swamp bluesun yaratıcılarından.en bilinen şarkısı im a king beedir.1970 yılında kalp krizinden ölmüştür.
farkına varmaktır.
20.yya damgasını vurmuş ancak 45 yaşında erken bir ölümle , yeteneğini bize yeteri kadar gösterememiş jazz gitar virtüözü.
wynton kelly, paul chambers ve jimmy cobbla kaydettikleri smokin at the half-note sanatının zirvesi kabul edilir.
eğer 20yyda jazz gitaristi sayacaksanız , john scofield ve django reinhardtın yanına wes montgomeryi de eklemelisiniz.
wynton kelly, paul chambers ve jimmy cobbla kaydettikleri smokin at the half-note sanatının zirvesi kabul edilir.
eğer 20yyda jazz gitaristi sayacaksanız , john scofield ve django reinhardtın yanına wes montgomeryi de eklemelisiniz.
elini nereye sürerse sürsün , koklar.
diş çürüğü kokusu , ayak kokusundan betermiş.
oy oy oy oy !!!!
oy oy oy oy !!!!
sezen aksunun "ensende tutuklu kaldım" şarkısını bilmeyeniniz yoktur herhalde.
"hollandanın oynadığı futbol ise , diğer takımların oynadığı ne" sorusunu sormama sebep olan maç.
online durumda yalnız kalan bilgiçin yaşayacağı durumdur.
+ iyigeceler , bilgi sözlük online destek servisi mi ?
- evet buyrun.
+ zimbabwe ve folklor hakkında bilgi alacaktım.
- ıp numaranızı alabilir miyim
+ hede hede hede
- lütfen online kalın.
+ iyigeceler , bilgi sözlük online destek servisi mi ?
- evet buyrun.
+ zimbabwe ve folklor hakkında bilgi alacaktım.
- ıp numaranızı alabilir miyim
+ hede hede hede
- lütfen online kalın.
(bkz: tek başına sözlük olmak)
1892 doğumlu yaşamış en büyük blues gitaristlerinden birisidir.1928 yılında vocalion firmasının gezici kayıt ekipleri, hurtu yaşadığı yerde bulmuşlar ve 12 parçanın kaydını yapmışlardır.john hurt yumuşak sesi ve gitardaki büyük ustalığıyla dikkat çekti.delta bluesun aksine louisana geleneğine benzer tarzda blues eserler verdi.1963 yılında tom hoskins adındaki bir gazeteci, bu parçaları 78lik kayıtlardan dinlerken "avalon benim evimdi" diye bir söze rastlamış ve mississippide avalonu aramaya koyulmuştur, ancak yeni haritaların hiçbirinde avalon diye bir şehir gözükmemektedir... 1876 yılında basılan bir haritada avalon diye bir tepeye referans olduğunu gören hoskins, bu bölgeye gitmiş ve oradaki bir benzin istasyonunda öyle bir yer olup olmadığını sormuştur... olumlu cevap alınca hoskins istasyondaki pompacıya john hurtu tanıyıp tanımadığını sorar ve pompacı, "tanıyorum tabii ki, sabah alışverişe geldi, şurada oturuyor" diyerek yakındaki bir tepeyi gösterir... hoskins tepedeki eve gittiğinde hurtu evin önünde oturuyorken bulur... hurt, 40 yıl önce yaptığı ve parça başına 20 dolar aldığı kayıtları birinin hatırlayarak kendisini bulmak istemesine çok şaşırır... hurt artık çalmayı bırakmıştır, hatta gitarı bile yoktur... hoskins hurtu kendisiyle beraber washington d.c.ye gitmeye ikna eder ve 1963 yılında john hurt hayatında ikinci defa kayda girer...
bu kayıtlar, "the library of congress recordings" olarak bilinir...
unutulmaya yüz tuttuğu sıralarda 1960lı yıllardan o zaman büyük ustaların onu hatırlaması popülerliğini tekrar gündeme getirdi.
1966daki ölümüne kadar mississippi john hurt, washington d.c.de konserler vererek ve iki defa newport blues festivaline katılarak geçirir...
bu kayıtlar, "the library of congress recordings" olarak bilinir...
unutulmaya yüz tuttuğu sıralarda 1960lı yıllardan o zaman büyük ustaların onu hatırlaması popülerliğini tekrar gündeme getirdi.
1966daki ölümüne kadar mississippi john hurt, washington d.c.de konserler vererek ve iki defa newport blues festivaline katılarak geçirir...
into the labyrinth albümünü dinlemekten büyük haz aldığım grup.
o kadar çok fıkra var ki hepsini okumadan bunu yazıyorum umarım yoktur.
sanırım gerçek bir hikaye ;
amerikadaki büyük bir markete giden bir kadın satıcıya isteğini söyler.
+ yarım ananas rica ediyorum
- efendim ?
+ yarım ananas.
- özür dilerim yarım ananas bulunmuyor.
+ ne demek bulunmuyor , istediğimi bana vermek zorundasınız.
- hanımefendi , yarım ananas yok , isterseniz 1 tane alıp kesebilirsiniz ama yarım olarak size veremeyiz.
+ anlaşıldı , siz bana yardımcı olamayacaksınız , bana şefinizi çağırın.
- neden görüşmek istiyorsunuz ?
+ ne demek neden , istediğim şeyi vermiyorsunuz.uzatmayın şefinizi çağırın.
görevli sinirli bir şekilde eline bir tane ananas alır ve müdürün odasına doğru gider fakat kadın takiptedir ama görevli bunu görememektedir.
eleman kapıyı çalıp içeri girer ama kapı açık kalır , sorunlu kadın dinlemededir ;
+ müdür bey aşağıda manyak bir müşteri var , bizden yarım ananas istiyor.
der demez kadın içeri girer
eleman arkasına bakar
+ yarısını da bu hanımefendi istiyor
diyerek zor durumdan kurtulur ve müdürün direktifiyle başka bir görevli tarafından kadına yarım ananas verilir ama elemana odadan çıkmamasını söyler.
+ böylesine zor bir durumdan iyi sıyrıldın , aferim sana.nerelisin bakalım ?
- brezilyadan geldim.
+ neden oralardan buralara kadar geldin ?
- brezilyada bana göre iş yoktu , insan orada ya fahişe olur ya da futbolcu.
+ öyle mii ? benim karımda brezilyalı yalnız.
eleman soruyu daha doğrusu cevabı yapıştırır.
- hangi takımda oynuyor ?
sanırım gerçek bir hikaye ;
amerikadaki büyük bir markete giden bir kadın satıcıya isteğini söyler.
+ yarım ananas rica ediyorum
- efendim ?
+ yarım ananas.
- özür dilerim yarım ananas bulunmuyor.
+ ne demek bulunmuyor , istediğimi bana vermek zorundasınız.
- hanımefendi , yarım ananas yok , isterseniz 1 tane alıp kesebilirsiniz ama yarım olarak size veremeyiz.
+ anlaşıldı , siz bana yardımcı olamayacaksınız , bana şefinizi çağırın.
- neden görüşmek istiyorsunuz ?
+ ne demek neden , istediğim şeyi vermiyorsunuz.uzatmayın şefinizi çağırın.
görevli sinirli bir şekilde eline bir tane ananas alır ve müdürün odasına doğru gider fakat kadın takiptedir ama görevli bunu görememektedir.
eleman kapıyı çalıp içeri girer ama kapı açık kalır , sorunlu kadın dinlemededir ;
+ müdür bey aşağıda manyak bir müşteri var , bizden yarım ananas istiyor.
der demez kadın içeri girer
eleman arkasına bakar
+ yarısını da bu hanımefendi istiyor
diyerek zor durumdan kurtulur ve müdürün direktifiyle başka bir görevli tarafından kadına yarım ananas verilir ama elemana odadan çıkmamasını söyler.
+ böylesine zor bir durumdan iyi sıyrıldın , aferim sana.nerelisin bakalım ?
- brezilyadan geldim.
+ neden oralardan buralara kadar geldin ?
- brezilyada bana göre iş yoktu , insan orada ya fahişe olur ya da futbolcu.
+ öyle mii ? benim karımda brezilyalı yalnız.
eleman soruyu daha doğrusu cevabı yapıştırır.
- hangi takımda oynuyor ?
yaptıkları müziği hangi ruh haliyle yaptıklarını merak ettiğim grup.
bab-ı esrar büyüleyicidir,olağanüstüdür.
bab-ı esrar büyüleyicidir,olağanüstüdür.
eskiden , küçük mahallelerin vazgeçilmez görüntüsü.kaçıncı katta olduğu önemli olmaksızın sarkıtılan sepete 1 hatta 2 öğünlük malzeme sığdırılırdı.
süper marketlerin unutturduğu kartpostal gibi güzelliklerden birisi.
süper marketlerin unutturduğu kartpostal gibi güzelliklerden birisi.
şarkının bitimiyle birlikte , jeffin aramızda olmadığı gerçeğiyle karşılaşırsınız.
(bkz: satanist cha cha)
kıkırdak doku zarar görmezse , onarılabilir.
türban kesinlikle ve kesinlikle siyasi simgedir.
tartışmayı bunun aksi yönüne çekmek , kanımca dinamiti ateşlemektir.
tartışmayı bunun aksi yönüne çekmek , kanımca dinamiti ateşlemektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?