seeyouindisneyland

shine filmine konu olan konçerto inanılmaz pasajlar ve arpejler içerir.
keman için niccolo paganini ne ise , piyano için de rachmaninoff o’dur.

80’li yılların unutulmaz dizileri arasındadır.ismindende anlaşılabilecek bir hikayesi olan filmde çok çok güzel evler olduğunu ve kızları hepsinin güzel olduğunu hatırlıyorum.
bir de müziği çok güzeldi.
daha sonra sinemaya da uyarlandı.

her ne kadar kağıt israfının dorukları da olsa , elinde kağıdı kıvırıp , borunun içine soktuktan sonra üflemedim diyen türk erkeği yok gibidir.

bir askere sorulabilecek en abuk ve bir o kadar da moral bozucu soru.
ancak 10 günün altındaysa , suratınızda mesut yılmaz gülümsemesi yaratır.
kabus gibidir.
hele ilk gittiğinizdeki 10-15 günlük süre
bunu duyan herkes aynı soruyu soırmaya başlar.

gin, hana ve miyuki, birbirlerinden çok farklı olan ama beraber yaşamak zorunda olan evsizlerdir. yılbaşı arifesinde, terkedilmiş bir bebek bulan bu aykırı üçlü, bebeğin ailesini bulmak için koca şehiri baştan sona gezerler. bu kimsesiz insanlar, yol boyunca karşılaştıkları insanlar ve olaylar sonucu birbirlerinin geçmişleriyle yüzleşirler. çok farklı bir animasyon.


oyuncular: toru emori, aya okamoto
yönetmen: satoshi kon

izleyen herkesi kendine hayran bırakan film, yönetmen andrey zvyangintsev’in ilk filmi olmaktan çok sanki usta işi bir yönetmenin elinden çıkmış gibi...günümüz rusya’sında yaşayan vanya (i. dobronravov) ile andrey (v. garin), babasız geçen çocukluklarının da etkisiyle, birbirine çok düşkün iki kardeştir. mahalledeki arkadaşlarıyla kavga ettikten sonra evlerine dönen çocuklar, 12 yılın ardından babalarının döndüğünü görünce çok şaşırırlar. annelerinin yarım ağızla da olsa onay verişiyle, vanya ve andrey ketum babalarıyla balık tutacaklarını sandıkları birkaç günlük bir tatile çıkarlar. yalnızca solgun bir fotoğraftan tanıdıkları babalarına kavuşmak, ilk başta içlerini coşkuyla doldursa da, sonrasında onları beklenmedik bir gerilimin içine sürükler.


oyuncular: vladimir garin, ivan dobronravov
yönetmen: andrei zvyagintsev

"la dolce vita", roma şehir yaşantısının modern yozluğunu ve sofistike ahlak çöküntüsünü yüksek sosyetenin peşinde koşan bir gazetecinin gözünden anlatır. genç gazeteci marcello rubini (marcello mastroianni) gerçek bir eser yaratmanın düşüyle yaşar; ancak çalıştığı bulvar gazetesinin ona sağladığı para ve prestijden de vazgeçemez. günlerini roma’nın en şık caddesi via veneto’da, bir sonraki skandalın peşinde koşarak geçirir.


oyuncular: marcello mastroianni, anita ekberg
yönetmen: federico fellini

16. yüzyılda geçen hikayede phra suriyothai adındaki kraliçe (m.l. piyapas bhirombhakdi), tayland imparatorluğu’nun en güçlü iki ailesi arasında çıkabilecek bir savaşı engellemek için sevmediği biri ile evlendirilir. çok geçmeden bu cesur prenses birmanyalılar’ın istilasına karşı savaşacak ve kocasını koruyacaktır.


oyuncular: m.l. piyapas bhirombhakdi, johnny anfone
yönetmen: chatrichalerm yukol

“dalgaları aşmak” ve “dogville” gibi filmlerin başarılı danimarkalı yönetmeni lars von trier’in ingilizce filmlerin yönetmenliğine ilk adımını attığı bilim kurgu, sürrealizm ve kara film kombinasyonu olan “the element of crime”, 13 yıl kahire’de kaldıktan sonra ülkesine geri dönen eski polis memuru fisher’ın (michael elphick) bir seri katii bulma çabasını anlatıyor. “suç unsuru” adlı kitabın yazarı ve meslektaşı osborne (esmond knight) ile birlikte kitaptaki teorilere göre hareket eden fisher, bu bulmacayı çözebilmek için hipnoz gibi çeşitli yöntemlere başvuracaktır. lars von trier’in “europa” üçlemesinin bu ilk filmini kaçırmayın.


oyuncular: michael elphick, esmond knight
yönetmen: lars von trier

cizvit rahibi rolündeki dr. joachim ferrer (gerard depardieu), ıstırap çeken rahibe sarah’ın içinde taşıdığı ürkütücü sırrı öğrenmekte kararlıdır. bu sırrı sadece sarah’ın çok uzaklarda yaşayan ikiz kardeşi bilmektedir. rahip, ne pahasına olursa olsun bu sırrı öğrenmeye karalıdır.


oyuncular: gérard depardieu, élodie bouchez
yönetmen: graham guit

lucia, madrid’de bir restaurant’ta garsonluk yapan genç bir kadındır. uzun süredir birlikte olduğu yazar sevgilisinden ayrılınca yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu düşünerek bir akdeniz adasına seyahate gitmeye karar verir.lucia bu adada, güneş ve denizin koynunda gizli bir günlüğü okurcasına eski ilişkilerinin karanlık noktalarını sorgulamaya başlar...


oyuncular: paz vega, tristán ulloa
yönetmen: julio medem

taşradan paris’e yeni taşınan genç ve deneyimsiz nina (juliette binoche) bir tiyatro oyununda rol almayı başarır. en büyük düşünü gerçekleştirmesine rağmen yaşantısında bir şeyler eksiktir. kalacak bir yer ararken tanıştığı paulot ve arkadaşı quentin, nina’yı farklı biçimlerde ama tutkuyla sevecektir. quentin’in aşkı ölümcüldür, paulot’nunki ise bir çocuğunki kadar saf. nina iki erkek arasında seçim yaparken çok zorlanmayacaktır. baş döndürücü güzellikteki juliette binoche’u yıldız oyuncu yapan erotik drama.


oyuncular: lambert wilson, juliette binoche
yönetmen: andré téchiné

ingmar bergman, arka arkaya ses getiren filmlerine 60’ların ikinci yarısında etkilendiği psikanaliz üzerine çektiği film ile devam etti. filmin ana teması, kişilik değişimi, toplumsal maske ve ruh arasındaki ilişkiye dayanıyordu. bibi andersson’ın bir hemşire rolünü, liv ullmann’ın ise bir aktrisi canlandırdığı persona’da ikili arasında bazen cevapların bile olmadığı diyaloglar yaşanırken, bergman gerçek ve hayalin ilişkileri üzerine görkemli bir film gerçekleştirdi.


oyuncular: bibi andersson, liv ullmann
yönetmen: ingmar bergman

madame de la fayett’in yazdığı, klasik fransız edebiyatı örneklerinden olan " the princess of cleves "ten beyaz perdeye aktarılan hikaye, daha önce de iki kez filme alınmıştı.clélia, macroi’nin yanında çalışan yetenekli ve başarılı fotoğrafçıdır. macroi ise, la vérité adındaki gazetenin zengin ve güçlü patronu. onunla birlikte çalışanların çoğu alaycı ve ahlaksız insanlardır. ama cleve onlar gibi değildir.


oyuncular: sophie marceau, pascal greggory
yönetmen: andrzej zulawski

yönetmenliğini fukasaku’nun yaptığı, tüm dünyada olay yaratmış battle royale- ölüm oyunu faşist bir yönetimin iktidarda olduğu yakın gelecekte geçiyor. otomatik portakal ile sineklerin tanrısı arasında bir yapım olarak tanımlanan filmde japonya’da hükümet "battle royale - ölüm oyunu" yasasını kabul eder. bu yasaya göre her sene, ülke çapında bir kura ile bir sınıf seçilecek ve seçilen sınıfın öğrencileri bir adaya götürülerek birbirilerini öldürmeye zorlanacaklardır. kurallarını kişisel hesapların, romantik heyecanların ve hayatta kalma içgüdüsünün çizdiği, bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş korkunç bir savaş...


oyuncular: tatsuya fujiwara, aki maeda
yönetmen: kinji fukasaku

bruno on beş yıldır aynı şirkette çalışan, yani düzenli bir işi ve hayatı olan bir adamdır. yıllarını aynı kağıt fabrikasında yöneticilik yaparak geçiren ve patronlarına büyük bir sadakatle hizmet eden bruno’nun başına beklenmedik bir olay gelir, işten atılır.kaynakların yetmediği gerekçesiyle birçok arkadaşıyla beraber kapının önüne konan bruno için yaşadıkları tam bir felaket değildir. ne de olsa başarılı bir iş hayatı olmuş ve iyi bir kariyer yapmıştır. dünyada yeni bir iş bulmaktan kolay ne olabilir ki?ancak üç yıl sonra aynı noktada olduğunu gören ve bir adım bile atamadan hala işsiz dolaşan bruno’nun hayatı artık felaketlere sürüklenmektedir. olaylar bir prestij meselesi olmaktan çıkmış, hayat, ölüm-kalım savaşına dönmüştür. bulduğu geçici iş karısını ve çocuklarını sadece tok tutmaya yetmektedir.bruno artık bir canavara dönüşmeye karar verir. kendini bir asker gibi disipline eder ve düşmanlarına karşı silahlanır. bruno eski zamanlardaki gibi yel değirmenlerine karşı değil, büyük şirketlere karşı savaşacaktır. usta sinemacı costa-gavras’tan eğlenceli bir yapım…


yönetmen: costa-gavras

james bond geri döner ve uluslararası bir uyuşturucu kartelinin liderleriyle amansız bir mücadeleye girişir. o, bu kez, ülke için değil, adalet için değil.... öc için savaşıyor.


oyuncular: timothy dalton, carey lowell, detay
yönetmen: john glen

otuzlu yaşların hemen başında olan pskiyatr laura , hapsedilmiş olduğu karanlık bodrumda dehşet içinde seri bir katil olduğunu itiraf etmekte olan adamın video görüntülerini izlemek zorunda kalır.son derece normal ve zararsız bir insan gibi görünen adam , kırk yaşlarında ki eski kocası ramon’dan başkası değildir.laura kendisini kaçıran ,ağzını bantlayan ve onu sandalyeye bağlayan kişinin ramon olduğu gerçeği ile karşı karşıyadır.ramon konuşmaya başlayınca televizyonu kapatır .laura’nın ağzındaki bantı çıkartır ve onu “kelime oyunu” oynamaya zorlar.laura kazanırsa serbest kalacak ancak kaybederse bir gözünden olacaktır.oyun başlar ve laura bir hata yapar.


oyuncular: darío grandinetti, goya toledo
yönetmen: laura mañá

lampedusa sicilya’nın güneyinde gözlerden uzak bir ada. genellikle balıkçılık yapan erkekleri, ağları temizleyen kadınları, biribiriyle dövüşen çocuk çeteleri, sadece cumartesi gecelerine indirgenmiş bir eğlencesinin yanısıra masmavi bir gökyüzü ve deniziyle birlikte hem bir cennet hem de bir cehennem olabilmektedir. üç çocuk annesi grazia özgür ruhlu, hayat dolu ve çocuklarıyla da neşesini paylaşan bir kadındır. şarkılar söyler, kendini dışa vurur. ne yazık ki onun bu özgür ruhu tutucu kasaba halkının derdi oluverir. arkasından konuşup pervasız tavırlarını eleştirirler. sonunda kocasının ailesi genç kadının milano’ya gönderilip tedavi edilmesini gerektiren bir hastalığı olduğuna karar verir. öte yandan 13 yaşındaki afacan oğlu pasquale muhteşem birlikteliklerinin devamını sağlayacak bir formülle çıkagelir.


oyuncular: valeria golino, vincenzo amato
yönetmen: emanuele crialese

rio de janerio tren istasyonundaki okuma-yazma bilmeyen insanlar için mektuplar yazan dora (fermanda montenegro) annesi bir trafik kazasında ölen dokuz yaşındaki josue’nin (vinícius de oliveira) kayıp babasını bulmak için kendini zorunlu hisseder. brezilya’nın uzak kuzey bölgelerine yaptıkları yolculuk sırasında dora ve çocuğun birbiryle olan ilişkisi görülmeye değer.


oyuncular: fernanda montenegro, marília pêra
yönetmen: walter salles