lise öğrencisi ben cronin (bradford) her şeye sahipti. iyi arkadaşlar, sadık bir sevgili edinmiş ve yüzmede aldığı bursla muhteşem bir atılım yapmıştı. ama okula yeni gelen çekici bir öğrencinin (christensen) takıntılı, normal olmayan ve işi cinayet işlemeye kadar ileri götüren karakteri benin rüya gibi yaşamını korkunç bir kabusa çevirecekti.
başroller: erika christensen, jesse bradford
yönetmen: john polson
tyler, val, hank ve jamie yoğun okul programlarının yanında deneysel bir sağlık programında gönüllü olarak çalışan dört parlak gençtir. gelen acil çağrılar nedeniyle sık sık özel hayatlarını ikinci planda bırakmak zorunda kalsalar da yaptıkları işi çok sevmektedirler.
tyler ve hank, işlerinde olduğu gibi okulun futbol takımından da büyük bir rekabet içindedirler. asi ve isyankar jamie, aslında kendisinin sandığından daha zeki ve keskin zekalıdır. val, kontrol yeteneği sayesinde dört arkadaşı bir arada tutmaktadır. yaptıkları kutsal görevin yanında sevgilileri, aileleri, okul hayatının stresi gibi problemlerle uğraşan dört kafadar, yetişkinlerin dünyasına atılmak üzeredirler ve hayatın ritmini yaptıkları iş sayesinde, çok güzel bir şekilde öğreneceklerdir.
başroller: reagan pasternak, shawn ashmore
yönetmen: stacey stewart curtis
tyler ve hank, işlerinde olduğu gibi okulun futbol takımından da büyük bir rekabet içindedirler. asi ve isyankar jamie, aslında kendisinin sandığından daha zeki ve keskin zekalıdır. val, kontrol yeteneği sayesinde dört arkadaşı bir arada tutmaktadır. yaptıkları kutsal görevin yanında sevgilileri, aileleri, okul hayatının stresi gibi problemlerle uğraşan dört kafadar, yetişkinlerin dünyasına atılmak üzeredirler ve hayatın ritmini yaptıkları iş sayesinde, çok güzel bir şekilde öğreneceklerdir.
başroller: reagan pasternak, shawn ashmore
yönetmen: stacey stewart curtis
bu heyecanlı ikinci dünya savaşı macerasında gregory peck, oscar ödüllü dean jagger, hugh marlowe, gary merrill ve millard mitchell savaşın neler kaybettirebileceğinin en gerçekçi portrelerinden birisini çiziyorlar.
bir hava kuvveti kumandanının kırılma noktasında olduğuna inanan tuğgeneral savage (peck), zor durumdaki bomba grubunun başına geçer. ilk önce bu duruma içerleyen ve asi davranışlar sergileyen havacılar, savageın onları inanılmaz zaferlere taşıdığını görünce fikirlerini değiştirirler. ama kumanda etmenin stresi zamanla etkisini gösterir ve bu sefer de yorgun general kendi kırılma noktasına varır.
orijinal hava çarpışma görüntüleri ve sayısız ödüllü performans twelve oclock high hatırı sayılır bir cesaret ve özveri hikayesi yapıyor.
başroller: gary merrill, gregory peck
yönetmen: henry king
bir hava kuvveti kumandanının kırılma noktasında olduğuna inanan tuğgeneral savage (peck), zor durumdaki bomba grubunun başına geçer. ilk önce bu duruma içerleyen ve asi davranışlar sergileyen havacılar, savageın onları inanılmaz zaferlere taşıdığını görünce fikirlerini değiştirirler. ama kumanda etmenin stresi zamanla etkisini gösterir ve bu sefer de yorgun general kendi kırılma noktasına varır.
orijinal hava çarpışma görüntüleri ve sayısız ödüllü performans twelve oclock high hatırı sayılır bir cesaret ve özveri hikayesi yapıyor.
başroller: gary merrill, gregory peck
yönetmen: henry king
tüm dünyayı sarsan ilk cinsel taciz davası!josey aimes’in tek isteği, masasına yemek koyabilmesini ve çocuklarına iyi bakabilmesini sağlayacak iyi bir iştir. ancak karşılaştığı şey tehdit, aşağılama, taciz, küçümseme ve saldırı olur. son derece duygusuz olan patronu tüm bu yaşadıklarını bir erkek gibi karşılamasını beklemektedir. ancak bunun yerine josey yaşadıklarını bir insan gibi karşılar ve karşı savaş açar.
başroller: charlize theron, frances mcdormand
yönetmen: niki caro,
başroller: charlize theron, frances mcdormand
yönetmen: niki caro,
basketbol koçu ken carterın ilham verici başarı öyküsü. okuldaki başarısız öğrencilerden, hiç yenilmeyen bir basketbol takımı yaratıp ülke çapında tanınan ve kimilerince yere göğe konulamayıp, kimilerince ddde yerden yere vurulan bir adamın hikayesi...
başroller: samuel l. jackson
yönetmen: thomas carter
başroller: samuel l. jackson
yönetmen: thomas carter
kendi çıkarlarını toplumun çıkarlarından önde gören şeytani centa-banke karşı savaşan bir avuç insanın öyküsünü anlatan nefes kesici bir gerilim. jim doyle, olası borsa çöküşlerini önceden haber verebilecek bir formül bulabilmek için fraktal teorinin sınırlarında çalışan bir matematik dehasıdır. jimin potansiyeli, centa-bankın genel müdürü olan simon oreillynin içindeki hayalgücünü ve hırsı ateşler. oreilly, bankanın olanaklarını jime sunarak onu centa bankte çalışmaya ikna eder. elindeki sınırsız para kaynağı sayesinde jim, teorisini kusursuz hale getirir. oreilly ve diğer yöneticiler, jimin sisteminin, ve kazandırabileceği milyarlarca doların büyüsüne kapılırlar. bu kaygan tüzel dünyada jim,yükselmekte olan bir centa-bank çalışanı olan michellee kapılır. bankanın tepesinde alınan kararlar, büyük acılara neden olmaktadır. bankaya olan borçları yüzünden tüm malvarlıklarını ve tek çocuklarını kaybeden davis ailesi, bankanın doymak bilmeyen hırsına karşı savaş açacaklardır. bütün bunlar olurken,oreilly kendine yapılan uyarıları bir kenara bırakıp bankayı ve kendi geleceğini jimin zekasına endeksler. jim bir sonraki ekonomik çöküşü tahmin edebilmektedir.
başroller: anthony lapaglia
yönetmen: robert connolly
başroller: anthony lapaglia
yönetmen: robert connolly
george stevenın en iyi yönetmen ve en iyi senaryo dahil 6 dalda oscar ödüllü theodore dreiser yapımı an american tragedyden uyarladığı bu başyapıtla montgomery clift ve elizabeth taylor hayranları gözünde ölümsüzleşiyor. fakir bir adam olan george eastman (clift) toplumda saygın bir yer edinmek ve sosyetik güzel bir kadının (elizabeth taylor) kalbini kazanmak için çabalamaktadır. shelley wintersın oynadığı fabrika kızının karanlık sırları ise eastmanın iş ve aşk hayallerini tehlikeye düşürmektedir. korku ve arzu ile karışık eastman kendini ümitsiz bir tutkunun peşinde sürüklenirken bulur.
başroller: elizabeth taylor, montgomery clift
yönetmen: george stevens
başroller: elizabeth taylor, montgomery clift
yönetmen: george stevens
1959 yılında, pek çok insanı öldürmüş bir katil olan kit (martin sheen) ile yeni kız arkadaşı holly (sissy spacek), güney dakotadan montanaya giderken suç ve cezanın hayal alemine dalmış kendi halinde bir çifttir. gerçek mermi kullanırlar ve insanları öldürürler ama herşey aslında onlar için bir oyundur.
başroller: martin sheen, warren oates
yönetmen: terrence malick
başroller: martin sheen, warren oates
yönetmen: terrence malick
hapishanede tutuklu olan liamın annesi jean, oğlunun on altıncı doğum gününe kadar tahliye olacaktır. liam, bu sefer her şeyin farklı olacağını düşünmekte; hiç sahip olmadığı birailenin hayalini kurmaktadır. tek istediği, özlemle beklediği annesiyle beraber kendini güvende hissedebileceği bir sığınaktır. fakat liamın arzuladığı hayata ve hayallerine kavuşması için önce para bulması gerekmektedir. bu arayış sırasında liam ve arkadaşlarının başları belaya girecek ve liam kendini yeniden hayatın karanlık denizlerinde bulacaktır. kurtulması gerektiğini bilmektedir. fakat bu kez sadece istemek yeterli değildir.
başroller: annmarie fullton, martin compston
yönetmen: ken loach
başroller: annmarie fullton, martin compston
yönetmen: ken loach
karaip adalarında bir yılbaşı akşamıdır. adanın baş müfettişi, ünlü bir savunma avukatı ile görüşmektedir. bu kişi, seri cinayetler ve tecavüzler işlenen bir zamanda bu kurbanlardan birinin katletilmiş bedenini bulur. fakat zaman ilerledikçe avukat bir anda baş şüpheli haline gelir. müfettiş sıkı takibe aldığı bu kişinin aile sırlarını ortaya çıkarmaya ve çok tehlikeli bir maceraya atılır. herkesin bir sırrı vardır, fakat herkes suçlu değildir.
başroller: gene hackman, morgan freeman
yönetmen: stephen hopkins
başroller: gene hackman, morgan freeman
yönetmen: stephen hopkins
bir trende karşılaşıp birbirlerinin babası ile karısını öldürmeyi düşünen iki kişinin hikâyesi, on yıldır abdde olan ingiliz alfred hitchcockun ilgisini çekti. yönetmen, her zamanki gibi, fiyatı düşürmek için adını vermeden kitabın film haklarını 7 bin 500 dolara aldı. hikâye malum: zengin psikopat bruno (robert walker), tenis yıldızı guya (farley granger), onun karısı ile kendisinin babasını öldürme işini değiş-tokuş etmelerini teklif eder. derken fikrini uygulamaya koyar ve guydan karşılığını bekler.
başroller: farley granger, ruth roman
yönetmen: alfred hitchcock
başroller: farley granger, ruth roman
yönetmen: alfred hitchcock
peder michael logan (montgomery clift) iyi bir rahip olmayı düşler, ama hayatındaki olaylar çok karışık gelişir.
iyi bir film olmasına rağmen , durağan olması biraz etkilemekte.
başroller: anne baxter, montgomery clift
yönetmen: alfred hitchcock
iyi bir film olmasına rağmen , durağan olması biraz etkilemekte.
başroller: anne baxter, montgomery clift
yönetmen: alfred hitchcock
çeçen güzeli janna, çeçenistan sınırındaki bir klinikte psikiyatrik tedavi gören hastalardan biridir.
bir sabah uyandıklarında hastane personelinin kaçmış olduğunu fark ederler. artık dışarıda süren acımasız savaşa karşı bu özürlü insanlar yalnız kalmışlardır. rus birliklerinden kaçan bir grup savaşçının hastaneyi işgal etmesiyle ortalık iyice karışır.
başroller: stanislav varkki, sultan islamov
yönetmen: andrei konchalovsky
bir sabah uyandıklarında hastane personelinin kaçmış olduğunu fark ederler. artık dışarıda süren acımasız savaşa karşı bu özürlü insanlar yalnız kalmışlardır. rus birliklerinden kaçan bir grup savaşçının hastaneyi işgal etmesiyle ortalık iyice karışır.
başroller: stanislav varkki, sultan islamov
yönetmen: andrei konchalovsky
scott frankın şöhretin insafsız ışığına yakalanan bir çocuk dahiyi anlatan senaryosu ile jodie foster yönetmenlikte de kendini kanıtlıyor. iki kez oscar kazanan oyuncular jodie foster ve dianne wiest ile küçük adam, insan ruhunun etkileyici ve ilginç bir hikayesi.
fred tate, hünerli bir piyanist, matematik dahisi, mükemmel bir ressamdır...ve sadece yedi yaşındadır. fakat bu çocuk dahi kendi haline bırakılmış durumda yaşamaktadır. akranlarınca yalnız bırakılan ve okul ödevlerinde sıkılan fred çevresi ile fazla bir iletişim kuramamaktadır. fredin potansiyelini kullanmasını sağlamak için çaresiz kalan ama aynı zamanda tatein normal bir çocukluk geçiremeyeceğinden korkan annesi dede, gönülsüz olarak bir psikoloğun oğlunu üstün zekalı çocukların gittiği bir okula yazdırmasına razı olur. fakat fred aniden yüksek okula yollanınca dedenin korktuğu başına gelir; fred aartık her zamankinden daha yalnızdır ve ded, küçük freddynin her zaman aradığı şeyi keşfeder: annesi.
başroller: dianne wiest, jodie foster
yönetmen: jodie foster
fred tate, hünerli bir piyanist, matematik dahisi, mükemmel bir ressamdır...ve sadece yedi yaşındadır. fakat bu çocuk dahi kendi haline bırakılmış durumda yaşamaktadır. akranlarınca yalnız bırakılan ve okul ödevlerinde sıkılan fred çevresi ile fazla bir iletişim kuramamaktadır. fredin potansiyelini kullanmasını sağlamak için çaresiz kalan ama aynı zamanda tatein normal bir çocukluk geçiremeyeceğinden korkan annesi dede, gönülsüz olarak bir psikoloğun oğlunu üstün zekalı çocukların gittiği bir okula yazdırmasına razı olur. fakat fred aniden yüksek okula yollanınca dedenin korktuğu başına gelir; fred aartık her zamankinden daha yalnızdır ve ded, küçük freddynin her zaman aradığı şeyi keşfeder: annesi.
başroller: dianne wiest, jodie foster
yönetmen: jodie foster
yurtdışına tek başına dinlenmek için tatile çıkmış bestekar gustav aschenbach (dirk bogarde) venediktedir, tüm dünya onu içine kapalı, saygın, medeni bir insan olarak tanımaktadır. fakat bir gün o ideal güzelliğin resmini görür - ve anında kendi sonunu getirecek bu gizli tutkuya kendisini bırakır.
başroller: dirk bogarde, romolo valli
yönetmen: luchino visconti
başroller: dirk bogarde, romolo valli
yönetmen: luchino visconti
son öpücük" 30lu yaşlarına yaklaşmış dört arkadaşın, büyümek istememelerinin öyküsünü perdeye taşıyor. uzun süredir birlikte yaşadığı kız arkadaşı giulia hamile kalınca, ilişkiye dair sorumluluğunun arttığını hisseden carlo, arkadaşlarının da etkisiyle yaşamındaki bu değişimle yüzleşmekten kaçınır ve bir arkadaşının düğününde tanıştığı liseli francescayla bir kaçamak yaşar. bu arada, aynı reklam ajansında çalıştığı yakın arkadaşı adriano, yeni doğum yapan eşiyle sorunlar yaşamaktadır ve ilişkisinin tıkandığını hissetmektedir. benzer şekilde, çok baplı hissettiği kız arkadaşı tarafından terk edilen ve ailesinin ölüm döşeğindeki babasının işini devralması yolunda baskı yaptığı paolo depresyona girmiştir ve tek düşüncesi amcasının yatına atlayıp türkiyeye gitmektir. içlerinde en kayıtsız gibi görünen marco, her gün başka bir kadınla birlikte olmaktadır; ama bu da onun için hayatı tek bir kadına bağlı olmak kadar monotonlaştırmaktadır. her biri yaşamlarındaki tıkanıklığı aşmak için bir çıkış noktası aramaktadırlar.
başroller: giovanna mezzogiorno, martina stella
yönetmen: gabriele muccino
başroller: giovanna mezzogiorno, martina stella
yönetmen: gabriele muccino
truffaut, 27 yaşında çektiği ilk uzun metrajlı filmi 400 darbe ile cannesda en iyi film ödülünü almıştır. otobiyografik özellikler taşıyan bu film, yeni dalga sinemasının en çarpıcı eserlerindendir.
on üç yaşındaki antoine doinel yaşamını altüst eden birçok olayla karşı karşıyadır: anne-babası arasındaki çekişmeler, okulda duyduğu mutsuzluk, bir erişkin gibi yaşama isteği ve özgürlüğe duyduğu özlem... istenmediğini hisseden doinel, başkaldırır ve evden kaçmaya karar verir. ancak sokaklar hiç de ümit verici değildir. film, yürek burkan güzellikte bir sahne ile sonlanır..
truffautnun zorlu çocukluk yıllarına göndermeler yapan 400 darbe, duyarsız ebeveynler, baskıcı öğretmenler, suç ve ceza ile ömür boyu sürecek bir dostluğu duygusallığa başvurmadan aktarmayı başarır. .
bu film, truffautnun avrupa sinemasının en parlak ustalarından biri konumuna gelmesini sağlamıştır.
başroller: albert remy, jean-pierre leaud
yönetmen: francois truffaut
on üç yaşındaki antoine doinel yaşamını altüst eden birçok olayla karşı karşıyadır: anne-babası arasındaki çekişmeler, okulda duyduğu mutsuzluk, bir erişkin gibi yaşama isteği ve özgürlüğe duyduğu özlem... istenmediğini hisseden doinel, başkaldırır ve evden kaçmaya karar verir. ancak sokaklar hiç de ümit verici değildir. film, yürek burkan güzellikte bir sahne ile sonlanır..
truffautnun zorlu çocukluk yıllarına göndermeler yapan 400 darbe, duyarsız ebeveynler, baskıcı öğretmenler, suç ve ceza ile ömür boyu sürecek bir dostluğu duygusallığa başvurmadan aktarmayı başarır. .
bu film, truffautnun avrupa sinemasının en parlak ustalarından biri konumuna gelmesini sağlamıştır.
başroller: albert remy, jean-pierre leaud
yönetmen: francois truffaut
lekeli adam, hitchcock filmlerinin en iyilerinden. öykü gerilim dolu, görüntüler muhteşem ve dahice olduğu kadar korku dolu... gerilimin efendisi kendisine benzeyen bir soyguncu tarafından işlenen suçlar için yargılanan masum bir adamın hikayesini anlatıyor.
başroller: henry fonda, vera miles
yönetmen: alfred hitchcock
başroller: henry fonda, vera miles
yönetmen: alfred hitchcock
kibar bir uyuşturucu satıcısı olan isimsiz kahraman, kokainden ecstasyye dek her türden uyuşturucu işine bulaşmışsa da her zaman ellerini temiz tutmayı bilmiş, yıllarca polise yakalanmamayı başarmış, her zaman soğukkanlılığını korumuş, işinde profesyonel bir arabulucudur. ingiliz uyuşturucu mafyasında aranan bir isim olduğundan çalıştığı süre boyunca kendisine küçük bir servet yaratmıştır ve artık emekli olmayı planlamaktadır. ancak, öncesinde suç organizatörü jimmy price için bitirmesi gereken iki görev vardır: mafya babası eddie templeın kayıplara karışan uyuşturucu bağımlısı kızını bulmak ve yüklü miktardaki bir uyuşturucu nakliyesini başarıyla gerçekleştirmek. karışacaktır ?
başroller: daniel craig, tom hardy
yönetmen: matthew vaughan
başroller: daniel craig, tom hardy
yönetmen: matthew vaughan
wenders, patricia highsmithin ripleyin oyunu (ripleys game) adlı romanından uyarladığı bu filmde dennis hopper, nicholas ray ve samuel fuller gibi amerikan sinemasının üç idolunun bir araya getirmektedir. amerikalı arkadaş "kara film (film noir)" türünün en iyi örneklerinden biri olarak kabul edilir. filmde ripley (d.hopper), sahte tabloları, sanat koleksiyoncularına bile yutturarak muazzam servet edinmiş, kovboy şapkasını kafasından çıkarmayan bir amerikalı olarak karşımıza çıkar. önceden tanıdığı bir mafya patronu ripleyden geçmişi temiz bir kiralık katil bulmasını ister. ripleyin aklına gelen çerveci zimmermann (bruno ganz)dır. kan kanseri olan zimmermann bu işi özgür iradesiyle kabul eder. ancak sonrasındaki geri dönülemez gelişmeler ripleyi ilginç kararlar vermek durumunda bırakır.
başroller: bruno ganz, dennis hopper
yönetmen: wim wenders
başroller: bruno ganz, dennis hopper
yönetmen: wim wenders
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?