guney koreli bilim adamlari-artik "tasarimci" mi demeli bilemedim-karanlikta ultraviyole isini altinda kirmizi parlayan "ankara kedileri" klonlamislar. modaya uygun olsunlar diye "canli" renklerde kediler yetistirmeyi "akil etmisler", sanirim artik koreyi (guney) "gelismekte olan ulkeler" kategorisinden cikartmanin vakti gelmis. japonya ile kapismakta baksaniza.
kayseri ve cevresinde "erkek"leri cagirma komutu.
(bkz: anlayana)
(bkz: anlayana)
18. yuzyila uzanmaktaymis fransiz manikurunun tarihcesi fakat 1930 larda populer olmaya baslamis. orjinali; sanildigi gibi tirnak ucuna, mat beyaz uzerine de krem veyahut renksiz oje surulerek yapilmaz; evet mat beyaz oje aynen uygulanir fakat uzerine seffaf-pembe bir renk surulerek tamamlanir. bir de amerikan manikuru ismi adi altinda bir baska versiyonu da mevcutmus onda ise mat beyaz oje yerine bej rengi kullaniliyormus.
kendini "bir sey" sandigi "ukala" oldugu gerekcesi ile elestirilere maruz kalan sanatcimizdir. hemen bir "ukalalik" yaparak belirtmek isterim ki kendisini "bir sey" sanmasi son derece yerinde olmakla beraber takdir edilmelidir fakat bizim toplumumuz sadece "hicbir sey"i "olmayan" yine de bir seyi varmis edalarinda ahkam kesen kultursuzlere alisik oldugundan ve hakikaten "bir sey"i olan birinin karsisinda gerginlesmeye musait sinirini soguk hava ile temas ettirdiginden boyle, neyin kiymetini bilecegini kestiremez. "fazil say" misali; etrafina her bakisinda ayri bir "gericilik" ve "medeniyetsizlik" ornegi ile karsi karsiya gelip cok az kisiye bahsedilen yetenegini koreltecegine, layik oldugu muameleyi gorecegi baska bir yere gidenler yaylim atesine tutulmakta. acaba toplumun yuzde kaclik dilimi o "olanak"lara-kesinllikle butce ile alakali olanaklar degil belirttigim- sahip olsa kalmayi tercih ederdi turkiyede hakikaten merak etmekteyim.
"yaranmak" hem de bir "erkege yaranmak"; demek ki boyle bir caba, merak, rahatsizlik, ozlem icinde olan kizlar da mevcutmus. sanirim ben "korkunc" bir gozlemciyim ki simdiye kadar boyle bir kizin daha da kotusu kizlarin varligindan haberdar olamadim. tanimasam da, siddetli psikolojik problemlere sahip oldugunu rahatlikla belirtebilirim yani patriarkik bir toplumun mahsulu gunese alerjik kizlarla bile bagdastiramiyorum "erkege yaranma" veyahut "yaranamama" problemini. neyse fazla uzatmamak lazim varsin kizimiz yaranamasin, sanirim bana giren-cikan olmuyor.
"tecavuz"den kurtarandir.
kadinlara karsi yapilan en buyuk hakaretlerden biridir lakin feminist dusunceye son derece uzak duran yurdum insani fark bile etmeden rahatsizligini bu benzetmenin, kullanir da kullanir.
"dokundurdugu" yere dikkat etmeden dilinin sivriligini kullananlardir. eger soyledigi bir anlam ifade ediyor ise ne ala! istedigi kadar karsit olsun fikri takdir toplar. pardon toplamalidir.
"bir erkege ihtiyacim yok" demek. "aseksuel" bir soylemdir bile denemez. hangimizin bir erkege ihtiyaci yoktur ki!
isvicrenin bir sehrinden ismini almis peynirdir. son derece lezzetlidir lakin fazlaca yenmez. kraker ve uzumle beraber cok iyi gider.
gidilen yere gore duygu-durum bozukluklari yasanir; "hong kong"a ise seyahat bir yandan "alisveris yapacagim" heyecani bir yandan da "hic de cekilmez yol cok uzun" cokuntusu ikileme sokar veyahut "dhaka" ya gitme durumu varsa gunler oncesinden depresyona girilir, carsaflar, yastik kiliflari, temel besin gidalari tepistirilir bavula "ne bok yicem" in yani sira "neyse bari dvd arsivimi genisletirim bol bol" tesellisi gel-gitlere neden olur."seyahat oncesi anlarinin" sevinc ve heyecan icinde gecmesi icin en etkili faktorlerden biri hic suphesiz destinasyondur.
(bkz: arap kokenli olmak)
amerikan restaurantlarinda (chili’s, applebee’s) da bulunur fakat gercek meksika mutfagindan cikmis gibi olmaz lezzeti.
"normal olmayan" anlamini da tasir.
dejenere olmustur, eskiden cok basarili ogrencilerin girip daha da basarili bir hale gelip cok iyi universiteleri kazandiklari bir lise idi. su anda durumu icler acisi.
"deli" ise sayet kisi, her gun en az bir kere acar.
sozlukteki isini son derece "adil" bir sekilde, saygi duyarak yaptigina inanmaktayim.
saglikli beslenme konusunda diyetisyenden gerekli bilgiyi alan turk kadini 3. gunun sonunda "amnezik" olup, gelecek nesillere miras birakacagi genis kalcalari, "sutlac" kivamindaki etleri ile bol tereyagli pilavlar pisirmeye ve yemeye devam eder. diyetisyen zengin olur.
en guzel diyet yontemi "depresyon"dur.
kimi zaman hakikaten calismak; pesinizi birakmayan, salya sumuk aglayan nevrotik bir kisi ile "beraberseniz" ayrilmaya calisirsiniz, yogun cabalar sonucu basarili olursunuz sirtinizda kilonuz kadar bir yuk ile; "beddua".
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?