scaremonger

usta kelimesinin yetersiz kaldıgı uluslararası sanatçı, gitarist.

hünerli gitar tamircisi ve üreticisi. akın eldes, erkan ogur, ismail soyberk gibi bi çok ustaya kişiye gitar yapmış amca.

liverpool’un pes6 daki adı.

mersey nehri kıyısında uzanmaktadır.

gazianteplidir.

kenan dogulu’nun moda tasarımcısıdır.

harika işler yapan fotografçı, kısa film yönetmeni kişi. henüz yirmili yaşların başındadır.

ünlü ispanyol mimar. atina olimpiyat stadyumu başta olmak üzre bi çok tanınmış yapısı vardır.

filmin harikalıgı müzikleridir.

kubrick’in politikacıların herhangi bişey yapamayacak kadar salak olduklarını anlattıgı film. "peace is our profession" yazılı büyük panoşarın altında yapılan silahlı çatışma, "men you can fight in here, this is the war room" cümleleri.. gayet igneleyici ve alışıldıgı üzre fevkalade.

stanley kubrick dehasının harikalarından biri. insan evriminin nerden başlayıp nereye gittigini, bu evrimin en küçük bi hatayı bile kaldıramayacak kadar hassas dengeler üzerine kurulu oldugunu anlatır, insanların evriminde gelişmişligin belki de ulaşabilecegi en son noktaya varmışken -hal 9000 serisi-, basit bir kemikten insana yapacak hiçbir şey bırakmayan, neredeyse onların yerine geçicek kadar evrimleştirdikleri aletlerin, küçücük, neredeyse en basit bir aletle -tornavida- nasıl alt edilebbilecegi bi çok ironiyi içinde barındırmaktadır. mekanı harika kullanan yönetmenin uzaydaki çekimleri takdire şayandır (insanın bozulmuş olan mekikin bi parçasını düzeltmeye gittiginde uzaydaki süzülüşünü sadece nefes alıp verme eşliginde yaklaşık olarak 4 dakka anlattıgı sahne). film zaten 3 bölümden oluşuyor; insanın doguşu, insanın uzay macerası ve jupiter’e varış. ilk iki bölümünden bazı çıkarımlar elde edebildim, fakat son bölümle ilgili pek bişeyler yakalayamadım, hele filmin son sahnesi ile ilgili hiç bi fikrim yok.

çileklisi var deseler de inanmayın, eti cin portakallı olur.

eti cin (portakallı) ve vişneli soda.

efendim bu güzide, bi o kadar da şahane şarkıyı the doors tribute albümü stoned immaculate’de john lee hooker’la beraber söylemiştir jim morrison. şarkı ayrı bi mükemmeliyet kazanmıştır böylelikle.
(bkz: stoned immaculate)

jim morrison tabii ki de.

albert camus bu tümceyi "başkaldırıyorum, öyleyse varım." diye çeşitlemiştir.
(bkz: l homme revolte)
(bkz: albert camus)

katliamdır, olay degil.

başarılı, dünyalar güzeli bir fransız oyuncu. tim burton’ın big fish’inde ve yann samuell’in jeux d’efants’ında oynadı, en azından ben bu iki filmini izledim, aslında bi ton filmi var. güzel oldugunu söylemiş miydim?

bir albert camus eseri. yazarin notebooks adlı eseriyle ayni dosyada bulunan fakat ondan ayrilmis bir el yazmasi seklinde bulunmustur. guney amerika yolculugu basligini tasiyan bu notlar tek basina yayimlanamayacak kadar kisa oldugu icin gezinin devami(kronolojik olarak) niteligi tasiyan kuzey amerika gezisi eklenerek olusturulmustur bu eser.

"...insanin kendini nasil oldurdugunu simdi anliyorum. yine sohbet, laf cok ama soylenen az.karanlikta guverteye tirmaniyor, calismamla ilgili bazi kararlar verdikten sonra gunu deniz, ay ve yildizlarin karsisinda bitiriyorum. su yuzeyi hafiften isiltili ama derindeki karanligi hissediyorsunuz. iste deniz bu ve ben denizi bunun icin seviyorum. yasama cagri, olume davetiye."

amerika gunlukleri’nde baskaldiran insan’a

"kutsal olana baskaldiri olarak grek dusuncesini yeniden olusturma ve yaratma. ama romantik olanin -basli basina bir kutsallik bicimi- kutsalligina baskaldiri degil; kutsalligi asil yerine oturtma olarak baskaldiri."

seklinde selamini cakar buyuk yazar.