigara içiyor?!"
ortamda bir an bir sessizlik olur.
arkadaş: "yaa öyle değil.. yani güzel kadınlara sigara içmek yakışmıyor.."
kuzenle bi anda birbirimize baktık. arkadaş bu muabbetin sonunun ege açıklarında denizin dibinde biteceğini anlamış olacak ki:
"ee.. neyse ben sustum.. ehehe.. baba yarın sitenin çocuklarıyla maç alalım, ne dersiniz?"
biz: .......
ark: "oynarız dimi.. eheh.."
net güvenlik programlarının engelleyemediği virüslerdir.
(bkz: #670158)
(bkz: #670158)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?