stella

ilginç olansa, katliamdan 9 gün önce yapılan uyarıyı ve tedbir alma çağrısını dikkate almayan (bunun yanı sıra öğrencileri her zamanki gibi arka kapıya değil, ön kapıya yönlendirmiştir ki bu onun da işin içinde olduğunun kanıtıdır), üniversitedeki polis noktasında görevli reşat altay; olaydan kısmen falan değil tamamen sorumlu ve suçlu olan reşat altay’ın görevine son verilmesi bir yana dursun, trabzon emniyet müdürlüğne getirilmesidir. daha ilginç olansa bu herifin hrant dink cinayeti öncesinde yapılan ihbarı da değerlendirmemesidir. ne gariptir ki bu sefer, bu sebepten dolayı görevinden uzaklaştırılmıştır.

önceden bilindiği halde engellenmeyen katliamdır. 16 mart 1978 günü, istanbul üniversitesi önünde gerçekleşmiştir. ülkücü bir grup karşıt görüşlü öğrencileri hedef alan silahlı-bombalı saldırıda bulunmuştur. saldırı sonucu hukuk fakültesinden 5 kişi; baki ekiz, ahmet turan özer, murat kurt, hatice özen, hamit akıl ve iktisat fakültesinden 2 kişi; cemil sönmez ve abdullah şimşek hayatını kaybetmiştir.

"bir hırsız yaratmak için, bir sahip yaratın."

"suç yaratmak istiyorsanız yasalar koyun."

(bkz: anorexia nervosa)

yan durunca vücudun diğer yerlerine göre içte kalan karındır.
şöyledir;http://neovox.cortland.edu/oldsite/dorm/dorm_04/anorexic1.jpg

#583318

çehov’un her oyunu gibi içinde dönem eleştirisini barındıran, 1887-1890 yılları arasında yazılan, yazarın vodvil diye adlandırdığı oyunlarından ilk ikisinden biri olan dört perdelik dram.

karakterler:

nikolay alekseyeviç ivanov
anna petrovna
matyev semyonoviç şabyelski
pavel kirilliç lebedev
zinaida savişna
saşa
yevgeniy konstantinoviç livov
marfa yegorovna babakina
dimitri nikitiç kosih
mihail mihailoviç borkin
advotya nazarovna
yegoruşka
birinci konuk
ikinci konuk
üçüncü konuk
dördüncü konuk
piyotr
gavrila
konuklar, uşaklar

ps: çevirisini ataol behramoğlu yapmıştır.

the sims; gerçek hayatta da para şifresini bul, yoksa sıçtın.

karaciğere ve beyin hücrelerine duyulan kin.

(bkz: bahane)

kahveye batırarak yemenin harika olduğu çikolata.

ben güzelleştikçe etrafımdakilerin çirkinleştiğini görüyorum. birey güzelliğini sağlamak, toplum güzelliğini sağlamaktan çok daha kolaydır. en güzel bireylerin oluşturduğu toplum bile uyumsuzluktan dolayı çirkindir. bu ’herkes kapısının önünü temizlese dünya tertemiz bir yer haline gelir’ zırvası, tamamen yalandır. insanlar, yalnız ve uzak insanlar, beraber bir bütünü oluşturamaz. gelecekten korkmuyorum. birlik ve düzenin yerle bir edileceği zamanın gelmesinden ödüm kopmuyor. neden kopsun? zaten bu kardeşlik hiçbir zaman sağlanamadı. çünkü ilk zamanda, var değildi. biz düşmanız. anneme düşmanım, babama düşmanım, kardeşime düşmanım, sevdiğime düşmanım.

toplum, bu azılı düşmanları aynı haneye hatta aynı yatağa sokuyor. bu ilişkilerin yaratımını zorunlu kılıyor. ve insan, birey, bu sahte yasalara boyun eğiyor. herkesin yanlışı, demiştim, doğru olur. kendi doğrunu uygulamaya geçirirsen dışlanırsın. dışlanmak, birçok acı-anlam içerir. ’kendisi’ olmak isteyen, bütün bu korkunçlukları göze almalı. damgaları seve seve yemeli, pişman gibi gözükmeli, tövbe etmeli, uyum programlarına katılmalı. ama asla inanmamalı. doğrunun değişkenliği gerçeğini esgeçerek öz kimliğini yitirmemeli. yalnızca yitirmiş gibi görünmeli.

#579246

(bkz: gvb)

arkadaşımın arkadaşı olduğundan benim de potansiyel arkadaşımdır evet ben de bu geyiği başka bi yerden hatırlamaktayımdır.

çoğu kişinin söylediğine göre zayıflatır.

(bkz: janti)
(bkz: concon)

(bkz: paris in jail)

ayrıca girdiği gibi de çıkmıştır.

kısa bir süre dizimax’te yayınlanan dizi. iğrenç bir günü tekrar tekrar yaşamak zorunda kalan bir adam "yesterday is today, today is yesterday" gibi bir şey der sürekli.