sahmeran

tepksizlik ...yapılacak söylenecek herşey boştur zaten ...siz konuşur siz dinlersiniz ...tükürmek bile fazladır ...kimseleirn görmediği zamanlarda sinir boşaltılır o ayrı.. ama kazım koyuncununda dediği gibi deyip yaşını içine akıtmak en güzelidir ...

sadece midenzle değil dilinizlede oruç tuttuğunuzu unutmayın...yani eğer tam anlamıyla oruçlu olacağm diyorsanız bir ay boyunca bütün günahlardan sakının
insanları kırmayın
gıybet yapmayın
küfretemyin
eğer asabi oluyorum kardeşim allah allah diyorsanız da unutmayın oruç kendini kontrol etmektir.
siz orucunuzu layıkıyla tutun önce başkalarını ırgalamayın
amma diyorsanızki inandığım doğruya davet etmek dinen görevim ozaman dinimizin emrettiği ölçüe sadece davet edin gerisi sizi alakadar etmez unutmayn...sahuru ihmal etmeyin
orucu uykuya tutturmayın bundan sonrası hayırlı iftarlar ...

_şurdan iki su
_orda kardeşim

tmm burdan alcaksınız
_kardeşim orda

_hah işte bende ordakilerin parasını alcaksanız artık almicaksanız hediye saycam diyorum anlatabildimmi gidimmi
_???haaaaaa öle deseneihihihi

ya kimi kimin evinden kovuyosunuz derler adama... memleketin tapusu demirele verildi sanırım rüyasında ...nedir bu türban mevzusu ya yok artık ben türküm burası türkiye ben kimseden rahatsız değilmbenden tarzımdan rahatsız olan varsa buyursun...

kapanmak bir tercihtir..kapanmamk da bir tercihtir...tercihler özgürlüklerimizi oluşturur yani kapanmak bir özgürlüktür en az kapanmama tercihi kadar...
kafası yıkanamamış değil bence ona şöle derler..hayat seçimini yapamamış kafası karışmış kendi doğrusunu kafasında henüz oluşturamamış...ne yapmak istediğine henüz kara verememiş...kısaca tercih hakkını kullanmakta gecikmiş hala net bir tercih belirleyememişkişilklerdr demek bence daha mantıklıdır.. bu insanlar ilerde çok kesin çizgileri olan bir hayatda belirleyebilirler tam akside olabilir bırakalım kafsının yıkanıp yıkanmamsı kafa sahibinin sorunu olsun

eğer daha ucundan kenarından bulaşmamışsanız yaklaşmayın yanına ama arkadaş artık çok geç diyorsanız allah yardımcnız olsunuz boşuna debelenmeyin dönüş kapalı olur genelde...

inandıkları uğruna sevdiklerinden vaz geçen türbanlı kızlar... duyguları olan makina olmayan türbanlı kızlar...nefis sahibi oldukları hatta hepimiz gibi normal insan olduklarının unutulmaya başlandğını sandığım türbanlı kızlar...inancını seçmiş ve bunu hayatının önceliği yapmış bunu başarabilmiş türbanlı kızlar...artık sıkılmış türbanlı kızlar...nefes almak istiyoruz çekin gözlerinizi üstümüzden diyen türbanlı kızlar.........

kafaları karışık olan muhtemelen başlarını örtme amaçlarının daha net olarak farkına varamamış olan ve belkide bilmeden büyük bir topluluğu zan altına bırakan insancıklar kimsenin imanını şahsiyetini yargılamak bana düşmez ama en azından arkadaşım artık bir karar verseniz demek hakkım...

bu aralar ihtiyacımın olabileceğini hissettiğim edevat

insanları türbanlı, türbansız...sakallı, sakalsız..uzun saçlı, kısa asçlı...küpeli,şöyle böyle diye guruplara ayırmammızdan ve artık bunlara alışmamızdan kaynaklanan başlıklardır...ne farkederki kişinin sokağa çıkarken ne giydiği kendini ilgilendirir, yaşamak istediği hayatı gösteririr ne yaşadığı kendini ilgilendirir...acaba bir gün insanların birbirlerini göz ucuyla süzmeden,tebessümle selamlayarak yaşadığı bir anlayış yerleşebilecek mi

haince planlarla, işkencelerle ,zulümlerle ana yurtlarından sürülmüş saygı kavramını tam anlamıyla yaşayan ve hala hasretle sürüldükleri topraklara kavuşacakları günü bekleyen insanlar...

hoşgelmişsin hacım yav

köylerde, bütün bir seneyi fındıktan alacakları paraya göre rahat veya sıkıntı içinde geçirecek olan insnalar inandırıcılığı olsaydı eminim çok sevinirlerdi özelliklede geçen seneden buyana hayal ettikleri şeyleri almaları bu paraya bağlı olan çocuklar...onlar fındık bahçelerinde gün boyu alacakları parayı düşünerek çalışıyorlar

karartmadıkları bir o aydınlık vardı bir onların hayatı toz pembeydi orayada el attılar...sırada ne var hayvanlar alemi mi

ne gidebilmek ne kalabilmek....ne sessiz kalabilmek ne naralar atabilmek...ne coşabilmek ne ağlayabilmek ..nasılsın diyenlere eh işte demek...

parlak bir inciydim önce
derinlerde saklanırdım
baba evi kabuğumdu
hayat çok uzak sanırdım
düşlerimle yandım sonra
sevdalarımla kavruldum
düşlerimin peşi sıra
kendimi yollara vurdum
...
kanat takıp uçururda bu düşler
uyandırır en tatlı yerinde
gün ortasında sabah seherinde
hatırlanır yeniden
...
yatak döşek yatırırda bu sevda
uyandırır en tatlı yerinde
gün ortasında sabah seherinde
hatırlanır yeniden....

yaşamak istiyoruz yaşicaz
hemde yasaksız bahçelerde
tıpkı tören gibi
tıpkı şölen gibi
dolu dolu doya doya tamam mı...
çekirdeksiz üzüm, zeytin dalı,
çiçek balı, kan portakalı tadında
umut dolu, hayat dolu
peki ya siz ...devam mı....

hollaback gırl şarkısını her dinlememde kendimi tutamayıp oynadığım, güzel diyemesemde şirin kişilik...

türban kullanan insnalar için bez parçası olmaktan öte anlamlar ifade eder...huzuru simgeler rabbine giden yolda bir adım daha atabilmiş olmayı simgeler...başörtüsü bir nevi kimliktir tercihtir özgürlüktür inandığını dille söyleyip, kalple tastik ettikten sonra inandığı yolda adım atmaktır...ama top tüfekte değildir sadece kişiliğimin simgesi okadar

evet evet bunu yapabiliriz, hatta yapmalıyız...