set me free

burçların aksine insanı kontrol edenin doğuştan ona verilenler olduğuna dair ortaya çıkarılmış en sağlam psikolojik bulgular bütünüdür.

(bkz: melankolik)
(bkz: popüler optimist)
(bkz: güçlü klorik)
(bkz: barışçıl soğukkanlı)

4 temel kişilikten sonuncusu.
tartışmadan her zaman kaçınırlar.bana dokunmayan yılan bin yaşasıncıdırlar.
ensesine vur ekmeğini al.
ancak muhteşem birer dinleyicidirler.susmayı konuşmaya yeğlerler.

4 temel kişilkten üçüncüsü.
sert mizaçlı, kontrolü seven insanlardır.
yetkinin elinde olmasından haz alırlar.keçeli kalemleri çok severler.
vurgulamak istedikleri zaman kelimelerinin altında kırmızı çizgileri mutlaka görebiliriz.

4 temel kişilikten ikincisi.
ortamda neşe kaynağıdırlar.melankoliklerin aksine düzensiz ve umursamaz hareketlere sahiptirler.
hayatta her zaman gülünecek bir şey bulabilecek kadar eğlenceliler.

4 temel kişilikten biri.
diş macununu ortasından sıkamayacak kadar düzenlidirler aslında.
ama o kadar derin düşüncelere sahiptirler ki kendi düzensizliklerini yaratırlar.

sıkıntı halini belirtmek için kullanılan öbek.

şu sıralar port royal grubunun geceleri ortalığı birbirine kattığı, birasının ancak limonlu olduğu takdirde tat verdiği görülmesi gereken rock barı.

duvarları renklendirmek için yaptıklarını söyleyenler de vardır.

kağıt bulamayanların yazı yazmak için duvarları kullanması sonucu ortaya çıkan yazım akımı.

avcılar istikametinde seyreylerken ’ccc’ ile sonu tamamlanan, yardıran duvar yazısı.

muhteşem bir axel rudi pell baladıdır.

i’m lost in a dream, with a mind’s full of sadness,
i remember the good times, that we had in our madness,
frozen tears with illusions of fire,
all of my life was filled with desire

oh how i wish we could go back to where we started,
love, lost love, you’re so cold, cold hearted,
the fire in your eyes gets me out of my mind,
how could it be, that you’re so blind

hunting the shadow, that was lost in the past
like a soldier of fortune, whose life couldn’t last,
falling tears, from a love’s not in vain
time tells no lies, could our love come back again

oh how i wish we could go back to where we started,
love, lost love, you’re so cold, cold hearted,
the fire in your eyes gets me out of my mind,
how could it be, that you’re so blind

don’t leave me alone
with my broken heart
can’t you see, that i’ve loved you from the start
don’t leave me alone
with my broken heart
can’t you see, that i’ve loved you from the start

tatmin duygusundan başka birşey sağlamayan bir çeşit masturbasyon.

yazarın temel felsefik görüşleri, yaratıcılığı sayesinde hiç sıkıntı vermeden aktarmayı başardığı güzel bir kitaptır.

albüm kapağında yazan şiiri şarkıları kadar güzeldir.


olmak
ya da olmuş gibi göstermek herşeyi
bir renkli gözlük camı gibi ince
siyahın en korkuncu kadar küstah
sanırım ayrılık kadar acıdır
tekrar görüşmek
yeniden ayrılacağını bilerek
ancak sayılabilecek kadar çok zaman var
konuşacak hiçbirşey kalmayıncaya kadar
güne düşmüş yarasalar gibi aptal
ve şaşkın bir halde bakışmak
olmasını istemek
keşke olsaydı demekten
başka çare kalmamış...

tersine akıttın nehirleri çığlık çığlığa
kuyularda yüzümüzü gördük.
saçlarımızı aradık. gitar sololar..
şeklinde devam eden ilhan irem şarkısının en etkileyici kısmı.

aynı zamanda ikinci surla birlikte ölü bedene eski formunun kazandırılması anı.

ta$ duvar, demir kapı, kör pencere
yastığım, ranzam,
zincirim.
uğruna ölümlere gidip geldiğim.
uğruna ölümlere gidip geldiğim.

güzel bir ahmed arif şiiridir.

bu ilişki böyle gitmez.

herhangi bir konuda bilgi birikimi olanın da olmayanın da söyleyecek birşeyler bulduğunda ağzından çıkanlara verilen ad.

yeğen : amcaaa bu neeee ?
amca : buzdolabı canım.
yeğen : neden ?
amca : -işte o an-

lazlar da şöyle der :
’uşağum bi sikintin mu vardur ?’